Konu bence böyle bir konu değil, bir ihmalin konusu.
"Aklı bozuk" filan diyorsunuz da, insanların zamanla-hangi olaylarla ne hale geleceğini bilemezsiniz. Misal bu kadın, haberi burada görüp okuduğumda (Haber takip etmemeye çalışıyorum böyle şeyleri içim götürmüyor) aklıma Andrea Yates geldi. Bilmem bilir misiniz, kadın 5 çocuğunu da küvette boğdu ve bunu son çocuğunu doğurduktan sonra girdiği beşinci postpartum depresyonuyla iyice yiten akıl sağlığı sebebiyle yaptı. İlk 2 çocuğunda sorun yok kendi çabası ile atlatıyor ama 3.de ilerliyor öngöremiyorlar, 4.den sonra davranışları bariz değişince doktora gidiyorlar ve doktor "Kesinlikle bir daha hamile kalmamasını" üzerine basa basa söylüyor. Ancak gerek dini inançları, gerek eşinin baskısı ve önemsememesi ile 5. çocuğuna hamile kalıyor.
Kadının gerçeklik algısı o kadar yitiyor ki, çocuklarını sırayla hazırlayıp boğarken, onlara iyilik yaptığını düşünüyor bilmem anlatabildim mi? Yani kadın kanı bozuk-kötü biri değil, hasta ve hastalığı eşi-çevresi tarafından ciddiye alınmamış bir kadın.
Muhtemelen buradaki kadın da aynı durumda; 2. çocuğuymuş. İlkinde de yaşamıştır güç bela toparlamıştır kendi kendine, kimse umursamamış tek kez bile psikolog yüzü görmemiştir. İkincide de ortaya çıkan tablo bu, 6. ay yine gözardı edilmiştir ve sonuç... Belki çocuğu elinde mi bilemedi, belki melek zannetti uçurmaya çalıştı...
Baştan "Akıl sağlığı" vb. filan olmuyor işte. Kiminde böyle sonradan oluşup kronikleşiyor. Önemli olan; başımıza gelmeden, insan psikolojisi üzerine biraz bir şeyler bilmek, en azından -doktora gitmeli-götürmeliyiz- denilecek, doktorun tavsiyelerini ciddiyetle takip edebilecek farkındalıkta olmak.