Sizin kadar olmasa da, ortak şeyler fazlaca imiş :)
Ama lohusalık depresyonun sizinle yarışırdı :)
3 günlük sezaryen dikişli halimle kendimi banyoya kilitleyip banyo temizledim. Bayaga yer falan sildim, tuvalet yıkadım.
Musluklarda su lekesi, dolaplarda parmak izi kalıyor diye emzirirken ağlıyordum.
Eşim market alışverişini yapıp geldiğinde farklı aldığı marka yüzünden markete gittim.
Yemek yaparken annem mutfaktaki fayans duvarına salçalı su sıçratmış, eşime akşam gelirken derz kalemi aldırttım. Kazıyıp boyadım falan :))
Neyseki 20 gün sürdü.
Sonra sonra fark ettiğim ben bebeğimden kaçıyordum.
Zor Doğum ardından zor emzirme süreci.
Bir bebeğin tüm sorumluluğunun artık bende olması beni çok korkuttu.
Ona bakmak hariç her şeyi yapabilirdim :)
Bunu düşünmemek için sürekli başka şeyler düşünüyordum.
İkinci çocuğumda hiç böyle şeyler olmadı :) zaten araları yakın var ilkini düşünmekten fırsat kalmadı :) e bir de artık biliyordum az çok başıma geleceği. Daha rahattım.
Psikolog falan değilim, ahkam kesecek degilim. Zaten uzman yardımı da alıyorsunuz.
Acaba farkında olmadan bir şeylerden mi kaçıyorsunuz?
Mesela iş yerinde de, işinizde de böyle misiniz?
Yoksa sadece evle alakalı meseleler mi?
Eşinizi de tembihleyin bu durum işine gelir gibi seyirci kalmasın. İş bölümü yapın ve siz de adamı düzeltip durmayın. Farz edin ki iş yerindesiniz ve başkasının işi.
Biraz yükünüzü azaltmaya bakın
Yaşınız çok genç çok yıpranırsınız