sevgili bethy, bilirsin erkekler hep kadınların anlaşılmaz olduğunu iddia eder halbuki tam tersine erkekler anlaşılmaz ve tuhafdır. bir kere çoğu psikolojik olarak son derece güçsüz ve beceriksizler. hayatta hepimizin ayrı ayrı maddi manevi başa çıkamadığı durumlar olur. kadınlar böyle durumlarla sonuna kadar savaşır.hatta sırf kendi savaşmaz, eşine, ailesine kol kanat gerer. ama erkekler bizim gibi değil. başlarına kötü bir olay geldimi öylece kala kalıyorlar. bir kere bizim gibi konuşmuyorlar, anlatmıyorlar. bak şurada bile bir yığın kadın her gün türlü türlü dertlerimizi paylaşıyoruz, içimizi döküyoruz, rahatlıyoruz en önemlisi destek alıyoruz.ama onlar öyle değil. bir kere arkadaşlıkları öyle dert tasa anlatmaya paylaşmaya dayanmıyor.çocukluktan alışmamışlar. erkek adam öyle şikayet etmez, ağlayıp zırlamaz, derdini içine atar, başını dik tutar şeklinde bir baskıyla büyümüşler. Dertlerini böyle içlerine attıkça da şişip, abuk subuk davranışlara girerler. Ben çook tanıyorum, iflas etti ya da ağır bir hastalık geçirdi diye karısını ailesini terk eden adamlar. Eşlerine 4 elle sarılacaklarına, aklınca onu daha fazla üzmemek için uzaklaşırlar. Bu da onların kendilerince sevdiklerini gösterme yöntemleri. Akıllarınca seni de içlerinde bulundukları zor duruma sürüklemiyorlar. Çünkü erkeklerin akıl edebildiği en büyük başa çıkma yöntemi "kaçmak"tır. Kaçmanın bir başka türü de o şey hiç olmamış gibi yok saymaktır. Benim eşime ilk infertilite teşhisi konduğunda aylarca bu konuda konuşmadı. Hiç öyle bir şey olmamış, her şey güllük gülistanlıkmış gibi davrandı. Resmen 3 maymunu oynadı. Kabuğunu kırıp, bu konuda konuşabilir hale getirinceye kadar bana saçımı başımı yoldurttu. Eminim burada benzer deneyimler yaşayan arkadaşlar vardır ve ne demek istediğimi anlıyorlardır. Sonuç olarak erkekler o ya da bu şekilde sorunlara kaçarak çözüm bulacaklarını zannederler. Eşin de şu an bunu yapıyor. Bu yüzden ben de diğer arkadaşlarla benzer tavsiyelerde bulunacağım. Biliyorum şu an için içini yiyor, sevdiğin adam gün gün elinden kayıp gidiyormuş gibi geliyor ama:
1-öncelikle onun davranışlarını, kendi mantığına aklına göre değerlendirme. erkeklerin bakış açısından empati kurmaya çalış.
2-sabret ve sakin ol. bu dönemin beraber atlatacağınız zor bir dönem olduğunu hep kendine tekrar et.
3-eğer eşinin ailesinden aranın iyi olduğu biri varsa onların desteğini al. mesela ben hep kayınvalidemi destek alırım. derdimi ona anlatırım. o da eşimi karşısına alıp konuşur. bir ara benim eşimin de eve gelişlerinde sorun vardı. devamlı kendi arkadaşlarıyla dışarıda gezip tozmak istiyordu. kayınvalidem eşime "kaç kere evinize geldim hep yoksun, bu kıza yazık değilmi evde tek başına seni beklemek için mi senle evlendi" demiş.tabi eşim suçunu katiyen kabul etmemiş ama hemen hal hareketi düzeldi,eskisi kadar dışarıda vakit geçirmez oldu.
4-eşinle güzel güzel, sakin sakin konuşmayı dene. şunu yapıyorsun, bunu yapıyorsun, diye duygusal ve suçlayıcı çıkışlarda bulunma. tam tersine söze "ben seni seviyorum, ben seninle yaşlanmak üzere evlendim, ama şu şu davranışların, şu ara beni üzüyor. bu hayatta desteğine sevgine ihtiyacım var" şeklinde konuş. arkasından da yine güzel güzel iş seyahatlerini biraz azaltmasını, seninle daha çok vakit geçirmesini iste. neler istediğini açık, net ve sakin bir şekilde ortaya koy. unutma ki erkekler "şöyle yapıyorsun" dediğinde kendi kendilerine analiz edip, çözümünü bul(a)maz. (buldukları zaman da genelde boşanma gibi ekstrem çözümler olur) senin ortaya akılcı çözümü koymanı beklerler.
5-eğer eşini ikna edebilirsen ve imkanlarınız varsa bir psikiyatriste gidin. çünkü çocuk meselesi, insanın içinde zamanla travmatik boyuta ulaşıyor.ne kadın ne erkek için öyle kolay kolay kabullenilip sindirilebilir bir durum değil.bir uzman yardımı eminim sizin için faydalı olacaktır.