Pedagog değilim ama çocuğun her ağlamasında yanına koşan, sırtını sıvazlayıp kucaklaşan anne ve babayla büyümesinin onun bireysel gelişiminden, kendi kendine problem çözme yeteneğinden ve cesaretinden çalacağını düşünüyorum.
Baya oluyor, 5izleri olan bi aile var yabancı, realty showları var. Kızlardan ikisi üst sınıfa geçecek, üçü aynı sınıfa devam. Bebekliklerinden beri hiç ayrılmamışlar ve henüz 2 buçuk yaşlarındalar. Annesi ve babası karar veriyor, iki kızları kapasite olarak önden giderken, salt duygusal olarak hırpalanmasınlar(!) diye diğer 3 kardeş ve alıştıkları düzenden ayrılmalı mı diye düşünüp. Tabi eğitimciler de destek. Ayrılmalarının onların faydasına olacağı kararı çıkıyor.
Çocukları sabah bırakmaya gelince anne, öğretmenleri iki kızın elinden tutup ayrı sınıfa doğru götürürken, duygularını en belli etmeyen, sert karakter dedikleri kızları bile çırpınarak ağlıyor. Anneleri gülümsüyor, el sallıyor "Şimdi dönüp gitmezsem, olmaz" diyor ve gidiyor. Çocuklar gün içinde yeni sınıf ve arkadaşlarına öğretmenlerinin de ilgi ve desteğiyle, oyunlarla adapte olmaya başlıyor. İkinci gün ise sorun yaşamıyorlar.
İzlerken düşündüm, ben olsam dönüp gidemezdim sanırım dedim (Oğlum iki yaşında). Sonra oğlumun ota moka ağladığını düşündüm. Bunun mimarının ben olduğumu fark ettim. Her ağladığında sırtını sıvazlatmaya alışan çocuk, hayatının her aşamasında bunu isteyecek ve ağlamaları-nazları-uyum süreçleri artarak zorluğunu katlayacak. Ne kadar kararlı davranış, o kadar çabuk sonuç. Anneleri kızlarla sohbet ede ede gazlarını aldı zaten evde "Okul nasıldı, sevdiniz mi yeni sınıfınızı, anlıyorum yeni şeylere alışmak biraz zor gibi gelir ama güzeldir de" vb. diye diye.
Fazla pamuklara sarmalamak, hayatın gerçekliğinden koparır çocuğu; hiç gerek yok.
Bir ağlar iki ağlar, annesi destek olur açıklar filan o kadar.
Alışma süreci uzuyorsa da çocuğunuzu ona göre uzman tavsiyesiyle alır mısınız ne yaparsınız orası sizin inisiyatifinizde.
Ama annenin ardını dönüp gitmesi gerekiyor bazen.