Asosyal oldum !

Biz de aynen böyleyiz. Planları hep ben yaparım, bir yere gitsek bile pek konuşmayız zaten konuşacak bir şey bulamayız çünkü. Bana kalsa konuşurum da o konuşmayınca ikimiz de telefona bakıyoruz. Biz tartışmalarımızdan dolayı uzaklaştık birbirimizden kırgınlıklarımız oldu bir sürü sebepten. Sizde de böyle mi oldu? Yoksa bi sorun yok ama adamın fıtratı mı böyle?
 
Tartışmalarımız illaki oldu ama bizi bu duruma sürükleyecek tarzda tartışmalar değildi tabi hep üstü örtüldü geçiştirildi unutturuldu vs ama evet adamın fıtratı böyle oyüzden genel anlamda. Ortamlarda sorulunca evlilikle alakalı şeyler kendisi diyoki ‘ evlilik şu hayattaki en güzel şey’ neye göre kime göre acaba ? Aynı evde yaşamayı evlilik sanıyo sadece tabi güzel olur
 

Diğer yorumlarını da okudum da eşinin iyi tarafı kalmamış gözünde. Bence kendisine karşı olan sevgin de bitmiş adım atmak için bir cesaret arıyorsun gibime geldi. Bu evlilik seni yoruyor, yorduğu içinde hayattan keyif alamıyorsun. Eşinle açık açık konuş bu hareketlerinin ilişkinize zarar verdiğini eğer kendini değiştirmek istemiyorsa o zaman hayatın hakkında radikal kararlar almalısın.

Umarım mutlu olursun
 
Naparız da mutlu oluruz değil de ayrılsam daha mutlu olurum diye düşünürken buluyorum kendimi hep. Ama cesaret edemiyorum sanki. Geçen gün bir gece ayrı kalmak zorunda kalmıştık o gün özlediğimi ve çok alışmış olduğumu farkettim. Sevgi mi alışkanlık mı onu anlayamadım ama. Bana destek çıkacak kapı gibi bi ailem var ama sırf üzülmesinler diye hiçbişey anlatmıyorum anneme mutsuzum diyemiyorum. Keşke insanlar yerine kendimi düşünebilsem artık. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum
 

İnsanı bağlayan şey alışkanlıklarından vazgeçme korkusudur. İşte mutsuzsundur ama iyi kötü düzen vardır bırakmak istemezsin, eşinle mutsuzsundur ama "iyi kötü" eşin vardır bırakmak istemezsin. Alışkanlıklar insanların %99 hayatını yaşamasına engel olan nedenlerdir. Zor olanı yapmak yani "kendimize şans verme cesaretini göstermek" çaba gerektirdiği için biz "kolaya" kaçarız ve hayatımız "kötü de " olsa bu düzene devam ederiz çünkü olanın dışına çıkmak istemeyiz.

Çoğu işimi sırf alışkanlıklarım yüzünden erteliyorum bende, aman diyorum alışmışım şimdi böyle devam etsin. Oysa ihtiyacımız olan tek şey "cesaret". Kendimize inanmak. Eşinizle tanışmadan önce hayatınızda "eşiniz" yoktu. İşe girmeden önce "o işte değildiniz". Yani kendimizi kandırmak yerine, hayatın her zaman devam ettiğini ve şekillendiğini fark etmemiz gerek.

Umarım en doğru kararı verirsiniz.
 
Ben o zıt kutuplar saçmalığına hiç inanmıyorum, karakteri bana benzer hatta aynı olmaya yakın olmayan erkeklerle anlaşamıyorum. Gezmek bile sorun, bir taraf cıvıl cıvıl gezmek, öğrenmek, hayatına bir şeyler katmak istiyor diğer taraf da evde pineklemece nasıl mutlu olunabilir ki. İş yerinde yüklenilen ağır yük eve de mutlaka yansır zaten, mesela çalışırken başka bir iş baksanız daha mutlu olabileceğiniz, evde de eşiniz de sizle beraber plan yapmasa bile size dahi olsa, mesela benim erkek arkadaşım da öyle plan filan yapamıyor ama bana uyuyor, sizin bence oturup sağlam bir konuşma yapma vaktiniz gelmiş, oturun eşinizle böyle böyle ben bunaldım, yaşamak istediğim hayat bu değil, hayatıma farklılık, güzellikler katmak istiyorum senin de buna dahil olmanı istiyorum, eğer köstek olacaksan da ilişkimizi devam ettirmeyelim. Güzellikle ayrılalım dersiniz. Beraber bir çift terapistine de gidebilirsiniz.
 
Konu sahibi senin derdin asosyallik değil, senin derdin evin seni boğması. Çünkü huzurlu ve mutlu değilsin.
Bir dönem bende öyleydim. Ve ben eş meş dinlemeden kendi başıma gider be yapacaksam yapardım. Şimdi çocuk olmasına rağmen, uykusunu falan takmadan gece çıkıyoruz valla. Bence al eşini karşına güzelce bir konuş. Ne ailelere git ne de evinde ağırla.
Böyle biriyle birlikteydim ve bu kişiler genelde gizli narsist oluyor. Sakın ha sakın seni ele geçirmesine izin verme.
 
Legandary hanfendiicim fikrine kısmen katıldım bu sefer.
Eşimde bende farklı hayatlar ve coğrafyalarda doğmuş insanlarız. Eşim küçük Emrah ben ise Çılgın bediş ilk zaman çok zor oldu ama şimdi mesela uyumsuzluğun uyumunu yakaladık diyebilirim. Bazen halay açıp dans ediyoruz , bazen Nirvana açıp kafa sallıyoruz tam bir kültür şoku zhhshxhsh
 
Sadece eşte değil sizde de sorun var aslında.
Eşinizi alıp karşınıza ben böyle devamlı ev gezmelerinden çok sıkıldım. Böyle mutlu olacak kişilikte bir kadın değilim ben dediniz mi? Konsere gitmek istiyorsanız onun bahanelerini ber taraf edip net bir şekilde "ama ben istiyorum" dediniz mi.? Gerektiğinde arkadaşlarınızla program yapıyor musunuz? (hatta eşin de özenip katılmasını sağlayabiliyor bu durum)

Öyle sadece demeyle de kalmayıp, yeni bir düzen kuralım alışana dek. Mesela ev gezmesi ayda bir olsun, bir hafta sonu sinema, bir hafta sonu varsa konser yoksa birlikte bulacağımız bir etkinlik olsun mutlaka. Her hafta sonu ya kahvaltıyı ya yemeği dışarıda yiyelim Ve tüm bunları benim zorlamamla değil birlikte keyif alarak yapalım. Yoksa ben çok sıkılıyorum haberin olsun 'u masaya ciddi şekilde yatırdınız mı?

Yoksa "off sıkıldım" larla adamın ruhunuzu okuyup aniden sosyal bir varlığa dönüşmesini mi bekliyorsunuz?

Bir de _farklı düşünceler olabilir bu benim düşüncem_ bana göre evlilik rio karnavalı değildir. Her an coşku, eğlence, konser, kokteyl, "bugün nasıl mutluluğun dibine vursak" olayı değildir. Karşılıklı değer vermek, sevgi duymak, sevgi bulmak, yakın bir hayat görüşü ile gelecek planları yapmak, konuşup dertleşebilmek, bir arada sevgi ve güvenle huzurla yaşayabilmektir Elbette birlikte mutlulukla sosyal etkinlik vs de gerekli ama bu konuda çaba gösterip orta yolu bulmak da zaten evlilik olayının bir parçası diye düşünüyorum

Eş dışında kardeş kuzen vs, herkese de sosyalleşememek konusunda bir bahane bulmuşsunuz sanki. İştekilerden de "boğma" derecesinde sıkılmak söz konusu olunca genel bir hayattan sıkılmanız söz konusu gibi. Birazcık terapi ile aslında hayatta asıl sıkıldıklarınızın ne olduğunu veya nedenini ve neleri değiştirmeniz gerektiğini daha doğru algılayabilir, çözüm bulabilirsiniz diye düşünüyorum
 
E şimdi ozamanlar ev yok bişey yok mecbur geziyoduk insan anlamıyo. Evcimen olduğunu söylüyodu da en fazla benim kadardır diyodum yani. Ama zevklerimiz falan farklıydı görünüyodu açıkça
Bu kadarı da çok fazla. Siz ayak uydurmaya çalışınca o da gayret göstermeli. Tek taraflı nereye kadar evlilik surdurebilirsiniz
 
siz monotonluktan sıkılmışınız planı siz yapın eşinize icabet etmek kalsın yoksa bu koşullarda bu monotonluk bozulmaz , sizinde psikoloji günden güne eksiye gider. Benim eşimde çok öyle plan program yapmaz ama arada dışarda yemek falan yeriz, haftasonu kızımın kursu var onu oraya götürdükten sonra pazar işlerini hallediyoruz sonrada avm de onu oyun alanına götürüyoruz birlikte alışveriş yapıyoruz yemekte yiyoruz falan sosyalleşmiş oluyoruz. Bizde gece hayatı sinema vs zaten yok çocuğu bırakacak kimsemiz yok bizde çocukla eğlence modundayız
Yazları da her sene 4-5 günlük aile tatilimiz vardır, mekanı ben seçerim planı yaparım ödeme ortaktır. Eşime kalsa izni evde geçiririz. Demem o ki fırsatı siz yaratın eşinize eşlik etmesi kalsın ondan beklemeyi bırakın yoksa o tv ve telefonu işe mutlu bence..
 
İşte bunu başarabilenler de var ne güzel Demek ki siz birbirinize göre şekil alabiliyorsunuz. Ama konu sahibinin eşinde bu yok, konu sahibi hanımefendi mesela eşi için aile ziyaretleri vs katlanıyormuş çok hoşnut olmasa da ama adam kılını kıpırdatmıyor. Birbirilerinin zevkleri ilgi alanları için taviz verseler zaten sıkıntı kalmaz. Kadın eşinin gezmeyi sevmediğini biliyorsa her zaman ısrar etmemeli sonuçta biliyor yapısını, ama adam da demeli ki eşim bana saygı duyuyor bende arada onun için dışarı çıkayım gönlü olsun. Ben mesela çok adapte olamıyorum benden apayrı bir karaktere, sıcaklık besleyemiyorum beni karşı cinse yakınlaştıran ortak beğeni ilgi alanları, ama bu kişiden kişiye değişir demek ki siz adaptasyon becerisi yüksek birisiniz
 
Benim eşim de aileme gelip gitmekten hoşlanmaz. Söylemez ama hoşlanmaz ben alırım bebişi atlar giderim. Hiç kimse birbirine çok ayak uyduramaz. Zaten adamda benim emir erim değil. Evlenince nedense bireyselliği kaybediyorlar. Şimdi gelmiyor diye ağlıyım mı ? Gel diye yalvarıyım mı ? Çokta fifi Gider yer , içer ve canım isterse de kalırım. Haber veririm ama izin almam. Bilmiyorum belki ben hatalıyımdır
 
Ya zaten evlenince yapışık ikiz gibi gezmek çok yanlış bence, doğru olan da bu değil, benim aileme gitmek istemiyorsa zorlamam ki, gitse ne olacak surat asacak. Ha ama şöyle oda bana demeyecek o zaman aileme gidelim kısasa kısas vardır bende zaten haber verilir izin alınmaz kimse kimsenin sahibi değil, bırak evliliği sevgili iken de izin alanı çok görüyorum ne biliyim komik yani, ailenden izin alıyor musun desen yok yeaaaa kaç yaşındayım der ama sevgili yada kociş olunca beyin error veriyor kimse kimseye dediğiniz gibi tam adapte olamaz ama en azından ufak da olsa bir çaba vermeli yani benim içinde şunu yapıyor diyebilecek bir şey bulmalı bence
 
Ben onun ailesiyle hiç alakası olan biri değilim. O da bana demez ara, sor diye. Galiba aile işin içinde olmayınca iletişim daha iyi oluyor.
 
Yani bilemedim bana eşinizle iletişim problemi var gibi geldi. Hiç bu düşündüklerinizi, hissettiklerinizi ona bahsettiniz mi? Eşinizle eskiden gezebilirmişsiniz şuan neden değişti, artık neden istemiyor sordunuz mu? Sadece dışarı çıkıp kahve içmek sizin için yeterlidir belki ama bunu evde de eşinizle birlikte zaman geçirmek için yapmayı denediniz mi? Maalesef teknoloji de iletişimi bitirdi. Şuan herkesin elinde telefonlar var kimse kimseyle ilgilenmiyor. Bunu eşinizde gördüğünüzde siz de aynı şekilde karşılık vermek yerine rahatsızlığınızı paylaşmanız daha doğru olur. Hayatın stresleri yeterince fazla zaten evliliğinizde de ekstra stres yüklemeyin kendinize lütfen.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…