Bağırsak

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.921
604.887
43
Bağırsak Nedir ?
Mideden anüse kadar olan sindirim kanalı. İnsan bağırsağı iki ana bölümde oluşur: Dar ve kıvrımlı ince bağırsak, geniş ve bir dizi kese görünüşlü kalın bağırsak.

içerik.jpg


Yapısı: Yaklaşık 7 cm uzunluğundaki ince bağırsak, üç bölümü içerir: Mideden başlayan birinci parçası onikiparmak bağırsağı yaklaşık 30 cm; ikinci parçası yaklaşık 2.7 m ve üçüncüsü 4 m’den daha uzundur. Kalınbağırsak yaklaşık 1.5 m olup, ileum’u kanım alt bölgesine birleştirir. İlk bölüm çekum, geniş bir kesedir ve ucundan solucana benzer bir çıkıntı yaparak apandisi oluşturur. Rektuma kadar olan ikinci bölüm (colon), dört parçalıdır: Çıkan kolon, transverskolon, inen kolon ve sigmoid kolon. Üçüncü bölüm anüs kanalına açılan 13 cm’lik bir borudur. Bağırsağın en kısa dördüncü bölümü, 2.5 cm’lik anüs kanalıdır. Bunun dış açıklığına anüs deliği denir.

Görevi: Sindirimin ve emilişin gerçekleştiği incebağırsaklarda besinler, ufak moleküllere ayrıştırılır, bağırsağın iç yüzeyi tarafından emilir ve kana geçer. Kalınbağırsaklar ise artık pek az yararlı madde içeren ezilmiş besin posasının suyunu ve inorganik tuzlarını emme görevi yapar. Yaramaz posa, rektumdan geçip anüsten dışarı atılır.

Başlıca hastalıkları: Apandisit, ülser, basur, bağırsak iltihabı, iyi ya da kötü huylu urlar.
 
Son düzenleme:
Kalın ve İnce Bağırsağın Görevleri
Kalın Barınsak

Sindirim kanalının ince bağırsak ile göden bağırsağı arasındaki bölümüdür. Kalın bağırsak, oldukça hacimli, birçok parçaya bölünmüş bir borudur. Ortalama 130 - 160 cm. uzunluğunda ve 6 - 8 cm. çapındadır. Görevi; ince bağırsaklarda emilenemeyen maddelerden ibaret kimusu konsantre edip dışarıya atmaktır. Bu konsantrasyonda su ve elektrolit emilimi önemli rol oynar.

Kalın bağırsak mükozası, ince bağırsak mükozasından farklıdır. Epitelin yüzeyi düzdür. Kalın bağırsak hareketleri ince bağırsağa göre daha zayıf ve yavaştır. Karıştırıcı ve boşaltıcı hareketler vardır. Boşaltıcı hareketler günde ancak birkaç defa meydana gelir.

bagirsak dokusu sertlesmesi.jpg


Kalın bağırsakta enzim oluşmaz, enzimden yoksun bir müküs salgısı vardır. Bu, hiçbir sindirim enziminin etkili olmadığı selülozu parçalar.

Kalın bağırsak, daha çok suyun geri emiliminde rol oynar. Bu emilim oldukça önemlidir. Günde 500-1500 mlt. arasında değişir. Kalın bağırsakta ayrıca; inorganik tuzlar, bir miktar glikoz, kısa zincirli yağ asitleri emilir.

Dışkının su miktarını kalın bağırsak düzenler. Dışkı; safra pigmentleri, sindirilmemiş besin parçaları, kalın bağırsak müküsü, ölü bağırsak hücresi artıklarından oluşur. Kalın bağırsaktan günlük atılan feçes miktarı 200 - 400 gr. dır. Bunun %70'i su, %30'u katı maddedir. Alınan besin maddelerinin kolondan atılma süreleri genellikle 10 - 90 saattir. Baryum için ise 24 - 48 saattir.

İnce bağırsak; sindirim kanalının mide ile kalın bağırsak arasındaki kısmıdır. 5 yaşından büyük insanlarda boyu 5-6 m arasındadır. Üç kısma ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum. Mideden gıdalar duodenuma pilor veya pilorik sfinkter diye adlandırılan bir kas ile girerler. Daha sonra ince bağırsak boyunca peristaltizm olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareket eder. İnce bağırsakta besinlerin emilimleri gerçekleşir. Yağların ilk kimyasal sindirimi yapılır. İnce bağırsağa gelen safra ve pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesine emilim adı verilir. İnce bağırsak, sindirim sistemimizde besinlerin en çok sindirildiği yerdir.Burda hem fiziksel hemde kimyasal sindirim vardır.
 
Bağırsak
Bağırsak, mideden anüse kadar uzanan sindirim kanalına denilmektedir. İnsanlarda ince ve kalın olmak üzere iki bağırsak bulunur. İnce bağırsak dar ve kıvrımlı bir yapıya sahiptir, kalın bağırsak geniş ve kese gibi bir görünüme sahiptir. İnce bağırsağın uzunluğu yaklaşık olarak 7 cm dir. İnce bağırsak 3 bölümden meydana gelmektedir. İlk bölüm onikiparmakbağırsağıdır mideden başlar ve yaklaşık olarak uzunluğu 30 cm dir. İkinci bölümü 2.7m, üçüncü bölüm ise 4 m den daha fazla uzunluğa sahiptir. Kalınbağırsağın uzunluğu yaklaşık olarak 1,5 m dir. Kalın bağırsağın ilk kısmı olan çekum, geniş bir kese görünümüne sahiptir ve solucana benzer bir şekilde apandisi oluşturmaktadır.

Bağırsağın görevi nedir?

İnce bağırsakta sindirim ve emiliş görevi gerçekleşir, burada besinler ufak molekül parçalarına ayrıştırılarak, bağırsağın iç yüzeyi tarafından emilir ve kana karışması sağlanır. Kalınbağırsağın görevi ise ezilmiş besin posalarını ve inorganik tuzları emmektir.

nocanvas_ince-bagirsak-kanserinin-teshisinde-kullanilan-yontemler-qis05.jpg


Başlıca bağırsak hastalıkları nelerdir?

Bağırsakla ilgili hastalıklar apandisit, ülser, bağırsak iltihabı, basur, ya da bağırsakta meydana gelen iyi ya da kötü huylu urlar olmaktadır.

Bağırsak iltihabı belirtileri nelerdir?

Bağırsak iltihabı sindirim sisteminin herhangi bir yerinde meydana gelir ve en çok ince bağırsağın alt tarafı ile kalın bağırsakta görülmektedir. Bağırsak iltihabı belirtileri karın ağrıları ve kramp ağrıları ile ortaya çıkmaktadır. Bu belirtilerin yanı sıra kişide bulantı ya da kusma da görülebilir. Ayrıca bazı hastalarda iştahsızlık ve ishal de sık görülen belirtiler arasında yer alır. Diğer bir belirti de anüsten iltihap gelmesidir.

Bağırsak iltihabı nasıl tedavi edilir?

Bağırsak iltihabına fiziki muayene, labarotuarda gerçekleştirilen testler ve kalın bağırsakları görüntüleme gibi yollarla teşhis konulmaktadır. Bağırsak iltihabına hastalığın derecesine göre doktor tarafından belirlenen tedavi uygulanır. Genellikle tedavilerde ağızdan kullanılan ilaçlar ya da makattan kullanılan fitiller ile başlangıç yapılır. Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar risklidir ve en önemlisi böbrek yetmezliği gibi bir rahatsızlığa da neden olabilmektedir.

Kişinin bağırsağında şiddetli kanama, bağırsağın delinmesi, bağırsağın genişlemesi nedeniyle patlama derecesine gelmesi, bağırsak zehirlenmesi meydana gelirse acil olarak bağırsak ameliyatı gerekebilir. Ameliyat esnasında sorunlu kolon çıkarılır ve kalan ince bağırsak dokuları kalın bağırsağa bağlanır. Ameliyat sonrasında ince bağırsaktan kese yapılarak hastanın anüsüne bağlanır ve bu yolla hastanın normal bir şekilde dışkı yapabilmesi amaçlanır. Hastada çok ciddi bir bağırsak sorunu olmadıkça cerrahi müdahaleye gerek duyulmadan ilaçla tedavi uygulanır.
 
Kalın Bağırsak Kanseri
Kalın bağırsak kanseri, rektum, apandisit ve kalın bağırsaktaki kanserli oluşumları kapsayan hastalıktır. Tıpta kolorektal kanser olarak adlandırılan hastalık, batı ülkelerinde yaşanan 3. kanser türü ve ölüme sebebiyet veren 2. kanser türü olarak bilinir. Genellikle kalın bağırsaktaki polip oluşumlarından meydana gelir. Her yaştaki insanları etkisi altına alsa da, hastaların çoğunluğu kırk yaşın üstündekilerden oluşur. Bu yaş sonrasında ve ailesinde kalıtsal olarak bu hastalığın görülmesi, risk faktörünü arttırmaktadır. Kalın bağırsak bölümü rektum ve kolondan oluşmaktadır. Son kısmındaki 20 cm'lik bölüm rektum, ince bağırsağa kadar olan bölümler kolon olarak adlandırılmaktadır. Kolon bölümü 1,5 metre uzunluğundadır. Rektum ile kolonun birleştiği yere sigmoid kolon adı verilir. İnce bağırsak ile kolonun birleştiği yere de, çekum adı verilir. Kısmen sindirilmiş olan gıdalar, ince bağırsaktan geçerek kolona gelir. Kolonda su ve minerallerden ayrılan besinler, anüsten atılmak üzere toplanır. Kolondan başlamış olan kanser kolon kanseri, rektumdan başlamış olan kansere rektal kanser adı verilir. Kanser hücrelerinin yayılımı lenf bezleri aracılığıyla, organlara kadar ilerleme gösterir.

kalin-bagirsak-kanseri.jpg



Kalın bağırsak kanserinin risk faktörleri nelerdir?

  • Yaş
  • Genetik faktörler
  • Diyetler
  • Sigara tüketimi
  • Ülseratif kolit ya da Crohn hastalığı
Kalın bağırsak kanserinden korunma nasıl sağlanır?

  • Düzenli yaptırılacak tarama yöntemleri, hastalığın erken teşhisine yardımcı olacaktır.
  • Kişilerin aşırı kilolarından kurtulması ve egzersizlere ağırlık vermesi hastalık riskini azaltacaktır.
  • Sigara ve alkol tüketimini bırakmak riski azaltıcı etki gösterecektir.
  • Lif oranı yüksek ve düşük yağ içeren besinleri tüketmek, hastalığa yakalanmamakta etkili olacaktır.
Kalın bağırsak kanserinin belirtileri nelerdir?

Hastalığın belirtileri oluşan tümörün evresine göre farklılar gösterebilir. Bağırsak içine büyüyen tümör belirti vermezken, büyüme sonucu tıkanma olduğunda gaz ve dışkı çıkaramama gibi belirtiler verebilir. Sağ bağırsağın soldan daha fazla geniş olması sebebiyle, bu belirti daha geç ortaya çıkabilir. Bu hallerde fark edilemeyen dışkıdaki kanama ve kansızlık, halsizlik, çabuk yorulma, dışkılama alışkanlığının değişmesi, nefes darlığı gibi belirtiler verebilir. Tümörlerin sol tarafta daha fazla oluşması, tıkanıklık belirtisinin daha fazla görülmesine sebep olmaktadır. Hemoroid ile karıştırılabilen belirtiler tedavinin gecikmesine sebep olabilir. Bu sebeple dışkılama alışkanlıkların değişmesi, karında şişkinlik, tam dışkı boşaltamama gibi durumlarda doktora başvurulmalıdır. Geç kalındığında bağırsaklarda tam tıkanma yaşanmaktadır. Ağrı olmadan teşhis edilebilen kanserin tedavisi de daha kolay yapılmaktadır. Belirtileri bir araya toplarsak;

  • Dışkılama alışkanlıklarında değişimler
  • Kabızlık ve ishal görülmesi
  • Bağırsakların tam olarak boşaltılamaması
  • Dışkılamanın ince olması
  • Karında şişkinlik, gaz ve kramp oluşumları
  • Nedensiz kilo kayıpları olması
  • Yorgunluk, halsizlik, bulantı ve kusma yaşanması
Kalın bağırsak kanserinin teşhisi nasıl yapılır?

Büyümeden belirti vermeyen tümörler, düzenli olarak yapılacak testlerle erken dönemde ortaya çıkarılabilir. Belirtiler çıkmadan tespit edilen kanserin tedavisi daha kolay olmaktadır.

Erken teşhiste yapılacak tarama testleri

  • Dışkıda gizli kan testi
  • Sigmoidoskopi
  • Kolonoskopi
  • Rektum bölgesinin parmakla muayenesi
  • Çift kontrastlı baryumlu kolon grafisi çekilmesi
Yapılan testlerde kanser tespit edildiğinde, öncelikle hastalığın evresi belirlenmelidir. Bunu tümörün yayılım gösterdiği dokulardaki etkisi belirleyecektir. Bunun belirlenmesi için hastaya kan testleri, yapılmadıysa kolonoskopi, endorektal ultrason, göğüs radyografisi, BT bilgisayarlı tomografi yapılır.

Kalın bağırsak kanserinin evreleri nelerdir?

Evre 0: Kanser oluşumunu kolon veya rektum iç duvarında olması

Evre 1: Kanserli doku kolon veya rektumun içerilerine ilerlemiştir.

Evre 2: Kanserli dokular iç kısımlara kadar yayılmış, lenf dokularına sirayet etmemiştir.

Evre 3: Kanserli dokuların lenf dokularına kadar ilerlemesi.

Evre 4: Kanser bu aşamada karaciğer ve akciğerlere kadar yayılmıştır.

Kalın bağırsak kanserinin tedavisi nasıl yapılmaktadır?

Kanserin tedavisi cerrahi yöntemler aracılığıyla yapılır. Kanserli dokular ve çevresinde bulunan sağlam dokular ameliyatla çıkarılır. Hastalığın evresine uygun şekilde kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Tümör anüse yakınsa anüs alınarak, kolostomi torbaları yardımıyla, hastaya karından dışkılama yaptırılır.
 
İnce Bağırsak Nedir
İnce Bağırsak Nedir? Vücutta boşaltım sistemine yardım eden organlar arasındadır. Uzun olduğu ve katlı halde durduğu bilinir. Şayet katlı halde vücutta istiflenmemiş olsaydı insan boyunu aşacağı için böyle bir şey mümkün olamazdı. 7 ila 8 metre kadar uzunluğu ve 2 ila 3 cm kadar çapı olan, kıvrımlı yapısı bulunan ve sindirilmiş besinlerin bizzat kana geçtiği alandır.

İnce bağırsak yer ve görev bakımında çeşitli bölümlere ayrılır. Başlangıç bölümü mideden sonra gelmekte ve 25 cm kadar ilk kısmı oluşturmaktadır. Bu kısım on iki parmak bağırsağı ismi ile anılan kısımdır. Bu bölmeye bağlı olan karaciğer ile pankreas ince bağırsak ile iş birliği yapmaktadır. Pankreas ve karaciğerden salgılanmış olan enzimler açığa çıkardıkları salgıları komşusu olan ince bağırsağa ulaştırır.

İnce bağırsak yapı olarak yağların kimyasal olarak sindirilmeye başladığı alandır. Besinler ilk olarak ağız yolun ile sindirilmeye başlanır. Burada sindirimi gerçekleşemeyen maddeler mideye gönderilir. Mide de sindiremediği yağları, proteinleri ince bağırsağa yollayarak ince bağırsağa görev yükler. İnce bağırsak içerisinde mekanik türden sindirim gerçekleşmeyecek ancak kimyasal sindirim gerçekleşecektir.

bagirsak_rahatsizligi_bircok_hastaligin_kaynagi13649775780_h1009688.jpg


İnce Bağırsak Görevleri Nelerdir?

  • İnce bağırsak yapı olarak fiziki ve kimyasal tarzda sindirimi üstlenmiştir.
  • Besinlerin sindirilmesi, aynı zamanda emilmesi, tuz ile suyun emilmesini sağlar
  • Yağların ilk olarak kimyasal açıdan sindirimi ince bağırsakta gerçekleşmektedir.
  • Bu yapıya ulaşmış besin parçaları en minik moleküllerine kadar ayrışabilir.
  • Sindirim sistemini görev edinmiş organlar içerisinde önemli bir yapıdır ve hastalığında çeşitli sıkıntılar açığa çıkabilir.
İnce bağırsak ve kalın bağırsağın sağlıklı olarak görevini yapabilmesi için gün içerisinde yeterli oranda su tüketmek ve organlara hayat kazandırmak gerekir. Sindirim sistemi organları için suyun ayrıca önemi vardır; artık olarak besinlerin vücut dışına gaita yolu ile çıkabilmesi için bu konu önemlidir.
 
Kalın Bağırsak Nedir
Kalın bağırsak Nedir, Yaklaşık olarak 130 ila 160 cm. kadar uzunluğu ayrıca 6 ila 8 cm. kadar çapı olan boru şeklinde hacimli bir organdır. Varlığı vücutta çok büyük faydalar sağlayan ve sağlıklı çalışması arzu edilen önemli bir organdır. Görevini tam anlamıyla yapabilmesi her yeni gün için insana rahatlık sağlamakta ve vücut toksinlerden arınabileceği için tüm bedenin sağlıklı olabilmesine yarar getirebilmektedir.

besinci_clip_image002_0000.jpg


Kalın bağırsak Hangi Görevleri Üstlenir?

Vücutta beslenme düzenli yapılan ve zaruri olan bir ihtiyaçtır. Beden alınan besinlere ev sahipliği yapan, yararlısını bünyesine alan ve fazlasını vücut dışına atabilen sistematik bir bütündür. Midede öğütülen besinlerin artığı ince bağırsağa ulaşır. İnce bağırsağa ulaşan ve emilememiş maddeler kalın bağırsağa gelir. Kalınbağırsak hareketsel anlamda ince bağırsağa oranla daha yavaştır. Buraya ulaşmış besin artıkları için sağlıklı bir kalın bağırsak karıştırıcı ve boşaltıcılığa zemin hazırlar. Beslenme, yaş ve bedeni yapıya göre gün içersinde boşlatma görevi ortalama olarak bir veya iki keredir.

Kalın bağırsak bedende en çok suyun vücut tarafından geri emilmesini sağlamaktadır. Bu miktar için günde ortalama olarak 500 ila 1500 ml. arasında bir ölçü verilebilir. Gaita ile atılacak su ölçüsünü kalın bağırsak düzenlemektedir. Gün içerisinde kalın bağırsağın vücut dışına gönderebileceği gaita miktarı ortalama olarak 200 ila 400 mg. arasındadır. Bu miktar içerisinde % 30 katkı maddeleri ihtiva edecekken % 70 su ile kaplı olacaktır. O bakımdan günlük su tüketimi bağırsağın çalışmasına yarar sağlayan ve kabızlık gibi istenmeyen şikayetlerin önlenmesi için önemli bir husustur.

Bağırsaklarda var olan ve vücudun hiç ihtiyaç duymayacağı maddelerin suyu, kalın bağırsak tarafından emilmekte ve bu şekilde gaita oluşmaktadır. Sağlıklı olan kalın bağırsaklar kişinin günlük olarak dışkılama ihtiyacına hizmet verecek ve bedene büyük yarar sağlayacaktır.
 
Bağırsak Mantarı
Bağırsak mantarı, sıcak ve karanlık ortamdan çok hoşlanır. Ayrıca bu mantar çeşidi vücuda gizlice yerleşir ve çeşitli sorunların gelişmesine yol açar. Bağırsak mantarının vermiş olduğu ilk belirtiler genelde tatlıya olan bağımlılık ve karın şişliğidir. Bağırsak mantarları ne yararlıdır ne de kişileri ölüme sürükler. Nedeni ise yaşam gerçekleştirdiği alanların, yani kişilerin ölüp yok olmalarını istemezler.
Vücuda alınan fazla miktarda şeker ve çok tüketilen unlu gıdalar bu mantarın oluşmasına neden oluyor. Şeker ve unlu gıdaların karbondioksite yol açması halinde mantar yavaş, yavaş kendini geliştiriyor. Bu mantarlar çoğalma yapmadan kişilerin vücudunda gelişimlerine devam edebilir. Ancak ne zaman gelişmeye ve çoğalmaya başlarlarsa kişinin vücudunda bulunan faydalı bakterilerin azalmasını neden oluyorlar.


bagirsak-ulseri(1).jpg

Bağırsak mantarı belirtileri;

  • Kişilerde görülen şişkinlik ve devamında kabızlık veya ishal
  • Makatta kızarıklık oluşması ve kaşıntı
  • Mide de ağrı ve ağız kokusu
  • Dilde görülen beyazımsı tabaka ve dişte pasa benzer tabaka
  • Aşırı tatlı ihtiyacı ve açlık duygusu
  • Nafes darlığı ve burun tıkanması
  • Kulak iltihaplanmaları
  • Omuz, ense ve sırt ağrısı
  • Eklemlerde şişme ve ağrı hissi
  • Deride sivilce ve saçlarda dökülme
  • Küfe benzer bir koku
  • Adet dönemlerinin ağrılı geçmesi
Bağırsak mantarlarının patlama yapıp nüfusunda artışa neden olan, kadın doğum hapları, klorlu su, kanser tedavileri (kemoterapi), bağırsak temizlemeye yardımcı olan ilaçlar, bağırsak parazitlerinin enfeksiyon evresi, yağsız gıdalar ile beslenme, kullanılan tedavilerde alınan kortizon ilaçları, hormonlu besinler, çeşitli antibiyotikler, reflü ve mide ülseri tedavisinde alınan ilaçlar, antiasitler ve şeker hastalığında kullanılan ilaçlar, unlu ve bol şekerli besinler vücuda yararlı olan bakterilerinin azalmasına yola açarken, bir yandan da bağırsak mantarının çoğalmasını sağlıyor.

Bağırsak mantarının nedenleri;

  • Yanlış beslenme alışkanlığı
  • Şekerli gıdaların fazla miktarda tüketilmesi
  • Sezaryen ile doğum
  • Günlük olarak karbonhidrat ağırlıklı beslenme
  • Gereksiz alınan antibiyotikler
 
İrritabl Bağırsak Sendromu
İrritabl bağırsak sendromu, fonksiyonel bir bozukluğun işaretidir. Dışkılama alışkanlığı değişmiş olan, ağrısı ve şişkinliği olan kişilerin yapılan tetkiklerinde organik bir bozukluğa rastlanmaması bu rahatsızlığı düşündürür. Bunun ciddi hastalıklara dönüşme ihtimali olmasa da, yaşam kalitesini düşüren etkileri bulunmaktadır. Yine de bunu tedavi ettirmeden, bu şekilde yaşayan kişilerin sayısı fazladır. Bu kişiler okul ve iş hayatlarında, sosyal yaşamlarında sürekli olarak aksamalar yapmaktadırlar. Kadın ve erkekte görülme oranı aynı olan rahatsızlık, böbrek hastalıklarından sonra toplumu etkileyen ikinci sorun olarak karşımızdadır. Genellikle 45 yaş öncesinde daha fazla görülmektedir.

İrritabl bağırsak sendromunun nedenleri nelerdir?

Sebebi tam olarak bilinmeyen rahatsızlığın fizyolojik, psikolojik ve beslenme şeklinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Sindirim sistemini ilgilendirdiğinden besinlerle alakalı olması muhtemeldir. Rahatsızlığı tetikleyen nedenler arasında sayılabilecekler;

  • Lif oranı düşük besinler tüketmek
  • Besinlere karşı hassasiyet
  • Sigara ve alkol tüketimi
  • Stresli bir yaşam sürmek
  • Adet döngüleri
  • Öğünleri atlama ya da aşırı besin tüketimi
  • Enfeksiyonlara sıkça yakalanmak
  • Bazı ilaçlar, özellikle antibiyotiklerin aşırı kullanımı
  • Aşırı soğuk havaya maruz kalmaktır.
İrritabl bağırsak sendromunun belirtileri nelerdir?

basurcu.jpg


Sindirim sistemindeki belirtiler

  • Karın ağrısı: Kramplar ve künt tarzda çekilen karın ağrısı dalgalar şeklinde yaşanır. Yemeklerden sonra daha fazla hissedilir. Kişiler gaz çıkararak ya da tuvalete giderek rahatlayabilir.
  • Şişkinlik: Hastalarda fazla gaz olmasa da, çıkaramadıkları gaz rahatsızlık vermektedir. Yemeklerden sonra başlayan ve gün boyu süren sesler, karında sıkışma ve rahatsızlık yapar.
  • Bağırsak alışkanlıklarının bozulması: En sık görülen belirtiler arasındadır. Hastalarda kabızlık ve ishal gibi dışkılama görülür.
  • Şikayetlerin altında yapılan tetkiklerde rahatsızlığa rastlanmaması
  • Dışkılamadan sonra ağrıların geçmesi
  • Dışkılama sayısı ve kıvamında değişiklik
  • Sık idrara çıkma ya da tam idrar boşaltamam hissi
  • Bulantı şikayeti
Sindirim sistemi dışındaki belirtiler

  • Cinsel ilişkide ağrı duyulması
  • Sırtta ve başta meydana gelen ağrılar
  • Nefes darlığıyla birlikte, hırıltılı soluma
  • Göğüste ağrı ve çarpıntı olması
  • Yorgun ve halsiz olmak
  • Sinirlilik durumu
İrritabl bağırsak sendromunun tedavisi nasıl yapılır?

Rahatsızlığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yoktur. Uygulanacak tedaviler belirtilerin şiddetini azaltarak, tekrarını önlemeye yönelik olacaktır. Amaçlanan hastanın yaşam kalitesini daha yükseğe çıkarmaktır. Belirtilerin çeşidine göre farklı ilaçlar kullanılarak tedavi sağlanmaya çalışılır. Yapılan ilaç tedavilerinin yanında beslenme şekline dikkat etmek, tedaviye yardımcı olacaktır. Şikayetlerin artmasına sebep olacak besinlerden kaçınmak gerekecektir. Gaz yapan yiyeceklerden uzak durmak ve bol su içmek tavsiye edilmektedir. Birde kişilerin stresten mümkün olduğu kadar kaçınması gerekir.
 
Bağırsak Çalıştıran Yiyecekler
Bağırsak çalıştıran yiyecekler, sindirim sisteminin önemli bir parçası olan bağırsaklardaki tembelliği giderebilen yiyeceklerdir. Bağırsakların az çalışması bağırsak tembelliği olarak nitelendirilir. Bağırsaklardaki çalışma düzensizliği temel olarak metabolizmanın yavaş çalışması ve kişinin fazla kilo almasının temelini oluşturur.

Bağırsak çalıştıran yiyecekler nelerdir ?

Bakliyat ürünleri : Bu ürünler yüksek oranda lif içerdikleri için bağırsak çalıştıran yiyecekler kategorisine girerler. Lifli gıdalar yüksek oranda su tutabildikleri için bağırsakların rahat çalışmasını sağlar. Fasulye, bezelye ve mercimek bağırsak çalıştıran yiyecekler arasına giren bakliyatlardandır.

bagirsak-calistiran-yiyecekler.jpg


Kepek içeren tahıl ürünleri : Aynen bakliyat ürünleri gibi lif oranları yüksek olduğu için bağırsak çalıştıran yiyeceklerdendirler. Kepek içeren tahıllara örnek olarak buğday unu, kraker ve mısır gevreği verilebilir. Kepekli tahıllar bağırsak çalıştıran yiyeceklerden olduklarına göre sabah kahvaltısında sütle gevrek karışımının tüketilmesi bağırsakların çalışmasını kolaylaştırır. Tahıllar bağırsak çalıştıran yiyecekler arasında çok önemli bir yere sahip olmaları dışında B grubu vitaminleri açısından da zengindirler.

Kurutulmuş meyveler : Atıştırmalık olarak öğün aralarında tüketebileceğiniz meyve kuruları bağırsak çalıştıran yiyecekler arasında önemli bir yer alırlar. Örneğin kuru incir, kuru kayısı ve kuru erik tüketilebilir. Öğün aralarında açlığınızı yatıştırmak amacıyla da rahatlıkla tüketilebilirler.

Taze meyve çeşitleri : Taze meyveler hem günlük vitamin ihtiyacının karşılanması hemde içeriklerindeki zengin lif yapısı bakımından tüketilmesi önerilen yiyeceklerdendir.

Sebzeler : Sebzeler arasında bağırsak çalıştıran yiyecekler olarak enginar, brokoli, mısır, Brüksel lahanası, patates ve şalgam örnek olarak gösterilebilir.

Su : Boşuna su hayattır denmemiştir. Bağırsakların çalışabilmesi için gün içerisinde belirli miktarlarda sıvı alınmalıdır. Yeterli oranda su alınmaması durumunda bağırsak çalıştıran yiyeceklerin de hiçbir fonksiyonu kalmaz ve bağırsaklar sertleşerek tuvalete çıkmada problem oluşturur.

Bağırsak çalıştıran yiyeceklerden başka bir de bağırsaklarda bulunan ve sindirimi kolaylaştıran bakterileri arttıran gıdalar bulunmaktadır. Bu tür gıdaları tüketmek sadece bağırsak çalıştıran yiyecekler oldukları için değil, idrar yollarında çeşitli enfeksiyonlara yol açabilen patojenlere karşı da koruma sağlayabilmektedirler. Bunlar şunlardır ;

Süt ürünleri : Süt probiyotik bakımından oldukça zengin bir gıdadır. bağırsak çalıştıran yiyeceklerden olması “canlı ve aktif kültürler içerir” etiketiyle sunulan ürünlere sahip olmasındandır. Örneğin kefir yada probiyotikler açısından zengin olan yoğurt verilebilir.

Prebiyotikler içeren gıdalar : Prebiyotikler de tıpkı probiyotikler gibi bağırsak çalıştıran yiyeceklerin içerinde bulunur. Enginar, muz, sarımsak, çilek ve bal prebiyotik içerdiklerinden bağırsak çalıştıran yiyeceklerdendirler.

Takviye ürünler : Bazı insanların bağırsakları laktoz maddesini sindiremez. Laktoz hassasiyeti adı verilen bu durumda olanlar süt ve ürünlerinde laktoz bulunduğundan bu gıdaları tüketilmemelidirler. Bu nedenle bağırsak çalıştıran yiyeceklerden olan probiyotikleri alabilmek için doktor tavsiyesi ile probiyotik takviyesi kullanmalıdırlar.
 
Bağırsak Gazı Nasıl Giderilir
Bağırsak gazı nasıl giderilir, Bağırsaklarda gaz oluşumu bir seviyeye kadar normaldir ancak aşırı miktardaki oluşumu beslenme alışkanlığına bağlı olarak değişebilmektedir. Örnek olarak laktaz hassasiyeti sorunu ve bazı besinlerin yol açtığı alerjik durumlar bağırsaklarda çok fazla gaz oluşabilmektedir.

bagirsak-gazi-nasil-giderilir.jpg



Bağırsak gazı nasıl giderilir konusunda öneriler :

  • Vücudun probiyotik gücünü arttırmaya çalışmak çok etkili bir yöntemdir. Bunun için probiyotik kapsulleri alınabilir, probiyotik oranı yüksek yoğurt tüketilebilir yada kefir tüketebilirsiniz
  • Bağırsak gazı nasıl giderilir konusu doğrudan sindirim ile ilgili olduğu için yiyecekleri iyice çiğneyerek yavaş yavaş yemelisiniz.
  • Bağırsak gazı nasıl giderilir sorunu için çiğ sebze ve meyve tüketmeyi azaltın. Pişirilen sebzelerin gaz oluşturma olasılığı daha azdır.
  • Bağırsak gazı nasıl giderilir probleminin süt ve süt ürünlerinden dolayı oluşup oluşmadığı konusunda emin olmaya bakın. Çünkü böyle bir durum varsa bu laktoz hassasiyeti olduğunu gösterir. Bağırsak gazı nasıl giderilir sorusu için laktozsuz süt tüketilmelidir.
  • Yemeklerden sonra kısa bir yürüyüş yapmak bağırsak gazı nasıl giderilir sorusuna verilebilecek cevaplardandır.
  • Bağırsak gazı nasıl giderilir problemi için rezene çayı içilmesi yada rezene tozunu baharat gibi yemeklerin üzerine serpmek etkili bir yöntemdir.
  • Yemeklerden hemen sonra nane, anason veya papatya çayı içilmesi bağırsak gazı nasıl giderilir sorusuna önerilebilecek etkili yöntemlerdendir.
  • Nişasta içeren pastalar, bazı tatlı çeşitleri, patates, pirinç ve mısır tüketimi bağırsak gazı nasıl giderilir sorusuna cevap için sınırlandırılmalıdır.
  • Bağırsak gazı nasıl giderilir sorusuna verilebilecek mantıklı cevaplardan biri lifli gıdaların tüketimlerinin arttırılması şeklindedir. Lifli gıdalara örnek olarak yulaf, bezelye, fasulye ve bazı meyveler verilebilir.
  • Bağırsak gazı nasıl giderilir sorusuna cevap olarak bağırsaklarda gaz oluşumuna en sık neden olan mide gazlarını oluşturan hava yutma olayıdır. Hava yutulması normalde her insan yemek yerken olur ama sakız çiğnemek, çok hızlı yemek yemek, sigara içmek ve gevşek takma dişlerin kullanılması normalde olduğundan daha fazla hava yutulmasına neden olur.
  • Yağsız gıdalar tüketmekte bağırsak gazı nasıl giderilir problemi için bir çözüm yoludur.
  • Stresli olmak yada kamışla bir şeyler içmek bağırsak gazı nasıl giderilir sorusunun sorulmasına yol açabilir.
  • Yemeklerde yada tatlılarda kullanılabilen yapay tatlandırıcılar gaz oluşumuna yol açabilmektedir.
  • Küçük porsiyonlar halinde yemek yemek bağırsak gazı nasıl giderilir problemi için bir cevaptır. Çünkü bu sayede mide daha hızlı boşalabilir ve gaz oluşumu azalır.
  • Diş sağlığı önemsenmelidir çünkü dişlerdeki problem çiğnemeyi etkiler ve yeterince çiğnenmeyen besinler gaz yapar.
  • Yemekleri küçük lokmalar halinde yemek ve lokmaları iyice çiğnemek bağırsak gazı nasıl giderilir sorusuna verilebilen etkili cevap yöntemlerinden biridir. İyi çiğnenen lokmalar daha iyi sindirilir ve gaz oluşumu bu şekilde minimuma indirilmiş olur.
 
Hassas Bağırsak Sendromu
Hassas bağırsak sendromu, stres ve sinirsel olarak gelişen bir sinir sistemi problemidir. Gastroentroenteroloji uzmanları bu hastalığın ana nedeni olarak duygusal çatışmaları ve sonucunda oluşan stres faktörü öne sunmuşlardır. Bu sendrom ile karşı karşıya gelen kişilerde endişe, heyecan ve korku faktörünün sık olduğu aynı zamanda bu komplikasyonların kişide oluşması ile birlikte hastalığın kendini uyardığı gözlenmiştir. Hastalık bulunduğu yerden uyarıldığı zaman, pek çok kişide şişkinlik, ağrı ve çeşitli bağırsak sorunlarına yol açabiliyor.

Kişilerin günlük yaşamda karşılaştıkları en ufacık bir heyecan, sansasyon veya korku gibi durumlar da beyin ile bağırsak arasında bulunan hatta uyarılma söz konusu oluyor ve düz kaslar şiddetli bir şekilde kasılmaya başlıyor. Çoğu kişiyi rahatsız etmeyen bu durum, önemsiz, ehemmiyetsiz ve basit uyarıcılar, hassas bağırsak sendromu olan kişilerde güçlü etkilere yol açabilir.

hassas-bagirsak-sendromu.jpg



15 ile 50 yaş arasında herkes de görülme ihtimali olan bu hastalık, erişkinlerde biraz daha şiddetini artırmaktadır. Aynı zamanda her hastada aynı şiddeti vermemekle birlikte bazı kişiler de aşırı şekilde belirtileri gösterebilir, bazılarında ise sadece ishal veya kabızlık olarak görülebilir.

Bu hastalığın altında yatan en büyük etken bağırsak kaslarının fonksiyonlarıdır. Bağırsak kaslarından görülen anormallikler hastalığın zeminini oluşturmaktadır. İstemsiz ve sistemsiz olarak çalışma gösteren kaslar, bağırsağın içerisinde yer alan maddeleri, aşağı doğru hareketlendirmektedir. Hassas bağırsak sendromu, kasların aşağı doğru çalışması ile kendini belli eder ve işlevinde bozukluklara neden olur. Pek çok kişi sinirli haldeyken karın şişmesi, kusma, ishal veya kabızlık gibi durumlar ile karşılaşır. Bağırsaklarda görülen bu bozukluklar, kişilerde istemsiz olarak görülür.

Hassas bağırsak sendromunu etkileyen faktörler;

Stres faktörü;

Hassas bağırsak sendromuna, yanlış beslenme alışkanlıkları, gaz oluşumuna neden olan yiyecekler ve içecekler bazen de kişinin psikolojik durumu neden olabiliyor. Fazla miktarda tüketilen kahve, çay ve kola gibi asitli içecekler, çikolata gibi yiyecekler kramp ve şişkinliğe neden oluyor. Böyle durumlarda gastroenteroloji uzmanları bu tarz besinlerin kişiye zarar verdiği konusunda fikir işbirliğinde bulunmuşlar.

Günümüz de stresin neden olduğu pek çok hastalık türü vardır. Hassas bağırsak sendromu da o hastalıklarda bir tanesidir ve kişilerin stresli anlarında hemen belirir.

Kabızlık veya ishal faktörü;

Hassas bağırsak sendromunun bir takım değişik tipleri bulunmaktadır. Bazı hastalarda hastalık kendini ishal olarak belli ederken, bazı hastalarda ise boşaltım güçlüğü yani kabızlık sorunu olarak görülebilir. Bu hastalık kişileri hem ishale, hem de kabızlığa sürükleye biliyor. Ancak kişinin bünyesi ishale yada kabızlığa, o anda hangisine daha yatkınsa hastalık kendini o faktöre daha yakın hisseder.
 
Bağırsak Solucanı
Bağırsak solucanı, Acarididae familyasındandır. Omurgasız bir canlı türü olmakla beraber asalak olarak yaşar. Vücuda girince ince bağırsağa yerleşerek çeşitli enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Bağırsak solucanı insan vücuduna kirli sular ve kirli yiyecekler aracılığıyla larva halinde geçmektedir. Silindirik yapıda olan bu canlı 35 santimetre boyuna ulaşabilmektedir. Eğer bağırsak solucanının larvaları akciğere kadar ulaşırsa o zaman “Löffer pnomonisi” adı verilen bir çeşit akciğer iltihaplanması oluşmaktadır. İlaçlar ile tedavi edilebilmesi mümkündür. Bağırsak solucanı vücuda dışarıdan bulaşır ancak tedavisi güç ağır hastalıklara yol açmaz. Kişinin yaşam kalitesini düşüren tarzda hastalıklara yol açabilmektedir. Sıklıkla tekrarlanan karın ağrısı, geçici ishal gibi belirgin olumsuz etkilere yol açabilmektedir. bağırsak solucanının en sık görülebilen türü kıl kurdu olarak adlandırılmaktadır. Bağırsak solucanı bağırsak kurdu olarak da adlandırılabilmektedir. Çoğu zaman enfeksiyonlar normalde oluşabilen hastalık belirtileri göstermeden de gelişme gösterebilmektedirler. Çocuklarda sıkça rastlanabilen bağırsak solucanı rahatsızlıkları okul, yurt, ve çocuk yuvası gibi aynı tuvaletlerin kullanıldığı ortamlar nedeniyle görülebilir. Bağırsak kurtlarının görülen çeşitleri şunlardır;


bagirsak-solucani.jpg


  • Oksiyürler : Bu tür bağırsak solucanı 3 mm- 10 mm boyundadırlar. Çocukların kalın bağırsaklarında çok sık görülebilmektedirler. Bunlar çocuklarda huzursuzluk ve sinir bozukluğu gibi durumlara neden olabilmektedirler.
  • Askarit : İnce bağırsakta yaşayan bağırsak solucanı çeşididir. İnsana insan gübresi kullanılarak yetiştirilen ve çiğ olarak tüketilen sebzeler aracılığı ile geçmektedirler. Bu solucan çeşidi oldukça tehlikelidir çünkü yumurtalarından çıkan larvalar bağırsak yüzeyini delerek oradan kan damarlarına geçerler. Bu şekilde kana karışan bağırsak solucanı larvası başka organlara bulaşarak iltihaplanmaya yol açabilmektedir.
  • Şerit yada tenyalar : Bunlar bir kaç metre uzunluğa ulaşabilmektedirler. Bu bağırsak solucanı sığır eti, tatlı su balıkları ve domuz eti aracılığı ile insan vücuduna geçebilmektedir. Asıl bulaşma yolu çiğ et tüketilmesiyle olmaktadır.
  • Çengelli kurt : Kirli suların içilmesiyle vücuda girerler. Oniki parmak bağırsağına yerleşirler. Sürekli olarak kan emmeleri nedeniyle kansızlığa yol açabilirler. Beslenme bozuklukları oluşmasına da yol açabilmektedirler.
Bağırsak solucanının genel tedavisi doktora gidilerek bazı tahlillerin yapılması sonrasında solucanın türü saptanır. Sonrasında da belirlenen türe uygun bir tedavi yöntemi uygulanır.

Bağırsak solucanı tedavisi için pratik çözümler :

  • Bağırsak solucanından kurtulmak amacıyla bazı pratik bitki kürleri tedavi amaçlı olarak uygulanabilir.
  • Ekşi nar bitkisinin kökü kaynatılarak aç karnına içilir.
  • Bağırsak solucanını düşürebilmek için birinci gün bir tane, ikinci gün iki tane, üçüncü üç tane ve böyle devam edilerek yirmi birinci gün 5 diş sarımsak çiğnenmeden yutulur.
  • Kıl kurdu olanlar bir hafta boyunca aç karnına bir avuç kadar kabak çekirdeği yiyilir ve üzerine bir bardak süt içerler.
  • Bağırsak solucanı tedavisi için kullanılacak olan nar bitkisi kabızlık yapabilir. Özellikle aç karnına alındığında faydasının olma ihtimali daha yüksektir.
 
Bağırsak Ameliyatı
Bağırsak ameliyatı, sindirim sisteminin bir parçası olan ince bağırsak yada kalın bağırsakta yapılan cerrahi müdahaledir. Bağırsaklarda yapılan cerrahi müdahalenin amacı farklı olabilmektedir. Bağırsaklar ince bağırsak, kalı bağırsak(kolon) ve kalın bağırsağın son bölümü olan rektum olmak üzere üç kısımda incelenmektedir. Bağırsak ameliyatının yapılma nedenleri arasında obezite ile mücadele ve bağırsak kanseri tedavileri ön plana çıkmaktadır. Bağırsaklar sindirimin son aşamalarının geçtiği yerler olarak bilinirler. İnce bağırsakta sindirimin son aşamaya geçmesi tamamlanır, en son aşama kalın bağırsakta tamamlanır. Bu nedenle bağırsak ameliyatı için sindirimin son aşamalarındaki bozulmaları tedavi etmeyi amaçladıkları söylenebilir. Bağırsak ameliyatı yöntemleri arasında son zamanlarda ilerleyen teknolojik imkanların etkisi çok büyüktür çünkü bağırsak ameliyatı artık karnın ön tarafında açılan 4 veya 5 delikten yapılabilmektedir. Açılan deliklerin birinden teleskop adı verilen görüntü aracıyla bağırsak ameliyatının yapılacağı kısmın görüntüsü monitöre yansıtılır. Diğer açılan deliklerden de ameliyat aletleri yerleştirilir. Bu bağırsak ameliyatı tekniği laparoskopik ameliyat tekniği olarak adlandırılmaktadır.

Laparoskopik yöntem ile yapılan bağırsak ameliyatının avantajlı yönleri :

Laparaskopik bağırsak ameliyatı yada halk arasındaki adıyla kapalı bağırsak ameliyatı açık olarak yapılan ameliyata göre sahip olduğu çeşitli avantajlı tarafları bulunmaktadır. Bu avantajları şöyle sıralamak mümkündür;

Bağırsak ameliyatı daha az ağrı şikayetinin olması

Hasta ameliyat sonrası hastanede daha kalır

Bağırsak ameliyatı sonrası hastanın normal beslenme düzenine geçişi daha kısa olmaktadır

Bağırsak ameliyatı öncesinde hasta neler yapmalıdır ?

Cerrahi müdahale öncesinde hastanın akşam veya sabah duş alması önerilmektedir.

Ameliyat öncesi gece yarısından sonra hasta herhangi bir şey yiyip içmemelidir. Eğer alınması gereken ilaçlar var ise o zaman az miktarda su ile ilaçlar alınabilir.

Bağırsak ameliyatı yapılmadan önce kalın bağırsağın ve rektumun boş olması gerekmektedir bu nedenle ameliyattan önceki akşam ve sabah lavman yapılması gereklidir. Ameliyattan bir kaç gün önceden hastanın sıvı ağırlıklı lifsiz beslenmesi için diyet verilir.

Aspirin, kanı sulandırıp akışkanlığını arttıran ilaçlar, E vitamini preparatları ameliyattan 4-5 gün önce başlayarak alınmamalıdır.

Hastanın ameliyat sonrası dönemde dikkat etmesi gerekenler :

Bağırsak ameliyatının yapılmasından sonraki dönemde doktorunuzun tavsiyelerine mutlaka uymanız gerekir çünkü ameliyat sonrası için yapılan önerilerin yerine getirilmesi büyük önem taşır.

Hastaların büyük çoğunluğu ameliyat sonrasında kendilerini çok iyi hissederler ancak unutulmaması gereken konu vücudun eski sağlığına kavuşması için zamana ihtiyacı vardır.

Ameliyattan sonra kasların güçsüz hale gelmemeleri ve bağırsakların hareketlenmesi hasta kısa yürüyüşler yapabilir.

Yukarıda belirtilen tavsiyelere ek olarak doktorun önerilerine uyulduğunda kişinin 1 yada 2 haftalık süre sonrasında bağırsak ameliyatı etkilerini atlatıp normal günlük yaşamına ve günlük aktivitelerini yapmaya başlayabilmektedir. Örnek olarak ameliyat sonrası araba kullanmaya tekrar başlamak gibi.
 
Bağırsak Hastalıkları
Bağırsak hastalıkları, mide anüs arasında kalan, ince ve kalın bağırsak olarak adlandırılan organlarda görülen hastalıkların genel adıdır. İnce bağırsak olarak adlandırılan bölüm kıvrımlı ve dar bir yapıdadır. Uzunluğu 7 cm kadar olan ince bağırsak, üç bölümden oluşur. Mideden başlayan ilk bölüm on iki parmak bağırsağı yaklaşık olarak 30 cm, ikinci kısmı 2,7 metre, son bölümü ise 4 metreden fazladır. Kalın bağırsak bölümü ise yaklaşık olarak 1,5 metredir. Bunun ilk bölümü olan çekum geniş kese görünümünde olup, solucan şeklinde apandisti oluşturur. İnce bağırsak bölümü sindirim ve emilim görevi yaparken, kalın bağırsak ise ezilmiş besinlerin posasını ve inorganik tuzlarını emer. Zararlı olan posalar rektumu kat ederek, anüsten atılır. Bağırsaklarda pek çok hastalık gelişebilir.

Bağırsak hastalıkları nelerdir?

Bağırsak apsesi: Bu hastalıklar tüberküloz, entomoeba gibi enfeksiyon ajanlarına bağlı olarak oluşabileceği gibi, kolitlere bağlı olarak ta gelişebilir. Acil müdahale edilmesi gereken durumlar arasındadır. Teşhis için fiziki muayene, kan testi, karın grafisi, ultrasonografi ve MR gibi tetkiklerden faydalanılır. Hastalık ilaç tedavisine cevap vermezse, cerrahi müdahale ile tedavi edilir.

Bağırsak perforasyonu: Bu rahatsızlık iltihabi durumlar sonrasında, bağırsak kanserlerinde, radyasyon sonrasında oluşan bağırsak hasarlarında, kesici aletlerle oluşan bağırsak delinmesini ifade eder. Acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Karın grafisi ve muayene ile teşhis edilebilir. Tedavisi için cerrahi müdahale yapılması gerekir.

Bağırsak fistülü: Bağırsaklarda apse oluşumları, iltihabik durumlar, tümörler sırasında oluşabilen tünel biçimindeki oluşumlardır. Bağırsağın bölümleri arasında, karın içi organlarla bağırsaklar arasında ya da karın ile anal bölgeye doğru gelişebilirler. Teşhis için fiziki muayene, tomografi, ultrason gibi yöntemler kullanılmaktadır. İlaç tedavisi ve cerrahi müdahale ile tedavi edilebilmektedirler.

Anüs rektum ülseri: Bu rahatsızlıklar kalın bağırsağın son bölümünde ve anal bölgede oluşmaktadır. İlaç kullanımı, iltihabi bağırsak hastalıkları, sebepsiz dışkılama bozuklukları gibi nedenlerden meydana gelen ülser tipleridir. Fiziki muayene ve endoskopik yöntemle teşhis edilmektedir. Tedavisi iltihaba yol açan olayı baskılayan ilaçlarla yapılmaktadır.

İltihabi bağırsak hastalıkları - Kolitler: Ülseratif kolit genellikle 15-30 yaş arası kişilerde görülmekte olan iltihabi bağırsak hastalığıdır. Bunlar erkek ve kadında aynı oranda görülür. Crohn hastalığı ise kadınlarda daha fazla görülmektedir. İki hastalıkta genetik olarak yatkın olan kişilerde, ajanlar tarafından tetiklenen iltihabi olaylarla bağırsak duvarında hasar meydana gelir. Ülseratif kolit kalın bağırsakta gelişim gösterir. Crohn ise sindirim kanalının tamamını ya da ince ve kalın bağırsakları tek olarak veya ikisini birden etkileyebilir. Ülseratif kolit hastalığında iltihaplı ve kanlı dışkılama meydana gelir. Yemek sonrası daha fazla şikayet yaşanır. Karın ağrıları, halsizlik, ateş ve kilo kayıpları yaşanır. Crohn ise karın ağrısı ile kendini gösterir. Karın bölgesinin sağ alt bölümünde, yemek öncesi ya da dışkılama öncesinde oluşur. Dışkılama ile hasta rahatlama yaşar. İshal, kilo kaybı, halsizlik gibi belirtilerde görülebilir. Hastalıkları teşhis etmek için, endoskopik yöntemler kullanılır. Bağırsakların incelenmesiyle ortaya çıkan hastalıklar, uzun süre devam eden takiplerle tedavi edilir. Tedavi için kullanılan ilaçlar bağırsaklarda iltihabı engellemektedir. Bu hastalıklardan başka radyasyon etkisiyle ve antibiyotik kullanımıyla oluşan kolitler oluşabilmektedir. Tümörlerin radyasyon ile tedavi edildiği sırada kalın bağırsaklarda hasarlar oluşabilmektedir. Radyasyon tedavisinin sonrasında başlayan kolitlerde bulantı ve kusma, ishal ve karın ağrısı görülebilir. Bazı durumlarda kanlı ishal belirtileri yaşanabilir. Genellikle 2-6 ay arasında iyileşme gösterebilen bir durumdur. Radyasyon dozunu azaltmak, antibiyotik kullanımı, ishali kesmek için ilaçlar kullanılabilir. Rahatsızlık geç dönemde tanısı konulursa kolit gelişme göstererek, karın ağrısı, makattan kan gelmesi ve ishal şikayetleri görülebilir. Antibiyotik kullanımına bağlı olarak gelişen kolitler, penisilin grubuna bağlı antibiyotik kullanımında, bağırsaklarda çoğalan bakteriden kaynaklanır. Antibiyotik tedavisinin tamamlanmasından sonraki 2 gün içerisinde gelişme gösterir. Hastalarda halsizlik, ateş, kanlı ishal görülebilir. Teşhis için dışkı tahlili ve endoskopik inceleme yeterli gelmektedir. Tedavi için farklı gruptan antibiyotikler kullanılır.

Bağırsaklarda emilim bozuklukları - Çölyak hastalığı: Tahıllarda bulunan gluten'e duyarlılık sonucu oluşan çölyak hastalığı, çoğunlukla ince bağırsakta besinlerin emiliminde yaşanan bir rahatsızlıktır. Çocukluk çağlarında ya da 30-40'lı yaşlarda ortaya çıkabilir. Gluten içeren besinlerin tüketilmesinden sonra 1-2 saat sonra ishal, karın ağrısı, şişkinlik, halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkar. Bunun yanında ağızda yaralar, kansızlık, adale krampları, halsizlik gibi belirtilerde görülebilir. Teşhis endoskopik yöntemlerle ve kan testleri ile yapılmaktadır. Hastalığın tedavisi gluten içeren tahıl ürünlerini tüketmemekle yapılır.

Kabızlık: Sağlıklı kişilerin normal olarak bir günde 1-2 defa dışkılaması gerekir. Yeme alışkanlıklarına göre haftada 3 defa dışkılamada normal kabul edilmektedir. Bu sorunu yaşayan hastaların bir kısmında nedensiz kabızlık yaşanabilir. Bu hastaların bağırsak hareketlerinde yavaşlama olduğundan, dışkılama azalmıştır. Bazı hastalarda ise bir hastalığa bağlı olarak kabızlık görülebilmektedir. Şeker hastalığı, nörolojik hastalıkları, tiroit tembelliği, ilaçlar, lifsiz gıda tüketimi, dışkılamayı erteleme, hamilelik, depresyon gibi sebeplerden kabızlık yaşanabilir. Teşhis muayene ve endoskopik yöntemlerle yapılabilir. Rahatsızlığın tedavisi altta yatan nedene bağlı olarak yapılmaktadır.

İshal: Dışkılamanın sulu ve hızlı bir şekilde yapılmasıdır. Rahatsızlığa sebep olabilecek nedenler oldukça fazladır. Bağırsaklarda emilmeyen maddeler, gıdaların sindirilmemesi, parazitler, hormon bozuklukları gibi nedenler ishal problemine yol açabilir. Akut olanlar üç haftadan kısa, kronik olanlar ise daha uzun süre devam eder. Akut olan ishaller çoğunlukla parazit kaynaklı yaşanmaktadır. Teşhisi dışkı tahlili ve endoskopik inceleme ile yapılabilir. Antibiyotik tedavisi ile bu tür ishaller tedavi edilebilir. Kronik olan ishaller genellikle hastalıklar sonucunda görülebilir. Pankreas hastalıkları, çölyak, tiroit bezinin yetersiz çalışması, tümörler, iltihabi bağırsak hastalıkları, kolitler bu tarz ishallere neden olabilir. Bunların tedavisi nedene bağlı olarak yapılmaktadır. Amipli dizanteri ise kirli içme suları ve gıdalarla geçen parazitlerden dolayı oluşur. Ateş kanlı ishal, karın ağrısı gibi belirtiler gösterir. Tanı sonrasında antibiyotik tedavisi uygulanır.
 
Bağırsak Enfeksiyonu – Belirtileri ve Tedavisi

Bağırsak enfeksiyonları virüs, bakteri, mantar, küf, parazitler ya da çeşitli hastalıkların neden olduğu tedavi edilmediğinde de ciddi belirti ve sağlık riskleri doğurabilen rahatsızlıklardır.


Bağırsak Enfeksiyonunun Nedenleri
Bağırsak enfeksiyonlarına neden olan en yaygın mikrop türleri şunlardır:

Salmonella
Çiğ ya da pişmemiş etlerden bulaşan bir çeşit bakteridir. Salmonella sağlığa zararlı ve arıtılmamış su ile de geçebilmektedir. Salmonella vakaları özellikle Afrika kıtasında çok yaygındır.

Escherichia Coli
Daha çok E. Coli olarak bilinen bu bakteri daha çok pişmemiş sığır etiyle bulaşmaktadır. Ayrıca enfekte olmuş süt ürünlerinden ve pastörize edilmemiş meyve sularından da bulaşabilmektedir. Amerika’da E. Coli vakalarından yılda yaklaşık 60 kişi ölmektedir. Bu sayı Afrika kıtasında çok daha fazladır.

Staphylococcus
Et ve benzeri yiyecekler ya da yumurta oda sıcaklığında uzun süre beklerse Staphylococcus toksinleri gelişir. Staphylococcus bulaştığı andan itibaren hızlı bir şekilde (12 saatten daha az bir sürede) semptomlar görülmeye başlar.

Parazitler
Çoğu parazit enfeksiyonları mikroskopik ölçülerde parazitlerden kaynaklansa da gözle görülebilecek büyüklükte parazitler de vardır. Birçok parazit bağırsaklarımızda yaşayarak tükettiğimiz besinlerden faydalanarak beslenme eksikliğine neden olabilir. Parazitler tarafından enfekte olan kişi acil tıbbi yardım almalıdır çünkü bazı parazitler kana karışarak daha ciddi tehlikelere neden olabilirler.

Bağırsak enfeksiyonlarına daha birçok mikrop çeşidi neden olabilmesine rağmen çok büyük oranda bu enfeksiyonlara yukarıdaki mikroplar neden olurlar.

Bağırsak Enfeksiyonu Belirtileri

e-coli-bakterisi.jpg


Bağırsak enfeksiyonlarının hem viral hem de bakteriyel belirtileri birbirine benzerdir. Ne tür bir enfeksiyon kaptığınızı öğrenmek için doktor yardımı almanız çok önemlidir.

1. İntestinal (Bağırsak) Ağrı
Bağırsak enfeksiyonunun mide ağrısına neden olmaması çok nadir bir durumdur. Ağrı genellikle karın bölgesinin alt kısmında ya da doğrudan bağırsak bölgesinde olur. Ağrılar orta seviyeli ya da daha şiddetli olabilir.

2. Kabızlık ya da ishal
Bu iki durumdan biri bu enfeksiyon türünde yaygındır. Kabızlıkta ishale göre karın ağrıları daha şiddetli olabilir.

3. Dışkı Görünümünde Değişme
Enfeksiyon dışkının sulu, parçalar halinde ya da mukusumsu olmasına neden olabilir.

4. Şişkinlik
Bağırsak enfeksiyonları özellikle kabızlık durumunda gaz oluşumuna neden olur. Bu gaz oluşumu ağrılı olabilir ve karın şişkinliği ortaya çıkabilir.


5. Rektal Kanama
Bazı bağırsak enfeksiyonlarında görülebilir. Bağırsaktaki enflamasyon alt karın bölgedeki organların kanamasına neden olabilir. Zayıflık, halsizlik ve hastalık hissi rektal kanama geçiren kişilerde yaygındır. Ayrıca dışkı kanlı olabilir böyle bir durumda hemen doktora gidilmelidir.

7. Bulantı ve Kusma
Bu belirtiler karın ağrısı ve şişkinlik kadar yaygın değildir fakat görülebilir. Susuz kalınan durumlarda bulantı, vücut kir ve toksinleri doğal yollardan atamadığında da kusma görülebilir.

Diğer Belirtiler
Diğer belirtiler ateş, üşüme, iştah kaybı, karın bölgesinde kramplar, baş ağrısı, aşırı susuzluk ve kilo kaybıdır.

Bağırsak Enfeksiyonu Tedavisi
1. Hayat Tarzında Değişiklikler
İyi beslenme ve hijyene önem verme gibi hayat tarzındaki değişiklikler bağırsak enfeksiyonlarından ve diğer sindirim yolu rahatsızlıklarından korunmanın en önemli yollarıdır.

  • Vücutta sindirim sisteminin sağlığı için lif içeren tam buğdaylılar, baklagiller, yeşil sebzeler ve taze meyvelerden tüketmek çok önemlidir.
  • Hızlı lif gelişimine ihtiyaç duyan kişilerde toz ve tablet formda satılan lif takviyeleri yardımcı olabilir.
  • Bağırsak hareketlerinde sorun yaşamamak için günlük olarak yeterli miktarlarda sıvı alımı yapın ve susuz kalmayın.
  • Sindirim yollarına zarar veren ve toksin içeren işlenmiş yiyeceklerden kaçının.
  • Düzenli egzersizler de sindirim yolu sağlığı için önemlidir.
  • Aktif bir yaşam tarzına sahip olun ve stresten uzak durun.
2. Dinlenme
Vücudunuzun doğal bağışıklığında ve enfeksiyonlarla mücadelede yeterli dinlenme önemli bir yer tutar çünkü vücut enfeksiyonlarla mücadelede enerjiye ihtiyaç duyar.

3. Antibiyotikler
Bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi en etkili yollardan biridir. Bazı bakteriyel enfeksiyonların kendiliğinden tedavi olma süreci uzun süreler alabilir bu nedenle antibiyotik takviyesi şarttır.

4. Laksatifler
Bağırsak enfeksiyonu kabızlığa neden oluyorsa laksatif almak en iyi çözümdür. Laksatifler dışkıyı yumuşatarak bağırsak hareketlerini hızlandırır. Fakat laksatifler uzun süreli kullanımlarında aşırı bağırsak hareketlerine neden olduğu için sadece kısa periyotlar için alınmalıdır.

5. Bağırsak Enfeksiyonuna Neden Olan Hastalığın Tedavisi
Bağırsak enfeksiyonları sık görülüyorsa bu kronik bir rahatsızlığın işareti olabilir. Sürekli belirtiler divertikül (kolon) iltihabı, ülseratif kolit ve bağırsak sendromu gibi hastalıkların işareti olabilir. Ayrıca Crohn Hastalığı ve kolon kanseri gibi daha ciddi hastalıkların da habercisi olabilir. Bağırsak enfeksiyonlarınızın altında yatan nedeni öğrenmek için doktorunuzdan kan testi analizi ve kolonoskopi yapılmasını isteyin. Unutmayın ki uygun tedavi doğru teşhisi yapmadan yapılmaz.
 
Bağırsak Kanaması
Bağırsak kanaması, bağırsaklardaki sorunlardan dolayı kan damarlarının çatlamasıyla meydana gelir. Ağızdan ya da makattan gelen kanamayla kendini belli eden, kişide halsizlik yapan bir rahatsızlıktır. Erken teşhis edilmesi tedavi için oldukça önemlidir. Alt sindirim sisteminde meydana gelen kanamaların çoğunluğu kalın bağırsaklardan ya da rektum bölgesinde olur. Meydana gelen kanama taze parlak renkli ve gözle görülebilir. Alt sindirim sistemi kanamalarına en sık hemoroitler neden olur. Bunlardan kaynaklanan kanamaları, kanamaya neden olabilecek diğer nedenler olan tümörlerden, iltihabik durumlardan ayırt etmek gerekir. Kalın bağırsak tümörleri ya da iyi huylu tümörler kanser oluşumunun gelişiminde önemli bir rol oynar. Bu durumlarda gizli ya da bariz kanamalar meydana gelebilir. Kalın bağırsaklardaki iltihaplar ve enfeksiyonlarda kanamalara neden olabilir.

Bağırsak kanamasına neden olabilecek rahatsızlıklar nelerdir?

  • Hemoroit
  • Anal fistül
  • İltihabik durumlar (Ülseratif kolit, Crohn hastalığı)
  • Kolorektal polip
  • Kolorektal kanser
  • Divertiküler hastalık
  • Yapısal damar bozuklukları
Bağırsak kanamasının belirtileri nelerdir?

Meydana gelen belirtiler kanamanın şiddeti ve yerine göre farklılık gösterebilir. Rektum ya da kalın bağırsağın alt bölümlerinden gelen kanama, dışkıyla karışık ya da ayrı bir şekilde taze kan şeklinde olur. Üst sindirim sisteminden gelen kanamalarda ise, siyah, kokulu, cıvık bir dışkıyla beraber olur. Aynı zamanda kahve telvesi biçiminde ya da taze kan şeklinde kusma da meydana gelebilir. Gizli kanama olması durumunda, dışkıda renk değişikliği olmayabilir. Ani başlayan kanamalarda halsizlik, ishal, kramp tarzı karın ağrısı, nefeste güçlük çekme görülebilir. Hastanın şoka girmesi durumunda idrarda azalma, tansiyon düşmesi, nabız hızlanması görülür. Hastaların renkleri solar, güçsüz, halsiz ve uyku hali meydana gelir. Gizli kanamalarda hastalarda anemi gelişir.

Bağırsak kanamasının teşhisi nasıl yapılır?

Öncelikle kanamanın yeri tespit edilmelidir. Hastanın fiziki muayenesi yapılmalı, öyküsü dinlenmelidir. Dışkının rengi, dışkılama alışkanlıkları, karın ağrısı ve karında hassasiyet kanamanın yeri ile ilgili bilgiler verir. Dışkıya demir, bizmut ve yiyeceklerde kanama görünümü vereceğinden, dışkı tahlili yapılmalıdır. Tam kan sayımı da, hastalardaki kansızlığın belirlenmesi için yapılmalıdır. Endoskopi hem kanamanın tanısında, hem de tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Ciddi kanamalarda kanayan yeri bulmak için, anjiyo yapılırken renkli bir ilaç verilerek, sindirim sisteminin damarları görüntülenir. Bazı durumlarda damara ilaç verilip, kanama kesilebilir. İnce bağırsak kanamalarında, radyonüklid sintigrafi kullanılarak kanayan yer tespit edilebilir. Bu yöntemde damara radyoaktif madde verilerek, özel bir kamerayla kanama yeri tespit edilir.

Bağırsak kanaması tedavisi nasıl yapılır?

Endoskopik yöntem kanamayı gösterdiği gibi, tedaviye olanak sağlayan bir yoldur. Kanamalarda bölgeye kimyasal maddeler enjekte edilerek, ısı tedavisi uygulanarak, kanayan bölgenin koterizasyonu ile kanamalar durdurulabilir. Kanama durduktan sonra ilaçlar kullanılarak, tekrarı engellenmeye çalışılır. Kalın bağırsaklarda olan poliplerin endoskopik yolla çıkarılması kanamayı kontrol altına alır. Endoskopi yetersiz kalırsa, ağır kanamalarda cerrahi yöntemler kullanılabilir.
 
Bağırsak tembelliği belirtileri nelerdir?

Halk arasında kabızlık olarak bilinen fakat tıp dilinde bağırsak tembelliği olarak yer alan bu rahatsızlık, hareketsizlik ve beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi sonucu kendini göstermektedir.

Kişide haftada 3 seferden daha az büyük tuvaletine çıkma ve dışkılamayı kuru kuru olarak gerçekleştirme durumunu, kabızlık ya da bağırsak tembelliği olarak tanımlayabiliriz.

Normal bir sindirim sisteminde, besinler mideden bağırsağa ve oradan da makata kadar ilerlemektedir, fakat ilerleyen yaşlarda bu ilerlemede problem yaşanmakta ve besinlerin sindirilerek makata ulaşmasında zorluklar çekilmektedir. Bu da bağırsak tembelliğini artıran faktörlerden birisidir. Eğer besin bağırsaklardan makata doğru ilerlemiyor ise kişide lavabo ihtiyacı belirmeyecek bu da bağırsak tembelliğine yol açacaktır.

Bağırsak tembelliğine yol açan çeşitli durumlar vardır, bunlardan bazılarını kısaca belirtecek olursak; alkol kullanılması, kafeinli içeceklerin bolca tüketilmesi, az su tüketmek ve lifli gıdalar ile beslenmiyor olmak bunların başında gelecektir.

Kabızlık belirtileri ise genel olarak şu şekildedir;

  • Haftada 3 kezden daha az tuvalate çıkıyor olmak.
  • Dışkılama sürecinde sık sık ıkınma hali ve zorlanma durumu.
  • Az lavabo ihtiyacı hissetmek fakat sık sık karın ağrısına maruz kalmak
Bununla birlikte haftada az miktarda tuvalete çıkıyor olmak, kesinlikle kabızlık belirtisidir denilemez. Haftada 3 kez dışkılama ihtiyacınızı gideriyor iseniz, kabız olmadığınızdan emin olabilirsiniz.


Bağırsak tembelliğinin nedenleri :

  • Kabızlığa yol açabilen nedenler oldukça farklıdır. Bu nedenleri şöyle sıralayabiliriz ;
  • Çok az yada tamamen hareketsiz bir yaşam tarzı
  • Tüketilmesi gerekenden az su içmek
  • Trioid’de hastalık varsa
  • Lifli gıdaları yeteri kadar tüketmemek
  • Kafein oranı yüksek olan içeceklerin içilmesi
  • Bazı hastalıklara karşı kullanılan ilaçlar
  • Hareket azlığına yol açan parkinson, felç ve omirilik zedelenmesi gibi sinir sistemi hastalıkları
Bağırsak tembelliğinin belirtileri nelerdir :

Kısaca kabızlık şeklinde tanımlanan bağırsak tembelliğinin probleminin bazı belirtileri vardır. Normalde bir haftada 3 kere tuvalete çıkılması gerekir. Eğer böylesi bir durum yok ise kabızlık söz konusudur. Bağırsak tembelliğinin diğer belirtileri şöyledir ;

  • Haftada 3 seferden az tuvalete çıkmak
  • Kış aylarında karın bölgesinde şişkinlik hissi
  • İhtiyacı olduğu halde tuvalete çıkamamak
Bağırsak tembelliğinde uygulanan bitkisel tedavi yöntemleri

Kabızlık şikayeti olan kişiler çeşitli bitkisel tedavi yöntemlerini uygulayarak şikayetlerinden kurtulabilirler. Bağırsak tembelliğini gideren yöntemler şunlardır ;

  • Bir yemek kaşığı ölçüsünde sinameki bitkisini kaynattıktan sonra bir havanda dövün. Sonra döverek hazırladığınız karışımı yemeklerden önce bir tatlı kaşığı ölçüsünde yutun.
  • Bir kaşık zeytinyağı içilirse bu yöntem de bağırsakları çalıştırır ve bağırsak tembelliğini giderir.
  • Kayısı yada erik meyvesini kaynatarak suyu içmek bağırsakları hareketlendirir.
  • Çiğ olarak semiz otu yemek kabızlığa karşı etkilidir.
  • Keçiboynuzu pekmezini biraz sulandırarak içmek de bağırsak tembelliğine iyi gelmektedir.
Yukarıda bağırsak tembelliğine karşı anlatılan yöntemler ilaç kullanmaktan daha etkili sonuçlar verebilmektedir. Bu yöntemlerden başka sindirim sistemini çalışmasını arttıracak bir beslenme tarzı da tedavi sonrası için bağırsak tembelliğine karşı etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilmektedir. Yoksa ilaçların kullanıldığı sürede kabızlık önlenir ama ilaç kullanımı kesilince kabızlık tekrar oluşur. Beslenme alışkanlığınızda uygulayacağınız bazı basit metotlar sonuca ulaşmanızı sağlayacaktır.

Bağırsak tembelliğine karşı beslenme önerileri

  • Lif oranı yüksek besinler tüketilmelidir.
  • Sıvı alımına özen gösterip günlük önerilen miktarlarda su içilmelidir.
  • Spor yapmak yada spor için imkan yoksa yürümek, bisiklet sürmek yapılabilecek fiziksel aktivitelerdendir.
  • Tuvalete gitmeyi geciktirmemek gerekir çünkü gecikme bağırsakların sindirim atıklarından daha fazla su emilmesine ve bağırsak tembelliğinde oluşan kabızlığa yol açar.
  • Koyu çay , neskafe, kola gibi içecekler bağırsak tembelliğini arttırır.
  • Patatesin fazla tüketilmesi, şeftali ve karbonhidrat oranı fazla besinlerden az yada hiç tüketmemek bağırsak tembelliğini azaltır.
Bağırsak tembelliği bebeklerde, çocuklarda ve yetişkinlerde görülebilir. Böylesi bir durum karşısında beslenme alışkanlığı ve fiziksel hareketlenmeler çok önemlidir. Kişinin bünyesine bağlı olarak rahatsızlık çok şiddetli yada çok hafif seyredebilmektedir. Bağırsak tembelliği tanısı ve tedavisi bazı durumlarda bir uzmana danışmayı gerektirebilir. Çünkü her ne kadar beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzı ön planda olsa da bazı durumlarda bağırsak tembelliği farklı nedenlerden dolayı oluşabilmektedir. İyi bir beslenme düzeni ve kendine iyi bakan kimselerde çok az rastlanabilmektedir.
 
Bağırsak kurdu belirtileri nelerdir?

Bağırsak kurtları yani parazitler kişinin ciddi şekilde kilo kaybetmesine ve beslenememesine neden olan bir hastalık türüdür. Son zamanlarda aşırı derecede kilo kaybetmeye başlayan birisiyseniz bağırsaklarınızda parazit oluşmuş olması muhtemeldir. Parazitlerle mücadele edip etmediğinizi merak ediyorsanız sayfamızdan bağırsak kurdu belirtileri hususunda bilgi alabilirsiniz.

Bakılınca görülmeyecek kadar ufak 1 boyutta bulunan parazitler, etlerin pişmeden yenilmesinden, meyve ile sebzelerin temizlenmeden yenilmesinden, toz ile toprakla oynadıktan sonrasında ellerin ağza sokulmasından, hayat çevresinin pak tutulmasından ötürü muhtelif tiplerde bedene girmesiyle parazit meydana gelir. Parazit başta çocuklar olmak suretiyle pek fazlaca kişiyi ciddi manada etkileyen 1 sorundur ile kesinlikle parazitlerin emareleri başladığı süre mesele iyileştirme dibine alınmalıdır.

Parazitlerin bedende uzun vakit kalması ile probleminin iyileştirilmesi için tıbbı 1 yardım alınmaması, anemi, bağırsak tıkanması, gelişmede rötar, akciğer ile karaciğer rahatsızlıkları, dalak gelişimi ile organların hasar görmesi şeklinde tehlikeli esenlik problemlerini tetikler. Şayet ki şu parazit emareleri yaşanıyorsa, uzman 1 doktora gidiniz.

Bağırsak Kurdu Belirtileri

• Şiddetli karın ağrısı ve karın bölgesinde meydana gelen kramplar
• Son zamanlarda nedensiz bir şekilde başlayan ishaller
• Ağız bölgesinde deri kabarmaları
• Uyurken ağızdan salya gelmesi
• Aşrı şekilde gaz çıkarma (yellenme)
• Stresliymiş gibi diş gıcırdatma ve çene sıkma
• Çok yemek yenilmesine rağmen kilo alamama
• Ağızda ağır kokuların oluşması
• Vücutta kaşıntıların meydana gelmesi
• Büyük abdesti zor yapma ve tek paçada çıkarmak yerine küçük boyutlarda çıkarma

Bu saydıklarımız arasında yaşadıklarınız varsa bağırsak kurtları ile mücadele ediyor olabilirsiniz. Yaşam kalitenizi arttırmak adına en kısa zaman içerisinde alanında uzman bir doktora görünmenizi tavsiye ederiz.

Bağırsak kurdunun tedavisi:

Bağırsak kurtları vücuda alındıktan sonra kurdun çeşidine bağlı olarak gerekli müdahale yapıldığında 1 veya 2 ay gibi bir sürede kısmen bu kurtlardan kurtulmak mümkündür. Hekimler tarafından uygulanacak bir takım tetkikler sonucu tanı koyulur ve ilaç tedavisine başlanır. Bu süreçte hasta kendi temizliğine ve doktorun uyarılarına dikkat ettiği takdirde iyileşebilir ve kurtlardan tamamen arınabilir. Tedavide verilecek olan ilacın belirlenebilmesi için doktorun bağırsakta bulunan kurdu bizzat görmesi gerekmektedir. O yüzden önce dışkı testi yapılmaktadır. Konulan tanının ardından ilaç verilmektedir. İlaçlarda kurdun cinsine göre değişebilmektedir. Bazı basit kurtlarda tedavide kullanılan ilaçların bir iki gün kullanımının ardından sorunun giderildiği görülmektedir. Fakat bazı zorlu olan kurt çeşidinde bu süre oldukça fazla olmaktadır. Örneğin inatçı ve ciddi kurt çeşitlerinde tedavi süresi uzundur. Bu gibi bazı durumlarda cerrahi müdahalede bulunabilmektedir.


Bağırsak kurtlarına maruz kalmamak için özellikle çocuklar başta olmak üzere, yenilen ve içilen gıdalara dikkat etmek gerekmektedir. Sosyal yaşam alanlarında hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Ev ortamında ise tuvaletler ve banyo kısımları iyice dezenfekte edilmelidir. Bütün bunların yanı sıra sebze ve meyvelerin iyice yıkanmaları gerekmektedir. Ancak bunlar dikkate alınır ve uygulanırsa bu sorunlu hastalıktan korunmak mümkündür.

 
Hemoroid Nedir?

Hemoroidal doku damar yumağı (anjiyo kavernöz) yapısında olan ve anüsün çıkışında yastıkçık görevi gören bir dokudur. İç hemoroid ve dış hemoroid olarak ikiye ayrılır. Anüsün ciltten kalınbarsak hücrelerine geçiş bölgesinde, dişli çizgi olarak adlandırılan çizginin üst kısmında olanlara iç hemoroid, alt kısmında olanlara dış hemoroid denir.

Hemoroidal dokuda atardamar ve toplardamar (arteriyovenöz) arası direkt bağlantılar mevcuttur. Bu yapı sayesinde kalınbarsağın en son kısmındaki algılayıcıların uyarısıyla hemoroidal doku içindeki kan miktarı hızlı bir şekilde ayarlanıp istemsiz olarak anüsten sıvı ve gaz çıkışını engelleyen bir yastık mekanizması şeklinde çalışır. Hemoroidal doku bu yönüyle yaşam kalitesini sağlamakta önemli yere sahiptir.

Hemoroid sebepleri nelerdir?

Hastalarda sürekli kabızlık çekilmesi, ıkınma eyleminin makat çevresinde olan damarlardaki basıncı arttırması nedeniyle memelerde büyümeye yani hemoroide neden olur. Kişilerde genetik etkenlerde rahatsızlığın oluşumuna etkilidir. Ailede hemoroid varsa bu kişilerde oluşum daha yaygın olur. Baharatlı ve acılı gıdaların tüketilmesi dışkılamada ıkınmaya ve tahriş etkisine neden olduğundan, hemoroid olumuna zemin hazırlar.

Hemoroid belirtileri nelerdir?

Rahatsızlığın genel belirtileri arasında kanama, şişlik, kaşıntı, ağrı ve akıntı yer alır. Hastalığın evresine göre bu belirtiler bir arada ya da tek başına görülebilir. Hemoroid dört evrede gelişmektedir. Birinci evrede hastada dışkılama sırasında az miktarda kanama meydana gelir. Hemoroidler gözle görünmeyen durumdadır. Ancak makata aletle bakıldığında, büyüyen memeler izlenebilir. İkinci evrede dışkılama sırasında memeler dışarı çıkar ve içeriye girer. Kaşıntı ve kanama şikayeti bulunur. Üçüncü evrede memeler içeriye elle itilebilir. Hastada kanama, akıntı ve şişlik yakınmaları artış gösterir. Son evrede ise memeler her zaman dışarıda kalır. Makatta rahatsızlık, kaşıntı, kanama ve akıntı fazladır.

İç ve dış hemoroid nedir?

Hemoroidi oluşturan yastıkçıklar genellikle iç kısımda birleşir. Makatın dışında ve kenarlarda da damar yumakları oluşur. Rahatsızlığın ilk evrelerinde şikayetler iç hemoroidlerde olurken, zaman içinde büyümeleri ve sarkmalarıyla birlikte iç ve dış oluşumlar birleşir ve ayrılmaları güç olur. Hastalar yakınmaları fazla önemsemediğinden, tedavi için genellikle gecikirler. Bu nedenle tedavi ilaçla yapılacakken, cerrahi uygulama kaçınılmaz olur. Bu yüzden ilk evrelerde hemoroidler birleşmeden tedavi edilmelidir.

Hemoroid tedavisi nasıl yapılır?

Uygulanacak tedavi hastaların yakınmalarını azaltacak şekilde ve hemoroidin kontrol altına alınması şeklinde yapılır. Hastalarda kabızlığın ortadan kaldırılması ve bağırsakların düzgün çalışmasını sağlamak amaçlanır. Erken aşamada tespit edilen oluşumlar genellikle ameliyatsız tedavi edilebilir. Geç kalındığında cerrahi müdahale yapılması gerekir. Hastalarda iç hemoroid dış hemoroide göre daha çok rahatsızlık vermektedir. İç hemoroidlerde tedavi genellikle cerrahi yolla olmaktadır. Bu şekilde hastaların yaşam kalitesi eski durumuna getirilebilir. Uygulanan tedavilerde farklı yöntemler bulunmaktadır.

Medikal (ilaç) tedavisi: Hastada olan bulgulara ve rahatsızlığın derecesine göre uygulanan tedavilerde, ilk aşamadaki hemoroidler için ilaç tedavileri uygulanır. Bu tedavi sırasında hastaların bol miktarda sıvı alması gerekir. Bu oran günlük en az 2 litre olmalıdır. Ayrıca kola, kahve, çay gibi içecekler tüketilmemelidir. Lifli besleme şekline önem verilmeli, baharatlı ve acı olan gıdalardan uzak durulmalıdır. İlk evrede hastalara krem ve merhemler, fitiller, oturma banyoları, ağızdan alınan damar geçirgenliğini sağlayan ilaçlar ve dışkı yumuşatıcı laksatif ilaçlar kullanılabilir.

Ligasyon tedavisi: Hemoroidi boğma, bağlama, bant ligasyonu gibi isimlerle anılan tedavi ikinci ve üçüncü derecede olan hemoroidlere uygulanabilir. Özel bir aletle memelerin alt kısmına geçirilen bantla, 3-5 gün içinde memelerde olan damarlanma ve kanlanmada bozulma hedeflenir. Bu sürede küçülen oluşumlar kendiliğinden düşer. Hastalara ayaktan uygulanan tedavide anestezi gerekmemektedir.

Skleroterapi: Bu tedavi iğneyle yapılan bir enjeksiyondur. Yapılan enjeksiyonla hemoroid oluşumları kurutulmaya çalışılır. Bu uygulamada ayaktan ve anestezi yapılmadan uygulanır.

Fotokoagulasyon tedavisi: Lazer tedavisi, infared tedavi, kızılötesi ışın tedavisi gibi isimlerle anılan bu tedavi birinci ve ikinci derecede olan oluşumlarda uygulanmaktadır. Dokuların kömürleşmesine izin vermeden ısıtılmasıyla tedaviyi sağlamaktadır. Uygulama sadece hemoroid oluşumlarını etkiler. Diğer bölgelerde etkili değildir. Ayaktan ve anestezi uygulanmadan tedavi uygulanır.

Kryokoter tedavisi: Bu tedavi kriokoter cihazıyla hemoroidleri dondurur. Fakat kontrolsüz nekroz oluşumuna yatkın olduğundan, fazla tercih edilmez.

Elektrokoter tedavisi: Bu yöntem hemoroidleri yakarak tedavi etmeyi sağlar. Hastalardaki kanamayı kontrol altına aldığından, sıkça tercih edilir.

Cerrahi tedavi: Bu tedavi kanaması ve ağrısı artmış olan hastalarda yani üçüncü ve dördüncü evredeki oluşumlarda kullanılır. İlaç tedavisiyle başarı sağlanamamış olan hastalar cerrahi yolla tedavi edilirler. Ameliyat öncesinde hastaların bağırsaklarının boşaltılması için ilaç verilmektedir. Hastaların en az 5-6 saat aç olması gerekir. Anestezi belden aşağı uyuşturularak uygulanır. Hastada sarkmış olan hemoroidler kesilir, açıklıklar dikilir ve bölge bütün hale getirilir. Gerekirse kanalın içine vazelinli tampon konularak, operasyon tamamlanır. Bu ameliyatlar klasik şekilde yapıldığı gibi, modern cihazlarla da uygulanabilir. Cihazla yapılan ameliyatta kesme, yakma ve birleştirme bir arada yapılabilir. Kansız ve dikişsiz tamamlanan ameliyat, son derece konforlu şekilde geçer. Bu sonradan oluşabilecek kanama ve ağrıların önlenmesi içinde faydalıdır. Ancak doktorun daha sonra bölgenin büzüşeceğini ve nasırlaşacağını dikkate alarak, doku miktarını doğru çıkarması gerekir. İşlem sadece şişliklerin üzerine yapılmalıdır.

Stapler zımbalama tedavisi: Bu yöntem üçüncü ve dördüncü evredeki hemoroidlere uygulanır. Stapler tabancası sayesinde anüsten girilerek, bağırsak duvarı kesilir ve zımbalanır. Bunun sonucunda beslemeyen hemoroidler kendiliğinden küçülür. İyileşme sürecinde hastalara oturma banyoları, antibiyotik tedavisi ve ağrı kesici ilaçlar verilir. Tedavi sadece lokal anesteziyle yapılır. Ancak özel durumlarda genel anestezide uygulanabilir.
 
Divertikül
Divertikül, sindirim kanalının çeperinden geçen mukoza fıtığıdır. Bu rahatsızlık sindirim kanalının her tarafında görülebilir. Ancak en fazla kalın bağırsaklarda etkili olur. Rahatsızlık 30 yaşından önce nadir görülürken, yaşın ilerlemesiyle birlikte daha fazla görülmektedir. Kadın ve erkekleri aynı oranda etkilemektedir. Bu rahatsızlık şeker ve et tüketiminin artmasıyla ve posa içermeyen diyetlerin yapılmasıyla insanları daha fazla etkilemektedir. Hastaların % 30 unda belirti verirken, % 15 inde kanama oluşturur.

Divertikül neden oluşur?

Rahatsızlığın neden oluştuğu kesin olarak bilinmemektedir. Lifli besinleri yeteri kadar tüketmeyen kişilerde gaita hacmi azalmakta, kolonda geçiş süresi uzamaktadır. Kolonda daha fazla süre kalan besin artıkları sıvı emilimini arttırarak, gaitanın sertleşmesine neden olur. Katı gaita atılımını sağlamak için kolon basıncında yükselme olur. Kalın bağırsağın dar kısmı sigmoit kolonda segmentleşme meydana gelir. Basınç artışının olması ve segmentleşme oluşumu ana patogenetik etkendir. Hastalığın oluşumundaki diğer etken ise, kolon duvarlarında olan kas liflerindeki gerilme gücündeki azalmadır. Bunun oluşma sebebi genellikle yaşın ilerlemesidir.



Divertikül belirtileri nelerdir?

Hastalarda genellikle alt karın ağrısı, titreme, ateş, makatta kanama ve bağırsak alışkanlığında değişikler gibi belirtiler olmaktadır. Ağrı sol alt kadran ağrısı şeklinde yaşanmaktadır. Bu suprapubik bölgeye, sırtta ve sol kasık bölgesine yayılabilir. Bağırsak alışkanlıklarında ise konstipasyon ile bazen diyare gibi değişimler olur. Enflamasyon mesaneye yakın olduğunda, hastada sıkça idrara çıkma ihtiyacı olur. Hastalarda rektal kanama nadiren görülür. Enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak fiziksel bulgular görülmektedir.

Divertikül tanısı nasıl konur?

Yakınmaların ayırıcı tanısı için hastaların muayene edilmesi gerekir. Yapılan muayeneden sonra gerekli görüldüğünde hastalara direkt karın röntgeni, karın ultrasonografisi, ilaçlı bağırsak filmi, kolonoskopi ve kan testleri yapılabilir. Bunlar kesin tanı konulmasını sağlar.

Divertikülden korunma yolları

Hastalığın kabızlık ve ıkınmayla tetiklenmesi nedeniyle, kişiler düzenli bağırsak alışkanlığı kazanmalıdır. Bu korunma ve komplikasyonların oluşmasında engelleyici özelliktedir. Ayrıca yeteri kadar sıvı alınması, yüksek lifli besinlerle beslenme ve düzenli egzersiz yapılması faydalıdır. İnsanlar günlük olarak 25-30 gr lif tüketmelidir. Lifli gıda tüketimi gaitayı yumuşatacağından, kabızlığın ve ıkınmanın önlenmesinde yardımcıdır.

Divertikül tedavisi nasıl yapılır?

Hastalarda herhangi bir yakınmaya neden olmadığında, tedaviye gerek duyulmamaktadır. Fakat bu hastaların yüksek lif içeren besinlere ağırlık vermesi gerekir. Hastalarda genellikle medikal tedavi uygulanır. Şiddetine göre ayaktan verilen ilaçlarla ya da hastanede damar yoluyla verilen ilaçlarla tedavi uygulanır. Beslenme düzeni oluşturularak antibiyotik tedavisi ile bazı durumlarda damardan sıvı verilmesi gerekebilir. Bu tedaviye rağmen düzelme sağlanamazsa, karın içinde apse oluşursa, bağırsak duvarında yırtılma olursa, karın zarında iltihaplanma ve kanama olan hastalarda cerrahi tedaviye geçilir. Cerrahide hastalıklı olan bağırsak bölümü çıkartılır.

Divertikülün neden olduğu komplikasyonlar

Hastalarda yakınmaya neden olmayan rahatsızlıklarda komplikasyonlar oluşmaz. Bazı hastalar yaşam boyunca yakınmasız bu rahatsızlıkla yaşarlar. Ancak bazı kişilerde ciddi sorunlara neden olabilir. Bunlar genellikle bağırsak duvarında yırtılmayla birlikte bağırsak içeriğinin karın içine akmasıyla gelişir. Bununla birlikte karın zarında iltihaplanma, karın içinde apse oluşumu ve bağırsak tıkanıklığı olmasıdır. Apse oluşumunda drenaj uygulanmaktadır. Bazı durumlarda ameliyatla alınması gündeme gelebilir. Bazı hastalarda fistül oluşabilir. Bunların tedavisi cerrahi olarak yapılır.
 
X