Komşunun kızı olması çok iyi denk düşmüş gerçekten, hem ortaklaşa bakarlar hem de bebekler genç kızlarla çok çabuk kaynaşırlar.
Ben de kızım 3.5 aylıkken yasal iznim bitti ve döndüm çalışmaya, büyük bir holdingte müdür pozisyonunda çalışıyordum, işimi de seviyordum, bu yüzden hiç düşünmüyordum ayrılmayı. İşyerinde 5-6 senelik emeğim de vardı. Annemler o zaman İstanbul dışındalardı, babam buraya taşınmak istemedi, bizim evde 6-7 ay idare ettik. Sonra baktık olmuyor, baktık kızım daha çok küçük, işten ayrıldım mecburen

İşyerinde büyük patronun hükümetle yakın olmaması, bazı işlerinin engellenmesi nedeniyle tanıtım-reklam bütçeleri de çok kısılmıştı zaten. Öyle denk geldi yani. Bugün hala karar veremiyorum; bir yanım keşke annemler o zaman taşınsaydı ben de çalışma hayatından, sosyal hayatımdan bu derece kopmasaydım diyorum. Diğer yanım, kızım benimle büyüdü, içimde bir şey kalmadı diyor. İnsan hangi yolu seçse bir aklı diğerinde kalıyor bence. "Çocuk da yaparım kariyer de" diye bir olay yok yani :)
Canım geçmiş olsun annene

Ayşe nasıl, ağrıları hafifledi mi? Bak bahsettiğim videonun bir kısmını bu linkte izleyebilirsin, hoca bayağı ateşli anlatıyor :))
CANLI YAYINDA BÜYÜK İDDİA - WEB TV :: Hürriyet
Kıs kıs güldüm yorumunu okurken. Ben de aynı şeyi hissederdim eskiden film festivalini takip ederken. Avrupa sinemasının çoğu eserleri bayardı beni. Bizim okulda sinematografi dersleri okutulurdu ve Sinan Çetin verirdi dersleri. O zamanlar bu denli medyatik ve bu denli de gıcık değildi. Yerden yere vururdu sanat filmlerini, şöyle anlatırdı: Kadın adama bakar bakar bakar, sonra adam kadına bakar bakar bakar, adam yürür, kadının yanına gelir, kamera yaklaşır, ikisi beraber camdan bakarlar, bakarlar, bakarlar; işte sanat filmi budur :)) Kendisinin sanatını da gördük yıllar içerisine o da ayrı mesele.
Bildiğim kadarı ile Cannes ve benzeri festivallerde (Berlin, Venedik vb.) klasik anlamda olay örgüsünden ziyade; teknik detaylara ışık-ses, görsel yönetim, yakaladığı detaylar vb. değerlendiriliyor. Bu bakımdan Nuri Bilge Ceylan gerçekten eşsiz sanat eserleri ortaya çıkarıyor olabilir. Mükemmel çekilmiş bir fotoğrafı değerlendirir gibi izlemek lazım onun filmlerini diyorlar. Tamam; ben fotoğraf sanatına özel merakı olan, sergilerde 60 fotoğrafı 1.5 saatte inceleyen filan biriyim ama benim gibi bir fotoğrafseveri bile aştı bu film. Seni tebrik ediyorum, bitirebilmişsin ben 3 bölüme ayırdım, bölüm bölüm izlemeye karar verdim :))
Mutlu hoşgeldin :) Giderken biraz sezmiş ve "umarım irade ve çabayla verdiğin kiloları almadan dönersin aramıza" diye temennide bulunmuştum. Sanki biraz canın sıkkındı ve bu dönemde kimseye hesap vermeden yemek ve rahatlamak istiyordun. Bilmem yanlış mı düşünüyorum? Ama zararın neresinden dönülürse kardır :) Bak ben de tabiri caizse "bıraktığın yerde otluyorum". Ama buradayız hepimiz ve umudumuz var :) Yaza bir şey kalmadı, hadi gayret...
*Neyse 6 kilo az değil ama feci de değil, yaklaşık 1 ayda toparlarsın durumu.
Yeşim, eşin için hayırlısını diliyorum :)
Geçmiş olsun, hem kızın hem eşin, senin de işin zor, kolay gelsin. İkisi de sapasağlam olurlar en kısa zamanda inşallah.
Hoşgeldin, gözlerimiz aradı vallahi :))