Çok teşekkür ederim. Başkaları içinde geç olmadı. İstedim. AminnnNasıl güzel anlatmışsınız, öz eleştiri sahibi olsak nefret ederek bakar mıyız ki çevremize
Babanızla aranızı düzeltmenize çok sevindim Allah daim etsin :)
ama sen piskoloğunla varmışsın bunlaraUzun bir süre kendi çekirdek ailemin problemleriyle uğraştım. Bir süre iş güç savaşı içindeydim. Bir süremide eşimle yeni başlangıçlar yapmaya çalışarak geçirdim. Sonraki bir dönemde sağlık problemleriyle geçti. Bir süre hamilelik çocuk vs derken hep ertelediğim konu BABAMDI.
Babama olan küslüğümü, kırgınlıklarımı, nefretimi, öfkemi ve bu duyguları hissettiğim için yaşadığım vicdan azabını yıllarca içimde tuttum ve bu yükle yaşadım. Bu duygularla yüzleşmeye vaktim aslında doğrısu cesaretim yoktu. Kendimi meşgul ederek ve düşünmeyerek kaçış yolu bulmuştum ama bu içimdeki karanlığa merhem olmadı. Doğru cümle şu " Ben hep biraz eksiktim. " burada benim durumumda olan insanları oludukça içimi bir korku kapladı. Ya babama bir şey olursa! Ya onu aslında ne kadar sevdiğimi bilemeden bana küs ayrılırsa bu dünyadan?
Cesaretimi toplamam aylar aldı. Kolay değildi bütün ömrün hesaplaşmasını yapmak. Ben hayatımı babamın nefret ettiği şeyleri ona inat yaparak yaşadım. Onun istemediği bana kızacağı her şeyi yaptım. Hep onunla zıtlaştım. Onun anneme yaptıklarının intikamını aldım bilinç altımda. Onu çocuğuyla cezalandırdım. Ama bunu bilerek yapmadım. Uzun süre devam ettiğim psikoloğumun görmemi sağladığı ve gördüğümde şok geçirdiğim bir gerçekti bu.
Babam fedakar bir adamdır. Beni şımarık büyüttü her istediğimi aldı yaptı. Ama evde inanılmaz bir baskısı vardı. Öyleki o baskı somutlaşmış gözle görülür hal almışmtı. Geceleri korkuyla yatağımdan uyanmama sebep olan kavgalar... Ta ergenliğimin en başında babamın beni korumak adı altında bana ve kişilğime verdiği zararlar.... Psikoloğum o dönem benden aylarca babama mektup yazmamı istedi ama ben yazmadım yazamadım. Bu duygularla yüzleşecek cesaretim yoktu. Ama artIk var ve ben mektuptan fazlasını yapıp onunla yüzleştim. Bu yüzleşme kesintisiz 4 saat ağlamamla sarılmamla kokusunu içime çekmemle hala bunları yazarken göz yaşları içinde kalmamla sonuçlandı. Evet o babam ona kızdığımda beni sevdiği için ve ben onu sevdiğim için vicdan azabı duydum. Yıllarca küs kaldım ama her gece onun için dua ettim. Bir eksiği var mı zorda mı iyi mi haberini aldım ama çok zordu. Ruhum bir türlü özgür kalamıyordu. İçimde taş gibi ağır bir boşluk vardı hiçbir şeyle dolmuyordu.
Anladımki yüzleşmem lazım. Yaşadığım her şeyden onu sorumlu tutamam. Yanlışlar benim yanlışlarım. Hercadığım hayat benim tercihimdi. Bunlar için onu suçlayarak ne onu ne kendimi affedebilirdim. hafiflemem özgür kalmam gerekiyordu. Geçen hafta babamın evine gittim. İçimi döktüm ve iyi bir evlat olamadığım için özür diledim. Konuştuk konuştuk konuştuk sarıldık ağladık. Annesinin babasının ölümünde ağlamayan adam beni görünce ağladı.... Yeniden görüşmeye başladık ona karşı bakış açımı ve ön yargılarımı değiştirmek için elimden geleni yapıyorum. O kadar hafifledim ve özgürleştimki. Ruhum kuş kadar hafif... Meğer o küslüğü taşımak onu yargılamak vicdan azabı ne ağır yükmüş. Ben nasıl taşımışım bu yükü. Bunu fark edince hiç şaşırmadım tiroid tansiyon göz tansiyonu gibi kronik hastalıklar listeme. Beden mi dayanır bu yüke ruh mu? Ben önce babamı sonra kendimi affettim. Yıllarca içimdeki hırçınlık öfke önüne geçemediğim intikam duyguları bundanmış. Ben kendime eZiyet ederek kendimi ve babamı cezalandırıyormuşum.
Babasıyla benim gibi problemler yaşayanlar problemlerin ne olduğunu anlatmadım çünkü önemi yok. Sorun ne olursa olsun affetmeden yaşanmıyor. Kendinize verebileceğiniz en büyük ceza bu duygularla yaşamaya devam etmek. Babanızı affedin... Sonra kemdinizi affedin... Yaşadığımız hiçbir şeyin birinci derece sorumlusu bir başkası olamaz. Sorumlu biziz. Şükürler olsunki ikimizden biri bu dünyadan ayrılmadan ben bu adımı attım. Hata hiçbir zaman tek taraflı olamaz. Sadece bir kişi yüzde 100 suçlu olamaz. Yüzde bir de olsa bizde de suç olabilir. Ki benim için bu yüzde daha fazlaydı. Sizde geç olmadan atın bu adımı. Ruhunuzu özgür bırakın. Kendi esaretinizde yaşamayın. Mutlu ömürleriniz olsun.
baban zaten vicdan azabi duyuyordur canim aslimda bazen yuzlesmek cok iyi gelir insanaBugün babam beni aradı. Nasılsın kızım diye. Sadece aramış olmak için. Sadece sesimi duymak için. Telefonumda adı ı görmenin bedeli paha biçilemezdi. Azamanla aramızda açılan bunca mesafeyi kapatabileceğimizi umuyorum. Bu sinyali bugün aldım. Bu kadar mutlu olacağımı düşünmezdim.
Babamın nadıl bir insan olduğunu anlatmadım. Yıllarca kim tutmamın ona inat hayatını mahvetmemin. Binlerce defa dibe vurmamıb sebebi olarak gördüğüm insan birçok şey yapmıştır değil mi? Konuda da belirttim neler yaşadığımızı anlatmadım çünkü önemi yok... Siz kayın validem depiği kodu yengem kafama küreknen vurdunun aşağısına so what gözüyle vakıyor olabilirsiniz. Ama hayat böyle akmıyor.Derdinizi küçümsemek istemem ama
So what diyesim geldi..
Çekirdek çitleyerek okudum kusura bakmayın.
Siz kötü baba görmemişsiniz....yatın kalkın şükür edin.
Oluversin o kadarcık.
Sorumsuz sevgisiz, maddi manevi hiçbir sorununuzla ilgilenmeyen, çocukken 2 yılda bir, bir ay gördüğünüz
Çocuklarının ağır hastalıklarından bile habersiz, hastaneye bir kez bile götürmeyen, doktora götürmek için para bile göndermeyen, ne eğitiminizle ne başka sorunlarınızla ilgilenmeyen hiiiiiç umursamayan
Ölüm döşeğindeki kadını dövebilecek üstüne basabilecek karakterde
Kadınları sümük gibi gören,
2 evliliğini yaptığı melek gibi ve kendinden kaç kat daha iyi karısını bile sizin yaşlarınızda s.rtük bir kadınla aldatan bir babanız olsaydı?
Bütün bunlara rağmen sizin başarılarınızla gurur duyma hakkını kendinde görseydi?
Sizin şikayet ettiğiniz hayat başkasının hayali.
Affetmek mi? Hahhhaaaaaahhh... Bunun muhasebesini yapacak kadar bile bir duygu kırıntısı kalmıyor insanın içinde.
Aynen öyle ikimizde hafifledik. Artık yetişkin bir kadın olarak bana verebileceği zarar kalmadı geriye affetmek kaldı. Babamdan öte benim için sağlıklı bir hayat sürebilmem için.baban zaten vicdan azabi duyuyordur canim aslimda bazen yuzlesmek cok iyi gelir insana
Çok çok zor. En zoru affetmek. Çok uzun zaman alacak ama geçtiğinde o kadar rahatlayacaksınki. Evet ben yaşadıklarımın sebebinin farkına bu şekilde vardım. Sanada tavsiye ederim.ama sen piskoloğunla varmışsın bunlara
ne bileyim çeşitli telkinler yöntemler vs
ben affettim desem affetsem de içimdekiler nasıl geçer bilmiyorum geçirme yöntemini bilmiyırum
bazen affediyorum geçiyor bazen sinirlenme sebebim hala bilemeidm
Babamın nadıl bir insan olduğunu anlatmadım. Yıllarca kim tutmamın ona inat hayatını mahvetmemin. Binlerce defa dibe vurmamıb sebebi olarak gördüğüm insan birçok şey yapmıştır değil mi? Konuda da belirttim neler yaşadığımızı anlatmadım çünkü önemi yok... Siz kayın validem depiği kodu yengem kafama küreknen vurdunun aşağısına so what gözüyle vakıyor olabilirsiniz. Ama hayat böyle akmıyor.
Uzun bir süre kendi çekirdek ailemin problemleriyle uğraştım. Bir süre iş güç savaşı içindeydim. Bir süremide eşimle yeni başlangıçlar yapmaya çalışarak geçirdim. Sonraki bir dönemde sağlık problemleriyle geçti. Bir süre hamilelik çocuk vs derken hep ertelediğim konu BABAMDI.
Babama olan küslüğümü, kırgınlıklarımı, nefretimi, öfkemi ve bu duyguları hissettiğim için yaşadığım vicdan azabını yıllarca içimde tuttum ve bu yükle yaşadım. Bu duygularla yüzleşmeye vaktim aslında doğrısu cesaretim yoktu. Kendimi meşgul ederek ve düşünmeyerek kaçış yolu bulmuştum ama bu içimdeki karanlığa merhem olmadı. Doğru cümle şu " Ben hep biraz eksiktim. " burada benim durumumda olan insanları oludukça içimi bir korku kapladı. Ya babama bir şey olursa! Ya onu aslında ne kadar sevdiğimi bilemeden bana küs ayrılırsa bu dünyadan?
Cesaretimi toplamam aylar aldı. Kolay değildi bütün ömrün hesaplaşmasını yapmak. Ben hayatımı babamın nefret ettiği şeyleri ona inat yaparak yaşadım. Onun istemediği bana kızacağı her şeyi yaptım. Hep onunla zıtlaştım. Onun anneme yaptıklarının intikamını aldım bilinç altımda. Onu çocuğuyla cezalandırdım. Ama bunu bilerek yapmadım. Uzun süre devam ettiğim psikoloğumun görmemi sağladığı ve gördüğümde şok geçirdiğim bir gerçekti bu.
Babam fedakar bir adamdır. Beni şımarık büyüttü her istediğimi aldı yaptı. Ama evde inanılmaz bir baskısı vardı. Öyleki o baskı somutlaşmış gözle görülür hal almışmtı. Geceleri korkuyla yatağımdan uyanmama sebep olan kavgalar... Ta ergenliğimin en başında babamın beni korumak adı altında bana ve kişilğime verdiği zararlar.... Psikoloğum o dönem benden aylarca babama mektup yazmamı istedi ama ben yazmadım yazamadım. Bu duygularla yüzleşecek cesaretim yoktu. Ama artIk var ve ben mektuptan fazlasını yapıp onunla yüzleştim. Bu yüzleşme kesintisiz 4 saat ağlamamla sarılmamla kokusunu içime çekmemle hala bunları yazarken göz yaşları içinde kalmamla sonuçlandı. Evet o babam ona kızdığımda beni sevdiği için ve ben onu sevdiğim için vicdan azabı duydum. Yıllarca küs kaldım ama her gece onun için dua ettim. Bir eksiği var mı zorda mı iyi mi haberini aldım ama çok zordu. Ruhum bir türlü özgür kalamıyordu. İçimde taş gibi ağır bir boşluk vardı hiçbir şeyle dolmuyordu.
Anladımki yüzleşmem lazım. Yaşadığım her şeyden onu sorumlu tutamam. Yanlışlar benim yanlışlarım. Hercadığım hayat benim tercihimdi. Bunlar için onu suçlayarak ne onu ne kendimi affedebilirdim. hafiflemem özgür kalmam gerekiyordu. Geçen hafta babamın evine gittim. İçimi döktüm ve iyi bir evlat olamadığım için özür diledim. Konuştuk konuştuk konuştuk sarıldık ağladık. Annesinin babasının ölümünde ağlamayan adam beni görünce ağladı.... Yeniden görüşmeye başladık ona karşı bakış açımı ve ön yargılarımı değiştirmek için elimden geleni yapıyorum. O kadar hafifledim ve özgürleştimki. Ruhum kuş kadar hafif... Meğer o küslüğü taşımak onu yargılamak vicdan azabı ne ağır yükmüş. Ben nasıl taşımışım bu yükü. Bunu fark edince hiç şaşırmadım tiroid tansiyon göz tansiyonu gibi kronik hastalıklar listeme. Beden mi dayanır bu yüke ruh mu? Ben önce babamı sonra kendimi affettim. Yıllarca içimdeki hırçınlık öfke önüne geçemediğim intikam duyguları bundanmış. Ben kendime eZiyet ederek kendimi ve babamı cezalandırıyormuşum.
Babasıyla benim gibi problemler yaşayanlar problemlerin ne olduğunu anlatmadım çünkü önemi yok. Sorun ne olursa olsun affetmeden yaşanmıyor. Kendinize verebileceğiniz en büyük ceza bu duygularla yaşamaya devam etmek. Babanızı affedin... Sonra kemdinizi affedin... Yaşadığımız hiçbir şeyin birinci derece sorumlusu bir başkası olamaz. Sorumlu biziz. Şükürler olsunki ikimizden biri bu dünyadan ayrılmadan ben bu adımı attım. Hata hiçbir zaman tek taraflı olamaz. Sadece bir kişi yüzde 100 suçlu olamaz. Yüzde bir de olsa bizde de suç olabilir. Ki benim için bu yüzde daha fazlaydı. Sizde geç olmadan atın bu adımı. Ruhunuzu özgür bırakın. Kendi esaretinizde yaşamayın. Mutlu ömürleriniz olsun.
Uzun bir süre kendi çekirdek ailemin problemleriyle uğraştım. Bir süre iş güç savaşı içindeydim. Bir süremide eşimle yeni başlangıçlar yapmaya çalışarak geçirdim. Sonraki bir dönemde sağlık problemleriyle geçti. Bir süre hamilelik çocuk vs derken hep ertelediğim konu BABAMDI.
Babama olan küslüğümü, kırgınlıklarımı, nefretimi, öfkemi ve bu duyguları hissettiğim için yaşadığım vicdan azabını yıllarca içimde tuttum ve bu yükle yaşadım. Bu duygularla yüzleşmeye vaktim aslında doğrısu cesaretim yoktu. Kendimi meşgul ederek ve düşünmeyerek kaçış yolu bulmuştum ama bu içimdeki karanlığa merhem olmadı. Doğru cümle şu " Ben hep biraz eksiktim. " burada benim durumumda olan insanları oludukça içimi bir korku kapladı. Ya babama bir şey olursa! Ya onu aslında ne kadar sevdiğimi bilemeden bana küs ayrılırsa bu dünyadan?
Cesaretimi toplamam aylar aldı. Kolay değildi bütün ömrün hesaplaşmasını yapmak. Ben hayatımı babamın nefret ettiği şeyleri ona inat yaparak yaşadım. Onun istemediği bana kızacağı her şeyi yaptım. Hep onunla zıtlaştım. Onun anneme yaptıklarının intikamını aldım bilinç altımda. Onu çocuğuyla cezalandırdım. Ama bunu bilerek yapmadım. Uzun süre devam ettiğim psikoloğumun görmemi sağladığı ve gördüğümde şok geçirdiğim bir gerçekti bu.
Babam fedakar bir adamdır. Beni şımarık büyüttü her istediğimi aldı yaptı. Ama evde inanılmaz bir baskısı vardı. Öyleki o baskı somutlaşmış gözle görülür hal almışmtı. Geceleri korkuyla yatağımdan uyanmama sebep olan kavgalar... Ta ergenliğimin en başında babamın beni korumak adı altında bana ve kişilğime verdiği zararlar.... Psikoloğum o dönem benden aylarca babama mektup yazmamı istedi ama ben yazmadım yazamadım. Bu duygularla yüzleşecek cesaretim yoktu. Ama artIk var ve ben mektuptan fazlasını yapıp onunla yüzleştim. Bu yüzleşme kesintisiz 4 saat ağlamamla sarılmamla kokusunu içime çekmemle hala bunları yazarken göz yaşları içinde kalmamla sonuçlandı. Evet o babam ona kızdığımda beni sevdiği için ve ben onu sevdiğim için vicdan azabı duydum. Yıllarca küs kaldım ama her gece onun için dua ettim. Bir eksiği var mı zorda mı iyi mi haberini aldım ama çok zordu. Ruhum bir türlü özgür kalamıyordu. İçimde taş gibi ağır bir boşluk vardı hiçbir şeyle dolmuyordu.
Anladımki yüzleşmem lazım. Yaşadığım her şeyden onu sorumlu tutamam. Yanlışlar benim yanlışlarım. Hercadığım hayat benim tercihimdi. Bunlar için onu suçlayarak ne onu ne kendimi affedebilirdim. hafiflemem özgür kalmam gerekiyordu. Geçen hafta babamın evine gittim. İçimi döktüm ve iyi bir evlat olamadığım için özür diledim. Konuştuk konuştuk konuştuk sarıldık ağladık. Annesinin babasının ölümünde ağlamayan adam beni görünce ağladı.... Yeniden görüşmeye başladık ona karşı bakış açımı ve ön yargılarımı değiştirmek için elimden geleni yapıyorum. O kadar hafifledim ve özgürleştimki. Ruhum kuş kadar hafif... Meğer o küslüğü taşımak onu yargılamak vicdan azabı ne ağır yükmüş. Ben nasıl taşımışım bu yükü. Bunu fark edince hiç şaşırmadım tiroid tansiyon göz tansiyonu gibi kronik hastalıklar listeme. Beden mi dayanır bu yüke ruh mu? Ben önce babamı sonra kendimi affettim. Yıllarca içimdeki hırçınlık öfke önüne geçemediğim intikam duyguları bundanmış. Ben kendime eZiyet ederek kendimi ve babamı cezalandırıyormuşum.
Babasıyla benim gibi problemler yaşayanlar problemlerin ne olduğunu anlatmadım çünkü önemi yok. Sorun ne olursa olsun affetmeden yaşanmıyor. Kendinize verebileceğiniz en büyük ceza bu duygularla yaşamaya devam etmek. Babanızı affedin... Sonra kemdinizi affedin... Yaşadığımız hiçbir şeyin birinci derece sorumlusu bir başkası olamaz. Sorumlu biziz. Şükürler olsunki ikimizden biri bu dünyadan ayrılmadan ben bu adımı attım. Hata hiçbir zaman tek taraflı olamaz. Sadece bir kişi yüzde 100 suçlu olamaz. Yüzde bir de olsa bizde de suç olabilir. Ki benim için bu yüzde daha fazlaydı. Sizde geç olmadan atın bu adımı. Ruhunuzu özgür bırakın. Kendi esaretinizde yaşamayın. Mutlu ömürleriniz olsun.
Midem bulandıBizden daha üstün bir varlığın bizi affedeceğine inanırken bizim asla deme lüksümüz var mı? Bakın dini bir yaklaşım değil bu. Müslüman ol hristiyan ol yahudi ol budist ol istesen uçan spagetti canavarına inan. Her inanış sisteminden senden daha yüce bir varlığa ve onun kurallarına inanıp yaptığın hatalar için af dileyip bağışlanmayı bekliyorsun. Ama bir sperminden hayat bulduğun adamı affetmek için asla diyebiliyorsun. Ne kadar kötü olursa olsun hayatını ona borçluysan bir gün dahi olsa ekmeğini yediysen onunla özel bir bağın vr demektir. İstediğimiz kadar beğenmeyelim arkadaşlar o adamın genlerini kanını taşıyoruz. Dokularımız hücrelerimiz o adamın bir tek sperminden yani sonuçta bu adamdan oluştu. Ne olursa olsun bize baktı sarıldı öptü. Bu bağ ölünceye dek kopmayacak bir bağ. Şu an asla diyenleri anlayabiliyorum. Vicdan azabımız anca ona olan kızgınlıklarımızı hatırlayıp haklılığımıxı tekrarlayarak susuyor. Umrım çok geç olmadan bir gün anlatsınız.
Burda asla affetmem yazanlardan babasının tecavüzüne uğrayan var mı? Bu ne kadar uç bir örnek arkadaş? Neden bu kadar popülist yorumlar? Tamam affetmeyin canım bana ne? Hayatın anlamı en uç örneği düşünüp ona bağlı kalarak geneli değerlendirmek mi? Geröekten çok analitik düşünebilen bir insansın. Bu felsefeyle mutlu bir hayat kaçınılmaz(!)Midem bulandı
Hayatınızın anlamını bulmuş gibi yazmışsınız ama düşünce tarzınızı değiştirmelisiniz bence. Çocukken babasının tecavüzüne uğrayanlarda babasının sperminden meydana geldi, babası tarafından annesi öldürülende, sokağa atılanda, parayla satılanda... Sırf kendi tercihi bile değilken lanet bir zevk uğruna tohumu atıldı diye babacığı affetmeli ve kuş gibi hafiflemeli mi yani? Bir sperme bu kadar manevi anlam yüklemeyin derim zira bu sadece biyolojik babalık
Uç örnek derken? Kadın cinayetlerinden ensest oranlarından haberiniz yok galiba. Burda uç örnek sizsiniz bence şımarık büyütülen eften püften sebeplerden dolayı babasına küsen biri olarak. Bir diğeri burda eleştirdiğim babanızla ilişkiniz değil bir sperme bu kadar anlam yüklemeniz. Bunu da babasıyla ciddi sorunlar yaşamış insanlara nasihat verir gibi yazdığınız için söylüyorum yüzlerce kişi bakıcak konuya ve sinirleri bozulucak. Yoksa isterseniz sizde sperme tapın bananeBurda asla affetmem yazanlardan babasının tecavüzüne uğrayan var mı? Bu ne kadar uç bir örnek arkadaş? Neden bu kadar popülist yorumlar? Tamam affetmeyin canım bana ne? Hayatın anlamı en uç örneği düşünüp ona bağlı kalarak geneli değerlendirmek mi? Geröekten çok analitik düşünebilen bir insansın. Bu felsefeyle mutlu bir hayat kaçınılmaz(!)
Eften püften sebepler:) tamam hayatım. Yıllar bana asla beni anlayamayacak kadar peşin hükümlü insanlarla uğraşıp kendini yormamayı öğretti. Haklısın haklısın.Uç örnek derken? Kadın cinayetlerinden ensest oranlarından haberiniz yok galiba. Burda uç örnek sizsiniz bence şımarık büyütülen eften püften sebeplerden dolayı babasına küsen biri olarak. Bir diğeri burda eleştirdiğim babanızla ilişkiniz değil bir sperme bu kadar anlam yüklemeniz. Bunu da babasıyla ciddi sorunlar yaşamış insanlara nasihat verir gibi yazdığınız için söylüyorum yüzlerce kişi bakıcak konuya ve sinirleri bozulucak. Yoksa isterseniz sizde sperme tapın banane
Sonrada geceleti korkuyla uyandığımı anneme yaptıklarını affedemediğini baskısının kişiliğime zarar versidiğini ve daha bir sürü şeyi yazdım onları neden baz almadınız. İnsanın gece uykusundan annesinin çığlıklarıyla uyanmasının yerlerde kan görmenin küçük bir çocuğun ruhunda nelere sebep olduğunu bir düşün. Ben babam üzülsün diye 20 yaşımda hiç tanımadığım bir ve bir daha görmediğim bugün bile adını bilmediğim bir adamla yaşadım ilkimi. Sırf babam üzülsün diye onun istemeyeceği bir adamla evlendim. O nefret eder diye sabahlara kadar içtim sıçtım her boku yedim. Anneme zaraa verdiği için onu evladıyla cezalandırdım. Bana zarar verdiği için intikam aldım. Ne geçti elime koca bir sıfır. Arrtık hayatı böyle yaşamayacağım. Sadece farklı bir bakış açısı getirmek istedim aynı durumdakilere.Evet cogu seye oyle bakiyorum hayatta.O yazdiklariniza da oyle bakiyorum.
Babam cok fedakar bir adamdir simarik büyüdüm her istegimi aldi yapti yazmissiniz da o bakımdan dedim
Sarilmis aglamis falan.
Sorumsuz sevgisiz degilmis o yuzden o kadar da kotu olamaz kusmeyi haketmez diye düşündüm.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?