“Güzel seven” insanlar kendine inanmadıkça güzel sevmeleri yetmez. Sevmenin ve benliğin ziyanı böyle başlar. Bazen bazı ilişkiler öyle sonlanır ki güzel seven insanlar bile uğradığı haksızlık karşısında kendini suçlamaya koşar. Yanlışı kendinde arar. Güzel sevmek; başkasını anlamak, duymak, görmek, acıtmamaya özen göstermek, kendi ihtiyaçlarınla onun üzerine yıkılmamak, bir ilişkide erişkin olabilmekle ilgilidir. Tümünü ve daha fazlasını yapmışsınızdır. Öyleyse bu neyin suçluluk duygusudur? Çünkü olan biten her şeyin sebebini kendinde aramak geleneğiniz olmuştur. Tüm hatalardan dolayı özür dilemek öğretiniz, tüm sorumluluğu üzerinize almak göreviniz olmuştur. Çünkü başkasına gösterdiğiniz özeni kendinize göstermek öğretilmemiştir. Kendini sevmek başkasının payından azaltacak gibi gelir. Ne yapsanız haksız kazanç elde ediyor gibi hissedersiniz. Oysa güzel sevebilmek için kendini sevmek ön koşuldur. Çünkü size uzun bir zaman şöyle söylenmiştir; “güzel sevmek” başkasına dair yaptıklarınızla ilgilidir. Kendini güzel sevmek” hakkında narsistler dışında kimse konuşmaz. Başkasının hatalarını üstlenmeye alışmıştır benlikleriniz. Sevgiyi hak ettiğine inanmak, kendi adına hak iddia etmek, verilmeyen yerde durmama özgürlüğünüz olduğunu bilmek öğretilmemiştir. “Vicdanınızı kendiniz dışında herkes için kullanır olmuşsunuzdur. Zaten vicdan öyle kritik bir noktadır ki başkasına fazla kullanan kendinden esirgemek zorunda kalır. Güzel sevmek güzeldir. Ama bunun hakkı karşılık almaktır. Doğrudur. Ve öğrenir insan işte acıtıldıkça. Geçmişin öğretmediği her şeyi yaşam öğretir yaşadıkça.
Yüzlerce fal baktıran biri olarak ve yaklaşık bir yıldır fallardan uzak duran biri olarak söyledim yukardakilerini. Hepinizi anlıyorum ama herşey içinizde saklı. Fallar sizi kendinizden uzaklaştıran yegane şeydir. O kadar parayı fallara değil kendiniz için harcayın kızlar:))