Ortalık kötü diye baba evinden direkt koca evine geçmeye ve koruma(!) altında yaşamaya mecburuz yani..
Bu sizin bakış açınız, bir şey diyemem. Kendinizi ve çocuklarınızı bu şekilde güvende tutacağınıza inanıyorsunuz, anlaşılabilir.
Diğer taraftan size kesinlikle katılmıyorum. Ben İstanbul'da yaşıyorum, çocuklarım (biri kız, biri erkek) burada bile üni kazansa kesinlikle benimle yaşamalarını istemiyorum. Hayatı öğrenmeliler. Benim görevim onlara hayatı öğretmek. Yanlışlar tabi ki yapacaklar, üzülecekler, o zaman sarıp sarmalayacağım. Hatalarının sorumluluğunu alacaklar ama beraber atlatacağız. Hayalim bu. Kaldı ki esas niyetim ikisinin de yurtdışına gidip orada yaşamaları. Dizimin dibinde tutmamın kimseye faydası yok.
Konu sahibi, 25 yaşında, meslek sahibi. Annesinin dibinde bayram gezmesi yapacak yaşı çoktan geçmiş. Kaldı ki, kendisi ben annemle yaşamak istemiyorum demiyor, eğer annesi onun da bir "birey" olduğunu idrak edip fikrini sormuş olsaydı, ya da metazori yapmadan bu plana dahil etmek için uğraşsaydı, ben bu konuyu açacağını hiç sanmıyorum.
Ayrıca, kendi adıma, benim kocam bana hoşlanmadığım bir planı sormadan dayatsa, benim tavrım ona da gayet net olur. Kimse kimseye gidiyoruz diye emir veremez. Ama bu bireyselliği ailede edinemeyen kadınlarımız ne yazık ki evlendikleri zaman da bunu normal karşılayıp mutsuz oluyorlar. Aile içinde evli/ bekar farketmez, planlar beraber yapılır, fikirlere önem verilir. Bu saygının olmadığı evlilikler için de evet boşan/ayrıl diyoruz.
4 yaşındaki oğluma bile tatil gününde ne yapmak istediği ile ilgili fikrini sorup ona göre hareket ediyoruz. Bu kadın 25 yaşında. Az biraz saygı duyulsun bi zahmet.