- 22 Eylül 2013
- 643
- 913
- 303
Merhaba, içimi yiyip bitiren kafamı çok taktığım bir konu var...
Gittikçe daha çok kafamı yoran bir düşünce; babamın yalnızlık çekip çekmediği...
Annemi 3 yıl önce kötü bir hastalık sebebi ile çok hızlı şekilde 9-10 ay içinde kaybettik.
O sırada ben öğrenciydim, benden büyük abim var o da çalışıyordu. Annemin kaybından sonraki süreçte aile olarak birbirimize çok destek olduk, ilk dönemleri beraber atlatmaya çalıştık.
2 yıl sonra ben mezun oldum ve evlendim.
Evlenince iş sebebi ile eşimin yaşadığı şehre yerleştik ve oradan da baba evinden daha da uzak bir şehre geldim, bu kez eşimle aynı işi yapmaya başladık son bir yıldır da buradayız.
Gelelim sıkıntıma...
Biz çocukluğumdan beri dört kişilik çekirdek bir aileydik öyle akrabalarla,dostlarla fazla içli dışlı gidip gelen bir yapımız olmadı hep kendi kendimize geçindik,yaşadık. Yapı olarak ben aileme aşırı düşkün bir kız evlat oldum. Dördümüzün bir araya gelip sohbet ettiğimiz o günler diyebilirim ki hayatımın en güzel günleri oldu, bunun için hep şükrederim.
Fakat annemin hastalığı ile birlikte çok zor,çetin bir sürece girdik. 10 ay boyunca annemin öleceğini bilerek herkese moral vermeye, ayakta tutmaya çalıştım. O günleri hala daha atlatamıyorum. Rüyalarımda,düşüncelerimde hep o günler bir köşede öylece duruyor.
Annemi kaybettikten bir süre sonra eşimle evlendim. Evlenip başka şehre gitmem babamı da beni de çok etkiledi. O beni hep desteklese ve benim için mutlu olsa da buruk olduğunu adım gibi biliyorum.
Eşim ile baba-oğul gibi anlaşırlar hatta abimden daha iyi tutar frekansları bunun için çok mutluyum.Bu yüzden eşim de sık sık çağırır bize, babam arada gelir kalır,gider.
Fakat tüm bunlar arasında biliyorum ki ben akşam eşimle yemek yerken,sohbet ederken konuşurken. O yalnız yiyor, bu zamanlarda iftarını tek başına açıyor, kısacası biliyorum ki yalnızlık çekiyor... Bunları düşününce boğazımda takılıyor her şey...
Annem çok erken ayrıldı aramızdan, babam onun yerine kimseyi koyamıyor onu da biliyorum. Fakat insanın bir hayat arkadaşına da ihtiyacı var.
Nasıl ki ben yuvamı kurdum, babamın da yaşayacağı günlerine yaverlik edecek, oturup konuşacak, gülecek birine ihtiyacı var. Annemin vefatının ilk yılında bunu biri söylese onu susturur, konuşturmazdım bile bu konuda ama evlendikten sonra daha olgun, daha sakin düşünebiliyor insan, empati yapabiliyor...
Bizler ne kadar onu ziyaret etsek, o bize gelse de bunlar kısa süreli dönemler... O yüzden anlaşacağı,kafasına uyan bir hayat arkadaşı olursa kendisini desteklediğimizi de söyledim babama...
Zaman ne getirir bilemeyiz ama ona da şu an şiddetle karşı çıkıyor...
Benim kafamda ise her gün "babam bugün ne yaptı? yalnız mı , üzgün mü,sıkılıyor mu? " soruları... Belki benim durumumda olup hislerimi paylaşacak biri vardır burada diye paylaşmak istedim...
Hayatta her şeyin hayırlısını istedim her zaman, tabi ki onu üzecek biri olacaksa hayatında hiç olmasın daha iyi, ama ben geri kalan hayatını da tek başına geçirmesini isteyemiyorum... Onun daha mutlu olması, daha iyi yaşaması tek istediğim...
Gittikçe daha çok kafamı yoran bir düşünce; babamın yalnızlık çekip çekmediği...
Annemi 3 yıl önce kötü bir hastalık sebebi ile çok hızlı şekilde 9-10 ay içinde kaybettik.
O sırada ben öğrenciydim, benden büyük abim var o da çalışıyordu. Annemin kaybından sonraki süreçte aile olarak birbirimize çok destek olduk, ilk dönemleri beraber atlatmaya çalıştık.
2 yıl sonra ben mezun oldum ve evlendim.
Evlenince iş sebebi ile eşimin yaşadığı şehre yerleştik ve oradan da baba evinden daha da uzak bir şehre geldim, bu kez eşimle aynı işi yapmaya başladık son bir yıldır da buradayız.
Gelelim sıkıntıma...
Biz çocukluğumdan beri dört kişilik çekirdek bir aileydik öyle akrabalarla,dostlarla fazla içli dışlı gidip gelen bir yapımız olmadı hep kendi kendimize geçindik,yaşadık. Yapı olarak ben aileme aşırı düşkün bir kız evlat oldum. Dördümüzün bir araya gelip sohbet ettiğimiz o günler diyebilirim ki hayatımın en güzel günleri oldu, bunun için hep şükrederim.
Fakat annemin hastalığı ile birlikte çok zor,çetin bir sürece girdik. 10 ay boyunca annemin öleceğini bilerek herkese moral vermeye, ayakta tutmaya çalıştım. O günleri hala daha atlatamıyorum. Rüyalarımda,düşüncelerimde hep o günler bir köşede öylece duruyor.
Annemi kaybettikten bir süre sonra eşimle evlendim. Evlenip başka şehre gitmem babamı da beni de çok etkiledi. O beni hep desteklese ve benim için mutlu olsa da buruk olduğunu adım gibi biliyorum.
Eşim ile baba-oğul gibi anlaşırlar hatta abimden daha iyi tutar frekansları bunun için çok mutluyum.Bu yüzden eşim de sık sık çağırır bize, babam arada gelir kalır,gider.
Fakat tüm bunlar arasında biliyorum ki ben akşam eşimle yemek yerken,sohbet ederken konuşurken. O yalnız yiyor, bu zamanlarda iftarını tek başına açıyor, kısacası biliyorum ki yalnızlık çekiyor... Bunları düşününce boğazımda takılıyor her şey...
Annem çok erken ayrıldı aramızdan, babam onun yerine kimseyi koyamıyor onu da biliyorum. Fakat insanın bir hayat arkadaşına da ihtiyacı var.
Nasıl ki ben yuvamı kurdum, babamın da yaşayacağı günlerine yaverlik edecek, oturup konuşacak, gülecek birine ihtiyacı var. Annemin vefatının ilk yılında bunu biri söylese onu susturur, konuşturmazdım bile bu konuda ama evlendikten sonra daha olgun, daha sakin düşünebiliyor insan, empati yapabiliyor...
Bizler ne kadar onu ziyaret etsek, o bize gelse de bunlar kısa süreli dönemler... O yüzden anlaşacağı,kafasına uyan bir hayat arkadaşı olursa kendisini desteklediğimizi de söyledim babama...
Zaman ne getirir bilemeyiz ama ona da şu an şiddetle karşı çıkıyor...
Benim kafamda ise her gün "babam bugün ne yaptı? yalnız mı , üzgün mü,sıkılıyor mu? " soruları... Belki benim durumumda olup hislerimi paylaşacak biri vardır burada diye paylaşmak istedim...
Hayatta her şeyin hayırlısını istedim her zaman, tabi ki onu üzecek biri olacaksa hayatında hiç olmasın daha iyi, ama ben geri kalan hayatını da tek başına geçirmesini isteyemiyorum... Onun daha mutlu olması, daha iyi yaşaması tek istediğim...