Nereden başlayacağımı neleri anlatıp neleri anlatmayacağımı kestiremiyorum. o kadar karmarışık haldeyim.
Ben 1987 yılında doğmuşum. zengin bir ailenin çok fakir bir aileye dönüştüğü sırada dünyaya geldiğim için ailem beni para karşılığı başka bir aile ye vermiş . umutları olayım çocuk hasretlerini benimle gidersinler diye.
( yani ben alınıp verilebilen bir şeyim )
hayatım 15 yaşımdan itibaren hiçbir zaman kolay olmadı. kan kustum kızılcık şerbeti içtim hesabı hep ayakta durmaya çalıştım ama şimdi baktığımda aslında ayakta durmamış sürünmüş olduğumu görüyorum..
beni alan aile çocukları olmadığı için beni kötü günlerinin güvencesi olarak büyüttüler.
bunu anne dediğim insanın ölmesi üzerine kocasıyla son 10 yılımı hastanelerde geçirince anladım.
öncesinde de tartışmalarda '' tabi bize bakacaksın sana baktık yedirdik içirdik o kadar .. '' tarzında cümleler duyan bir çocuktum ama bu gerçekle yüzleşmem 10 yılımı aldı.
ben hayatta kimsesizim. ailem , eşim , dostum , kardeşim yok benim.
danışacak, sığınacak, ağlayacak şikayet edecek ya da nazlanacak hiç kimsem olmadı bugüne kadar.
ve son 10 yıldır bana verilenlerin karşılığını ödüyorum.
70 yaşında hasta bir adama bakıyorum.
yemeğini yapıyorum , evi temizliyorum. bir ev kadının genel olarak yapacağı her şeyi yapıyorum.
ama sorun şu ki ben ev kadını değilim.. ben kadın bile değilim aslında ben hala çocuğum..
hala içimde çocuk kaldım . sanki ruhumu almışlar başka bir bedene sıkıştırmışlar zorla başka bir hayat yaşatıyorlar gibi hissediyorum. Ve bu his beni canlı canlı çürütüyor.
bütün bu ruhani debelenmelerin yaraların arkasında hayata devam etmeye çabalıyorum. kendi kendime üniversite okudum. uzaklarda okumam kalmam yasak olduğu için her gün 5 saat yol giderek okudum öyle ve ya böyle üniversite bitti.. bitirdiğim bölümle uyumlu olmadığımı anladığım için farklı iş deneyimlerim oldu. ama baba dediğim insan sürekli hastalanınca iş hayatımda kısa sürede bitti. tabir-i caizse 10 yıl süründük hastanelerde.. ne ablası ne kardeşi ne dostu hiç kimse yardımcı olmadı bu süreçte.
İnsanlardan yardım istediğimde '' sen bakacaksın tabi biz mi bakıcaz boşuna mı seni aldılar ''tarzı cevaplar aldım. baba denilen insan da onlara hep destek verdi.. Haklı buldu kendi ailesini. Bütün bu yaşananlar beni çok kırdı, yıprattı çok ağlattı ama vefa borcu diyerek hep yanında kaldım. Kalmak zorunda hissettirildim.
Şimdi baktığım da çok aptal akılsız bir insan olduğumu görüyorum. bana değer vermeyen sürekli aşağılayan, hakaret eden beni küçük gören kendisine bakmak mecburiyetinde olduğumu söyleyip bana vicdanı azaplar çektiren bir insan için yıllarımı hayatımı feda ettiğim düşüncesi beni deli ediyor artık.
bu düşünceyle yanında kalamıyorum. yüzünü dahi görmek istemiyorum..
Hiçbir zaman '' Allah senden razı olsun '' iyi ki varsın , sağol kızım '' tarzı sözleri işitmemiş kulaklarım artık o'nun sesini işitmek dahi istemiyor.. beni evladı olarak gördüğüne inanmıyorum. yaşadığımız süre boyunca da zaten benden hiçbir zaman memnun olmadı ve bunu hep dile getirdi. hiçbir yaptığımla o'na yaranamadım.
Teşekkür alamadım, takdir edilmedim. sevilmedim de.. hep eleştirildim. salak oldum, akılsız oldum. başarısız oldum müslümanlığımdan insanlığıma kadar hep hakarete uğradım.. İlk başlarda cevap vermeyen sadece köşeye sinip ağlayan bir insanken son yıllarda deli gibi bağaran söylenen en ufak kötü söze bile tahammül edemeyen biri oldum. Bu durum bizi daha aşağıya çekti. daha kötü durumlara getirdi tabi..
ve ben de artık gitmek istiyorum. bulunduğum şehirden , bu evden , ortamdan , insanlardan gitmek istiyorum..
gidemezsem de ölmek istiyorum.
başka yol, çıkış bulamıyorum kendime..
EE o zaman sorun ne git ? diyeceksiniz .. ya da önceden gitseydin ?
çok denedim gitmeyi.. cebimde üç kuruşum yokken bile her şeyi göze alıp denedim.
her seferinde '' ölümü bulursun '' '' ölürüm o zaman ben '' '' Allah sana soracak bana yaptığın eziyetleri ''
'' sen nankörsün '' '' yazıklar olsun '' tarzında sözlere maruz kaldım ve hala da kalıyorum ..
kendi hayatımı kurmak istediğimi , zamanın geçip gittiğini hepimizin ölümlü olduğunu , Allah korusun o gittikten sonra benim hayatta sıfır ve yapayalnız kalacağımı güzellikle defalarca anlatmama rağmen aldığım cevap hep '' benim ölmemi umursamıyorsan defol git '' tarzında oldu.
Ben ciddi adımlar atıp gitmeye kalkıştığımda ise karşımda ki insan direk hastalandı.
gerçek mana da hastalandı. Kalp,şeker , tansiyon gibi hastalıklarını artık kullandığını düşünüyorum
bunlarla benim gitmeme izin vermiyor..
Ve artık yemin ediyorum yangın var diye bağarıp sokaklarda kurtarın beni diye ağlamak istiyorum..
kurtarılmaya çok muhtacım. ama kendini nasıl kurtaracağımı bilmiyorum.
Şuan bir işim yok. annemden kalan para var kenarda sadece ama hepsi bir yere kadar sorun..
benim asıl sorunum beni kendisinin teminatı olarak gören bu adam..
Ne yapayım ben ? gözümü kapatıp bavulumu alıp çıkıp gideyim mi ? arkama hiç bakmadan ?
Hayallerime yürüyeyim mi daha fazla geç olmadan ? geç kalmadan.. zira çok geç kalmış hissediyorum yaşam'a
kendi kendime ev de ki imkanlarla yabancı dil çalışıyorum. yurt dışında okumak gibi ütopik hayallerim vardı hala var yaşadığım bu hayata bakmadan.
Kalan ömrünü geç bile kalmış olsam kendi isteklerim doğrultusunda yaşamak en azından denemek istiyorum.. Ama bu evden nasıl ayrılacağımı bilemiyorum. Ayrıldığım zaman bir şey olursa diye çok korkuyorum. gerçekten ölürse ya da yine hastalanırsa ne yaparım diye düşünmekten uyuyamıyorum artık..
fikirlerinize gerçekten ama gerçekten çok ihtiyacım var.
belki ben olayın içinde olduğum için bir şeyleri doğru görmüyorum. doğru yapamıyorum.
Siz ne dersiniz ? Doğru olan hangisi ?
Siz olsaydınız ?
Ne yapardınız ?
edit : evlen tarzı bir çözüm bulmayın ne olur .. ben zaten 17 yaşımdan beri evli gibi yaşıyorum. daha fazla böyle bir hayata tahammülüm yok..