- 11 Ocak 2012
- 10.411
- 2.199
- 248
- Konu Sahibi gazeldustubaglara
-
- #1
Benim annem takintiliydi bir ara. Aynı gün 5 kere ev süpürürdük. Sonra dedim ki Mutfak oturma odası ve misafirlerin gelince gorecegi odaları günde bir kere supurur silerim. Diğerlerini de iki günde bir . Ev yıkılsa bile benden başka süpürge acmayacak kimse . Yetti artık. Annemde tamam dedi.
Yavaş yavaş astik o sorunu. Banyoyu 2 kere yıkardı . Dedim kim çıkarsa o yikasin artık.
Bir sure bana bile garip geldi ama artık hiç umursamiyorum. Çok rahat. Günde en fazla yarım saat sil supur yapıyorum ki evimiz çok geniştir. Yüzünden öyle yapıyorum. Günün gerisi bana kalıyor
Tamda beni anlatmışsın..
Bende yetişemiyorum birşeye kendime ayirtmaya vakit kalmıyor.. Gündüz saatlerce evi silerim supururum ama her akşam yine aynı oluyor..
Ammaaannn boşver diyom birazda dağınık kalsın diyorum olmuyor duramiyorum elimde degil.. !
Seni çok iyi anlıyorum... derdi annem, haklıymış kadıncağız.. ozamanlar, lay lay lom yaşadığımdan ne demek istediğini anlamazdım, anlasam da abarttığını düşünürdüm.. şuan anlıyorum, yeminle sil süpür, derle topla, çamaşır yıka as topla ütüle.. elimin biri toplamakla meşgul ama hala bitmiyor yetmiyor... mis gibi yapıp çıktığım ev bir kaç saate eski halinden beter oluyor....
evini her daim toplu tutabilenlere, tutmayı becerebilenlere vallahi de billahi de nasıl imreniyorum bi bilseniz... ayakta alkışlıyor, önünde eğiliyorum onların... atomu parçalamak kadar önemli birşeyi başarıyorsunuz hatunlar, vallahi helal olsun... ah bir de bize söyleseniz de bir formülü yöntemi stratejisi varsa, bizde öyle olsak... evlerimiz fabuloso reklamlarındaki gibi olsa, eline kahvesini alıp kitabını okuyan bir kadın gibi ferahlık temizlik kokan evimde bende bacak bacak üstüne atıp otursam, alsam kahvemi kitabımı, derinden derinden okusam... diyeceğim de şuan bile bu yazıyı yazarken başımı hafiften kaldırıp baktım da, oyuncaklar dağılmış, az önce yenilmiş meyve tabağı sehpada... yere düşmüş çekirdek kabukları... ve çamaşır makinesinin BİTTİ yazan kırmızı ışığı....
Çocuk varsa o iş bitmez..
Benim ev hep tepe taklak
Amaaan... Yap yap aynı. Salıver gitsin. Haftada bir yap temizliği. Ütüyü de ayda bir yap. Ben iki günde bir aylık ütü yapıyorum. Bir ay çamaşıra ütüye dokunmuyorum. Biriktir hepsini. Çıktıkça yıkama. Bulaşık yemek mecbur her gün olacak. Yapacak pek de bir şey yok maalesef...... derdi annem, haklıymış kadıncağız.. ozamanlar, lay lay lom yaşadığımdan ne demek istediğini anlamazdım, anlasam da abarttığını düşünürdüm.. şuan anlıyorum, yeminle sil süpür, derle topla, çamaşır yıka as topla ütüle.. elimin biri toplamakla meşgul ama hala bitmiyor yetmiyor... mis gibi yapıp çıktığım ev bir kaç saate eski halinden beter oluyor....
evini her daim toplu tutabilenlere, tutmayı becerebilenlere vallahi de billahi de nasıl imreniyorum bi bilseniz... ayakta alkışlıyor, önünde eğiliyorum onların... atomu parçalamak kadar önemli birşeyi başarıyorsunuz hatunlar, vallahi helal olsun... ah bir de bize söyleseniz de bir formülü yöntemi stratejisi varsa, bizde öyle olsak... evlerimiz fabuloso reklamlarındaki gibi olsa, eline kahvesini alıp kitabını okuyan bir kadın gibi ferahlık temizlik kokan evimde bende bacak bacak üstüne atıp otursam, alsam kahvemi kitabımı, derinden derinden okusam... diyeceğim de şuan bile bu yazıyı yazarken başımı hafiften kaldırıp baktım da, oyuncaklar dağılmış, az önce yenilmiş meyve tabağı sehpada... yere düşmüş çekirdek kabukları... ve çamaşır makinesinin BİTTİ yazan kırmızı ışığı....
Çocuğum olmadığı halde benim de bir türlü düzenim oturmadı...herşey hemen dağılıyor.
Çocuğum olsa belediye gelir herhalde çöp ev diye :)
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?