- 20 Kasım 2018
- 12.595
- 45.888
- 598
- 35
Kimsenin alayci olma, kucumseme, "ohoo bu da bir sey mi" diye hastalik yaristirma niyeti olmadi.Başkalarının duyguları söz konusu olduğunda empat biriyim ben.
Yorumumu temellendiren bu oldu.
Ben okumadım ve sizi hatırlamıyorum. Fakat önceki konularınızın eşliğinde birçok kişi negatif olduğunuzdan dem vurmuş.
Acınıza ve ağrınıza saygı duyuyorum.
Ve bundan bahseden herkesi ciddiye alırım. O yüzden bu konudaki yaklaşıma başka bir alternatiften bahsettim.
Bununla beraber incitici kısımları bir kenara koyarak haklılık payları var mı diye kendinizi bir yoklayın.
Konu sahibi kendisinin de kabul ettigi uzere kendisine acımaktan baska bir sey yapmiyor. Yazanlarin amaci da "bak boyle boyle durumlar oldu ama kimse kendini birakmadi, kendini birakirsan toparlanamazsin, yasama sevincini azmini birakma" demekti.
Konu sahibi kanser olanlara bile imrendi "ölürsün en fazla, benim dizim sakat" diye, yazilan her seye "keske bende o hastalik olsa" dedi.
İhmalim var diye kendini suclama artik, önüne bak diyenlere karşı çıktı. Tek dedigi "yas sürecim var benim" oldu. Dogrudur, kabullenmekte zorlaniyordur ama bunun arkasina sığınıyor. Psikolojik olarak duzelme cabasi gorse zaten kimse olumsuz yorum yapmaz. Olayi bu noktaya getiren sey konu sahibinin sadece su anki halinden siyrilmak istemiyor olmasi.
Konu sahibi diz hastaligini tek kimligi haline getirmis durumda. Insanlar bunu yapma, daha 36 yasindasin, kendine acımayı bir kenara birak dedikce daha da acimaya basladi.
Mesele bu aslında. Kimse hastaligina gulmuyor, hastaligin nesine gulunsun. Konu sahibinin anlamadigi bu. Onun istegi burada moral bulmak, pozitif enerji almak, uzerindeki ölü topragini atmak degil. Herkes oturup ah vah etsin, sen sakat mi kaldin desin (sakat kelimesini kendisi kullandigi icin kullaniyorum), acısın istiyor. Insanlar bu negatifligini beslemedigi icin de sinirleniyor.