Çok uzun olduğu için baştan özür dilerim. Hanımlar biz bir aydır ailecek kendimizi sorgular olduk durmadan. Abim yurtdışından evli ve eşi yabancı. Sevgilisi olarak evimize getirdiğinden beri kendisine elimizden gelenin en iyisini yaptık. Güler yüzümüzü iyi niyetimizi eksik etmedik. Onu sımsıkı kucakladık ilk günden beri, senede bir kez Türkiyeye gelirler ve rahat etmeleri için istedikleri her şeyi imkan dahilinde yapmaya çalışırız ki abim mutlu olsun, keyfi bozulmasın diye. Bu sene bebekleri oldu ve onunla geldiler. Fakat gelin hanımda ve abimde bu sene bariz bir sıkıntı, rahatsızlık ve yaşadığımız yeri beğenmeme (işte ev hiç hijyenik değil vs. Gibi) sorunsalı baş gösterdi. Çocuk 7 aylık ve 6 kiloya henüz girdi, iştahı yerinde aslında ama annesi çok katı kurallara sadık kalıyor. Tek tip sebze veriyor, yoğurt verilmiyor, ek mama verilmiyor, 15 gün yalnızca kabak ezmesi, şimdide yalnızca karnıbahar ezmesi veriyor vs. Bu konuda biz bilgilerimiz dahilinde bu beslenmenin eksik olabileceğini, biraz daha esnek olmalarını söylediysek de azarı işittik oturduk. Annem geçenlerde bir çay kaşığının ucuyla yoğurt verecek oldu dünyanın azarını yedi. Ve şimdi annemin kucağına pek vermiyorlar bebeği, gelin hanımın güvenini sarsmış bu davranışıyla. Bu gibi tavırlar işte. Dün de kabak benim başıma patladı. Yeğenimi ölesiye seviyorum, kalbim titriyor onunla ilgilenirken ama severken bir sürü hitap kullanıyorum: işte küçük kedim, minnoşum, böceğim, çiçeğim, meleğim, tatlım, maymuncuk, küçük aptalcık vesaire. Dün gelin hanım beni sert şekilde azarladı çocuğa aptal deme diye. Aptal dediysek sevmek maksatlı araya kaynayan bir laf, şapşik filan da derim hatta mesela. Buna çok kızıyorlarmış ve çocuk bizim çocuğumuz duymak istemediğimiz şeyleri söylemesinler, hoşuma gitmiyor kardeşinin çocuğu sevme tarzı demiş gelin hanım. Evin bütün işini, bebeğin kıyafetlerinin ütüsünden gelin hanıma gaz yapmayacak yemeklerin pişirilmesine kadar biz yaparken, kendileri bütün gün oturmak dışında evin hiçbir işine (gerçekten hiçbir şey yapmazlar) el sürmezken bizler de gözlerinin içine bakarken, her ihtiyaçlarını gık dedirtmeden karşılarken, annemle ikimiz de çalıştığımız halde onların 7/24 arkasını toplarken, bu dış kapının mandalı muamelesi çok ağrımıza gitti. Şimdi siz söyleyin bizim bu çocuk üzerinde hiç mi hakkımız yok ve 7 aylık bebeği (ki söylenenleri anlayacak yaşa gelse zaten konuştuklarıma dikkat ederim, o kadar da cahil bir insan değilim) küçük şapşal diye sevmenin sakıncası nedir? Çok mu büyük bir hatadır bu? Belki de taraflı bakıyorum bilmiyorum. Olumlu, olumsuz fikir belirten herkese teşekkürler.
Çok uzun olduğu için baştan özür dilerim. Hanımlar biz bir aydır ailecek kendimizi sorgular olduk durmadan. Abim yurtdışından evli ve eşi yabancı. Sevgilisi olarak evimize getirdiğinden beri kendisine elimizden gelenin en iyisini yaptık. Güler yüzümüzü iyi niyetimizi eksik etmedik. Onu sımsıkı kucakladık ilk günden beri, senede bir kez Türkiyeye gelirler ve rahat etmeleri için istedikleri her şeyi imkan dahilinde yapmaya çalışırız ki abim mutlu olsun, keyfi bozulmasın diye. Bu sene bebekleri oldu ve onunla geldiler. Fakat gelin hanımda ve abimde bu sene bariz bir sıkıntı, rahatsızlık ve yaşadığımız yeri beğenmeme (işte ev hiç hijyenik değil vs. Gibi) sorunsalı baş gösterdi. Çocuk 7 aylık ve 6 kiloya henüz girdi, iştahı yerinde aslında ama annesi çok katı kurallara sadık kalıyor. Tek tip sebze veriyor, yoğurt verilmiyor, ek mama verilmiyor, 15 gün yalnızca kabak ezmesi, şimdide yalnızca karnıbahar ezmesi veriyor vs. Bu konuda biz bilgilerimiz dahilinde bu beslenmenin eksik olabileceğini, biraz daha esnek olmalarını söylediysek de azarı işittik oturduk. Annem geçenlerde bir çay kaşığının ucuyla yoğurt verecek oldu dünyanın azarını yedi. Ve şimdi annemin kucağına pek vermiyorlar bebeği, gelin hanımın güvenini sarsmış bu davranışıyla. Bu gibi tavırlar işte. Dün de kabak benim başıma patladı. Yeğenimi ölesiye seviyorum, kalbim titriyor onunla ilgilenirken ama severken bir sürü hitap kullanıyorum: işte küçük kedim, minnoşum, böceğim, çiçeğim, meleğim, tatlım, maymuncuk, küçük aptalcık vesaire. Dün gelin hanım beni sert şekilde azarladı çocuğa aptal deme diye. Aptal dediysek sevmek maksatlı araya kaynayan bir laf, şapşik filan da derim hatta mesela. Buna çok kızıyorlarmış ve “çocuk bizim çocuğumuz duymak istemediğimiz şeyleri söylemesinler, hoşuma gitmiyor kardeşinin çocuğu sevme tarzı” demiş gelin hanım. Evin bütün işini, bebeğin kıyafetlerinin ütüsünden gelin hanıma gaz yapmayacak yemeklerin pişirilmesine kadar biz yaparken, kendileri bütün gün oturmak dışında evin hiçbir işine (gerçekten hiçbir şey yapmazlar) el sürmezken bizler de gözlerinin içine bakarken, her ihtiyaçlarını gık dedirtmeden karşılarken, annemle ikimiz de çalıştığımız halde onların 7/24 arkasını toplarken, bu dış kapının mandalı muamelesi çok ağrımıza gitti. Şimdi siz söyleyin bizim bu çocuk üzerinde hiç mi hakkımız yok ve 7 aylık bebeği (ki söylenenleri anlayacak yaşa gelse zaten konuştuklarıma dikkat ederim, o kadar da cahil bir insan değilim) küçük şapşal diye sevmenin sakıncası nedir? Çok mu büyük bir hatadır bu? Belki de taraflı bakıyorum bilmiyorum. Olumlu, olumsuz fikir belirten herkese teşekkürler.
Çok uzun olduğu için baştan özür dilerim. Hanımlar biz bir aydır ailecek kendimizi sorgular olduk durmadan. Abim yurtdışından evli ve eşi yabancı. Sevgilisi olarak evimize getirdiğinden beri kendisine elimizden gelenin en iyisini yaptık. Güler yüzümüzü iyi niyetimizi eksik etmedik. Onu sımsıkı kucakladık ilk günden beri, senede bir kez Türkiyeye gelirler ve rahat etmeleri için istedikleri her şeyi imkan dahilinde yapmaya çalışırız ki abim mutlu olsun, keyfi bozulmasın diye. Bu sene bebekleri oldu ve onunla geldiler. Fakat gelin hanımda ve abimde bu sene bariz bir sıkıntı, rahatsızlık ve yaşadığımız yeri beğenmeme (işte ev hiç hijyenik değil vs. Gibi) sorunsalı baş gösterdi. Çocuk 7 aylık ve 6 kiloya henüz girdi, iştahı yerinde aslında ama annesi çok katı kurallara sadık kalıyor. Tek tip sebze veriyor, yoğurt verilmiyor, ek mama verilmiyor, 15 gün yalnızca kabak ezmesi, şimdide yalnızca karnıbahar ezmesi veriyor vs. Bu konuda biz bilgilerimiz dahilinde bu beslenmenin eksik olabileceğini, biraz daha esnek olmalarını söylediysek de azarı işittik oturduk. Annem geçenlerde bir çay kaşığının ucuyla yoğurt verecek oldu dünyanın azarını yedi. Ve şimdi annemin kucağına pek vermiyorlar bebeği, gelin hanımın güvenini sarsmış bu davranışıyla. Bu gibi tavırlar işte. Dün de kabak benim başıma patladı. Yeğenimi ölesiye seviyorum, kalbim titriyor onunla ilgilenirken ama severken bir sürü hitap kullanıyorum: işte küçük kedim, minnoşum, böceğim, çiçeğim, meleğim, tatlım, maymuncuk, küçük aptalcık vesaire. Dün gelin hanım beni sert şekilde azarladı çocuğa aptal deme diye. Aptal dediysek sevmek maksatlı araya kaynayan bir laf, şapşik filan da derim hatta mesela. Buna çok kızıyorlarmış ve çocuk bizim çocuğumuz duymak istemediğimiz şeyleri söylemesinler, hoşuma gitmiyor kardeşinin çocuğu sevme tarzı demiş gelin hanım. Evin bütün işini, bebeğin kıyafetlerinin ütüsünden gelin hanıma gaz yapmayacak yemeklerin pişirilmesine kadar biz yaparken, kendileri bütün gün oturmak dışında evin hiçbir işine (gerçekten hiçbir şey yapmazlar) el sürmezken bizler de gözlerinin içine bakarken, her ihtiyaçlarını gık dedirtmeden karşılarken, annemle ikimiz de çalıştığımız halde onların 7/24 arkasını toplarken, bu dış kapının mandalı muamelesi çok ağrımıza gitti. Şimdi siz söyleyin bizim bu çocuk üzerinde hiç mi hakkımız yok ve 7 aylık bebeği (ki söylenenleri anlayacak yaşa gelse zaten konuştuklarıma dikkat ederim, o kadar da cahil bir insan değilim) küçük şapşal diye sevmenin sakıncası nedir? Çok mu büyük bir hatadır bu? Belki de taraflı bakıyorum bilmiyorum. Olumlu, olumsuz fikir belirten herkese teşekkürler.
Seneye gelecekleri zaman cokta israr etmeyin bizde kalin diye arada yemege felan gelsinler madem, herseyi soylemenin yolu var ya boyle iyi insanlara cadi gelin denk geliyor da bana da gele gele dunyanin en kotu kaynanasi ile gorumcesi anlayan beri gelsin
Çok uzun olduğu için baştan özür dilerim. Hanımlar biz bir aydır ailecek kendimizi sorgular olduk durmadan. Abim yurtdışından evli ve eşi yabancı. Sevgilisi olarak evimize getirdiğinden beri kendisine elimizden gelenin en iyisini yaptık. Güler yüzümüzü iyi niyetimizi eksik etmedik. Onu sımsıkı kucakladık ilk günden beri, senede bir kez Türkiyeye gelirler ve rahat etmeleri için istedikleri her şeyi imkan dahilinde yapmaya çalışırız ki abim mutlu olsun, keyfi bozulmasın diye. Bu sene bebekleri oldu ve onunla geldiler. Fakat gelin hanımda ve abimde bu sene bariz bir sıkıntı, rahatsızlık ve yaşadığımız yeri beğenmeme (işte ev hiç hijyenik değil vs. Gibi) sorunsalı baş gösterdi. Çocuk 7 aylık ve 6 kiloya henüz girdi, iştahı yerinde aslında ama annesi çok katı kurallara sadık kalıyor. Tek tip sebze veriyor, yoğurt verilmiyor, ek mama verilmiyor, 15 gün yalnızca kabak ezmesi, şimdide yalnızca karnıbahar ezmesi veriyor vs. Bu konuda biz bilgilerimiz dahilinde bu beslenmenin eksik olabileceğini, biraz daha esnek olmalarını söylediysek de azarı işittik oturduk. Annem geçenlerde bir çay kaşığının ucuyla yoğurt verecek oldu dünyanın azarını yedi. Ve şimdi annemin kucağına pek vermiyorlar bebeği, gelin hanımın güvenini sarsmış bu davranışıyla. Bu gibi tavırlar işte. Dün de kabak benim başıma patladı. Yeğenimi ölesiye seviyorum, kalbim titriyor onunla ilgilenirken ama severken bir sürü hitap kullanıyorum: işte küçük kedim, minnoşum, böceğim, çiçeğim, meleğim, tatlım, maymuncuk, küçük aptalcık vesaire. Dün gelin hanım beni sert şekilde azarladı çocuğa aptal deme diye. Aptal dediysek sevmek maksatlı araya kaynayan bir laf, şapşik filan da derim hatta mesela. Buna çok kızıyorlarmış ve çocuk bizim çocuğumuz duymak istemediğimiz şeyleri söylemesinler, hoşuma gitmiyor kardeşinin çocuğu sevme tarzı demiş gelin hanım. Evin bütün işini, bebeğin kıyafetlerinin ütüsünden gelin hanıma gaz yapmayacak yemeklerin pişirilmesine kadar biz yaparken, kendileri bütün gün oturmak dışında evin hiçbir işine (gerçekten hiçbir şey yapmazlar) el sürmezken bizler de gözlerinin içine bakarken, her ihtiyaçlarını gık dedirtmeden karşılarken, annemle ikimiz de çalıştığımız halde onların 7/24 arkasını toplarken, bu dış kapının mandalı muamelesi çok ağrımıza gitti. Şimdi siz söyleyin bizim bu çocuk üzerinde hiç mi hakkımız yok ve 7 aylık bebeği (ki söylenenleri anlayacak yaşa gelse zaten konuştuklarıma dikkat ederim, o kadar da cahil bir insan değilim) küçük şapşal diye sevmenin sakıncası nedir? Çok mu büyük bir hatadır bu? Belki de taraflı bakıyorum bilmiyorum. Olumlu, olumsuz fikir belirten herkese teşekkürler.
ben de yabanci gelin kayinvalidem 15 gunluk ziyaretimizde ogluma onaylamadigim bir suru sey yedirdi yapti.
ama hicbirinde sert cikmadim guzellikle belirttim.
oglumun sevilmesi en cok benim hosuma gider.
gelininiz cok gicikmis hakkaten. ben olsam tamamen yoksayarim. kendini iyice birsey sanmis.
ama suc sizde turk gelin olsa hizmet etsin diye beklerdiniz bu gelinin altindan almadiginizbkalmis
benim kayinvalidem de oyle gerci.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?