İnsanların kırgınlıkları olmaz mı hiç, neler yaşadık, ne kadar gönlüm incindi ....
Ölmeden birkaç gün önce, yoğun bakımda görmeme izin verdiler, bilinci yoktu, uzaktan beni gördü, çocuklar gibi ellerini çırptı, yanına gidince bir sarıldı bana, ilk kez göğsüne yasladı beni... Yapmaz olaydı, tüm yaşadıklarım silinip gitti. Kokusunu içime bir çektim, herşey son buldu. Ölüm başka bir şey, her şey silinip gidiyor, bir özlem kalıyor içinizde. Annem çok sert bir kadındı, sevgisini asla göstermezdi, hayatının son altı ayına kadar ağladığına bile şahit olmadım. Dört kardeşiz biz, bizim anladığımız anlamda adil de değildi annem. Şartlarının gerektirdiğini yaşadı, babasız dört kız büyüttü. Artık yaşadığımız hiç bir şeyin önemi yok. Bugün diyorum ki, hayatı kaydı bizim için, kendini feda etti. Tırnağını kımıldatmayan babamın tüm vazifelerini gık demeden üstlendi. Çok koştu çok yoruldu ve 59 yaşında gitti bu dünyadan. Hiç güzel günümüz olmadı mı ? Oldu, kırgınlıklar kadar kocaman mutluluklarda yaşattı bana annem. Velhasıl kırgınlıklar oluyor ama ölüm öyle acayip bir şey ki ben öldüğünde babamı bile affettim. Cansız bedenine kapanıp,dakikalarca ağladım evlatlarını hiç gözü görmeyen babam için. Sizde yüreğinizi ferah tutun, alabildiğiniz kadar sevgi alın. Ötesi boş. Ne yaşadınız bilmem, naçizane bir öneri benimkisi, kırgın geçen zamanlara sonradan üzülüyor insan. Ona hiç uzun süre küsmedim, hiç yalnız bırakmadım ama olanlarda olmasaydı diyorum bugün. Mutlaka denemişsinizdir ama onu sevmeyi denemekten vazgeçmeyin derim.