Biliyorum; öleceksin..

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Kayıtlı Üye
13 Nisan 2007
15.557
36.070
1.123


PeriPrensim Bulutum,

İşte ellerimin altındasın..
Sırtüstü yatıyorsun, sol ayağın havada, patilerin iki yana açık..
Derin derin nefes alıyorsun, şimdi uyku zamanı..

Okşuyorum seni usul usul..
Nefesini dinliyorum, üç kez hızlı atıp arada es verdikten sonra yeniden üç kez hızlı atma ritmindeki kalbini okşuyorum..

Yanımda olduğun her gün için binlerce, milyonlarca, katrilyonlarca teşekkürler..

Birlikte olduğumuz şu an, kanapenin karşısındaki duvarda Sarpımın fotoğrafları asılı.. Seni okşarken, gözlerim onun fotoğraflarında..



Beş yıl önce gökyüzüne havalandı Sarpım. Ve sonra sen benim hayatıma girdiğinde, gökyüzüne seslendim.. Yakardım.. Sarpım, kıymalı böreğim, yaşayamadığın artık yıllarımı Bulutuma ver diye.. Çünkü henüz üç yaşındaydı, o amansız hastalık yüzünden gittiğinde..

Beş yıldır benimlesin Bulutum, peynirli böreğim..

Biliyorum sen de öleceksin..

ve ben seninle geçireceğim, kalan her günümü son gün olarak düşünüp, seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım.

Ama ölüm var ve gelecek..

Ölüme alışır mı insan? Sana her baktığımda, Acaba bu, birlikte geçirdiğimiz son gün mü?diye düşünürken, beş yıldır prova yaparken ölüme alışabilir mi insan?

Geç öl.. Olabildiğince geç öl.. Elinden geldiğince.. Biliyorum, bu acımı daha da büyütecek.. Ancak hiç işim yok acının çapıyla.. Sen yeter ki geç öl..

Kendimi nasıl zorluyorum bilemezsin.. Gözlerimi kapatıyorum, öldüğünü düşünerek.. Gözlerimi açıyorum, yanımdasın.. Bu ölüm oyunu, senin yaşıyor olduğun bütün "ŞİMDİ" lerin farkına varmamı sağlıyor..

Sokağa çıktığımızda, her daim benim önümde ve heyecanla yürüyüşünü izliyorum.. Hele, o arada bir dönüp de benim orada olup olmadığımı kontrol eder gibi bakmıyor musun? Deli oluyorum o an sana.. Ve sonra diyorum ki; acaba yaz mevsimini görecek miyiz?

Bir sepet dolusu oyuncağını evin her bir yanına dağıttığımızda, tadına varıyorum dağınıklığın.. Çünkü varsın işte ve az önce diye tanımladığımız ve bizim olan zaman diliminde oyun oynadık seninle.. Tekrar oynayabilecek miyiz? Bilmiyorum..

Her gün evi süpürüyorum.. Bu bazen günde iki kez oluyor.. Süpürge çalıştıkça kenarlara savrulan tüylerini seviyorum.. Varsın işte.. Varsın, yaşıyorsun ve tüylerin dökülüyor.. Yaşasın, her şey yolunda..

ve sonra yeniden mavi duvarda asılı, Sarpımın fotoğraflarına bakıyorum. Acaba senin fotoğraflarını da oraya asacak mıyım?

..ve o an geldiğinde, ellerimin altında başka bir köpecik yatarken, ben Sarp'ın yansıra senin fotoğraflarına da mı bakıyor olacağım?

Ölüm gelecek, biliyorum.
Kendimce alışmaya çalışıyorum, ölümün sinsi olduğunu aklımdan çıkartmayarak..

Ama ne olur geç gelsin..

Ne olur, emanet saatlerimiz uzun olsun..

Seni çok ama çok seviyorum.
 
Son düzenleme:
Bravo..
Yüreğinizin kuyularına ne kadar işlemiş olduğunu öylesine hissettim ki bu tutku ve sadakatin..
Kokusunu aldım sevginizin,ne kadar kızardığını koyulaştığını hissettim ...
Böyle bir hikaye ve böyle bir balılığa...
tekrar Bravo..
İnsan sevdiklerinin sevdiği şeylerin eksileceğini gideceğini biteciğini düüşündüğünde dahi cızzz ediyor sinesi..
Aslında bir anlamda bu ayrlıkları düşünme vakitleri daha da sevgimizi pekiştiriyor daha da kıymetini artıyor beraberliklerin..
İnsanı bile sevmeyi başaramayan lara örnek olsun bu satırlar..
 
Sonu ölümle biten ama adına ironik bir biçimde "yaşam" dediğimiz bu yolculukta her şey, bir "emanet" sevgili Libyana..

Ölüm, bana yaşamayı öğretti..
Yaşadığım her duygunun dibine vurmayı..

Çünkü; duygular anlıktır ve yaşam anlardan ibarettir..Ne geçmişten, ne de gelecekten..

Güzel satırlarınız için ellerinize ve yüreğinize teşekkürler..
 
yine gözlerim dolu dolu okudum ama bu kez ağlamadım,tuttum gözyaşlarımı..
ölüm çok soğuk adı gibi..kaybetmek korkusu da ölüm kadar acı...benzer duyguları ben de yaşıyorum zaman zaman..ölüm oyunu oynuyorum senin yaptığın gibi,her defasında sanki cam kırıkları batıyor yüreğime,nefes alamıyorum...Oscar'ım da 5 yaşında,her geçen gün 1 gün daha eksiliyor kalan süreden,biliyorum ama düşünmek istemiyorum....
duygularıma çok güzel tercüman olmuşsun.ayrıca hissttiklerini yazıya dökme yeteğine bir kez daha hayran kaldım,kutlarım..
umarım meleklerimiz daha uzun yıllar bizimle birlikte olurlar..Allah'ım dermansız hastalıklardan korusun onları..
 
İnşallah neslishcim.. Sağlıklı ve uzun süre hep birlikte olalım meleklerimizle..
Allah Oscar'a uzun ömürler versin..

...ve o nefes alamama var ya.
Ne zaman Sarp'ımın fotoğraflarına baksam.. ne zaman Bulut'umla ölüm oyunu oynasam, kaburgalarımı kanırtarak açmak istiyorum.. Sanki kapanıyorlar da.. ciğerim küçülüyor..
Bu duyguyu sadece bilenler bilir.. tarifi zor.
 
ağlamaktan perişan oldum. bende 2 sene önce sevgili kedim çakimi kaybetmiştim. tekrar bana o duyguları yaşattın. şimdi 2 yaşında başka bir kedim var. bende onu yine çakim gibi kaybetmekten çok korkuyorum.
 
gözlerim dolu dolu okuudm püsküütüm Allahım kimseyi sevdiklerinden ayırmasın
Amin canım.. AMİN
ağlamaktan perişan oldum. bende 2 sene önce sevgili kedim çakimi kaybetmiştim. tekrar bana o duyguları yaşattın. şimdi 2 yaşında başka bir kedim var. bende onu yine çakim gibi kaybetmekten çok korkuyorum.
Korkunun ecele faydası yok derler ya..
Ölümü aklımızdan çıkartmadan, onların yaşamımızdaki her anlarına daha sıkı sarılmalıyız..
Ne yazık ki elimizde değil..
Kediciğine uzun ve sağlıklı ömürler dilerim.
 


teşekkür ederim canım yürekten dileğin için..

o duyguyu en iyi bilenlerdenim ben,yıllar önce kaybettiğim,ölüsünü bile bulamadığım oğlum içimde hiç geçmeyen derin bir yaradır hala..belki de bu yüzden bu kadar çok etkilendim Sarp'ı anlattığın yazıdan..senin de yaran çok derin biliyorum ama şükredecek bir tesellin var bence,en azından yanında öldü Sarp,bir mezarı var ve yattığı yeri biliyorsun.ben 6 yıl önce kaybolan meleğimin hayyatta olup olmadığını bile bilmiyorum,yaşıyor olması ihtimali yok gibi bişey,ölüsünü bile bulmaya razıydım ama olmadı,ne yaptıysam bulamadım..hala aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyorum.hayatımın ilk büyük acısını böyle yaşadım ben de..
tarifi zor gerçekten....çok zor...
 

Çok acı bir tecrübe yaşamışsın gerçekten..
Dilerim, hayatının "ilk" büyük acısı "tek" olsun..
Mezarlarla sorunum var benim.. Sarp'ımın mezarına gidemediğim gibi, ne anneminkine ne de babamınkine gidebiliyorum.. Onlar, orada, o bir karış toprağın altında yatarken ben ayakta mı duracağım? Nefes alarak hem de.. Peh..

Meleğin, şimdi gökyüzünde belki de Sarp'la oynuyordur.. Öyle olmalı.. gamyoncuiremsu

 
Bulut...
Çok güzel bir varlık olduğunu hisettim çooook uzaklarda bile olsam... Ne kadar da asil duruyorsun...
Umarım sahibinle birlikte bir çok yeni güne, birlikte açarsınız gözlerinizi...
Umarım onun için, her gün daha fazla mücadele edersin.
Çünkü sevilenlerin boşluğu asla dolmuyor...
:a015:
 

offff ...yüreğim dağlandı inanki..annen ,baban ve Sarp....Allahım sana sabırlar versin..çok ama çok acı...
senin sınavların çok daha kötüymüş,başka büyük acılar yaşama inşallah...bunca kayıbının ardından Bulut nasıl bir tesellidir sana çok iyi anlayabiliyorum..allah yitirdiklerinin ömrünü ona versin inşallah..
keşke sihirli birer değneğimiz olsa da meleklerimizin sonsuza kadar bizimle yaşamasını sağlayabilsek..
 

Çok teşekkürler mektubunuz için..
Bulut yanımda, yerde yatıyor şu anda.. Sesli okudum, anlamıştır mutlaka..
Söz dinler benim PeriPrensim..
 

Keşke neslihcim.. ama ne yazık ki.. neyse.. tamamlanması gerekmeyen bir cümle bu..

İşin tuhaf yanı, ölü insanlarımıza zamanla daha farklı bakabiliyoruz. İyi anılar olduğu kadar kötü anılarımız da olduğu için.. Onlar yaşarken belki bilerek, belki bilemeden bizi kırdıkları anılarımız da olduğu için..
Hani çay şekerli geliyor mesela, biraz daha su ekleyebiliyorsun..
Tuhaf ve garip yazdıklarım, farkındayım..

Ama bu melekler öyle değil işte.. Kötü anı yok.
Tek istedikleri bizim tarafımızdan sevilmek. O kadar. Hiçbir şeyin hesabını tutmadan, ileride bir gün lazım olur ben bunun bu zayıflığını cephane olarak tutayım demeden, bizi "yaptıklarımızla" değerlendirmeden, sadece ve sadece elimizi uzatmamızla mutlu olan melek onlar..

İyi ki varlar.. Var olacaklar.. Adları değişecek, görüntüleri, renkleri, cinsiyetleri.. Ama hep var olacaklar..

Biz bitene kadar..
 
Saatler önce okudum....
Sonra kaçtım hemen. Geri dönmemin zorunlu olduğunu ve yazmamı engelleyemeyeceğimi bildiğim halde kaçtım..Kendi içimde daha fazla debelenmemek içinde geldim bir kez daha okudum ve yazıyorum işte, içimdekileri anlatmam mümkün değil ben kalem ustası değilim ama konuda geçen varlıkları düşündüğümde tüm tüylerim ürperiyor, üşüyorum, sebepsiz yere göz yaşı döküyorum ya ben de sevgimi böyle tarif edebiliyorum işte...

Bulut prensimi hep gururla izledim, özenerek iç geçirdim çoğu kez, sonra yıllardır yapamadığım bir olayı gerçekleştirdim onun sayesinde, son noktayı koyamadığım bir kararın kurdelesini kestim.. Kızımı aldım, hayatıma soktum, yıllardır aklımdan atamadığım vicdan azabımı bir nebze olsun susturdum ya da derinlere hapsettim...Benim meleğimde 14 yaşındaydı.. Artık babamın yadigarı için her an her şeyi bekliyorduk, bazen anıları canlandırırken gülümseriz, ufak kızıma anlattım kaç kez... Sen bebektin çok bunaltırdın o da sana kızardı korkutmak isterdi ama zavallının dişleri bile kalmamıştı yaşlılıktan dedim kaç kez gülümseyerek... Hatta bir keresinde bir yaşında iken onu ısırdığını bile söyledim hatırlamadı tabiki bebekti nasıl hatırlasın ama nasıl yaptım diye şaşırırdı köpek ısırır benim bildiğim ama biz de tersi olmuştu işte oynarlarken bebeğimiz eğilip köpeğimizi ısırmıştı.. Dedim ya hep gülümsetti bizi Maskara kızım...Ta ki, yaşlılıktan hastalandığı güne kadar hep gülümsetti, rahmetli annem köpeklerin içeride olmasına kızardı ben de gizlice alırdım ama annemi gördüğü zaman ayağına bir şey batmış gibi numara yapmaya başlar sekerek uzaklaşır bahçedeki çardakta yerini alırdı.... Babamın cenazesi olduğu gün ailemizde kim varsa bittik o da dahil... Gelen akrabaların telaşlanmasına yol açacak kadar sesli ağlıyordu bahçede ki yerine çekilmiş gözlerinden yaşları akıta akıta ağlıyordu.. Ama ben ona bakamadım bile, aklıma gelip teselli edemedim... Şimdi olsa.... Keşke.....
Tabutun yola kadar inişini aynı göz yaşı ile izledi, herkes onun varlığını unutmuşken o babasına son görevini yapıp yola kadar geçirdi... Sonraları hep küskün durdu, babama çok kızardı zaten onu bırakıp her gidişinde küserdi geri dönüşünde bir hafta barışmazlardı..Ama bu ayrılık geri dönüşsüzdü.... Miras bana emanetti, yanımdan ayırmadım son gününe kadar tüm sevgimi verdim ona... Bebeğimin elinden ortak dondurma yemesine bile izin verdim o da çocuğumdu ne olacak ki...
O gün... O gün sinirlimiydim ki? Beynimi ne kadar zorlarsam zorlayayım o günü hatırlayamıyorum, sadece işim vardı, hatırlayabildiğim bu kadar, dışarı çıkmasını istedim çıktı.... En son çıkışı olduğunu bilemezdim ki...O nu bulduğumda aradan çok az zaman geçmişti, sadece sessiz duran bedeni vardı.. Yanımda olmak istemiş son anında bana sığınmıştı ama ben onu yollamıştım hatırlayamadığım gereksiz bir işten dolayı yollamıştım... Kızım, Maskara'm benim vicdan azabım.....

Bu gün çok ağladım, ağlamak fayda getirmiyor ki... Bir varlığın daha bir farkına varabilmek için bir vicdan azabı gerekebiliyor bazen...Şimdi benimle olan kızım.... Her akşam o uyurken ellerimin içine alıyorum o sarkık dudaklarını, o mahmur gözlerini öpüyorum binlerce dua ederek.. İyiki bizimlesin kızım, iyiki bu kararı verebildim, iyiki seni aileme soktum.... Akılları bazen bizden öte olabilen bu varlıklarla yaşama şansını veren allahım sana binlerce şükür onlar iyiki bizimle.... Bulut'uma Püsküütüme binlerce teşekkür.... Kızımı bana verdikleri için, kızımı aileme sokma kararımı tetikledikleri için...a.s.

Evden her çıkışımda telaşını önceden görüyorum, o da ipini almaya çalışıyor ya işte o an kopuyorum... Tek istediği bizimle biraz daha fazla vakit geçirebilmek, geri dönüşümüzü beklemesini düşünmek bile bana acı veriyor... Allahım sağlıklı günler sunsun hepimizin güzel bebeğine, uzun ömürler versin inşallah amin...
 
....Bir varlığın daha bir farkına varabilmek için bir vicdan azabı gerekebiliyor bazen...

Ne yazık ki Kallisim.. Gözlerimiz işlevsiz kalıyor çoğu zaman ve gözümün önündeki göremiyoruz.. Ta ki bir bıçak yarıyor yüreğimizi.. Ta ki kan sızıyor ruhumuza.. işte o gün öğreniyoruz..

Acı, en büyük öğretmen..

Bizi hazırlıksız sonlardan kurtaracak tek şey de, her anı "son" muş gibi yaşamak..

Maskara'nın anılarını gözyaşları içinde okudum.. Bugün ağlama günümüzmüş.. Dibine kadar ağlarım anasını satayım.. An bu an!

Yırtık kızımızı iyi ki soktun hayatına.. hayatımıza.. Buna küçücük de olsun bir katkım olmasına o kadar seviniyorum ki anlatamam..

Allah'ım Yırtığıma da uzun sağlıklı ömürler versin inşallah.. ve elbette Spike oğlumuza da..

İyi ki varlar..

İyi ki Allah onlar yarattı..

Benim şu çalakalem hayat defterimin kenar süsleri onlar..
 
ben bu mesajı tutamam burda dayanamam yuh bana
 
Son düzenleme:
Yaptığın bu yorumu, yazımı okumamana bağlıyorum nevkuşum..

3 yılımı birlikte geçirdiğim köpeğimin ölümünü bugün yine düşünürken, Bulut'umun da bir gün ölebileceği ihtimali üzerine içimden geldi ve yazdım..

Zaten duygularımın tebrik edilmesi ile ilgili bir beklentim de yok..

Acı benim acım.. ve buraya yazdım. Hepsi bu.

 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…