Hu hu merhaba arkadaşlar. Bugün tembellik günüm, zaten ben listeye başladığımdan beri evdeki zavallılar çeşit çeşit mezelere, keklere, pastalara, farklı çeşitlere hasret kaldılar. Minik kızım bile fark etmiş "anne artık neden ev yapımı ürünler azaldı" diyor. Ev yapımı ürünler şu demek, dışarıdan almadığımız zararlı şeylerin ev yapımı versiyonlarını yapıyordum; Nutella almıyoruz, ben evde yapıyordum; cips görüyor bir çocuk yerken ben evde yapıyordum; çubuk kraker istiyor almıyoruz ben evde yapıyordum. vb. vb. Aslında sağlık açısından zararlı değil hiçbiri, çocukların yemesine uygun; Sözgelimi nutellayı fındığı öğütüp krema haline getirip kakao ekleyerek yapıyorum, çoğu zaman şeker bile atmıyorum içine. Ama diyette yenmez hiçbiri. Böyle olunca ev ahalisi göstermelik yaptığım sütlü tatlılar ile keklere talim etmek zorunda kalıyor.
İşin tuhafı mutfakta vakit geçirmeye o kadar alışmışım ki bunları yapmayınca (akşama 2-3 çeşit yapmak yarım saatte halloluyor) acaip boş vaktim kalıyor. İki hobim vardı biri yapmak diğeri yemek, ikisini de elimden aldı bu zalim diyet
Mutlu gene de arayı çok açma istersen. Söz dinlemiyorsun durmadan tartılıyorsun çünkü. Orada en azındna ne kadarı yapdan gitmiş vb. kontrol edilir, ona göre listeni düzenler belki. Benim ilk gittiğim diyetisyen bana bol ara öğünlü ve çok alternatifli bir liste vermişti. Bir öğünde şu kadar et ya da bu kadar köfte ya da bu kadar balık ya da bu kadar sebze yanına 2 kaşık yağsız makarna ya da 3 kaşık bulgur pilavı ya da 2 dilim ekmek ya da 1 su bardağı kısır filan diye upuzun bir açıklama bölümü vardı. O zaman o da hemen hemen hiç değiştirmezdi listeyi. Sadece bakar o hafta yağdan gitmemişse "bunları bunları çıkaralım" derdi.
Her biri farklı yol izleyebiliyor, liste aynı kalsa da sen git demeye getiriyorum, gözüm tutmadı, ilgisiz biri diyorsan o başka...
Canım, sağol. İnşallah. Yazdığım gibi psikolojik de olabilir ama güzel bir duygu gerçekten. 2 kontrol önce bana gittiğim diyetisyen söylemişti, "önemli olan siz rahatlama hissediyor musunuz dedi, yağlar çözülmeye başladığında bariz bir rahatlama hafifleme hissedersiniz" dedi. Sanırım sözleriyle beni yönlendirdi, rahatlama yoksa da ben varmış gibi hissediyorum artık :))))
Sen bu aralar yılsonu gösteri için çok koşuşturuyorsun ama biliyorsun stres ve yorgunluk diyetin baş düşmanı. İpin ucunu bırakmamaya çalış, kolay gelsin canım :)
Özlemciğim, resimlerin çok hoş. ama sen acilen gidiyorsun en az bir adet topuklu (dolgu da olabilir) ayakabı edinip kotların bile altına onu giyiyorsun. anlamam ben alışkın değilim filan

Ne güzel kilolar gitmiş artık feminen olma zamanı. Öyle spor takılmak yok artık. Kokoş kokoş dolaş demiyorum, gene dilediğin gibi giyinirsin. Ama ufak dokunuşlar insanın havasını çok değiştiriyor, bence topuklu ayakkabılar da o ufak dokunuşların en başında geliyor :)
Bacakların da tayt giymeye müsait

Ben çok rahat ederim taytla ama epeydir dışarıda giymiyorum. (Yürüyüşte giyiyorum ama). Eşim benimle hep "küllah bacaklı" diye dalga geçer. Özellikle L harfinin üzerine basarak :) Üstleri kalın, altları incedir bacaklarımın. Yapısal değil ama tamamen üstte yağ birikmesinin sonucu. Artık ne derece birikmişse, bir bacağımın çevresi 20 yaşındaki bel çevremin 2 cm. kalını çıktı düşün artık
Banu; ben çakmasını yapıyorum şakşukanın, elbette yağda kızaranı ile aynı lezzette olmuyor ama patlıcan severler için iyi bir alternatif gene de. Patlıcanları alacalı soyup küp küp doğradıktan sonra yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine yayıyorum. Bir çay tabağına 1 tatlı kaşığı kadar fındık yağı koyup yumurta fırçası ile patlıcanları yağlıyorum. Kimi zaman çarliston da koyuyorum, onu yağlamıyorum bile. Sonra az tuz gezdirip ellerimle karıştırıyorum patlıcanları, sonra ısıtılmış fırına 230 C'ye sürüyorum. Arkaya bir yere ufak bir kapta kaynayan su koyuyorum patlıcanlarla beraber ki patlıcanlar çok kurumasın. (Çok minik doğranmaması gerekiyor kurumasın diye.) Onlar fırında kızarırken de domatesli sarımsaklı sosunu hazırlıyorum. Patlıcanlar fırında kızarınca çıakrıp sosunu döküp afiyetle yiyorum.
Belki sen de yapıyorsundur böyle ama yapmayanlar için basit ve hafif bir hatırlatma oldu. Musakka, oturtma, karnıyarık tipindeki patlıcan yemeklerinin tamamını böyle fırınlama-közleme tekniği ile yapıyorum ben. Oturtmayı filan hiç kızartmadna direk ocakta yapınca lezzetini sevmiyor bizimkiler, böyle fırında çakma kızartma yapıp pişiriyrum ben de :)