Ahhh ahhh! şöyle küçükte olsa bir bahçem olsa, ayağımı toprağa çıplak basabildiğim sebzeler eksem, rengarenk çiçekler, meyve ağaçları…İstanbul’un göbeğinde bunlar ancak hayal olur benim için…Bir balkonum olduğu için şükretmeliyim hatta. Küçücük bir balkonumda olsa orayı yeşillendirmeden olur mu hiç?
ilk hali böyle:
Ahhh ahhh! şöyle küçükte olsa bir bahçem olsa, ayağımı toprağa çıplak basabildiğim sebzeler eksem, rengarenk çiçekler, meyve ağaçları…İstanbul’un göbeğinde bunlar ancak hayal olur benim için…Bir balkonum olduğu için şükretmeliyim hatta. Küçücük bir balkonumda olsa orayı yeşillendirmeden olur mu hiç?
İlk hali böyle,
sağda küçük leylak ağacım, papatyalarım, bayıldığım güzellikler ortancalarım, küçük kırmızı güller, mor yıldız çiçeği, begonya, fesleğen…
Maydanozum, taze soğanlarım, biberlerim de olacak inşallah:)
iki de minder attık mı elime de çayımı alırım, e tabi kitapsızda olmaz…
Gönül isterdi ki betonsuz, manyetik alansız her şeyin doğal olduğu yemyeşil toprak kokan bir yerde yaşayayım…
İnsan bu dünyaya bir kere gelmiyor mu?
o zaman neden olmasını istediği gibi yerde yaşamaz?
Bu sorunun cevabı ya yok,
yada çok uzun…