• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Başkaları adına utanmanın da bir sınırı olmalı sanki.

peki idrak samimiyetle soruyorum, sanane?

cocuklarla ilgili meseleyi kafana takmani anlayabilirim.

Ancak yetiskin bireylerin iliskisinden sanane. kim kimse kiriliyor dariliyor kiziyor sanane? sen kendi iliskilerini mukemmel yonetiyor musun ki senin haricindeki yetiskinlerin iliskisine kafayi yoruyorsun?



konuna da cevap vereyim.
esim cok giciktir, daha dogrusu benim ailem onu cok gicik bulurlar, ben de derim evet gicik ne var yani, siz mukemmel misiniz?

kayinvalidem toplum icinde mukemmel davranir, tam bir ornektir kendisi, kendisini takdir ederim bu konuda. benim annem ise dogrucu davuttur, cogu kisinin de zittina gider. beni zorladigi olur ortamlarda. ama hic utanmak aklima gelmez. sonucta kac yasinda kisiler, olusturacaklari etkiyi de biliyorlar ama oyle olmayi seciyorlar.

Tamam kızma yahu bana ne evet :) kendi ilişkilerimi mükemmel yönetmek mi. Ay ben gülerim bok gibi benim ilişkiler afedersin :) benim kendime hayrım yok insanlara faydalı olayım diye düşünüyorsam demek ki.
 
Hani samimi bir arkadaşını eşinle veya annenle ilk defa tanıştıracak olsan hissettiklerini anlarım da birbirini taniyan ve benimsemis insanlar adina bunlari hissetmeni anlayamıyorum ve kesinlikle destek almanı tavsiye ediyorum. Içinde bulunduğun hayatından memnun değilsin,sorun onlar değil sensin lütfen kızma.Belki çocukluğunla alakalı da olabilir o yüzden destek alman en güzeli. Bu ince detaylarla çabuk yaşlanırsın ve bir ton hastalıkla bogusursun

Saçımda bir tel beyaz var şu anda çok üzgünüm zaten :) yaşlanıyorum. Destek alacağım birçok kişi aynı öneride bulunuyor. Teşekkür ederim.
 
Merhaba hatunlar.

Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.

Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.

Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.

Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.

Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.

İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.

Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.

Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.

Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.

Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.

Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
Şurada her gün bdv okuyorum inanın derdini sizin kadar net anlatan, imla kurallarına riayet eden bir kimse görmedim diyebilirim.yahu insan bir virgül, efendime söyleyeyim bir ünlem hiç mi koymaz bir yazıya ki okuyan da daha iyi anlasın olayı.yok, illa sherlock holmes culuk oynatacaklar bize :(

Neyse, konumuza dönelim..anladığım kadarıyla eşiniz boğa burcu.veyahut yükseleni falan bi yerlerden bulaşmış ki nerden anladınız derseniz bende de var aynısından oradan biliyorum.baştan söyleyeyim hiç değiştirmeye çalışmayın degişmezler.nato mermer nato kafa.ondan ümidi kesin ve bırakın yerine kasılmayı.zaten zamanla çevrenizde eşinizin nasıl bir kalas olduğunu ögrenip ondan yana bir beklentiye girmeyeceklerdir.bunu böyle çözdük mü? Çözdük..

Kv konusu başlı başına bir başlık ister bilesiniz.öyle yok araya sıkıştırmak onları,üstünkörü konuşulacak bir durum değil.yalnız nacizane tavsiyem başlık açmadan benzer açılmış yüzbinmilyon konuyu okumanız ve tavsiyeleri göz önüne almanız.yüce kk kadınlarının konuyla alakalı verdiği birbirinden değerli tavsiyeleri olduğuna eminim..

Anneniz maalesef umutsuz vaka :( annenizi gereken her fırsatta uyarmanız , "anne her espri her yerde yapılmaz, diline sahip çık" demeniz belki işe yarayabilir ama yaramayabilirde :( benim fazla umudum yok ama yine de deneyin bi.Allah tan umut kesilmez :(

Size gelince; delilik iyidir, delilik güzeldir ama hiç kimse için de delirmeyin.siz deli olun bırakın sizi idare etsinler.ne demisler? Keskin sirke küpüne zarar..

 
İşte bunların hepsi için bence anahtar kelime sevilmek. Sevmek de önemlidir insan hayatında ama sevilmek, olduğun gibi, en delirten huylarınla bile, bazen çıldırtan hallerinle bile sevilmek.
Hayatında belki de sevilmek eksikliği var, ondan bu mutsuz hallerin, ondan herkesin uyum içinde mutlu olmalarına çabaların, belki de ben buradayım, sizin için varım diye ruhunu yorman bu yüzdendir idrak.

Esasında hayatımın son birkaç yılına kadar hep çok sevildim. Bunu bir düşüneyim ben, haklı olabilirsin. Zira son bir iki yıldır pek sevildiğimi hissetmiyorum. Kimsenin durup sevmeye zamanı yok çünkü.
 
O kadar dangalak bir esim vardır ki Nerede ne konusulacagini bilmediği gibi insan yüzü görünce şımarık çocuk gibi,bana laf atar sinir eder laf sokar kavga çıkartır. Özellikle benim akrabalariminyanında yapar ilk evlendigimizde kendi ailesinin yanında yapardı çünkü erkeklik egosu. Onu bitirdik şimdi benimkilerin yanında yapar çünkü Mağaradan çıkmayan anası babası kardeşleri de aynıdır hiç insan yüzü görmeyince sasiriyorlar. Bak gene sinir oldum. He benim kardeşim de az değildir mesela. Ne yapıyorum kimseyi bir araya getirmiyorum sinir olmuyorum. Asla kocamin doğum gününü aileme kutlatıp da sinir olmam mesela. Geçen sene cocugumun 1 yaş doğum gününü yaptım ailesine o kadar sinir oldum ki bu sene yüzlerini görmek istemedigimden toplum içindeki aptal saptal davranışlarina maruz kalmak istemedigimden cocugumun doğum gününu yapmıyorum hem bir sürü masraf yorgunluk bi sürü telaşa girip onlarla sinirimi bozamam sen de bir araya getirme. Yanı eşine yalnizkenkatlanabiliyorsan ailenle bir araya getirme aynı şey kendi ailen için de geçerli. Meselenin geçmişi falan varmis anladigim kadariyla ama bu noktadan başlamanı tavsiye ederim

Aslında çok sık bir araya gelmiyorlar. Ailem ve eşimin ailesi senede birkaç kez belki. Eşim ve ailem de ayda bir kez en fazla. O bile beni germeye yetiyor işte.
 
Yine gelmis suslu cumlelerle derdin ne ki? senin'ciler..
Yahu arabeske mi baglasin yani? Sonra da cilekessin,duygu somurusu yapiyorsunuz mu diyeceksiniz?
Elestiriye acik diye bu kadar yargisiz,acimasiz yapmayin yahu su isi.
Siz olumsuz ozelliklerinizi ne kadar törpülüyebiliyorsunuz,insanlarin nasil bir gecmis yasayip,onda nasil hasarlar birakmis olacagini nerden biliyorsunuz???
Acimasizca elestiri ile ne kadar faydali olabileceginizi dusunuyorsunuz??
Insanlarin nasil cumle kurduguna tutun actigi konunun iceriklerine kadar karisma haddini nerden buluyorsunuz!
Okumasi icin kimse kimseyi zorlamiyor degil mi? Sana hitap etmek zorunda mi?
Elestiri yapayim derken ne bu asagilama duygusu!!
Gelmis konu acmis hatalarinin farkinda zaten.Burdan duyacagi seyler iyi geliyor demekki.Neden anlamaya calismiyorsunuz?
Konu sahibi kusuruma bakma.

Dur dur sakin ol :) eleştirebilir, hatta garip bulabilirler buna sözüm yok. Ancak şu süslü cümle, edebiyat parçalama vs şeklindeki eleştiriler pek yersiz oluyor. Zira ben bu şekilde yazmak için ekstra bir çaba sarf etmiyorum. En fazla on dakikamı alıyor yazıp yollamak. Defalarca söyledim yazım dilim bu diye ama inandırıcı olamıyorum sanırım.

Bu dert mi ki? Yaklaşımı daha da garip. En nihayetinde ben sorun olarak gördüğüm ve çözüm bulamadığım konuda yardım istiyorum. Derdim bu demek ki. Daha fazlası olmadığı için bunları yazıyor değilim ki.
 
Resmen yaşadım yazdıklarınızı benim bile beynim yandı. Zor bir durum fakat normal değil. Bazen benim de bu şekilde düşündüğüm oluyor ama bu kadar çok değil. Salın gitsin, siz kendi davranışlarınızın en iyi, en kibar ve en düşünceli olduğunu düşünürken kayınvalideniz de sizi belki düşüncesiz buluyor içinden. Yani herkese göre kendi en düzgün davranıyordur. Size zararı olmadığı sürece başkaları adına düşünmeyin beyninizi yormayin yazık size.
 
Bence biraz abartılı bir durum bu
Eşin konusunda şunu söyleyebilirim ailen zaten az çok tanımıştır eşini,dolayısıyla böyle davranması ailen için öngörülebilen birşey olmalı.
Kayinvaliden konusunda da aynı şey geçerli,ailen ilk kez karşılaşmıyor onunla,kanıksamışlardır artık garipsemek yerine.
Şunu bilmeli ve hiç unutmamalısın,kimseyi değiştiremezsin ve kendin dışında ki insanların yaptığı davranışlardan sen mesul olamazsın. Bak bu ikisi bence konundaki anahtar nokta. Anlattıkların olabilecek şeyler,hakaret yok,kavga gürültü yok,gerisi idare edilebilir şeyler bence.
Sen rahat olmaya çalış,insanları oldukları gibi kabullenmeye bak,böyle yıpranan da üzülen de sen olursun.
Ortamda sizden başka kimse bu kadar önemsemiyor bu konuları emin ol.

Ondan eminim zaten. Eşim de annem de inanılmaz rahat insanlar. Önemsiyor olsalar bile bu onlar için sonrasında laf sokup rahatlamak için bir sebep olur sadece. Öyle derinden etkilenmezler.
 
Bu kadar olayi aklinda tutup nasil yazdin hayret ettim. Yazarken sıkılır insan bunlari mi takiyorum diye.=) Bence rahatsiz oldugunuz konuda hemen tepki verin, durup dusununce o davranislar degismeyecek. Acik acik soyleyin dusunduklerinizi..

Hiçbir şeyi unutamıyorum maalesef :) böyle tüm ayrıntılarıyla kalıyor aklımda mevzular. Yazarken hiç sıkılmıyorum da konuşurken sıkılıyorum :)
 
Size dertsiz demişler ama bence bu anlattıklarınız buradaki çoğu dertten daha dert.
Dertli olmak için " Ay kayınvalidem altınlarımı vermiyor, ay görümcem böyle yaptı, ay iş arkadaşım kuyumu kazıyor vs vs. " olması lazım değil ki.
Ki derdi anlatmayınca, sadece hayattan bir kesit sununca, insan dertsiz mi olur?

Tahminen çevrenizdeki mutsuzluklardan o kadar etkilenmişsiniz ki, farkında olmadan herkesi mutlu etme misyonu edinmişsiniz. Ama şunu kabul etmek lazım ki, mutlu veya mutsuz olmak insanların kendi seçimidir. Her şey bir seçimdir. Eşiniz mutluluğunu göstermemeyi seçebilir. Kayınvalideniz kendini ispatlamayı seçebilir. Herkes kendi mutlu olacağı ya da mutsuz olacağı yolu seçmiş. Siz de mutsuz olmayı değil mutlu olmayı seçin derim. Mutlu olmak biraz daha zor bir seçenek ama değer.



Aslında bunun yolu banane demek değil. Kendi çevremize duvar örmek ve dıştan gelen tüm olumsuz etkileri o duvarın dışında bırakmak. O duvarı ne zaman koyup ne zaman kaldıracağımız bizim elimizde. Çünkü biz sadece kendi mutluluğumuzdan sorumluyuz.
Evet, çevremizdekiler adına düşünüp üzülebiliriz, onlara yardım etmeyi deneyebiliriz. Ama akşam yatağa girdiğimizde o dertler duvarın dışında kalmalı. Hatta kendinize vakit ayırdığınız tüm vakitlerde o duvarı kullanmalıyız.

Dertleriniz bana kendimden çok tanıdık geldi. Naçizane tavsiyelerimle haddimi aştıysam affola.

Estağfurullah had aşmak ne demek çok teşekkür ederim yazdıklarınız için. Mutlu ya da mutsuz olmak insanların kendi tercihi midir gerçekten? Ben pek beceremiyorum mutlu olmayı. Tercih edilebilir bir şey ise ben beceremiyorum demek ki. Ama en azından çok fazla istiyorum mutlu olmayı. Mutsuz ölmek istemiyorum :)
 
Maalesef klasik insan davranışı.
Erkeklere sorsak bu klişeyi, evlenmeden önce Adriana'ydı, evlendikten sonra 90 kg luk eşofmanlı Ayşe bacı olduğumuzu söylerler :)

Herkesi olduğu gibi kabul etmekten başka yol yok.

Aynen böyle diyor farklı cümlelerle. Bekarken çok naif ve güleryüzlüymüşüm. Bir de bakımlıymışım. Şimdi Kibariyenin annesi gibi dolaşıyormuşum ortalıkta. Benden ötürüymüş.
 
Şurada her gün bdv okuyorum inanın derdini sizin kadar net anlatan, imla kurallarına riayet eden bir kimse görmedim diyebilirim.yahu insan bir virgül, efendime söyleyeyim bir ünlem hiç mi koymaz bir yazıya ki okuyan da daha iyi anlasın olayı.yok, illa sherlock holmes culuk oynatacaklar bize :KK43:

Neyse, konumuza dönelim..anladığım kadarıyla eşiniz boğa burcu.veyahut yükseleni falan bi yerlerden bulaşmış ki nerden anladınız derseniz bende de var aynısından oradan biliyorum.baştan söyleyeyim hiç değiştirmeye çalışmayın degişmezler.nato mermer nato kafa.ondan ümidi kesin ve bırakın yerine kasılmayı.zaten zamanla çevrenizde eşinizin nasıl bir kalas olduğunu ögrenip ondan yana bir beklentiye girmeyeceklerdir.bunu böyle çözdük mü? Çözdük..

Kv konusu başlı başına bir başlık ister bilesiniz.öyle yok araya sıkıştırmak onları,üstünkörü konuşulacak bir durum değil.yalnız nacizane tavsiyem başlık açmadan benzer açılmış yüzbinmilyon konuyu okumanız ve tavsiyeleri göz önüne almanız.yüce kk kadınlarının konuyla alakalı verdiği birbirinden değerli tavsiyeleri olduğuna eminim..

Anneniz maalesef umutsuz vaka :KK43: annenizi gereken her fırsatta uyarmanız , "anne her espri her yerde yapılmaz, diline sahip çık" demeniz belki işe yarayabilir ama yaramayabilirde :KK43: benim fazla umudum yok ama yine de deneyin bi.Allah tan umut kesilmez :KK43:

Size gelince; delilik iyidir, delilik güzeldir ama hiç kimse için de delirmeyin.siz deli olun bırakın sizi idare etsinler.ne demisler? Keskin sirke küpüne zarar..

Dün bunu düşündüm tam olarak. Lohusalık döneminde hafiften delirmiştim. Onlarca sebebim vardı bunun için. Hnai mevzu çocuk doğurmak değildi. Eşim dibimden ayrılmıyordu hepten delirmeyeyim diye. Bir naiflik, bir alttan alma hali. Ne zaman ki ben herkesi ve her şeyi idare etmeye başladım, o vakit herkes bencilleşti. Hata bende.
 
Resmen yaşadım yazdıklarınızı benim bile beynim yandı. Zor bir durum fakat normal değil. Bazen benim de bu şekilde düşündüğüm oluyor ama bu kadar çok değil. Salın gitsin, siz kendi davranışlarınızın en iyi, en kibar ve en düşünceli olduğunu düşünürken kayınvalideniz de sizi belki düşüncesiz buluyor içinden. Yani herkese göre kendi en düzgün davranıyordur. Size zararı olmadığı sürece başkaları adına düşünmeyin beyninizi yormayin yazık size.

Aynen öyle. Onlara göre de ben çok duyarsız, soğuk bir insanım. Zira duyarlı olma konusunda ölçütlerimiz pek farklı :)
 
Esasında hayatımın son birkaç yılına kadar hep çok sevildim. Bunu bir düşüneyim ben, haklı olabilirsin. Zira son bir iki yıldır pek sevildiğimi hissetmiyorum. Kimsenin durup sevmeye zamanı yok çünkü.
Bir düşün, herkes hayat enerjisini birşeylerden alır, kimi kendini birilerine adayarak, kimi aşka aşık olarak, kimi severek, kimi sevilerek yakalar hayat enerjisini, sevilmeye alışık biri o sevgiyi hissetmezse modu düşebilir gibi geliyor bana, farazi konuşuyorum elbette ama senin bu hallerinin altında mutlaka bir sebep yatıyor, onu bulabilirsen zaten gerisi çorap söküğü gibi gelir sanki, yani umarım.
 
Aile içi herkes az çok birbirini tanır bilir inanki canım hickimse senin kadar birbirinden rahatsız olmuyordur Tam tersine kusura bakma ama onlar emin ol ki senin hallerinden rahatsız oluyordur, hep bir gerginlik, bırak sal gitsin birbirini sevmeyen hoşlanmayan görüșmesin relax ol.
 
Merhaba hatunlar.

Baştan belirteyim uzun uzun anlatacağım derdimi. İki satır yazı okumaya üşenenler için uygun bir konu değil. Sabah sekizden itibaren ayaktaydım, bünyem o kadar yorgun ki umarım zihnimi toparlayıp derdimi en doğru şekilde ifade edebilirim.

Başlıkta yazdığım mevzu derdimdir. Uzun zamandır çözmeye çabaladığım ancak başaramadığım, hayatımın tamamını etkileyen bir sorun bu. Öyle ki artık insan içine çıkmak istemeyecek kıvama geldim. Bugün yaşadıklarımı anlatayım, belki bir yerlerden bir şeyler yakalanır da "sebebi ve çözümü bu" denir.

Bugün eşimin doğum günüydü. Eşimin ailesi doğum günü kutlamaz. Partide coşmaktan bahsetmiyorum iyi ki doğdun bile demezler. Onlar böyle imiş, sorgulamıyor ve kabulleniyorum bu durumu. Benim ailem de aksine özel günlere fazlaca önem verirler. Eşimin ailesinin tutumunu bildikleri için, eşime sürpriz yapıp gelmek istediler. Ben de kendimce hazırlık yaptım. Oğlumla hazırlık yapmak adeta işkenceydi ama başardım. Ailem elinde pasta "iyi ki doğduunn damaaat" naraları ile geldiler. Eşim ailesinin genetiğini gururla taşıdığından olsa gerek adeta bir kalas, efendime söyleyeyim bir ruh emici gibi "aaa anne" dedi. Bu tepki içerisinde; şaşkınlık, mutluluk falan barındırıyor ama kimse anlamıyor. Çünkü nasıl anlasınlar ki.

Birinci utanma, eşim adına: neden daha normal tepkiler veremiyor bu adam. Hayır yani aa anne çok teşekkür ederim ne güzel sürpriz buyurun gelin deyip gülümsemek ne kadar zor olabilir ki? Benim enerjimi sömürüp ruhumu emdiği yetmiyor, insanların heyecanlarını da baltalıyor.

Sonra çay, ikram faslı başladı. Oğlum oradan oraya koştururken kayınvalidem de olağanca doğallığıyla oğlumun ona ne kadar düşkün olduğundan, bir gün görmese ne kadar özlediğinden bahsediyordu. Bir yandan da benim sıpaya "koşma dur düşersin. Gel yemek ye yemek. Ay ne tatlı kurban olurum" gibi söylemlerde bulunuyordu. Zaten annemler henüz kapıdan girerken "ay çoraplarını çıkardı idrak çorap yok mu çorap" diye yırtınıyordu. Çünkü ben annemlere hoş geldin diyene kadar çorapsız bekleyemez. Mazallah çorapsızlıktan nöbet falan geçirir.

İkinci utanma kayınvalidem adına: 65 yaşında kadın toplum içinde nasıl davranması gerektiğini, nerede ne konuşması gerektiğini bilmiyor. Hele hele tavırlara bak. Havan kime olum senin? Hayır yani torununa düşkün olduğunu kime neden ispat etmeye çabalıyorsun? Amaç ne ola ki.

Oturduğumuz iki saat boyunca gerim gerim gerildim. Eşim neden sohbet etmiyor? Oğlum neden kuzenine koala gibi yapışıp çocuğu Taciz ediyor? Abim neden kardeşime manalı manalı bakıp güldü? Kardeşim çok mutsuz görünüyor. Tabi sıkıldı çocuk. Benim kalas koca yine saçma sapan çıkışacak çocuğa. O bunu düşünecek, öteki böyle davranacak vs vs. Beynim yanıyor. Asla salamıyorum kendimi. Herkes adına empati kurup, mümkün olsa herkesin davranışlarını kontrol etmek istiyorum. En azından görgü kurallarına riayet edecek ölçüde davransınlar istiyorum.

Bu durum öylesine kontrol edilemez bir hal aldı ki bende, kalabalık ortamlarda inanılmaz geriliyorum. Kim ne saçmalayacak, kim neye üzülecek, kim nasıl davranacak diye düşünmekten ve kasılmaktan vücudum ağırıyor artık.

Ne kadar açık ve doğru ifade edebildim kendimi bilmiyorum. Yakın zamanda bu olayı yaşadığım için bu örnekleri verdim. Ancak konudaki olaylar kadar basit değil durum. Mesela eşimle bir yere yemeğe gideriz. Garsona neden daha nazik konuşmadı diye gerilirim. Gidip garsona sarılarak "kusura bakma ailesi de böyle patavatsız. Genetik işte naapcan" demek istiyorum. Annemle bir topluluktayken, annemin o muhteşem beyin yakan esprilerine tanık olunca herkese dönüp "gerçekten gülmek zorunda değilsiniz. Ben anlıyorum acınızı" demek istiyorum. Bunun gibi bir sürü örnek sayabilirim size.

Gerçekten, samimiyetle soruyorum. Aman bana ne ki demeyi nasıl başarıyorsunuz. Herkesin adına düşünüp üzülmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Ben çok yoruldum bu durumdan. O kadar çok düşünüyorum ki mevzunun sonunda "keşke daha normal davranan biriyle evlenseydim" diyecek duruma geliyorum. Sonra bir de böyle düşündüğüm için üzülüyorum. Manyak mısın kızım adam sen anksiyete atağı geçirme diye kişiliğini mi değiştirsin diyorum.

Anladınız değil mi beni? Anlamadığınız kısımlar varsa sorun cevaplayayım. Bakın mesela bu saat oldu inanılmaz uykusuzum ama uyuyamıyorum. Çünkü bu akşam hiç kimsenin mutlu olmadığını düşünüyorum. Şöyle olsaydı daha iyi olurdu diyerek zamanı geri çevirmek istiyorum. Bir dostumun dediği gibi, incelikler yüzünden mi bunlar, yoksa ben dümdüz deli miyim. Şimdiden teşekkürler.
birak ne halleri varsa gorsunler sagligin bozulackk
 
Herkesi olduğu gibi kabul etmek eşittir huzur ama bunu nasıl yapacağız işte insan orada tıkanıyor.Benim size önerim annenizle ,eşinizle yani samimi olduğunuz kişilerle bu konuyu konuşmanız.Annenize sorun mesela eşim o gün böyle böyle davrandıya ne hissettin ve şu an da ne hissediyorsun aynı şekilde eşinize de sorun annem o gün şöyle davranmıştıya ne hissettin ve o hissin hala devam ediyor mu gibi.Birde onların gözünden ruhundan dinleyin belki sizin kadar etkilenmemislerdir veya pek cok şeyin farkında bile değillerdir.Belki bu size empati konusunda yeni bir bakış açısı kazandırır ve belki de sizin farkındalığınız onlardan daha yüksek olduğu icin gereksiz yere kendinizi yıpratıyorsunuzdur.Olamaz mı?Örnegin ben kardesime gülsün diye bir video göndermiştim sadece gülsün diye ama öyle olmadı meğer o videoyla ben ona neler hissettirmisim bana çok kızmış,keşke bunu yapmasaymışım.Şok oldum.Veya esim biraz soguktur bir sey istersin saatler sonra dikkate alır vs.Bir gün kardesim bir sey istemisti ve ayni sekilde soguk davrandi ve umursamıyormuş gibi saatler sonra yaptı.Çok utanmıştım ve kardesimle bunu paylaşmıştım.Kardesimde bana ama o öyle biri ben onu biliyorum hatta gene erken yaptı sayılır tarzında cevaplar vermisti bana ve etkilenmemisti bile.Ben üzüldüğümle kaldım.Sizde bence biraz sorgulayın bence, belki sizin kadar hassas ve detaylı bakan yoktur..
 
Bittabi kimse çıkamadı kendim dahil :) böyle düşününce zaten insanlardan beklentimi minimum düzeyde tuttuğumu fark ediyorum. Ütopik isteklerim yok genel davranışları ile ilgili. Nezaket timsali ebeveynler, incelik saçan bir eş değil beklentim. Dediğim gibi, boş ve yersiz konuşmalar olmasın. Ne bileyim bir düşünsünler en azından "ben bunu neden söyledim" diye. Bunu söylerken karşımdaki insana rezil olur muyum vs.

Beni geren asıl sebep de bu. Hani asgari düzeyde saçmalamamayı başarmak neden bu kadar zor insanlar için.
Konunuzun özeti ve teşhisi bu yorumunuzda sanirim. Sadece faydali olabilecegi dusuncesiyle tahminlerimi yazacagim, yargilama ya da hadsizlik olarak algilamamanizi umarim.

Bahsettiginiz kişilerle ilgili beklentilerinizin minimum oldugunu ifade etmissiniz ama daha çok onlarin kapasitesinin zaten fazlasına yetmeyecegi kabuluyle kötünün iyisini bari yapmayi size borçlu olduklarini düşünüyor gibisiniz. Bu bir aşağılama. Tersinden bakınca yuksekten bakma.

İnsanlar icten ice ovunerek mukemmeliyetcilikten yakinirlar aslında ama mukemmeliyetcilik çok temiz olma, bir işin hakkini verme, hata yapmamak için özen gösterme, çok düşünceli olmak demek değildir. Kendi dahil insanlarin "hata yapma hakki"ni elinden alma, insanlari kusurlariyla kabul etmeme, eksiklere odaklanma, başta kendini ama daha çok diğerlerini bir kalıba sokma, olmadığında suclamak ve stres yasamak demek.

Konunuzda bahsettiğiniz empati de tam anlamıyla empati kavramını karsilamiyor. Sanki iki kişiden birinin incinmesinden çok digerinin eleştirilmemesine odaklı dusunuyorsunuz daha çok. Bu düşüncenin altında gizli bir "diğer insanlari kendine ait algilama" dusuncesi yatıyor olabilir mi? Yani eşinizin hayattaki konumu sizin esiniz olması değil, -adi her ne ise- Ahmet olması. Annenizin hayattaki konumu sizin anneniz olması değil Ayşe olması. Herkes için böyle. Ahmet bir hatayı kendisi için yapar, hayatı müstakil bir hayat cunku. Ve kendisi gerekli görürse utanır ve telafi etmeyi ister. İstemezse de kimsenin o hatalara katlanmanizi bekleme hakkı yoktur. Ortak yaşamınızı sonlandirabilirsiniz. Bu anneniz için de böyle, diğerleri icin de. Size ait kişiler olsalardi evet istediginiz gibi hareket etmeleri gerekirdi. Onlar adına utanmak da sizin en doğal tepkiniz olurdu.

İnsanların bagimsizligini tanimalisiniz. Kisiliklerine saygı duymalisiniz. Kusurlarına da saygı duymalisiniz. Herkesin hayatı kendisi için yaşadığıni ve biricik olduğunu sözle değil davranışlarınızla, düşüncelerinizle kabul etmelisiniz. Elbette hayatinizi aynı evde geçirip ortak sorumluluklar ustlendiginiz birinden talepleriniz olacak. Talebiniz. Hakkiniz değil. Taleplerinizi o kişinin karşılamama özgürlüğü olduğunu unutmadan ifade edip beklentiye girebilirsiniz, kirilabilirsiniz, kusebilirsiniz hepsi çok normal. Fakat herkesin degisime karsi koyma hakkı oldunu bilmelisiniz. İnsanlarin kusurlariyla yaşamaktan rahatsızlık duymuyor olma ihtimallerine saygı duymalisiniz. Çünkü her zaman bu insanları hayatınızdan çıkarma hakkına sahip olacaksiniz. Tıpkı onların da olduğu gibi.
 
Eşin odun oldugu icin zaten o dogum gununu haketmiyormus. Cunku mutlu olmadi bazi insanlar onemsenmeyi sevmezler bu tarz durumlar onlari utandirir icten ice ben onemsiz biriyim degersiz biriyim zihniyeti yatar. Hatta bazen kaba ve uste cikip kompleksini bastirmaya calisirlar acaba eşinizdekide oyle birsey mi? Siz baya mantikli zeki birisiniz kontrol yeteneginiz gelismis. Belkide biraz bu tarz toplaşmalari daha nadir hale getirip ailenizle ayri esiniz ve kayinvalidelerinizle ayri munasebetler icinde mi olsaniz ki? Annenizin tavirlarida sizi rezil ediyo hissine kapiliyorsunuz cunku. Oda anne iste atsan atilmaz satsan satilmaz:)
 
Estağfurullah had aşmak ne demek çok teşekkür ederim yazdıklarınız için. Mutlu ya da mutsuz olmak insanların kendi tercihi midir gerçekten? Ben pek beceremiyorum mutlu olmayı. Tercih edilebilir bir şey ise ben beceremiyorum demek ki. Ama en azından çok fazla istiyorum mutlu olmayı. Mutsuz ölmek istemiyorum :)


Evet, en başta mutluluğun bir seçim olduğunu kabul etmek zordur. Ama bunu kabul edince biraz daha rahatlıyor insan. Kendini de başkalarını da rahat bırakıyor.
Kendimden örnek vermem gerekirse, hayatımdaki insanlara çok kızdığım zamanlar oluyor, onlar adına üzüldüğüm, enerjimi onlar için harcadığım. Sonra şunu kabul ettim, herkesin hayatını berbat etme hakkı vardır. Önemli olan benim onlardan ne kadar etkilendiğim. Eğer ben onlardan etkilenmeyi seçersem, kendi hayatımı kötüleştiririm. Bu çok kolay bir şey değil elbette. Her şey hemen değişmez, ama biraz farkındalık her zaman iyidir.

Mutluluğun bir tercih olup olmadığına gelince, hayatımızdaki güzel şeylere odaklanırsak mutlu oluruz öyle değil mi? Hatta bununla ilgili bir egzersiz var: Her gece yatmadan önce, şükredecek / varlığından mutlu olunan 10 şeyi saymak. Sayı arttırılabilir. Bir yerden sonra "hayatım o kadar da kötü değilmiş" diyor insan.
Bir de elbette hayatı bizden daha kötü insanlar var. Gerçekten hayati şeylerle mücadele eden. Onlar bile mutlu olabiliyorsa, mutluluk bir seçimdir.
 
Back
X