Tesekkur ederim...Yalnız değilsiniz böyle aileler çok fazla. Her evde ne gariplikler, ne dertler var. En zor zamanları atlatıp 22 yaşına gelmişsin umarım bundan sonra hayatın çok güzel olur.
Benim ailem de böyleydi. Bırak sevgi sözcüklerini babamla günaydın, merhaba gibi sözler bile söylemezdik birbirimize. Babam bana adımla bile seslenmezdi, abla falan derdi ya da ismimi kısaltıp yuvarlardı. biz yokmuşuz gibi davranırdı. İletişime geçtiği tek an kızdığı zamanlardı.
Şimdi ben de duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum. İçine atan, ketum, insanlarla iletişim kurmayan biriyim. Okul yıllarımda bunları pek düşünmezdim, üni bitirdim, işim gücüm var, gerekli sosyal yeterliliğe sahibim ama derin ilişkilerde hatalar görüyorum bana acı veriyor. Büyüdükçe, idrak arttıkça sebepleri sorguladım. Artık daha çok ketumum, arkadaşım yoktur, çünkü onlardan gelecek kötülükleri tolere edemem, uzun süre politik davranamam, çekemem yani.
Yeni çocuğum oldu ona karşı sevgi doluyum tabii. Oysa Babam soğuk, duygusuz, annem bizle ilgisiz alakasızdı. Senin yine annen biraz ilgiliymiş. Benim çocukluğum öyle değildi. Mesela ilkokul 5. Sınıfa giderken annem sabah kalktığımızda evi temizlerdi, ben de yapardım mecburen. Hep kızgın olurdı, bağırır çağırırdı. Korkardım. Karnım acıkırdı, gidip kahvaltı edemezdim. O ne zaman hazırlamaya başlarsa yerdik. Her gün, her gün sabahın köründe ev süpürülür, toz alınırdı. Çocuğum ben, acıkırdım ve yiyemezdim. Evde sürekli kavga vardı. Abimin zaten sağlık problemleri olduğundan onla da iletişim kuramadık hiç. Arkadaşları olan ama biraz safça içine kapanık bir çocuk oldum. Maalesef ergenlikte de salak salak güvendiğim en yakın kız arkadaşım da darbe vurdu. Gençlik işte.kritik dönemeçleri kurtaramadım.
Kaçınmacı/korkulu bağlanma diyorlar bu tip aile ilişkilerindeki örgüye. Bu ailelerin çocukları insanlardan uzak durup, kendi çocuklarına adıyorlar kendilerini genelde. Ben çocuğumla geliştireceğim iletişimin hayallerini kuruyorum misal şu an. Büyüdüğünde beni mutlaka anlayacak, dinleyecek, ona bu b.ktan dünyayı anlatacağım diyorum.
İnsan ilişkileri saf, katıksız değil. İyi kötü karmaşık ve ailede sağlıklı bağlanma geliştiremeyen çocuklar, yetişkinlik hayatlarında saf sevgi arıyor, kusurlu ilişkilerden kaçınıyorlar. Öyle katıksız, saf bir sevgi de yok ne yazık ki. İnsanlar fazla fazla kusurlu.
Ben mesela beni doğuran annem nasıl beni derinden sevmedi, korumadı anlayamıyorum oğluma bakınca. Hala içim cız ediyor onu gördükçe. Babamla hala daha iletişimimiz yok zaten. Biraz karışık anlattım ama, Velhasıl ben de sen gibi aileme bakınca acı duyuyorum, çocukluğumdaki duygu durumumdan tiksiniyorum. Bak şimdi gözlerim doldu yine.
Çocukluğum geldi aklıma benimde annemle babam ayrılmanın eşiğine geldiler kaç kere o yıllarda aralarında kavga ettikçe annem gelir bana da kızardı kardeşime de neyi paylaşmadıklarını hiç anlayamazdım o zamanlar
Çocukluğumu kaybetmiş gibi hissediyorsunBüyüdükçe idrak ediyor insan..
Haklısın..Çocukluğumu kaybetmiş gibi hissediyorsun
Bazen çok ilgili ailelerin çocukları da bambaşka olabiliyor. Tek bir sebep yok; biraz mizaç, fazlaca aile, çevredeki rastlantılar, kritik dönemler falan. Annem çok kötü bir kadın değil şimdi torunlarını seviyor mesela. Bizi küçükken döverdi ama babamın, şartların stresini üzerimizde atmış işte. Bazı sahneler var unutamadığım öksürdüğümde kızardı. Hastalanıyorsun hep derdi. Öksürdüğümü duymasın diye elbise dolabına girerdim. Bunlar travmatik işte. Psikolojik şiddet bazen oklavayla dövülmekten de beter oluyor.aklıma geliyor hep dolaptaki hallerim. Bazı çocuklar dövülmeyi kaldırabilir misal. biz çok da geleneksel bir aile değildik belki de ondan kaldıramadım. Babam içerdi ama içince şeker gibi olurdu, muhabbet ederdi. En çok istediğim ayakkabıyı, o içerken almak istediğimi söylerdim.Senin durumun benden de vahimmis..Allah yardimcin olsun insallah cok mutlu olursun canim..benim annem ilgiliydi bize karşı oda çalıştı hep bir yere kadar ilgilenmek zorunda kaldi.. Tam ilgi gosteremedi tabi..ven 2 yasindan beri calisti hep. Bende suan senin durumundayin.icime kapanik biriyin.iletisine kapali .sosyal fobim var.insanlari hayati hiçbirşeyi sevemiyorum sevgiyi bilmiyorum.bu lisede dank etti başıma ozellikle uniye gittikten sonra farkettim.sevgi eksikligim vardi.kimsyle konusamiyorum. Nedenlerini cok dusundum.aileden kaybakli oldugunu dusundum once ama birazda kendimle ni alakalı diye dusundum bilmiyorum asıl suçlu kim bilmiyorum.çok karmaşık bir konu .
Benim ailem de böyleydi. Bırak sevgi sözcüklerini babamla günaydın, merhaba gibi sözler bile söylemezdik birbirimize. Babam bana adımla bile seslenmezdi, abla falan derdi ya da ismimi kısaltıp yuvarlardı. biz yokmuşuz gibi davranırdı. İletişime geçtiği tek an kızdığı zamanlardı.
Şimdi ben de duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum. İçine atan, ketum, insanlarla iletişim kurmayan biriyim. Okul yıllarımda bunları pek düşünmezdim, üni bitirdim, işim gücüm var, gerekli sosyal yeterliliğe sahibim ama derin ilişkilerde hatalar görüyorum bana acı veriyor. Büyüdükçe, idrak arttıkça sebepleri sorguladım. Artık daha çok ketumum, arkadaşım yoktur, çünkü onlardan gelecek kötülükleri tolere edemem, uzun süre politik davranamam, çekemem yani.
Yeni çocuğum oldu ona karşı sevgi doluyum tabii. Oysa Babam soğuk, duygusuz, annem bizle ilgisiz alakasızdı. Senin yine annen biraz ilgiliymiş. Benim çocukluğum öyle değildi. Mesela ilkokul 5. Sınıfa giderken annem sabah kalktığımızda evi temizlerdi, ben de yapardım mecburen. Hep kızgın olurdı, bağırır çağırırdı. Korkardım. Karnım acıkırdı, gidip kahvaltı edemezdim. O ne zaman hazırlamaya başlarsa yerdik. Her gün, her gün sabahın köründe ev süpürülür, toz alınırdı. Çocuğum ben, acıkırdım ve yiyemezdim. Evde sürekli kavga vardı. Abimin zaten sağlık problemleri olduğundan onla da iletişim kuramadık hiç. Arkadaşları olan ama biraz safça içine kapanık bir çocuk oldum. Maalesef ergenlikte de salak salak güvendiğim en yakın kız arkadaşım da darbe vurdu. Gençlik işte.kritik dönemeçleri kurtaramadım.
Kaçınmacı/korkulu bağlanma diyorlar bu tip aile ilişkilerindeki örgüye. Bu ailelerin çocukları insanlardan uzak durup, kendi çocuklarına adıyorlar kendilerini genelde. Ben çocuğumla geliştireceğim iletişimin hayallerini kuruyorum misal şu an. Büyüdüğünde beni mutlaka anlayacak, dinleyecek, ona bu b.ktan dünyayı anlatacağım diyorum.
İnsan ilişkileri saf, katıksız değil. İyi kötü karmaşık ve ailede sağlıklı bağlanma geliştiremeyen çocuklar, yetişkinlik hayatlarında saf sevgi arıyor, kusurlu ilişkilerden kaçınıyorlar. Öyle katıksız, saf bir sevgi de yok ne yazık ki. İnsanlar fazla fazla kusurlu.
Ben mesela beni doğuran annem nasıl beni derinden sevmedi, korumadı anlayamıyorum oğluma bakınca. Hala içim cız ediyor onu gördükçe. Babamla hala daha iletişimimiz yok zaten. Biraz karışık anlattım ama, Velhasıl ben de sen gibi aileme bakınca acı duyuyorum, çocukluğumdaki duygu durumumdan tiksiniyorum. Bak şimdi gözlerim doldu yine.
Benim de annem babam çok kavga ederdi ama bomboş sebeplerden, A konusu tartışılırken birbirlerini B konusundan vurmaya çalışırlardı, maddi sorunlar, akraba sorunları, annem bize karşı fazla ilgili değildi. Şimdi kendi yuvamı kurdum, bunlar bana hep ders oldu, eşimi seçerken de ders oldu. Üç yıldır eşimle bir kere kavga etmedik, tartışmadık bile, konulup hallediyoruz her şeyi. Gözlemlerin sana da çok şey öğretmiş, bunları hayattaki seçimlerinde kullanacaksın, hayat tecrübesi gibi düşün.
Bende babamdan çok çektiğim için hep dua ettim. Allahım evleneceğim kişi iyi olsun söyle olsun böyle olsun diye. Binlerce kez şükürler olsun rabbime allah dualarimin karsiliginda birini yarattı karşıma cikardi. Geçmişteki kötü olaylar aklıma geldikçe eşimin güzel tavirlarini gözümde büyüyüp ona minnattar oluyorum. Küçücük şeyden mutlu oluyor insan geçmişte çok çekince.
Aslında bir bakıma geçmişte acı çekmek zor evet insan çok şey öğreniyor. Ama kimse yasamasin benim yaşadıklarımı inşallah. Zor şeyler yasadim.
Bende 3 yıldır kavga etmemisimdir eşimle. Sana çok katılıyorum.
Bazen çok ilgili ailelerin çocukları da bambaşka olabiliyor. Tek bir sebep yok; biraz mizaç, fazlaca aile, çevredeki rastlantılar, kritik dönemler falan. Annem çok kötü bir kadın değil şimdi torunlarını seviyor mesela. Bizi küçükken döverdi ama babamın, şartların stresini üzerimizde atmış işte. Bazı sahneler var unutamadığım öksürdüğümde kızardı. Hastalanıyorsun hep derdi. Öksürdüğümü duymasın diye elbise dolabına girerdim. Bunlar travmatik işte. Psikolojik şiddet bazen oklavayla dövülmekten de beter oluyor.aklıma geliyor hep dolaptaki hallerim. Bazı çocuklar dövülmeyi kaldırabilir misal. biz çok da geleneksel bir aile değildik belki de ondan kaldıramadım. Babam içerdi ama içince şeker gibi olurdu, muhabbet ederdi. En çok istediğim ayakkabıyı, o içerken almak istediğimi söylerdim.
Şimdi annemle görüşüyoruz. Ben işe dönünce torununa o bakacak yüksek ihtimal. Güvenmiyor da değilim, boşandılar zaten o da geçmişteki hatalarının farkında. Garip işte. İnsan beşer, şaşar. Geçmişten kaçış yok. Sen de böyle böyle düşünerek devirirsin yaşını, vaktini:)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?