Çözüm aradığınız için aklıma gelen noktaları yazıyorum, anneliğinizi sorgulamak değil amacım ki zaten biraz mizaç meselesi bu işler, çocukların da kendi karakteri oluyor herşey yetiştirmeye bağlı değil.
- çocuğun babanneyle okula gitmek istemediğinden, küçük kardeşi de uyandırıp hep birlikte okula gittiğinizden bahsetmişsiniz. Hazır o saatlerde boşta duran bir babaanne varken o neden uyuyan küçüğün yanında kalmıyor da siz başbaşa okula gitmiyorsunuz? Genel olarak küçüğü yanınızdan ayırmama eğiliminiz varsa büyüğü daha huysuz ve bağımlı yapan bu olabilir.
- Küçük kendi kendine sempati puanlarını toplayabildiği için büyüğü mümkün olduğunca takdire boğmak gerekiyor. Bol bol küçüklüğündeki anılarını, sizi güldürdüğü zamanları, komik ya da zekice şeyler yaptığı anıları anlatın. Asla büyüğü küçüğüyle ya da diğer çocuklarla kıyaslamayın.
- kevin hakkında konuşmalıyız sizin filminiz değil bence, martı olsen'in 'içe dönük çocuklar ' kitabını öneriririm ben. Bir de 'çocukta iç disiplin mi dış disiplin mi? ' kitabına bir bakın.
Son olarak büyüdüklerinde de mi böyle olacak diye düşünüp endişelenmeyin, çok değişebiliyor çocuklar. Benim büyük ablam aynen büyük kızınız gibi huysuz ve nazlı bir çocukmuş. En sevdiği çizgi film bittiğinde bile ağlamaya başlarmış, sırf ağlamasın diye çizgi film bitmeden dikkatini dağıtıp dışarı çıkarırlarmış. 1. Sınıfta okumayı en son o öğrenmiş, kedi, köpekten börtü böceğe bütün hayvanlardan, yere düşmekten vs. çok korkarmış,sokağa çıkmadan önce küçük ablamı dışarıya gönderirmiş etrafı kontrol etsin kedi varsa kaçırsın diye. Kendi doğum günü partilerinde bile gidip anneme 'gel biz seninle öbür odada oturalım' diye ağlarmış. Küçüğü de tam tersi çok girişken ve atılgan bir çocukmuş, okumayı kendi kendine öğrenmiş sırf büyük ablam ilkokula başladı diye, annem kızmasın diye büyük birşeylerini kaybedince onun yerine suçlarını üstlenirmiş, gerektiğinde büyüğün yerine diğer çocuklarla kavga edermiş vs.
Şuanda inanılmaz farklılar, büyük ablam gayet bağımsız bir insan, tam bir sosyal kelebek etkinlikten etkinliğe koşturup duruyor arkadaş grubunu peşine takıp, genel olarak inanılmaz mutlu, sempatik ve yardımsever. Ailedeki herkesin gizli favorisi olabilir bence. Küçüğü de tam tersi oldu, asla tek başına kalamaz, grip olsa annemi yanına çağırır, trafiğe çıkmaktan korkar araba kullanamaz, üstüne şuanki huysuzluklarını anlatsam 8 yaşındaki kızınızın talepleri son derece makul gelmeye başlar. Değişiyorlar yani merak etmeyin, sonsuza kadar böyle kalıcak diye birşey yok büyük kızınız.