- 23 Kasım 2010
- 2.020
- 6.588
- 198
- Konu Sahibi pigme pofuduk
-
- #3.361
Bence de hakaret, ilk okuduğumdan beri öyle yani, biri bana "cehalet mutluluktur." derse belki ortama göre gülerim ama bunu cidden kastediyorsa "ne işim var yahu bununla?" diye bir sorarım kendime.
Denileni doğru kabul edersem bundan sonrası için bildiklerimi de unutmam lazım, hem en baştan beri öğrendiklerime yazık, hem de beni ben yapan şeyler onlar?
Bence de hakaret, ilk okuduğumdan beri öyle yani, biri bana "cehalet mutluluktur." derse belki ortama göre gülerim ama bunu cidden kastediyorsa "ne işim var yahu bununla?" diye bir sorarım kendime.
Denileni doğru kabul edersem bundan sonrası için bildiklerimi de unutmam lazım, hem en baştan beri öğrendiklerime yazık, hem de beni ben yapan şeyler onlar?
misafir agırlamakla mesguldum, ohooo ben gelene kadar ne olaylar olmus,
uzulmus olsanız da bizim sayfalarca yazdıklarımızı daha da gec olmadan -yasayarak da olsa- gormeniz iyi birsey.
kendinizi suclamayın demisler ama bence suclayın;
nasıl bu kadar körlesebildim?
ne yaptım da ardı arkası kesilmeyecek taleplerini sıralamaya cüret edebildiler?
anlayıs adı altında ben neleri normallestirdim, kabullenmeye razı geldim? sorularınız bitmesin.
bu, onun neden aramadıgını düsünürken -umursamazlık, sevgisizlik nasıl adlandırırsanız adlandırın- tek bir degiskene baglı olmadıgını ve artık ofkenizi aileyle sınırlamayıp eski sozlunuze de yoneltirken onun herhangi bir girisimi olursa mevcut sacmalıkları da daha net gormenizi saglar.
Bana da cehalete övgü soslu ''Niye okuyorsun ki? Ne işin var kitap okumakla, otur yemek yap.'' mesajı gibi geldi.
Hani alttan alta birikimli insanlara ''çok bilmiş, çok biliyorsun sen, şaşı oldun okuya okuya, oku oku dünyayı kurtaracaksın.'' diyen akrabalar gibi geldi.
Bilmiyorum, kırk sene uğraşsam birine keşke bu kadar kitap okumasaydın, biz de salak salak yaşasaydık demem.
talep değil de tespit olarak bakmışım ben demek ki. ay ben kültürlüyüm onlar cahil modunda havalandıysam...
başından beri kendimi suçladım zaten emin olabilirsiniz. ve sayfalar sayfalar önce dediğim bi şey vardı, ben resti çektikten sonra gelmezse soğurum, o saatten sonra da gelmesin zaten.
bu adam aylardır benim hayatımda zaten yok. ayrılınca zaten bi eksiklik hissetmiyorum ki. aileye oğullarının mutluluğunu umursamıyorlar diye kızıyordum ben, ama adam kendi de umursamıyor ve benim kızacağım bi nokta kalmıyor.
başından beri kendimi suçladım zaten emin olabilirsiniz. ve sayfalar sayfalar önce dediğim bi şey vardı, ben resti çektikten sonra gelmezse soğurum, o saatten sonra da gelmesin zaten.
bu adam aylardır benim hayatımda zaten yok. ayrılınca zaten bi eksiklik hissetmiyorum ki. aileye oğullarının mutluluğunu umursamıyorlar diye kızıyordum ben, ama adam kendi de umursamıyor ve benim kızacağım bi nokta kalmıyor.
Tamam diyelim ki tespit kabul edip havalandın o an bundan, her seferinde ailecek densizliklere katlanacaksınız, onlar da kendilerini aşağılanmış hissedeceklerinden daha da diş bileyecekler. Hadi sen seviyorsun falan ama örneğin annenin kaç kere "sen evlat yokluğundan ne anlarsın?" gibi muhabbetlere tahammül etmesi gerekecek? Buradaki şey, birbirinden farklı yerlerde farklı yapılan iki çeşit yemek değil ki, bir tanesi için benim anneminki daha güzel diyesin, o da yok anneminki bir başka güzel desin.
ben "biz böyleyiz, onlar da öyle" demiştim.
ideal devlette yaşamıyoruz nihayetinde. olacak böyle şeyler. oluyor böyle şeyler. insanlar bazen muhatap olmak zorunda kalabiliyor. idare etmek gerekebiliyor.
"vay sen bana nasıl böyle dersin" diye uğraşıp 50 yaşındaki insanları değiştirmeye çabalamak yerine, "hmm ok" demek daha kolay, daha memnuniyet verici gibiydi.
Size bir şey söyleyeceğim, yalnız üzülmeyin.
Adam mutluluğunu umursamıyor değil bence. Yani her davranışı mutsuz bir insanın davranışı gibi şu an. Mutsuzluğunu bildiği için böyle yapıyor.
Bahsettiğiniz gibi aramaların azalması, hevesin kalmaması, iptal olan planlar, geçiştirmeler, dengesizlikler.
Sanki sizinle olmaktan mutsuz olduğunu bağırıyor artık.
Yeterince sevmediğiniz insanlarla beraberken hiçbir şey yapasınız gelmez, sürekli uyuyasınız, kaçasınız gelir ve olan şeyleri de geçiştirmeye çalışırsınız ya hani. Bahaneler çirkinleşir, ithamlar artar, iyi bir günündeyse yumuşak konuşulur mesela. Ama ters bir anındaysa küfür bile yersiniz, çünkü artık sevgi bitmiştir.
Şöyle söyleyeyim, eş adayınız arkadaşım olsaydı (bu arada bunu da yazacaktım unuttum, böyle ailem de ailem diye ağlayıp duran bir insanın arkadaşı da olmam ben, bırakın evlenmeyi.) ya sen bu kızı sevmiyorsun belli, çok mutsuzsun hep, evlenmek zorunda değilsin 9 yıl diye, ayrılın siz derdim.
işte bunu sizle ayrılırken aglamasına ragmen yüzügü ilk cıkardıgınızda kabullenmesinden anlamalıydınız.
sonrasında her davranısınızda yanlıs yapıyorsun, onlar her seyi kendilerinde hak gorecekler diye uyardık fakat sayfalarca acıklama yaptınız, gereklilik olarak sundunuz.
"baaak işte biz demiştik " demek icin yazmıyorum, zaten bunun bize kazandıracagı da birsey olmaz,
tüm yasananları ve kendi hatalarınızı da analiz ederken daha once savundugunuz seyleri yine kendiniz icin gozden gecirmenizi tavsiye ediyorum.
hatta zamanla yasadıgınız, rahatsız oldugunuz seylerin aslında gecmisten beri oldugunu, en gizlemeye calıstıgı durumlarda dahi bir cok olayda ipucu verdigini fakat sizin gormezden geldiginizi de anlayacaksınız.
kendinize yapılan haksızlıklara razı gelebilir, hmm ok diyebilirsiniz (dogru olan dememenizdir bence)
fakat annenize bile yapılan boyle bir terbiyesizlige karsı idare etmekten bahsetmek haksızlıga goz yummayı da beraberinde getirir.
konu adil davranıp davranmama da olmasın, yahu karsındaki insan!
ya insan gibi davranırsın ya hatanı telafi etmek icin ugrasırsın ya da defolur gidersin.
zamanla göreceğim, şu an ben de bilmiyorum.
da zaten aileyle bi sıkıntı olmadı. sıkıntı sevgilimle bu sefer. ailenin ilgisi yok.
daha onceden olsa "sevgilim iyi de anası doldur gönderdi, o evi kabul etmedim diye kim bilir evde neler konusuyorlar" da yazabilirdiniz buraya.
oncesindeki olaylara iliskin tavırdan ve bize yazdıklarınzdan bahsettigim de boyle birsey aslında.
gidip onlara sorduğunda onlar insan gibi davranıyor zaten, telafi edilecek bi hata görmüyorlar. bu durumda anneye "takma sen onu, ne bilsin, boşver, o da öyle boş konuşuyor" demekten daha iyi bi çözüm göremedim. def etmek de çözüm tabi. ama muhatap olmaya devam edeceksen başka yolu yok.
ben "biz böyleyiz, onlar da öyle" demiştim.
ideal devlette yaşamıyoruz nihayetinde. olacak böyle şeyler. oluyor böyle şeyler. insanlar bazen muhatap olmak zorunda kalabiliyor. idare etmek gerekebiliyor.
"vay sen bana nasıl böyle dersin" diye uğraşıp 50 yaşındaki insanları değiştirmeye çabalamak yerine, "hmm ok" demek daha kolay, daha memnuniyet verici gibiydi.
Oluyor tabi ki benim onla bir derdim yok ki, birbirine tamamen denk iki aileyle karşı karşıya gelme ihtimalin yoktur zaten.
Al bizim de oldu benzer bir şey, annem durduk yere düğün öncesi "herhalde damat bu zamana kadar para biriktiremediğinden, devamlı erteleyip duruyolar bunlar." demiş. Olabilecek bir laf değil mi? Ki anneme defalarca sorunun o olmadığını başka sebepler olduğunu da söyledim, kv-kp cümleyi, "siz oğlunuzun yanında değilsiniz yoksa bu düğün çoktan olur biterdi kaç senedir sürünüyor bu iş." gibi anlayıp çok kırılmışlar. Hadi bakalım bir sürü telefon trafiği, neden öyle dedi, neden öyle anladı, kim kimden özür dileyecek vs. vs. vs.
Gidip anneme kızdım önce, senin muhatabın benim, bir daha böyle bir laf etme, sorunun para olmadığını işten bu 3 ay içinde izin alamayacağını kaç defa söylemem lazım diye, sonra gidip benimkine kızdım, biz her seferinde müzakareci mi olacağız annenle babanla yeterince konuşmuyor musun? Bizimkilerin evinde ne işleri var "hadi düğünü konuşalım" diye ne diye gidiyolar? Bilgiyi senden alacaklar bizimkilerden değil, ben her detayı konuşmuyorum onlarla ama annem adına özür diliyorum art niyetle söylemediğine eminim fakat annem özür dilemez dedim. Sonra benzer konuşmayı o kendi ailesine yaptı, yatıştırdı onları, bir daha da tekrarlanmadı böyle bir durum. Kimse kırıldığıyla kalmadı.
işte muhatap olmaya devam etmenizin kosulu, annesinin hatasını en azından sevgilinizin telafi etmesi olurdu.
annesine laf gecirebiliyorsa da kv arayıp "x hanım ben unuttum sizin bu durumunuzu oglum hatırlattı, cok mahcubum, basınız sagolsun, evlatlarımız bizim kıymetlimiz" vb bir cumle de kurabilirdi,
aramıyorsa da en azından annesinin hadsizligini cözmeye burdan baslayıp aileler arasındaki farkı daha en basından dert edinir, kendisi cozmek icin cırpınanan, dengeyi bulmaya calısan biri olarak ugrasırdı,
sizin bırakın alt katta oturmamayı hatta gorusmek istememe nedenleriniz arasına direkt ailenin karakteristik özelliklerini de eklemeniz ise beklenen ve hak verilen bir durum olurdu.
madem cok kitap okuyorsun diyor; bu durumu sizin sandıgınız anlamıyla gorup düzeltmeye calıssaydı,
demek ki o cumle de hic iyi niyetli degil...
anneye terbiyesizlik yap, idare edil,
geline hakaret et, alttan alsın,
sevgiliyi umursama, aşkından eriyip bitsin,
bu dogrultuda da yasadıklarınızı aşama aşama cagırdınız ve sadece ayrılıgı ertelemiş oldunuz yani.
sizde aileler karışmıyormuş çünkü. "geri bas" demişsiniz geri basmışlar. bastırabilmişsiniz. bu kadar net.
özür dilemeleri için özür talep etmemiz gerekiyormuş, buna ayrı sinirlendim de zaten yüzüğü bırakmak için gittiğimden tartışmadım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?