• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ağlasa da bırakın gidin

Okulun ilk haftası. Okul yönetimi sabahın bir vaktinden, akşamın geç saatine dek olan uzun okul gününe çocuğunuzun alışacağını söylüyor. Birkaç gün geçiyor. Ama durum gittikçe daha kötüye gider gibi. Ağlama krizleri artmış halde. Okula gitmek istemeyen. çocuğunuzun bu davranışının geçeceği söyleniyor size. Üstelik ağlasa da, okula gitmemek için dirense de, onu her gün o saatte o okula getirmeye devam etmeniz bekleniyor sizden. Ne de olsa bunları söyleyen yıllardır bu işi yapmış tecrübeli yöneticiler, okul psikologları. Ağlamasının, manipüle edici bir davranış olduğuna neredeyse inanacak gibisiniz. Ta ki bu yazıyı okuyana kadar!Ağlama bir sinyal. Çocuğun yaşadığı duyguları dışa vurma hali. Evet, çocuk bir süre sonra susuyor. Ancak susması, sorunun ortadan kalktığını göstermiyor. Çünkü çoğu uzman ayrılmanın başarısına, ağlama davranışının sona ermesi olarak bakıyor; duyguya değil. Çocuğun ağlamaması korku, endişe gibi duyguların sona erdiğini göstermez. Sadece ağlama sinyalinin dinlenmeyeceği bir ortamda çocuk sinyal vermeyi bırakır.



Richard Bowlby diyor ki; güvenli bir bağlanma figürü yanında olmadığı zaman çocuğun stres ve kortizol seviyesi yükselir. Ve Bowlby gibi pek çok bağlanma teorisi uzmanı çocuğun kendini güvende hissettiği ikinci derece bir bağlanma figürünün varlığının öneminden bahsediyorlar. Hele 30 aydan önceki kreş deneyimlerinde çocuğun bir bağlanma figürü olmadan, tanımadığı bir ortamda tek başına bırakılması travmaya sebep olacak sonuçlar doğurabilir.Öğretmene bağlanma, çevreye alışma henüz gelişmekte olan beyin için bir süreç gerektirir. Bu yaş küçüldükçe süreç uzar. Bir hafta sonra dönüp size "Hadi artık gidin ya da yavaş yavaş binayı terk edin, dolaşın gelin" diyen okul yönetimi olursa, siz kendi iç sezgilerinizi dinleyip, çocuğunuzun buna hazır olup olmadığına kendiniz karar verin. Sonuçta çocuğunuzu en iyi tanıyan sizsiniz.Ağlarken çocuğu bir yabancıya bırakarak gitmenin uzun dönem negatif etkileri agresif davranışlar, okul fobisi, kabuslar olarak kendini gösterebilir. Ancak bu yabancı bir süre sonunda bir diğer bağlanma figürü haline geldiğinde ağlayan çocuğu teskin edebilir. Oysa çocuk için o öğretmen bir yabancı konumundayken, ebeveyn onu bırakıp gittiğinde, olan tek şey ağlamasının susması. Duygular ise hala orada. O yüzden çoğu zaman ebeveyn gelince ağlama devam eder. Ancak ebeveyn de bu sinyalleri dinlemez ise susan gözyaşları agresif davranış ya da içe kapanma gibi hallerle kendini gösterebilir.



Çocuk ağlıyor; çünkü hayatta kalma mekanizması 'burası güvenli değil' diyor.

Peki, ağlama olmadan okula alışma olur mu?



Evet, olur. Ancak ebeveynin bunun için hem zamana hem de iyi bir planlamaya ihtiyacı var: İşten belli bir süre izin almak, anneanneyi işin içine sokmak, diğer ebeveynin desteği gibi. Eğer hassas davranarak çocuklarımıza bu zamanı verirsek, uzun dönemde ortaya çıkabilecek pek çok davranış sorununa engel olabiliriz.

Nilüfer Devecigil
Anlatmak istediğim tam olarak buydu.
İyi de en başta yazmışsın sabahın köründen akşamın geç saati diye. İlkokul 1 lere oryantasyon yapılıyor ilk hafta. 9da derse girdiler 12 olmadan çıktılar. Bilmeyen de çocuğu ıssız adaya bırakıp gittin sanacak. Biz küçükken sokağa çıkar oynardık. Annemiz aklımıza gelmezdi. Şimdi aynı şekilde yaşıtları ile okulda vakit geçiriyor. Ne dram yarattınız...
 
Çocukları bırakıp gitmekten başka bir çare var mı ki. İş yerini arayıp kusura bakmayın çocuk ağlıyor ben gelemeyeceğim veya geç geleceğim gibi birşey dememiz de söz konusu olamayacağına göre. Keşke ağlamasalar evet ama. Sıcacık yataktan kalkmak biz Kocaman insanlara bile zor gelirken küçücük çocuklara tabiki çok zor ama elden birşey gelmiyor malesef
 
Neyin eleştirisi bu? Çalışan anne ne yapacak evde bebeği kitleyip işe mi gidecek? Kreşten daha güvenli yerler mi var? Şahsen ben çocuğumu bakıcıya baktırmam ağlayabilir illaki alışacak her şeyi öğrenecek paylaşmayı arkadaşlarıyla yaşamayı etkinlikleri vs.. bazı durumlarda biraz duygusallığı bırakıp profesyonel olmak lazım biz bebeklikten itibaren dizimizin dibinden ayrılmasın diyoruz yok evlensin aynı yerde olalım elin avrupalısı üniversitede dünyayı geziyor tamam bazı şeyler maddiyat ama vizyon da çok önemli.
 
Neyin eleştirisi bu? Çalışan anne ne yapacak evde bebeği kitleyip işe mi gidecek? Kreşten daha güvenli yerler mi var? Şahsen ben çocuğumu bakıcıya baktırmam ağlayabilir illaki alışacak her şeyi öğrenecek paylaşmayı arkadaşlarıyla yaşamayı etkinlikleri vs.. bazı durumlarda biraz duygusallığı bırakıp profesyonel olmak lazım biz bebeklikten itibaren dizimizin dibinden ayrılmasın diyoruz yok evlensin aynı yerde olalım elin avrupalısı üniversitede dünyayı geziyor tamam bazı şeyler maddiyat ama vizyon da çok önemli.
Ben zaten çocuklarımızı kreşe göndermeyelim evde pamuklara saralım demiyorum ki ben bu düşüncede olsam çalışmadığım halde geçen sene çocuğumu kreşe göndermezdim konu tamamen başka yere gidiyor,günümüz koşullarında kreş zaten mecburiyet oldu çocukların birbirleri ile zaman geçirmeleri sosyalleşmesi, problem çözebilme becerilerinin gelişmesi, paylaşmayı öğrenme ve daha birçok faydası varken ben kreşi tartışmıyorum sadece ilk etapta çocuklara yapılan yanlış bir davranışın bile ne kadar derin yaralara yol açabileceğini vurgulamaya çalıştım.
 
Ben zaten çocuklarımızı kreşe göndermeyelim evde pamuklara saralım demiyorum ki ben bu düşüncede olsam çalışmadığım halde geçen sene çocuğumu kreşe göndermezdim konu tamamen başka yere gidiyor,günümüz koşullarında kreş zaten mecburiyet oldu çocukların birbirleri ile zaman geçirmeleri sosyalleşmesi, problem çözebilme becerilerinin gelişmesi, paylaşmayı öğrenme ve daha birçok faydası varken ben kreşi tartışmıyorum sadece ilk etapta çocuklara yapılan yanlış bir davranışın bile ne kadar derin yaralara yol açabileceğini vurgulamaya çalıştım.

Hic kimse cocugu 0 psikolojik hazirlik ile okula yollamayi, okulda agladiginda "eeh yettin be, gidiyorum iste" denilmesinide savunmuyor ki zaten. Bu üstte yazdigim nasil bir abarti ise, cocuk agladiginda tüm derslere girmek, hatta cocugu okuldan almak o kadar abartidir.

Benim kizim 7-8 aylikken kres'e basladi. Sanirim 3-4 gün alisma süreciydi. Yani ben orda kizimin yaninda 1-2 saat kalip tekrar eve gelirdik beraber. En sonda yarim gün ile basladi ve ertesi gün tüm gün yolladim. Hic o kadarda aglamadi. 2.5 yasinda ana okulu basliyor burda ve Türkiyedeki gibi alisma süreci yok.

Ha ne var, cocuk okula baslamadan önce okula gider yazilir. O sirada ögretmenler okulu gezdirir. Cocuk sinifini görür gerekirse biraz oyuncagi ile oynar. Anne baba cocuk ile alis veris yapar okuldaki gereklikler icin, canta ve saire.

Ondan sonra cocuk okula baslar iste. Evet sabah aglayan cocuklar olabilir fakat hic bir ebeveyn Türkiyedeki gibi tüm hafta okulda kalmaz, aklina bile gelmez. Cogu cocuk zaten ebeveyn gittiginde susar. Bu baglanma ile travma ile alakasi yok.

Cocuk baze seyleri kendisi kazanmasi lazim. Korkularini, sevinclerini. Mesela arada yanliz aneanne yada babaannede kalabilmeli. Bu anne baba icinde iyi birsey. Cocuk icinde. Anne baba biraz kendine zaman ayirir ve cocuk anne babasizda birseyler yapabildigini ögrenir.
 
Ben zaten çocuklarımızı kreşe göndermeyelim evde pamuklara saralım demiyorum ki ben bu düşüncede olsam çalışmadığım halde geçen sene çocuğumu kreşe göndermezdim konu tamamen başka yere gidiyor,günümüz koşullarında kreş zaten mecburiyet oldu çocukların birbirleri ile zaman geçirmeleri sosyalleşmesi, problem çözebilme becerilerinin gelişmesi, paylaşmayı öğrenme ve daha birçok faydası varken ben kreşi tartışmıyorum sadece ilk etapta çocuklara yapılan yanlış bir davranışın bile ne kadar derin yaralara yol açabileceğini vurgulamaya çalıştım.


Nasil derin bir yara ? Siz gittikten yaklasik 10 dk sonra siz yokmuscasina arkadaslariyla oynamaya,ogretmeninin verdigi etkinligi yapmaya basliyordur.Bence sizde derin yara birakiyor bu durum.Cocugunuzu krese birakmak zorunda olma dusunceniz sizde yara aciyor ki bu cok normal.Annem beni hergun biraktiginda istisnasiz her gun aglamisim,o da ise aglayaraj gidermis.Ne annem de ne ben de derin yaralar acilmadi.Biraz dirayetli olmaya calisin bence yoksa uzulursunuz daha cok.
 
Aynen.
Oğlum 26 aylık. Bir şey istediği gibi olmazsa kıyameti koparıyor.
Daha biraz önce ev süpürürken bağırtısına koştum canı yandı sandım. Meğer yemek yapma oyunu oynarken kaşık küçük diye tencerenin içine düşüyormuş da ona kızıyormuş beyim.. :KK51:

Bir şey takmak isteyip takamazsa alıp kendim yapmıyorum tarif ediyorum kendisi yapsın diye.. İnce motor becerileri daha gelişmediği için yardım şart zaten..

Eşimin bir akrabası var. Çocukla 6 yaşına kadar aynı yatakta yattı. Hala yatıyor olabilir. İkinciyi doğurdu kıskanıyor diye ödleri patlıyor. Sezaryenli kadının 7/24 tepesindeydi gık demediler çocuğa. Hassas davranmalar falan gırla.
O çocuk için kaç okul değiştirdiler gitmek istemiyor diye. Hiç öyle evde aktivite falan da yok he. Çocuğun elinden tablet düşmüyor..
İyi de sen bu çocuğu dış dünyaya ne kadar hazırlayabildin ki?
Bir şey desen bizden iyi mi bileceksin der böylesi.. :işsiz:

Ne büyük hata ya, 6 yaşa kadar aynı yatak nedir? :bicak:

Ben baya zorlu bir yolu geride bıraktım diyebilirim bu ağlamalar konusunda.
Oğullarımız yaşıtmış; benimki de 26. ayı doldurmak üzere.
Kolik bir bebekti, ağlamalarının sonu mutlaka morarmaya-tıkanıp kusmaya dönerdi (Bazı konularda ara ara yaşıyoruz ama çoğu gitti azı kaldı); kucağa yapışık bir bebek olmayacak derdim, evdeki hesap çarşıya uymadı öyle bir kucağa yapıştık ki bu durumda, ayrılmamız seneyi geçti. Ama çok uğraştım kendi kendine oynayabilmesi, bensiz de vakit geçirebilmesi için Esergry, sohbet muhabbet gösterdim öğrettim çekildim. Yanıma gelişinde "Annenin de işleri var" deyip gösterip pas vermedim. Annenin kendisi de çocuğunun düzenine alışmaya başlayıp orada takılı kalırsa, o loğusa kafasını ömürlük giyerse üstüne olmuyor; yorumlarda da yazmışlar katılıyorum yani arkadaşlara.

Bir yaşını doldurduğu zaman eşimle bir haftalık baş başa tatile kaçtık, oğlanı anneme bıraktım. Yanındayken ağlamalarına dayanamıyordum ve ikimiz de sağlıksız bağlanıyorduk yani bunu görmemek mümkün değildi.

Tatilde 4 gün dayanabildim, eziyete dönüştü "Çocuğum naptı, çok mu ağladı" diye diye :) Parayı marayı yaktık yarısında döndük. Bensizken biraz hırpalanmış ama çok sorun yaşamamışlar. Aslında çocuktan çok ben kendimi, beynimi yedim çocuk naptı, aman noldu, bensiz naptı diye. :))
Biz annelerde esas korku, endişe ve çocuğa da bulaştırıyoruz bunu; biraz bunu da fark ettim ve yavaştan kendimi törpülemeye çalışıyorum elimden geldiğince. Geçen sene kendimi yine kurslara attım, anneme bıraktım oğlanı. Haftanın 3 günü 3er saatlik ayrılıklara da alıştı, ağlama-peşe takılma yok.

Kreş-bakıcı konusunda takıntı derecesi güvensizliğim var ama bunu da aşacağım diyorum araştıra soruştura; oğluş tuvalet işini bu sene içinde ufaktan öğrense, yemeğini kendi yiyor zaten, kendi kendine oynama süreleri uzadı, diğer çocukların arasına karışmada sorun yok, eski halleri kalmadı (Bu sene de bir hafta kaçtık ve bir iki gün aramış bizi, sonra sorun çıkmamış).. Çocukla beraber sanki adım adım kendimi de hazırlıyorum :KK70: Max. 3 yaşa kadar biz normale dönmüş oluruz diyorum, iyi gidiyoruz. Sürekli ağlamaları da azalıyor.
Şu haldeydik:


Beni görünce yüz mü buluyor artık ne yapıyorsa; bu haldeydik yani. Ama şükür geçti. Biraz kararlı olmak, yelkenleri hemen indirivermemek lazım, bu en çok onların iyiliği için..
 
Ne büyük hata ya, 6 yaşa kadar aynı yatak nedir? :bicak:

Ben baya zorlu bir yolu geride bıraktım diyebilirim bu ağlamalar konusunda.
Oğullarımız yaşıtmış; benimki de 26. ayı doldurmak üzere.
Kolik bir bebekti, ağlamalarının sonu mutlaka morarmaya-tıkanıp kusmaya dönerdi (Bazı konularda ara ara yaşıyoruz ama çoğu gitti azı kaldı); kucağa yapışık bir bebek olmayacak derdim, evdeki hesap çarşıya uymadı öyle bir kucağa yapıştık ki bu durumda, ayrılmamız seneyi geçti. Ama çok uğraştım kendi kendine oynayabilmesi, bensiz de vakit geçirebilmesi için Esergry, sohbet muhabbet gösterdim öğrettim çekildim. Yanıma gelişinde "Annenin de işleri var" deyip gösterip pas vermedim. Annenin kendisi de çocuğunun düzenine alışmaya başlayıp orada takılı kalırsa, o loğusa kafasını ömürlük giyerse üstüne olmuyor; yorumlarda da yazmışlar katılıyorum yani arkadaşlara.

Bir yaşını doldurduğu zaman eşimle bir haftalık baş başa tatile kaçtık, oğlanı anneme bıraktım. Yanındayken ağlamalarına dayanamıyordum ve ikimiz de sağlıksız bağlanıyorduk yani bunu görmemek mümkün değildi.

Tatilde 4 gün dayanabildim, eziyete dönüştü "Çocuğum naptı, çok mu ağladı" diye diye :) Parayı marayı yaktık yarısında döndük. Bensizken biraz hırpalanmış ama çok sorun yaşamamışlar. Aslında çocuktan çok ben kendimi, beynimi yedim çocuk naptı, aman noldu, bensiz naptı diye. :))
Biz annelerde esas korku, endişe ve çocuğa da bulaştırıyoruz bunu; biraz bunu da fark ettim ve yavaştan kendimi törpülemeye çalışıyorum elimden geldiğince. Geçen sene kendimi yine kurslara attım, anneme bıraktım oğlanı. Haftanın 3 günü 3er saatlik ayrılıklara da alıştı, ağlama-peşe takılma yok.

Kreş-bakıcı konusunda takıntı derecesi güvensizliğim var ama bunu da aşacağım diyorum araştıra soruştura; oğluş tuvalet işini bu sene içinde ufaktan öğrense, yemeğini kendi yiyor zaten, kendi kendine oynama süreleri uzadı, diğer çocukların arasına karışmada sorun yok, eski halleri kalmadı (Bu sene de bir hafta kaçtık ve bir iki gün aramış bizi, sonra sorun çıkmamış).. Çocukla beraber sanki adım adım kendimi de hazırlıyorum :KK70: Max. 3 yaşa kadar biz normale dönmüş oluruz diyorum, iyi gidiyoruz. Sürekli ağlamaları da azalıyor.
Şu haldeydik:


Beni görünce yüz mü buluyor artık ne yapıyorsa; bu haldeydik yani. Ama şükür geçti. Biraz kararlı olmak, yelkenleri hemen indirivermemek lazım, bu en çok onların iyiliği için..

Bence de gangsta,bu işin çoğunun evde halledilmesi gerekiyor.2ci çocuğuma hamileyken grip olmuş yatıyordum.Annem benle kalamayacaktı,beni götürmeye geldi.Gitmek istemedim,ama çocuğumla da ilgilenemiyordum.Onu alıp götürdü,bana iyi geldi,yalnızca yemek yiyip ilacımı içip yattım.Bir kaç günde ayaklanınca çocuğum aklıma bir düştü,gece yarısı eşimi dürttüm,nasıl uyuyabiliyorsun,çocuğumuz yanımızda yokken diye:D
Sabah ezanlarıyla yola düştüm,annemleri ben uyandırdım o sabah:))
Bir baktım kuzum annanesiyle uyuyor,çokta güzel durmuş,ağlamamış.
Çocuklar pozitif kopuşlara açık,bu kademeli olarak sağlanmalı.
Ben 3üne de,ben bakın şu saatte gidiyorum,ama geleceğim,size de kitap vs alacağım diyerek okuldan önce ayrılığa alıştırdım.Kızımda biraz sorun yaşadım fakat o da bir süreçti,zor olmadı aşmak.
 
Etraf pedagog doldu ve seans başı 300 tl oduyor millet en az ...pedagog cok mu gerekli noluyor kuzulara annelik babalık yapsak dogru duzgun aciklasak anlatsak sabretsek oynatsak parka gotursek yaaaa ne istiyoruz bu yavrulardan biz cok harika cocuklardik kaçımızın annesi pedagoga goturdu ?
 
Etraf pedagog doldu ve seans başı 300 tl oduyor millet en az ...pedagog cok mu gerekli noluyor kuzulara annelik babalık yapsak dogru duzgun aciklasak anlatsak sabretsek oynatsak parka gotursek yaaaa ne istiyoruz bu yavrulardan biz cok harika cocuklardik kaçımızın annesi pedagoga goturdu ?
Cok mu harikaydik demek istedim..
 
Ben zaten çocuklarımızı kreşe göndermeyelim evde pamuklara saralım demiyorum ki ben bu düşüncede olsam çalışmadığım halde geçen sene çocuğumu kreşe göndermezdim konu tamamen başka yere gidiyor,günümüz koşullarında kreş zaten mecburiyet oldu çocukların birbirleri ile zaman geçirmeleri sosyalleşmesi, problem çözebilme becerilerinin gelişmesi, paylaşmayı öğrenme ve daha birçok faydası varken ben kreşi tartışmıyorum sadece ilk etapta çocuklara yapılan yanlış bir davranışın bile ne kadar derin yaralara yol açabileceğini vurgulamaya çalıştım.
Yani allah korusun derin yara diyorsunuz da camii avlusuna bırakmıyorlar ya bu insanlar, anane babanne dışında örneğin komşunuza da bıraksanız alışkın olmadığı için ağlayacaktır derin yara çocuğa uygulanan şiddet ya da anne babanın evde kavga etmesi... bence bunlar çocukta derin yaralar açar sanırım biraz abartıyoruz biz
 
Benim oglum 22 aylikken krese basladi, ilk on bes gun cok zorlandik, o iceride ben disarida agladim, sonra alisti. Simdi uc yasinda, gecenlerde eski okulu kapaninca yeni bir okula basladi, ilk gun bes-on dakika durdum yaninda sonra disari ciktim, ama butun gun danismada oturup ara sirada gidip gizlice sinifin kapisindan baktim. Biraz agladi sonra oyunlara katildi. Artik 3 yasinda ve okulun verdiklerini ben evde veremiyorum, dogru okulu secince cocuk da cok mutlu oluyor. Ben de yurtdisindayim, buradaki anneler bizlere gore cok daha rahatlar, ama bu demek degilki cocuklarini bizim cocuklarimizi sevdigimizden daha az seviyorlar. Cocuklar da ona gore daha soz dinleyen, kurallara uyan, daha oz guvenli falan oluyorlar. Bizim oglan bizi birkac kere disarda cok zor durumda birakti, istedigi olmadigi icin agladi agladi, dedigini yapsak yetinmedi daha fazlasini istedi, biz artik biraktik, isterse kendini yere atsin tepinsin izin vermiyoruz, bir iki yapti, artik yapamiyor. Bu davranisini yenebilmek icin biz de kendi cocugumuzu aglattik, aman aglamasin demedik, cunku gercekten sonu gelmiyor. Yani kisacasi ben aman cocugum aglamasin diyen annelerden degilim, ama su siralar parkta yemek yedirmeye calisan anne oldum, kansizligi duzelsin onu da birakicam.
 
Çocuğunuzu yetiştirirken kendisine bağımlı bireyler haline getiren sevgili anneler, sorun ilişki kurma biçiminizde. O çocuğun sizden ayrılarak özerkleşmeye, bir birey haline gelmeye ihtiyacı var. Çocuk ağlıyor; çünkü ağlamaya alışmış. Çocuk ağlıyor; çünkü kaygılı. Çocuk ağlıyor; çünkü annesiz nefes alamadığı için yalnız kalma fikri onu korkutuyor.Çocuk ağlıyor; çünkü kendini ifade edemiyor, çekingen.
Çocuğunuzu bırakın diyoruz, bırakın ki okul ortamının ve anneden ayrı kalmanın gözünde büyüttüğü kadar korkunç bir şey olmadığını görsün. Çocuğunuzu terk edip gidin demiyoruz yani. Ya da sert davranın , ona yalan söyleyin ,kaçar gibi gidin demiyoruz. Sadece durumu dramatize edip uzatmayın. Çocuğunuzu okula getirin daha sonra vedalaşıp okula bırakın. Bu kadar basit emin olun. Bazı anneler çocuklarından daha kaygılı ,olayı fazlasıyla dramatize ediyor. Geçen bir anneyi teselli ederken buldum kendimi. Çocuğu bıraktık anne ağlamasın diye onu sakinleştiriyorduk. Anne onsuz ne yapacakmış? Anlıyorum annesiniz ;lakin onun hayatının sahibi değilsiniz. Onun da bir hayatı var. Nefes almasına izin verin. Hata yapma şansı sunun ona. Hata yapmamak büyütmez insanı. Çocuk bu, deney yanıla öğrensin bazı şeyleri. Bu kadar korumacı olmayın. Çocuklarınızı korurken farkında olmadan zarar veriyorsunuz. Pamuklar içinde yetişen bir çocuk, dünyanın gerçekleriyle mücadele edemez. Her zaman birilerinin yardımına ihtiyaç duyar. Zayıf ve kırılgan olur. Kendi kendine yetemez. Bırakın diyorsak bu yüzden. Çocuk kaygısını ancak onunla yüzleşerek aşabilir. Bizler de vahşi doğadan gelmiyoruz yani. En nihayetinde o çocuklar bize emanet. Bile isteye aman üzelim, ağlatalım demiyoruz. Ama eğer o çocuk bu durumu şimdi aşmazsa ilerde çok ağlar ve ağlatır, bunu biliyorum. Birey olamamış ,bağımlı ve özgüvensiz bir çocuk sahibi olmak istemezsiniz değil mi?

Not: Psikolojik danışmanım ve yıllardır eğitim kurumlarında çalışıyorum.
 
Merhabalar başlıktaki gibi sorunum çocukların okula alıştırılmasında uygulanan yöntem, ağlata ağlata çocukları okula alıştırmaya çalışmak ki bana göre Bi yöntem degil saçmalık. Anlamıyorum nasıl oluyor da pedagog lar, psikologlar çocuklarınızı ağlarken kesinlikle bırakıp gitmeyin nasıl sa susuyor siz yokken diyen kişilere, kulak asmayın diye bas bas bağırıp yayın yapıyorken.,onca makale ve video varken halen bu davranış sergilenebiliyor okullarda. Çocuk siz bırakıp gidince susuyor ama alıştığı için değil duygularını bastırıyor ve hergün ağlıyor gitmicem okula diye çünkü siz onu yakınlık kuramadığı yabancı gördüğü bir ortama bırakıp çıkıyorsunuz. Bu uygulama yüzünden çocuklarda okul fobisi oluşuyor ve olan bizim çocuklarımıza oluyor. Üstelik anneler babalar bunun doğru bişey olduğuna inandırılıyor.Hangi arkadaşımla konuşsam ağlasa da bırakıyorum, gitmek istemiyor ama zorla götürüyorum diyor ben gerçekten çok üzülüyorum çocukların bu haline. Sizler ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Belki ler ayak bagi olmak s olmali. Cocugu umursayan da yok.
 
Ne yapmalıyız peki? Buyrun sınıfa gelin çocuğunuz alışana kadar mı diyelim? hepimiz bir şekilde okula başladık aileden ayrıldık bir yerimiz eksilmedi. Bu kadar hassas olmayın. Bunun başka bir yolu yok çünkü.
 
Yani okulun onunude istiflenen kapi onlerini kesen kargasadan miniklerin gorunmedigi kadinlardan givik kapiyorum anlamamta zorluk cekiyorum
Kardefim cocuklari okula gitmeden evvel benim oglum neyse kizim okula gidecekmis felan filan iste bu sekilde hazirlarsa bir anne
Birden sudan cikmis balik gibi kalmaz ococuklar
2 oglumu okutuyorum hic sorun yasamadi.
Yegenlerimide benim teknigimle hazirlafik
4 tasinda anaokuluna hiden yegenjme yil boyu okulami gidecek kuzum arkadaslari olacak.annesi evde ona guzel yemekler yapicak vs

Simdi cocuk agliyor eee napalim peki

Sik 1 .okulda fuzulu kalabalik olalim buda derste bile adaptasyon sorunu yasatir cocuga nede olsa annedi kapini disinda tum amaci zilin calmasi annssini gormek

Şik 2. Evet agliuicak ama eninde sonundz susacaktir.kendi bile yaptiginin yanlis oldugunh zamanla farkedecektir.
 
K
Velileri ayak bagi goruyor olmalilar.
Esinlikld veliler syak bağıdır
Yanj dusu sens 40 kisilik sinifta 30tane anne
Ogretmen bu psikojik baskida nadil ders anlatabilir
Misal ben oglumun sinifinda birtek anne olmadi benkm icin bole buyuk sıkinti
 
Bizim rehber öğretmenimiz böyle aşılamayan çocukların ailesine bir kaç gün babası bıraksın diyorum demişti .çocuklarla anneler yüzgöz olduğu için istediklerini yaptırıyorlar ama babayla yüz göz olmadığı için hemen alışıyorlarmış
 
Back
X