Keşke İstanbul’da yaşasaydım diye hayatım boyunca düşündüğüm tek an, yazını okurken oldu. Pr şirketlerine çağrıdır, müthiş bir yetenek var burada
Turistik 3 5 günlük gezi hariç, hiç şahsi bilgimin olduğu bir şehir değil yaşam açısından.
Sanırım kozmopolit olması yelpazeyi oldukça geniş tutuyor çünkü biz başkentte bu kadar açık bir alana sahip değiliz.
Evet üstün sınırı yok ama altın bir sınırı var.
En en uygun olması gereken sanayi içi esnaf dükkanlarında bile 25 lira altına bir yemek yiyebilmek kalmadı ki cafeye gideceğiz hele böyle manzarada yenecek 35 lira olacak falan filan.
Tantuniye tek dürüm tantuniye yakın zamanda 25 lira verdiğimi belirtmek isterim ki sokak lezzetleri, araba ürünleri bunlar.
İmkan, heves ve çaba takdire şayan.
Geçen ay bir sanatçı, başkentte konser verilen birkaç mekandan birine çıkacaktı, baktım biletler 250 den başlıyor, dalga mı geçiyor bunlar Allahın jolly jokeri dedim ama şaka değilmiş.
Bizdeki konser vb etkinlikler maalesef böyle 3 5 mekanla sınırlı.
Yalnız konudaki durum şu, ekonomik olarak rahat bir alandan dar alana geçiş yapmak.
Hayat çok zor hemfikiriz, değil 8 bine aylık cebinde bin tl si kalmadan her şeye yetişmeye çalışan var ama güllük gülistanlık bir mecradan kısıtlı imkana geçmek olayın özü.
Yoksa bu parayla İstanbul’dan küçük bir şehre taşınan insan nasıl göbek atar, niye atarsa aynı şekilde tersi olmalı, pür dikkat ve evdeki hesabın çarşıya uymayacağını çünkü o çarşının dünyanın en kozmopolit şehirlerinden biri olduğu unutulmamalıdır.
Senin gibi işin piri olmak için de sağlam bir yaşanmışlık gerekir, daha önceki hayatından bambaşka alışkanlıklar geliştirmesi gerekir.