'Aşk' 'sevgi' 'alışkanlık' 'merhamet' kızlar gelim dertleşelim...

Oy oyy aman allahım aynen işte bunlar bende'de varr.. kendiliğinden kopması için adamın seni bırakması lazım... eee adamlarda deli değil ya bizim gibileri bulmuşlar neden bıraksınlar ki... bence hiç bekleme eğer karşılıklı konuşabiliyorsanız güzelce konuşup bir orta yol bulun.. ben konuşmaya çalıştığımda zamanla sesim yükseliyor çünkü hiç bir tepki yok beni dinlemiyor gibi yapıp kendini bilgisayarda oyuna veriyor... kim olsa çıldırır yani.. gerçi bana verecek bir cevabıda yok tüm hatalar sorunlar onda boşanmakta istemiyor en iyisi susayımda konuşup,konuşup gider diye düşünüyor heralde :/
 
Bence eksik olan cesaret..cesaretini toplasa ve ayrilma asamalarini sorunsuzca asabilecegini inansa bircok kadin vazgececek eviliginden.
 
Türkiye'deki kadınların en önemli eksikliği SEVGİ EKSİKLİĞİ.
Kabul edelim çoğu kadın ne annesinden ne babasında gerçek manada sevgi, ilgi, şevkat göremediği için, dış dünyaya kaşı konunduğu için hep bir köşede büyüyüp gidiyor.
Başını evden uzattığı anda ise hastalıklı, ağa, paşa mantığı ile yetiştirilmiş erkeklerin kurbanı oluyor.
Aşırı kıskançlığı aşk sanıyor,
kısıtmanmaları, engellemeleri sahiplenme sanıyor,
'benimsin, namusumsun vs.' laflarını aşk sanıyor.
Bunlar bizim toplumumuzun yarası, hastalığı, virüsü.

Etrafta sevilmemiş o kadar kadın ve erkek var ki. Bu yüzden resmen insanlar birbirini sağıyor 'bana sevgi ver ver ulan ilgi ver, veriyor musun, benden sevgi istiyor musun? o zaman benim istediklerimi yapacaksın, yoksa defol git bana yetmedin başkasını istiyorum'. Bu döngü dönüp duruyor.
Mutsuzluk, yetersizlik, sürekli aşk arayan ama hep travmalarla karşılaşan insanlar, aşkı hayatlarının tam ortasına koyan kadınlar, bunun dışında kendi için hiçbir şey yapmayan kadınlar...

Bu yüzden kadınlar okumalı, iş sahibi olmalı, ezik, büzük, tamahkar, erkeğe kul olarak yetiştirilmiş birer 'anne adayı' olmamalı. Bir birey olmalı.

Ben de mükemmel bir insan değilim. Ama bu hayatta yaptığım en iyi şey 'Önce ben' diyebilmek. Önce ben ve benim gururum. Çok ilişkim oldu. Kimi 5 yıl kimi 3,5 yıl, kimi 4 ay, kimi 1 ay... Bunların her birinden bıçakla keser gibi ayrıldım. Ağlasam da sızlasam da özlesem de bir kere olsun kapılarına gitmedim, af dilemedim, yalvarmadım. Çünkü onlarsız yaşayabileceğimi biliyordum. Yaşadım hem de nasıl yaşadım. Şimdi evliyim. Eşimle ilişkimin temeli saygı ve şevkate dayanıyor. Ve asla birbirimizi malımız olarak görmüyoruz. Birbirimiz odaklıyız, önce kendimiz, sonra ikimiz. Ama hayat bu ve kimse vazgeçilmez değil. Hayat bize ne getirecek bilmiyorum. Sadece onu katıksız seviyorum ve inanılmaz saygı duyuyorum.
 
Bigun nefret ediyorsun kizginligin gecince cok seviyorsun bigun hayatimin aski bu diyorsun birgun allahin belasi oluyor :) oyle gidiyor iste
 
Alışkanlık dediğin evdeki özgürlüğümüz ve rahatımız ama mutsuz olduktan sonra bunlarında bir önemi pek kalmıyor.. şuan yeni evime geçtim tüm eksiklerimi bitirdim zevkime göre döşedim bunları bir çırpıda yok etmek illakş çok zor insanın içi sızlıyor ama eşim gelse deseki ben boşanmak istiyorum tmm derim.... çevremide hiç kafaya takacak değilim onlar bana mutluluk vermiyor yaa... bir kaç ay doğal olarak konuşulur sonra sıradanlaşır önemli olan ailemin arkamda olması..
 
aslında merhametten ziyade alışkanlıklar devreye giriyor....
 
Ya mutlu olmak aslında gerçekten çok kolay yaa hiçte zor değil sevgi, saygı, anlayış,merhamet,vicdan, güven,sadakat ve bir sorun olduğunda biraz empati çoğu insanda bulunan özellikler neden zor olsunki.... ama işte kendi eşini bulamayınca tek taraflı yürümüyor buda bir gerçek...
 
Canım ben uzun süren bir evliliği bitirdim uzerinden de hayli zaman geçti.

Verdiğim emekleri düşünüyorum, geçen güzel zamanları neden olmadı diye soruyorum kendime onca yıl boşa mı gitti?

Boşanmayı isteyen bendim hiç bir hissim kalmamiştı zerre kadar bile yani eski esime karşı hic bir duygu hissetmeden değerlendirme yapabiliyorum.

Anlıyorum ki bir karar vermek lazım. Ya her zorluğuna rağmen evliliği sürdüreceksin ya da bitirmek niyetine girersen kendini de onu da hazırlayacaksın.

Bu söylediklerim bilinmedik şeyler değil elbette ama bunları söylemekle tam olarak idrak etmek cidden farklı.

Sizin eşinizin boşanmak istemenize neden olacak bir kusuru var. Kumar evde bereket bırakmaz.

Evliliginiz sizin katlanmanızla gidiyor di mi ama kendinize evlilik bu mu ben hic mi el üstünde tutulmayacağım diye soruyor olmalısınız.

Eğer eşinizle devam edecekseniz kadın olarak kurduğunuz evlilik hayallerinizi ertelemeli ve bağımlılık hastaliğı olan birine hemşirelik yapıyor gibi düşünmelisiniz bence ve bu yıllar sürebilir ve düzelmesi bir umut olsa da garanti değil.

Buna karar verirseniz artık olanlara uzülmez, başınıza geleni yaşarken bile mutlu olmaya çalışırsınız.

Ama bi bosansam mı yoksa devam mı diye arada kaldıkça mutluluk mümkün değil.

Ben boşandım çünkü artık iki ev arkadaşı olmuştuk ben tamamen soğumuştum. Ve ona hiç güvenim kalmamıştı.

Hakkınızda hayırlısı olsun inşaallah...
 
6 yili gectik o zaman masaAllah size. Evliyim 2. Sayfada mesaj yazmistim Saygiyi kaybetmeyinde devam eder. Bizde saygi bitti.
Kusura bakmayın cevap yazarken bildirim geldiğinde farkedememişim. Şimdi bi geçmişe bakayım dediğimde bir kaç kişiyi görmediğimi fark ettim..
 
Bence Turkiyedeki erkeklerin asil eksikligidir sevgi eksikligi.bir erkegin ilk tanidigi sevdigi kadin annesidir.oglunu yeteri kadar sevmeyen ilgi ve sefkat vermeyen ona degerli oldugunu hissettirmeyen hayatta yaninda olmayan kadinin oglu gun gelir el kiziyla evlendiginde butun hayatinda eksik kalan duygularinin hincini hirsini kinini karisindan hakaretle siddetle cikarir.esine siddet uygulayan erkegin annesi hepsinden cok hatalidir. Bu yuzden kari koca arasindaki duygularin onemi evli insanlarda aranmaz gec kalinmistir artik.cocugun daha dogmadan once anne karninda o bahsettigimiz sevgi sefkat ilgi merhamet kavramlari yasanmali ki bebege de gen yoluyla degil dogru duygulari olmasi gerekenleri gormesini saglayip aktaralim.
 
Bence eksik olan cesaret..cesaretini toplasa ve ayrilma asamalarini sorunsuzca asabilecegini inansa bircok kadin vazgececek eviliginden.
Cesaretim biraz olsun var ailemde destekcim zaten ama ona karşı merhamet duygum daha ağır basıyor... şöyleki ayrılsam ve onun kötü durumda olduğunu duysam bende mutlu olamam vicdan azabı çekerim... ayrılmam için büyük bir tartışmamız olması lazım ki artık dayanamıyorum deyip çekip gidebileyim..
 
Herhangi bir birliktelik için asgari bir saygı yeterlidir. Doğru-doyurucu bir birliktelik için ise çok şey gerekir.
Benim için çok var şahsen "Hayatım" dediğim birini hayatımda tutabilmek/hayatıma katabilmek için:
Sadakat-Dürüstlük
Sevgi-Aşk dengesi (Aşkı taze tutacak kadar tutku, sevgiyi doğru yaşatacak bir iletişim)
Cinsel çekim- Ten uyumu- Kişisel temizlik
Belli bir zeka seviyesi-Bilgi aralığı
Özveri - Şefkat
Saygı - Bir tutam şaka soslu kıskançlık

Aşk ile sevgi arasında bencillik farkı var.
Aşk bencillik içerir, şairlere bakın mesela; aşık olduğunu yazarken kendi çektiği acıları dizer altına, başlar kendini anlatmaya, dökmeye :)
Sevgi, acıyı tamir eden bir şeydir oysa. Daha uzun yazılabilir üzerine, özetle böyle.
 

E tabi bu da var. Nerden tutsanız bişey var.
Hiç sağlıklı bir toplum değiliz ki.
 
Kendinizi kandiriyor olabilir misiniz.esimden vazgecmem icin buyuk bir olay kavga olmaliki bunu one surup omur boyu iyiki ayrilmisim bana neler yapti diyebilmek icinmi beklemedesiniz.
 
Bırakıp çekip gitmekle en iyisini yapmışsınız allah huzurunuzu bozmasın :) ama bı çekip gitmek evlilikte çok farklı oluyor sevgili iken ayrıldın bitti fakat evlilikte belirli bir düzen ve eşine olan bir sevgi bağlılığın var bilmiyorum belkide yapı meselesi ben bana gitme diyen birinden gidemiyorum düşmanım bile olsa benden güçlü olsun isterim.. çünkü ben kendimi mutlu edecek sebebler her türlü bulabilirim.. yeterki benden uzak ve bana muhtaç olmasınlar...
 
aslında merhametten ziyade alışkanlıklar devreye giriyor....
Yok bundan eminim alışkanlık değil sadece merhamet.. bide acaba boşansam özlermiyim pişman olurmuyum düşünceside var ama sonra kendi kendime amannn sanki şimdi aynı evdeyizde ne oluyor onca şeyler yaptı boşver özlemezsin diyorum..
 
Gerçekten söylemekle idrak etmek çok farklı ben idrak etmiş durumdayım... şuan almanyadayım ve eşim benim için türkiyeye gelicem demeseydi düşünmez ayrılırdım çünkü burada evliliğimin düzelmeyeceğini biliyorum.. fakat türkiye'ye gelmeyi kabul etmesi orada çevrem yok düzelirim demesi beni duraksatıyor ya gerçekten düzelirse iyi olursa diye düşünmeden edemiyorum.. şimdi boşansam keşke bir deneseydim diye pişman olmak istemiyorum... ama bir yandan ya düzelmezse onca uğraş yine boşa gidecek uğraştığımla ve senelerimin geçtiğiyle kalıcam daha önümüzde tüp bebek tedaviside var normalde 2 ay evvel başlamamız lazımdı ama maddi olarakta manevi olarakta hazır değildim...
 
Doğru ve doyurucu bir ilişki günümüzde çok nadir maleseff artık çoğu evlilikler asgari ilişkiler üzerine:)))
 
Doğru ve doyurucu bir ilişki günümüzde çok nadir maleseff artık çoğu evlilikler asgari ilişkiler üzerine:)))

Çoğunluğun nasıl olduğuna bakmak, benim-sizin hayatınızı daha mı çekilir kılıyor? :)
Hayatımı ben yaşıyorum, hayatınızı siz yaşıyorsunuz. Başkasının kötü ilişkisine bakıp şükür diyebiliriz, başkasının iyi ilişkisine bakıp keşke diyebiliriz, ya da kendimize bakıp "Yetmiyorsa ne yapabilirim, yetiyorsa nasıl koruyabilirim?" diyebiliriz. Tercih :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…