Benim çocuğumun evet çoklu besin alerjisi var. Alerjisi olduğu için aşı yaptirmiyorum değil, doğrusu aşı yaptırdığım için alerji gelişti. Doktorların ne dediği açıkçası umrumda değil benim, çünkü kendi aklım ve vicdanıma güveniyorum sadece. Yaşınız müsaitse hatırlarsınız Turk Kalp Vakfı çook uzun yıllar Becel margarini tavsiye etti televizyonlar aracılığıyla. Başını televizyondan kaldırmayan ve sağolsun her bilgi kaosunda "kime inanacağımızı şaşırdık" sitemi yapan halkımız kocaman Türk kalp vakfı ve doktorlarına, bu reklamın gösterimine izin veren devletine inanmayı seçip bir nesli margarinle zehirledi. Şu an bir anne o doktorları referans gösterip margarinli bebek biskuvisi tarifi verse buradaki kadinlar linç eder onu. Amalgam dolgu zararlı mı değil mi tartışmasında bir grup doktor amalgamdaki cıvanın kaskatı orada durduğu surece dagilmayacagini soylerken bir grup doktor amalgama ölesiye karşıydı. Karsit grup az olduğu için linç edildi, insanlar kronik agir metal zehirlenmesinden bihaber birbirine ben de yaptirdim, kaynim da yaptirdi hicbir sey olmadı guvencesiyle tavsiyeler verdi fakat sonuç amalgam yanlısı doktorların kaynak gösterdiği FDA bugün dedi ki amalgam dolgu zararlı. Peki yine tıp fakültesi okuduğu için amalgam tavsiye eden ve uygulayan doktorlara inanıp sağlığından olan insanlara sağlığını kim geri verecek? O annelerin emzirdiği bebeklerin hakkını kim ödeyecek?
Ben diyorum ki neden birilerine inanmak zorunda olalım ki? Bilim, tıp inanç üzerine kurulu değilse şüphecilik bilimin gerçek gücünü oluşturuyorsa doktorların tıbbi söylemleri ticari çıkarların insan sağlığından önemli olduğu bir dünyada benim tercihlerimi belirlememeli, aksine kendi araştırmamı yapmak için bana ipucu olmalı. Sadece sözleri etkili diye inanmayı seçip ailemin sağlığını bir doktora ya da ekole emanet edememeliyim. Araştırmamı kendim yapmalıyım. Fakat bu sitede yazarken genelde Alişan Yıldıranı öneririm çünkü kendi araştırmasını yapmak doktor görüşü dinlemek varken insanlara çılgınca geliyor. Belki diyorum doktorun dedikleri, araştırmaya başlamak için bir içsel motivasyon olusturur, en iyisi doktor da önereyim. Oysa tüm akademik yayınlar halka açıktır, buyrun tıbbi makale veri tabanı olan pubmed sistemine girin, arama bölümüne etil civa dedikleri thimerosal yazın ve hakkında çalışma var mı yok mu kendiniz bakın ve kamu yararı için doktorunuza da gösterin. Üstelik aşılarda sadece cıva yok, alüminyum türevleri, formaldehit gibi zehirler de var, asi.gov.tr adresinden de bakabilirsiniz, kendiniz prospektuslerden de okuyabilirsiniz. Asi.gov.tr adresinde bu maddelerin ne bileyim balıkta, mide haplarında hatta anne sütünde de olması sebebiyle zararlı olmadığı iddiası var. Ben bu tamamen bilimsel dilden uzak, sokaktan geçen insanın mantığını ve ikna dilini kullanan açıklamaya inanmak yerine mesela ne yapıyorum biliyor musunuz? DSÖ'nün kilo başına güvenli alt sınırı belirlediği alüminyumun ne kadar olduğuna bakıyorum. Sonra bir bebeğin kilosuna ve aldığı toplam doz aşıdaki alüminyum oranına. E diyorum aşıyı öneren de DSÖ, CDC alüminyum alt sınırını belirleyen de onlar ama bu çelişkiyi sorgulamadan kabul eden de biz. Sonra karşıma bir kedi burdaysa ciger nerde, ciğer burdaysa kedi nerde hesabı çıkıyor ve aşıları daha fazla incelemeye devam ediyorum.
Aşılar yuzde yüz koruyucu değil, o konuda yazdıklarınız doğru. Hatta bu bilgi aşıların prospektüsünde de yazıyor. Aşıları 3 yıldır okuyorum, üretim mantığı ve teknolojilerine kadar. Aşılar içinde hangi tip virüslere karşı etkili olduğu yazar, tamamen örnek olması açısından yazıyorum, mesela X hastalığı için A, B ve C virüsleri içeriyorsa aşı, bebekte bu viruslere karşı her bebeğe göre değişen miktarda ve hatta bazen hiç antikor yanıtı oluşur. Fakat doğada X hastalığını oluşturan ve bu aşıda bulunmayan D, E virüsleri de vardır. Sizin bebeğiniz aşıdaki virüslerle değil de doğadaki diğer vahşi virüslerle karşılaşırsa yine X hastalığını yaşar. Fakat aşısız bebek zaten anneden aldığı antikor ve agir metalle manipule edilmemis bağışıklık sistemiyle bu virusle bas ederken, aşılı bebek(ilaç, deterjan maruziyeti, kötü beslenmeyi de dahil ediyorum) artan vücut toksisitesi sebebiyle bu hastalığı olduğundan zor atlatabilir. Üstelik aşısız, doğal yollardan vahşi virüslerle enfekte olan insan etrafına sadece bir çeşit virus sacarak hastalık bulastirirken aşılı bebeklerin vucuduna ayni anda birden fazla virus verildiği için inanilmaz fazla bir virüs popülasyonunun dağılması ve etkilesime girerek yeni tip viruslerin oluşmasına zemin hazırlanıyor. Diğer yandan hemen her aşının yan etkisi o aşının geliştirildiği hastalığın kendisidie. Yani menenjit aşısı yaptıran anne cocugum menenjitten korunacak diye düşünmeden önce lutfen açıp prospektüs okusun ve yan etkilerde yazan "menenjit"i kendi gözleriyle görsün. Insanlik yararina yapilan yardımlarla ulaştırılan çocuk felci aşısından sonra çocuk felci salgını başlayan Sudan'daki salgının sorumlusunun aşılar olduğunu DSÖ kendi söyledi.
Konu çok uzun, biliyorum okumayı sevmiyoruz, o yüzden uzatmıyorum daha fazla. Her insan kendi araştırmasını yapmayı dünyaya getirme sorumluluğunu üstlendiği o küçük savunmasiz insanlara borçlu. Aşı bir pazar, ciddi bir pazar. Ilaç şirketleri müşteri arıyor, o müşterileri aşılar yetiştiriyor. Aşı fonlayıcısı Bill Gates innovating to zero adlı konuşmasında bizzat ifade ettiği üzere aşı ve üreme sağlığı hizmetleri ile dünya nüfusunu yuzde 15 azaltmayı hedefleyen bir über zengin. Aşı karşıtlığı her zaman cehaletle aynı cümlede anılıyor ve çok medeni takılan aşı yanlılarının arasına bir aşı karşıtı koysanız parçalayacak kadar nefret dolular. Üstelik hemen hemen hepsinin aşılar hakkında söylecek bilimsel tek bir cümlesi yokken. Soruyorum ama hayır bir kere bile cevap alamadim simdiye kadar, çünkü bir tane kaynağından bilgi okumuş değiller. Tüm duyduğum medyada pompalanan korku haberlerinin aynı ezberi. Medyanın gücü ve toplum mühendisliği... Üzerine düşünülmesi gereken bu cümleleri de ortaya bırakıp ayrılıyorum konudan. Herkesin bebeği tertemiz bir bedenle, zihinle ve ruhla büyür umarım.