Benimde bir anım var...

Çok kötü oldum okuyunca :( diğer arkadaşların yazdıklarıda içimi burktu.. :( o zananlar küçük yaşlar tabi aileye yada müdüre şikayet etmek akla gelmiyor :(
Bu yönden çok şanslıymışım ki asla böyle bi anım olmadı tam tersi sosyal kesimdeydim sanırım şuan şükür ediyorum sayenizde :/ Allah böyle insan müsvettelerini kahretsin gerçekten..
 
Konuna ve yediğin dayağın şiddetine çok üzüldüm o küçük yaşta :(
Benimde bir anım var fakir bir ailenin çocuğu olarak mahalle miz de ki o okula gidiyordum.
1.siniftayim henüz 6 7 yaşlarında bir gün matematik dersinde de hocamız tahtaya kaldırdı.
Ben soruyu yanLis cevap verdikçe tahta sopası ile bacaklarıma vurdu .tabi ben korkudan daha çok karıştırdım o zaman İstanbula yeni gelmiştik türkçe yi de bilmiyorken hem de .Bende üzerinden 21 sene geçmesine rağmen hala unutmadım o olayı dilerim o yaşlı bunak da ölmüştür bende sizin gibi kimseye anlatamadım.
Çok küçük düm dil bilmiyordum o öğretmen başarılı bir öğrenci olduğum halde hep hor gördü beni de ezdi babam fakirdir benim de kalabalıktı ailem.
Ama işte böyle insan kelimesine layık olmayan mahlukatlar var hayatta Allah evlatlarımızı böyle insanlar dan korusun .....
 
Öğretmenlerimin yaşattıklarını anlatsam sayfalar dolar da yetmez.Sadece bana yaptıkları değil arkadaşlarımıza yaptıkları da vicdanlarımızı yaralardı öğretmenlerimizin.Şiddet görmedim ama öğretmenlerin ego tatmin aracıydık sanki.Çoğu ezik ve kültürsüzdü.Bir arkadaşımız vardı başı kapalıydı , bir de öğretmenimiz vardı.Bu hocamız arkadaşımıza takıktı , sebebi de malum.Arkadaşımız çok çalışkandı yüksek puanla girilen iyi bir bölüm kazandı köyden gelip gittiği zorluklar yaşadığı halde.Sonradan duyduk ki o arkadaşımız intihar etmiş gittiği şehirde.Elbette sebebi öğretmenimiz demiyorum.Ama kesinlikle onu intihara kadar götüren sebeplerde küçücük de olsa bir etkisi olduğunu düşünürüm hep.Çok acı hikayeler , aklıma geldikçe ürperirim bazen ne kötü öğretmenlerimiz vardı diye.Diyecek söz yok Allah'a havale etmek en doğrusu.
 
Kızlar hepinizin yazdıklarını okudum.Bana destek olduğunuz icin cok teşekkür ederim.O dönem, bir nesil zor koşullar da eğitim gördük.Egitim anlayışı cok farklıydı.Ben zannetmiyorum ki öyle haylaz,kuduruk öğrencilerde değildik yetiştirilis itibariyle efendi çocuklardık diye düşünüyorum öyle öğretmenin tahammülünü yiyip bitiren türden değildik.Tabiri caizse korkaktık,sınırımızı adamazdık zaten.Otur deyince oturan,kalk deyince kalkan dersi derste dinleyen iyi cocuklardik biz.O öğretmenimi yol da bi yerde görsem hemen yolumu değiştirirdim utanırdım nedense...Arsız güçlü olunca,haklı suçlu olurmuş...Benimki de o misal olmuştu.Adini filan hatırlamıyorum tek hatırladığım şey yaşlı oluşu ve yüzüdür.Adamin hiddetinden bir tek arkadasım bile sesini çıkaramadı.Bende beklememiştim.Uzerinden uzuun zaman geçti zaman zaman hatrima gelir.Bir şekilde o olayı hayatımda manipüle etmeyi başardım.Rabbim herkesin evladını iyi insanlarla karşılaştırsın.amin.
 
Benimde böyle bir anım var.daha 1.sinifa yeni başlamıştık okulun ilk günleri.ogretmen yazmamız için harf vermişti.bende ev ödevi sanmıştım.meger ders saati içinde yazacakmisiz.daha okulun ilk haftası,7 yaşında çocuğum.hic unutmam beni baya dovmustu Aysel ogretmen.!!kulagimi saçımı çekmişti.tokat atmıştı..aglayamamistim bile,buz kesmistim.neden dayak yedigimi bile anlamamistim.sonra o korkuyla hep sinik bir çocuk oldum. Derste parmak kaldiramazdim.aileme de söyleyemedim.babam okulu başına yıkar diye..öğretmenim için endiselenmistim.cocuk masumlugu işte :(
 
İlkokuldayken bizim sınıfımızda sorunlu bir çocuk vardı. Ailesinde ciddi problemler olduğunu hatırlıyorum, annesi şiddet görüyordu vs. Ama çocuk bizimle o kadar uğraşıyordu o kadar mide bulandırıcı davranıyordu ki.. Hani aklıma gelen kısmı bile iğrenç. Yine de o zaman ondan nefret etsem de şimdi çok üzülüyorum. Hatta o zaman da ara ara ona üzüldüğümü ve iyi davranmaya çalıştığımı sonra pes ettiğimi hatırlıyorum. Sınıf öğretmenimizin bir gün canına tak etmişti ve çocuğu tahtaya kaldırıp tekme tokat dövmüştü. Çocuğun burnu kanamıştı hiç unutmam. Bir de iri yarı biriydi ve hiç sesini bile çıkarmamıştı dayak yerken. Annesi de tek başına yetmeye çalışıyordu çocuğa. Gözlerim yaşardı şuan bunu yazarken. Keşke hiç dövmeseydi...

Siz de keşke ailenize söyleseydiniz ama çocuktunuz ne denebilir ki.. Umarım burnundan fitil fitil gelmiştir o insan müsveddesinin..
 
Son düzenleme:
Böylelerini dava etmek lazım
Sürüm sürüm süründürmek lazım
Bu nasıl bi canilik nasıl bi vicdansızlık
Neyse ki artık kimsenin kılına dokunamıyor öğretmenler keşke ailene anlatsaydın
Biz üçüncü sınıfta sıra dayağına çekilmiştik sonra ki teneffüs bütün arkadaşlar toplanıp şikayet etmeye karar verdik
Bu tarz konularda tepkisiz kalmayın
 
O cengaverlerden biri de benim :)
Öğretmenin psikolojik baskısından diş gıcırdatan ve altına kaçıran çocuk olmuştum ama fiziksel şiddet sıra dayagı ve attığı bir kaç tokat hariç(!) bana diğerlerine nazaran pek gösteremedi.
Babam her sabah o zamanın lüks araçlarından biri ile okula bırakırdı. Muhtemelen bu yüzden.
Ama Kaya diye bir çocuk vardı, babası apartman görevlisi idi. Çocuğa indirdiği tokatla çocuk savrulup yere düştü. Ardından yerde tekmelerken koşup hoca ile kaya nın arasına girdim. Bir iki tekme anlık yedim ama durdu ve geçin yerinize dedi.
Tokat, kafa tokuşturma ve sıra dayagı harici en ağır şiddeti bu olmuştu.
Zaten diğerleri normaldi(!)
Maşaallah size gercekten..Hakikaten cengavermişsiniz
 
Benim de bir anım var " birinci sınıf dan 3 uncu sınıfa kadar öğretmenim di kendisi sınıfta zengin öğrenciler her zaman beş alır etrafında döner torpil yapardı" bir tane arkadaşım vardı kızın saçları o kadar uzundu ki beline kadar örgülü idi ama kız sessiz sakin di bir gün tahtaya çıkardı matematik sorusu sordu kız bilemedi diye saçlarını eline doladı tahta ya tak tak diye vuruyordu arkadaşım ağlamaya başladı bu sefers. Ağlıyor diye vurmaya başladı.

Tahtaya çıkmak bizim için bir korku idi dolabında kuru biberler vardı bilemeyince ağzi miza koyar tenefüs e kadar tutmamızı isterdi" en acısı da bunu yapan bir bayan öğretmendi" bunun kadını erkeği olmayı ancak kadın biraz daha merhametli olur ama işte.

Hatta şöyle bir anım var 3 uncu sınıfa kadar ismim i bilmeyen öğretmen annem in başörtüsünü görüyor güzel örgü yaptığını görünce rica minnet kendisine zorla şal yaptırmış ben tabi bunu sonra öğrendim öğretmen o gündem sonra bana bir güzel davranıyor gel kızın saçını yapayım falan yani bayağı ilgili idi tabi ilgi ikinci şal i isteyince annem in reddetmesi ile eski kül kedisi moduna dövüştük annem söylemişti:))

Suda var ki kızlar o zengin kızlar düşünün sürekli takdir alan lar 6 inci sınıfa geçtiler yeni bir hoca geldi ders kitabı okutuyor ve bu kızlar 3 uncu sınıf çocuklari gibi okuma zorlugü çekiyorlar di hatta yeni öğretmen siz buraya kadar nasıl geçtiniz demişti hiç unutmuyorum "
Böyle öğretmenleri allah ıslah etsin ne diyelim
 
Maşaallah size gercekten..Hakikaten cengavermişsiniz
Facebook ilk açıldığında modaydı ya ilkokul arkadaşları birbirini buluyordu falan :)
O zaman o sınıftan çok kişi ile internet üzerinden yazıştık,sözde eski günleri andık.
Güzel olan da çok şey var elbet ama aradan 12-13 yıl geçmesine rağmen yazışırken bile kendini belli eden sessizlik, hatta sessiz beddualar... ben yanlarına kalacağını düşünmüyorum.
 
O zamanlar 13 yasında filandım.ortaokula gidiyordum genc kızlığa doğru ilerleyen yaslardaydim.Ögretmen masasının en önündeki masa da oturuyordum.Turkce öğretmenimiz vardı.40-50 yaşlarında erkek.Genelde bakımlı güzel kızlarla daha çok ilgilenirdi sınavlarda onlara soruların cevaplarını bile söylediğine şahit olmustum.Hep zengin,üstü bası iyi giyimli güzel görünümlü öğrenciler onun gözdesiydi.Bense orta halli bir ailenin çocuğuydum üstün basım her zaman temizdi ancak Yen'i değildi eskiydi formam filan.Yine de öğretmenimin beni de sevmesi icin,değer vermesi icin elimden gelen herşeyi yapıyordum ama nafile hep aşağılanan gözlerle bana bakar hep terslerdi.
Saygida kusur etmezdim de ama cocuk aklımla niye böyle diye sorgulamadan edemezdim.Bir gün teneffüs arasında sınıf arkadaşlarımdan bu ogretmenimin bizlere dersle alakalı verdiği ödevi yarın değil Bugun kontrol edeceğini duyduk.Benim gibi haberi olmayan birkacimiz panikledik notla tehdit ederdi hepimizi ve gerçekten kötü Notlar verirdi.soyle de bir durum vardı ben o ödevimi yapmıştım çoğu arkadaşımızda öyle fakat Bugun bakmayacak diye evde bırakmıştık o defterimizi.guzel yazı defteri olabilir 20 sene kadar geçti üzerinden.
Neyse sınıf arkadaşlarım hemen diğer teneffüs öğretmenimizin yanına gidip izin istediler eve gidip defterlerini getirmek icin.onlara gözümün önünde izin verdi.Hemen hemen hepsi bir koşu eve gidip gelmişlerdi.o gün öğretmenimiz koridor nöbetçisiydi.cesaretimi toplayıp diğer teneffüste ben gittim.Ödevimi yaptığımı bana da izin vermesini istedim ama izin vermedi herkesi evine yolladı ama o kadar yalvardım ki beni eve yollamadıgi gibi kopek kovalar gibi bağır çağır sınıfa gönderdi.çok üzülmüştüm o sınıfa nasıl girdim bilmiyorum.sinifin pencereleri acıktı bende içeri hızlı bir şekilde girmemle cereyan yapıp kapı sert bi şekilde çarptı.koridorun diğer ucunda bekleyen ogretmenim o kapinin çarpılisini kendisine bir tepki zannedip,bir hışımla sınıfa girdi elinde her zaman ki sopası vardı.sen nasıl kapıyı çarparsın dedi ve kendi sıramda oturuyordum üstüme saldırdı resmen elindeki sopayla.ogretmenim penceler acık ceryan yaptı tutamadım kapıyı desemde beni duydu ancak dinlemedi.
Elindeki sopayla kafama,yüzüme omuzlarıma nereme denk gelirse öyle sert vuruyordu ki canim cok yanmıştı.Ama bitmek bilmedi nereme denk gelirse vurdu vurdu vurdu...sınıfta bütün arkadaşlarım buz kesilmişti.sanarsiniz ki kimse yok içerde öyle derin bir ssessizlik...vurdukça vurdu dayanamadim ellerimle kafami kapadim sıraya yüzümü kapakladim o şekilde 5 dakika kadar daha vurmuştur.canim değil kalbim acıyordu artık...neyin öfkesi kiniydi bu böyle...Allah'a dua ediyordum gitsin artık diye neyse ki sonunda bıraktı beni...o halde sıraya kapaklanmış şekilde kala kaldım.Nasil ağlıyordum epey öylece ağladım kafamı kaldıramadım sıradan.Arkadaslarim yanım gelip beni sarıp sarmaladılar ellerim tutmuyordu kırık gibi agriyordu adeta.o gün bütün gururum,onurum kırılmıştı.oysa ki benim sucum yoktu kapı cereyan yaptı desemde dinlemedi velev ki kapıyı ben çarpmış olsam bile cezası böyle mi olmalıydı.Omrum boyunca yedigim o dayagi unutmadım.Aileme de anlatmadım.icime kapandım.Az sayı da arkadasım varken o yedigim dayaktan sonra bana acidiklari icin tum sınıf benimle bir müddet ilgili davranmıştı.Hakkimi helal etmiyorum.Evet ben orta halli bir ailenin çocuğuydum ailem beni cicili bicili giydirip yollamıyordu okula,her öğretmenler gününde pahalı hediyelerde alamiyordum ama ailemden en iyi öğrendiğim şey saygı idi.Saygisizlik etmemiştim ben oysa ki...şimdilerde yaşıyor mu hala bilmiyorum.o gün bana bi böcek misim gibi bakan o insana hakkımı helal etmiyorum....içimi dökmek istedim kızlar...
Allahından bulmuştur inşallah o öğretmen müsvettesi!
 
Böylelerinin öğretmenliğini bırakın insanlığından şüphe ediyorum. Pis mahlukatlar bi çocuk o kadar insan önünde onuru kırılacak ne yapmış olabilir bunlar nasıl insan. Yerinizde olsam onu bulur hakkımı helal etmediğimi söylerdim.
 
Ben dayak yiyen bir öğrenci olmadım okul hayatımda sıra dayakları dışında.
Ilk okul öğretmenimi de çok severdim fakir bir ailenin cocuguydum ama annem bilinçli olduğu için çekiniyorlardı galiba.
Şimdilerde baktığımda öğretmenimin de zengin çocuklarını kayırdıginı,bilinçsiz ilgisiz ya da çalışmaktan çocuğuna vakit ayıramayan fakir aile çocuklarını ezdiğini hor gördüğünü.
Benim de oğlum 1. Sınıfa başladı bu yıl öğretmeninin bu şekilde davrandığını hayal bile etmek istemiyorm.
Düzen hala aynı kızlar öğretmenler gününde altın kolye hadiye eden veli vardı cuma günü :KK57:Bunu kabul etmekte tartışılır ama??
Öğretmenlik kutsal bir meslek ama her öğretmen kutsal değil.Sadece para için bu işi yapana bende sadece öğretmen muamelesi yapıyorum.
Bu mesleği seçmiş vicdansız vizyonsuz insanlar sadece "Öğretici"sıfatındalar öğretmen değil.
 
Yorumları okuyunca farkettim ki öğretmenler zengin çocuklara ayrımcılık yapıyormuş hep. Düşününce bizde de öyleydi.

Bir de öğretmenler okulun ilk gününde tanisirlarken hep baban ne iş yapıyor diye sorarlardı. Ne büyük saçmalık. Topluma ışık tutacak olan öğretmenler, statü farkını öğretiyor.

Ogretmenlik öyle bir meslek ki ömür boyu beddua da alabiliyorsun dua da. küçükken kuzenimle yolda yürürken öğretmenimle karşılaşmıştım. Tam yanimizda da kırtasiye vardı. Bana napıyorsunuz falan demişti sonra bekle dedi içerden bir hikaye kitabı alıp hediye etmişti. Geçen o kitap geldi aklima duygulandım. Ben de iyi bir anı anlatayım dedim :)
 
Hiç güzel anıları olan yokmu neler okudum ben öyle :( gözlerim doldu gerçekten

Biraz güzel şeylerden bahsedeyim; benim ilkokul hocam çok iyi kalpli merhametli birisiydi sanırım burdaki yazılan hiçbi öğretmenle kıyaslayamam.. ilk evlendiğim zaman sosyal medyadan msj atmıştı bana hiç unutmam ilkokul 2de sınıfça çekindiğimiz bi fotoyu atıp "kendini bulabilecekmisin bakalım güzel kızım" yazmış altına şok oldum kaç kuşak geçti üstümüzden yinede unutmamış ;) çok duygulanmış onore olmuştum okuyunca.. halen kızıyla görüşürüz oda kendisi gibi öğretmen.. iyi insanlarda var.. Allah hepimizi her daim iyilerle karşılaştırsın..
 
Back
X