Bebekli Hayat Bana Göre Değilmiş

:KK70:evet aynen katıliyorum.size

Elimdeki henuz 7 yaşında oldugu halde, o pusette koydugun gibi hareket edemeden durdugu, aglamaktan baska ses cikaramadigi gunleri hasretle aniyorum, bunun daha ergenligi var, sinavlari var, işsizliği var, var da var yani...
 
Sana bir şey sorabilir miyim? Pat diye olacak ama bebegini sevmiyor muydun? Yoksa seviyordun ama emzirmek gece kalkmak mı zor geldi? Lütfen cevapla.
Nefret etmiyordum ama içimde öyle bir aşk evlat sevgisi falan oluşmamıştı
 
18 aylıktan bıldırıyorum :KK45:Gecelerı genelde uyumuyor, erken uyuyor sorun yok . Ama acken ve uykusuzken tam bır canavar. Bırde emme durumu artık sırke tadı vermeye basladı , bıraktırmak ıcın cesaret edemıyorum acaba bu canavarın hangı yuzuyle karsılasacagım bılemıyorum :eek:
Bizde de aynı olmuştu emme konusu kilo alamıyordu çünkü bütün gün yapışık ikizdik. Sonra bir ara kendi bırakmaya çalıştı endişelendim. İki üç gün emmedi. Ne oldu bilmiyorum derken tekrar döndü emmeye. Bana da gına geldi. Gündüz emzirmeyi kestim. Sadece geceleri emziriyorum. İnanın hayat kalitem arttı diyebilirim. Meğer ne çok vakit ve emek harciyormusum emzirmeye. Açken ve uykusuzken evet huysuz onun çözümünü sürekli yanımda yemek taşıyarak buldum mama dediği anda nefes almadan ağzına tikiyorum 😁😁 uykuyu da saatli uyutuyorum. Sabah 9 da kalkış 1,5 -3 arası öğlen uykusu akşam 10:30 yatış. Hep aynı saat bir saat bile kayda kriz çıkıyor o yüzden her işimi buna göre ayarlıyorum. Yine de çok şükür baya iyi durumdayız eskiye göre. Kolik ve reflü lü düşük kilolu bir bebek düşünün. İlk 4 ay hele tam bir kâbus tü. Allah'ıma bin şükür tünelin sonu aydınlık görünüyor. Sıkalım disimizi bir sene daha bak 2.5 yaş nasıl güzel gelecek.
 
Biri 8 diğeri 4 yaşında iki evladım var hala zaman zaman sorumlulukları çok ağır gelir... Nasıl gelmesin ki tamamen sana ait bir hayatın yok artık... Amma velakin bi taraftan şikayet ederken bi taraftan da uykularında özlüyorsun.
 
Selam herkese. Doğum yapalı 2 hafta oldu. İlk bir kaç gün ne olduğunu anlamadık geçti gitti ama günler geçtikçe anne olmak ve bebek bakımı bana ağır gelmeye bşladı. Kayınvalidem ve annem dönüşümlü kalıyorlar, ev işlerinde yardımcılar sağolsunlar. Bebeğim de çok sevmli, büyük bir aşk olmadı henüz ama seviyorum tabii ki, minik elleri, muhtaç hali içimi acıtıyor. Ama ben eski hayatımı çok özlüyorum, eşimi özlüyorum, deliksiz uyumayı özlüyorum, eşimle dizi izlerken uyuyakalmayı özlüyorum. Herkes geçecek diyor ama çok ruhum daralıyor, sanki büyük br hata yapmışım ve dönüşü yokmuş gibi geliyor. Bebeği bırakıp bir kaç kere dışrı çıktık, o uyuyunca ben de uyuyorum, rahatlatacak her şeyi yapıyorum ama eski düzenimi düzenimi çok özlüyorum.
Evde sürekli meme açık gezmek, pijama veya eşofmanla dolaşmak, uzun bir banyo sefası için vakit bulamamak çok sıkıcı. Bir yandan da sadece bana muhtaç bebeğime karşı vicdan azabı içinde kalmak çok can yakıcı. Her gün ağlamaktan sinirim bozuldu.
Eşim de hiç bir şey hissetmiyor bebeğe karşı, bana da manevi destek olamıyor. Acaba hiç mi bir şey hissetmeyecek hep böyle mi olacak, hayatım düzene girecek mi, 2 ay sonra işe başlayınca tempoyu kaldırabilecek miyim...

69. Günden Güncelleme: Düşüncelerim ve hislerim ilk günkü kadar kötü değil o kriz durumları yok ama ağlamalar devam ediyor. Gittiğim doktor şimdiye kadar ciddi bir değişim olmalıydı diyerek ilaçları iki katına çıkardı.
Bir şeyler rayına oturuyor, artık daha iyi bakıyorum ve hatta en iyi ben bakıyorum hissi var. Eşim alınca bile sırtını ört, öyle tutma, sarsma gibi direktiflerim mevcut. Zor bir bebek mi sanırım hayır. Her bebek gibi ağlıyor, uzun uykuları yok, kolik değil...ama sorumsuz hayatımı bırakıp diken üstünde yaşamak hala zor benim için.
Eşim yardımcı mı hem evet hem hayır, bazı günler hiç bir şey yapmıyor, bazı günler fazla şey yapıyor. 7/24 bebek bakmadığı için zannederim, çok daha sabırlı ve sevecen. Zaten hep pozitif ve dobra o. Normalde ailenin güçlüsü benimdir ama bu sefer ciddi anlamda eşimle ayakta duruyorum. Bir filmin ortasında oğlumuz ağlayınca ben de başlıyorum ağlamaya izleyemiyoruz diye. Eşimse çok mu önemli film, izlenirz hep beraber izleyip daha çok eğleneceğimiz günler gelecek, bu bir süreç sabret diyip duruyorr. Bense hep bir telaş halindeyim. Her gün yüzüstü koymalıyım ki boyun kasları gelişsin, trlevizyona bakmasın ki otizmle uğraşmayalım, kendi haline bırakmayıp sürekli konuşayım ki çabuk konuşsun, yok zeka kartları yok kitap okumalar. Çocuk daha 3 aylık bile değil. Geriliyor ve yoruluyorum. Günlük bir yorgunluk değil bu zihnim yorgun, bütün anneler böyle mi? Bunun yanında da bir o kadar rahatım, kayınvalideme bırakıp eşimle sinemaya ve yemeğe gittiğimiz oldu ama yetmedi. İstersem 1 aylık bir tatile çıkayım anladım ki sorun günlük dinlenmelerde değil sorumluluk hissinde. Yapamayacaklarımda aklım hala ve nasıl yetiştiririm endişeleri... Ben ki yıllardır kuşlarımın sebebiyle tatile çıkamadım, her gittiğimiz yerde bir gece konaklamalı kaldık, dönüşümlü gittik ki bakan yok diye. Şimdi düşünüyorum onlar bile batmadı, lafını etmedim şimdi çocuk sebebiyle yapamayacaklarım neden bana fazla geliyor?
Evet daha bi alıştım, sevmeye başladım ama o büyük aşk yok. Anladım ki sevgi dedikleri şey de emekten kaynaklı. Şimdi ilk günleri düşğnüyorum, müthiş göğüs yaralarıyla uğraşmıştım, çok ağlamış ve acı çekmiştim. Şimdi onlar geçti daha 1 ay olmasına rağmen unuttum bile... Bugünler de böyle geçecek mi gerçekten? Geri dönüp baktığımda vay be ne günler atlatmışım der miyim?

107. Gün: Merak edenler için psikolog ve psikiyatri ile beraber devam ediyorum. Depresyonun yanında anksiyete de olduğu söylendi. Kullandığım
hafif bir ilaç vardı, değişmedi. Psikolog bir anne sorunu da tespit etti, şaşırmadım :KK70:

Eşimin ısrarıyla homeopati diye bir yöntem de denedim. Ne kadar güvenilir hiç bir bilgim yok, araştırmamıştım bile.

Ney ne kadar işe yaradı bilemiyorum ama her şey biraz daha iyi. Zaman geçtikçe sevgim de artıyor yapabildiklerim de...
Tabi hala o sıkışmışlık hissi yakamı bırakmıyor. Yalnız kalmayı çok severdim ama nadiren mümkün ki yalnızken bile zihnim dolu. Evet gün içinde vakit geçirirken eğleniyorum ama özel zamanlara da ihtiyaç duyuyor, eski boş vakitlerimi- sorumsuz yaşamımı arıyorum. İstediğim zaman uyuyabilmek, çantamı alıp çıkmak ve keyfimce gezmek, sabahlamak gibi şeyler lüks. Bu konuda yalnız olduğumu zannetmiyorum, bir çok anne arıyordur bu durumu.
Kısacası buz gibi suya girmiş gibiyim. Başta ciddi bir şok yaşadım ama suyun içinde kaldıkça alışıyorum. Tabii kimseye de "su çok güzel sen de gelsene" diyemem, demem :)
Yardımcı olanlara teşekkürler.
Aynen canım klasik lohusa sendeomu bu anlattıkların. Sen dürüstçe yazabilmişsin , veya vakit bulup yazabilmişsin bilemedim biri işte 😂ben anne olmadan önce yazdığım deftere bile gıpta ile bakıyosum nası bi kafaysa. Ya da yerde taş görsem, ohh taşın keyfi yerinde, çünkü bir bebeği yok diyordum içimden. Kafelerde oturan insanları kıskanıyordum. Sinema falan uzak hayallerdi. Yani şuan oğlum 30 aylık, çoğu istediğimi yapabiliyorum ama canım artık yapmak istemiyor. Benim oğlum gayet skalada zor ve insanın kendini camdan atmak isteyeceği bi evlattı, 10 ay falan uyku görmedim ben mesela. Gercekten cok zordu, 14. Ayından sonra 5-6 saat yanyana uyku uyumaya başladım. İnan o panik hali tedirginlik ve çocugun sorunluluğunun getirdiği travma falan hepsi geçiyor. O miniminnacık hallerini özlüyorsun bi yandan, bi yandan da önünde kocaman olmuş sana laf yetiştiren çocuğunu koklamalara doyamıyor daha çok çocuk daha çok evlat kokusu arzusuyla yanıp tutuşmaya başlıyorsun. Hepsş geçiyor çoğu şey de unutuluyor hersey hep güzel kalıyor. Bunlar tamamen hormon inan bana🙏🏻🙏🏻
 
Temmuzun 22 sinde kızım 2 yaşında olacak ama bana doğumum, çektiğim o tüm benzer sıkıntılar hâlâ çok taze geliyor. Yani hâlâ ruh sağlığım tam düzelmedi. Bazen sabah kalkıyorum, kızım yatağından kalkıp aramızda kıvrılmış. O kadar sevimli ki, hâlâ diyorum ki bu benim kızım mı? Ne çabuk büyüdü de yürüyor, koşuyor, dillenmeye başladı. Yani herşey dün gibi o yüzden garip geliyor. Çok seviyorum kızımı. Ama hâlâ da zor geliyor bazen çok sinirleniyorum, kaldıramadığımı düşünüyorum. Sinir krizleri geliyor eski hayatımı da özlüyorum. Ama sakin kafayla düşünürken iyi ki kızım var diyebiliyorum. (Bu arada sinir krizleri oluyor ama kızıma zarar verecek kadar zırdeli değilim kıyamam ona zararım kızgınlığım kendime)
Yani onun suçu yok ama sabırsızlığımdan, sorumluluk kaldırmakta zorlanışımdan kendime çok kızgınım. Ben niye diğer anneler kadar pratik ve hızlı değilim. Neden hem eve hem çocuğa hem aktivitelerime yetişemiyorum tarzında sinirlerim yıpranıyor. Bulaşık yıkarım kızım gelir masadan şekeri alır döker, yerleri temizlerim gider saksıları dağıtır pisletir. Yetemiyorum. Ve son 2 gündür tuvalet eğitimine başladık her yer sidik resmen lohusa depresyonum hortladı. Ama birçok şey geldi geçti, bu da geçer diyebiliyorum artık sakinken. Tek tesellim geçeceğini bilmek.
 
Uzuldum. Sizi birakip gitti ve birdaha ısınamadi mi ne garip
Dahası da var anlatamıyorum. Bizim onun arkasından plan yaptığımızı falan düşünüyordu. Siz benim düşmanımsınız diyordu. Kaç kere görüşmek istedik kovdu bizi, kaç kere aradık açmadı. Açsa da beddua edip kapattı. Şimdi düşünüyorum acaba okb hastası mıydı? Belirtiler onu gösteriyor ama artık çok geç. 😥
 
Dahası da var anlatamıyorum. Bizim onun arkasından plan yaptığımızı falan düşünüyordu. Siz benim düşmanımsınız diyordu. Kaç kere görüşmek istedik kovdu bizi, kaç kere aradık açmadı. Açsa da beddua edip kapattı. Şimdi düşünüyorum acaba okb hastası mıydı? Belirtiler onu gösteriyor ama artık çok geç. 😥
Okb degilde baska bir hastalik olabilir..lohusa sendromu buna sebeb olmaz heralde. Ailede huzursuzluk varsa sizi de kötü goruyordu belki ozamanlar. Suphecilik varmis paronoya sanirim birazda. Suan kimbilir nasildir
 
Peki sonra baginiz kuvvetlendi mi,, tahammul seviyeniz. Banada bazen bakamam sıkılirsam.agir gelirse diye kaygi geliyor
Evet daha kuvvetli elbette, tahammülüm de arttı ama yine delirdiğim zamanlar oluyor, olacak. Sıkıldığım da oluyor, gün boyu mız mız olursa bir yerden sonra fenalık basıyor babaya paslıyorum. Annelik biraz da kriz yönetimi galiba :KK70:
Düzelmene sevindim bu arada. Soru sormamın sebebi annem de senin gibi olmuş ama o zaman anlaşılmamış. Tedavi olamamış ve ilerlemiş.
Yani şöyle diyeyim, ben asla annelik müthiş, herkes çocuk yapsın demem. İnsanlar hangi akla hizmet mutlaka bir çocuk yap, bambaşka bir şey diyor bilemem. Bence kıskançlık, biz yandık sen de yan durumu :KK70: ve herkesin kaldıramayacağı kesin. İnsan bunu çocuk sahibi olmadan anlayamıyor, hayaller pembe ama hayatlar alacalı bulacalı. Yaşamadan da böyle olacağını bilemezdim. Bilemiyorum benimki de geçme emareleri göstermeseydi muhtemelen annemden bakmasını isterdim çünkü sevmeden tahammül edilebilecek bir şey asla değil. Kesinlikle hayatında travma yaratacak bir şey yapardım.
 
Okb degilde baska bir hastalik olabilir..lohusa sendromu buna sebeb olmaz heralde. Ailede huzursuzluk varsa sizi de kötü goruyordu belki ozamanlar. Suphecilik varmis paronoya sanirim birazda. Suan kimbilir nasildir
Tam anlatamıyorum da okb ve anksiyeteye benziyor ama dediğim gibi artık çok geç. Çünkü sekiz ay önce vefat etti. ben ve kafamda deli sorular. 😭😭😭
 
X