Bir Yaşam Tarzı Olarak Fitlik

Burayı bir türlü aktif yapamadım. :KK64:
Pekala sabah kalkıp sabah yogası ve 10 squat yaptım. Hoş dershanem sabahın köründeymiş, öğlen yogası yapacağım artık... Neyse haşlanmış yumurta, domates, peynir, zeytinle kahvaltı yaptım. Dün yine ıhlamur demledim, ıhlamur zaten tek başına sindirim sistemimizi çalıştırırken, ben bir de içine tarçın koyunca hepten işe yarayacağını düşünüyorum.

Edit: Dün gece bir şey yemedim!!! Vohoaa!!!
 
Bugün öğlen şeftali, erik ve bolca fındığı kaseye koyup kaşıklayıp yedim. (Şu meyve salatasına düşkünlük meselesi)
5'e kadar çok acıkmamıştım ama yine de erken yemek adına bol salçalı makarnanın içine nane, maydanoz, zeytin, domates, salatalık vs. karıştırıp yanında bir kase yoğurtla yedim. İyi mi ettim, kötü mü ettim bilemiyorum. Kötü hissetmiyorum, normal şartlarda çok yediğimde 10 dakika sonra mutsuz olurum..
 
Merhaba canım ben de Karatay diyetini takip ediyorum yeri geldiğinde egzersiz ve yürüyüş yapıyorum, bu da benim günlüğüm http://www.kadinlarkulubu.com/forum/index.php?threads/zayıflama-günlüğüm.743177/ egzersizlerini takip edeceğim canım bilmediğim bi kaç egzersiz varmış sayende öğrendim :) kolay gelsin takipteyimm
Hızlı ve güzel kilo vermişsin. Karatay diyetini araştırmıştım. Ama diyet listeleri bana göre değil. Annem ne yaparsa o. Tabii çaldığım önerileri de oldu. :D
Rica ederim yardımcı olduysam ne mutlu.
 
Bugün dershane başladı. Sabah 8 buçukta kalkıp çok az domates, salatalık, peynir yedim. Reflünün yadigarı sabah mide bulantım yüzünden çok yiyemedim. Öğlen geldiğimde bir dilim kızarmış kepek ekmeği yedim.
 
Bir tabak bol bol pul biberli taze fasulyeyle bir kase yoğurt yedim akşam. Ama tek bir sıkıntım var. Çiğnememek. Unutup o fasulyeleri bütün bütün yuttuğumda midem çoktan alarm vermişti. Sürekli diyorum çiğneyeceğim, yemekte yine yutuyorum. Kilo alıyorsam en önemli sebebi budur.
 
"Öncelikle midedeki doyma hissinin beyine iletilmesi 20 dakika gibi bir süreyi bulduğundan bu süre içerisinde doymuş dahi olsak beyindeki açlık sinyali açık olduğundan yemeye devam etmekte ve fazla gıda tüketerek kilo problemine yakalanmaktayız. Oysaki yemeğimizi bu 20 dakikalık süreye yaydığımızda çok daha az bir öğünle doyabileceğimizi görebiliriz.
İkinci olarak hızlı yeme sonucunda gıdaları tam olarak çiğnemeden yuttuğumuz için bu besinlerin midede ve bağırsaklarda hazmedilme süreleri artmakta buda organları yorarak mide ve bağırsak rahatsızlıklarına neden olmaktadır. Midenin iyice öğütülmemiş besinleri hazmetmek için harcadığı fazla çaba bizlere mide ağrısı, ülser yada gastirit olarak, bağırsakların ise bu besinleri atmak için harcadığı fazladan çabada prostat vb. hastalıklar olarak geri dönebilmektedir."

Çiğnesem hiçbir sorunum kalmayacak...
 
Gece gece gofret ve sıcak çikolata... Vohoaa. Kilo verdiğimi farkettim ama spora ihtiyacım var bacaklarım su dolu poşet gibi yayılıyor oturduğum yere...
 
Bugün sabah 8 buçukta küçük peynirli kepek ekmeğinden tost yedim.
Öğlen geldiğimde 1de bir tabak menemenle bir kase yoğurt yanında da bir dilim kepek ekmeği yedim.
Sonunda çavdar ekmeği aldım. Kepek ekmeğinden daha lezzetli geliyor. Herneyse. Haftaya daha ciddi bir diyete başlamayı düşünüyorum. Fitnessa başlayacağım. Kısa bir süreliğine atıştırdığım çikolata, kek, gofret -ki yapıyorum- keseceğim.
 
Haftaya kadar tartılmayacağım ama zayıfladığımı görebiliyorum. Tabii biraz daha sıkmak gerek. 50 kiloyu gördüğümde rolantiye alıp tamamen yağ yakımına odaklanacağım.
Hedef:
large.jpg
 
Merhabalar, konumun görünmezliği var onu çözeceğim...
Herneyse sabah kalktım bir dilim kızarmış çavdar ekmeğiyle limonlu naneli suyumu alıp gittim dershaneye. Para biriktirmek için bir şey yemedim, acıkmadım da zaten. Şimdi nescafeyle çikolata yiyorum. Normalde bitter çikolata önerilir diyetlerde ama benim bunu yapmam imkansız çünkü bitter çikolata neredeyse midemi bulandırıyor. Bu nedenle sütlü çikolataya devam...
 
Pekala konuyu daha aktif yapmak için başlığı daha çarpıcı yapmak istedim ama başlık değiştirilmiyormuş sanırım. Ben de konuyu üstlerde tutarak bunu başaracağım. Bugün yol yorgunluğu, hastalık falan derken tatil sonrası diyeti düşünmedim. Birkaç güne iyileşecek olmama rağmen ben bunu bir yaşam standartı olarak istediğim için bloglardan, sitelerden edindiğim bilgilerle kaba taslak burada beslenme şeklimi ve sporlarımı paylaşacağım. (Bunu konu başında yapmam gerektiydi de neyse)
Önce 16 Ağustos 2014 mevcut ölçülerimi yazayım: 86-68-96 Tipik bir armut vücudum. Kilomu bilmiyorum. Evde tartı yok. Spora başlayınca daha sık tartılırım salonda. Fakat yakın bir zamanda bir doktora boyumu uzatmak için görüneceğim. Diyetim ne kadar baltalanır bilmiyorum. Güncellemeleri yazarım.
Herneyse ben ne yapacağım şimdi?
  • Ben diyet listesi yapmıyorum. Sadece bazı diyetlerden çaldığım taslakları kullanacağım. Reflü olmama rağmen hayatımdan çıkaramadığım birçok yiyecek-içecek var. Bunun başında kola ve poğaça geliyor. Beni öldürüyorlar ama yiyorum hele ki okul kantininin poğaçası iyi bile değil ama aç kalmak yerine tercih ediyorum. İlk olarak bu ikisini kaldırıyorum. Tamamen silip atamayabilirim fakat, hergün yiyorsam 2-3 ayda bire düşürüyorum. Hatta 6 ayda bir olsun.
  • İkincisi kısa bir süreliğine pilav ve makarnayı da atalım. (Bulguru atmayalım metabolizmayı çalıştırıyor) Fazlasıyla B12 eksikliğim olduğundan et tüketimini arttırıyorum. Et, tavuk, balık olmayan diyet listlerini anlamıyorum. Nasıl bir sağlıklı yaşamdır o?
  • Baharat tüketimini, nane, maydanoz, dereotu gibi güzellikleri hayatıma katıyorum ki isimlerini geçen ay öğrendim. Normalde bunları barındıran yemek, salata bile yemezdim. Ama şuan tek başına yiyorum.
  • Bunu çok severek takip ettiğim bir blogtan öğrendim. Meyve salatası tutkumu iptal ediyorum. Meyveleri tek tek tüketiyorum.
  • Çikolatadan vazgeçilmez ama okulda ikram edilen büsküviydi, krakerdi yok. Belki 1-2 haftada bir.
  • Limonlu, naneli suyu eksik etmiyorum. Kendi şişemden hiçbir arkadaşa su vermiyorum. (Hoşlancaklarını sanmıyorum da) Günde ortalama 2 litre.
  • Hergün bir tabak sebze yemeği zorunlu.
  • Yemekleri çok karıştırmamak tercihimdir. Daha net öğünlerle kendimi daha iyi hissediyorum. Kahvaltı bile olsa çok karıştırmamak gerek. Haşlanmış yumurtayı da haftada en az 3 gün yiyorum. Ekmek ise çavdar ekmeği olmalı. Reçelden çok zarar gelmez de yağdan sakınmak gerek.
  • Ve tekrar: OKUL KANTİNİNİ HAYATIMDAN ÇIKARIYORUM. Hergün üşenmeden minik, karton poşetlere beslenme kabımı yerleştirip götürüyorum. Ya da tam buğdaylı Wasalar.
  • Dışarıdan elimden geldiğince az yiyorum. Bu benim için ince bir ayrıntı. Bir restaurantta yiyeceğin yemekten çok zarar gelmez ama biz öğrenci milleti cebimizde maksimum 10-15 lirayla fastfoodçulara koşuyoruz. Mecbur.
Spor kurallarına gelirsek.
  • Okul zamanı zor olsa da tatil boyunca sabah kalkıp yoga yapılacak. Okul zamanı hafif esneyerek idare ederiz. Servis beklerken sokakta bile yapılır. Kimse olmuyor.
  • Fitnessa ya da yüzmeye gidilecek. Belediyeye teşekkürler. Ayda 30 liraya sporumuz mevcut. Gitmemek kabahat. Sınavı, dersi bahane etmeye gerek yok. Ben ki boş boş oturmakta markayım, izlediğim dizilerin aynı bölümlerini vakit geçsin diye tekrar tekrar izleyen, haftada 3 saati ayıracağım.
Şimdilik bu kadar, aklıma geldikçe yazacağım.
Kolay gelsin.
Maddelerin çoğuna katılıyorum ama reçel ve yağ konusunda tam zıttını düşünüyorum. Yağsız hayatta olmaz da, reçelden ve bilumum şekerli şeylerden kaçınmak gerek. :)
 
Kolay gelsin.
Maddelerin çoğuna katılıyorum ama reçel ve yağ konusunda tam zıttını düşünüyorum. Yağsız hayatta olmaz da, reçelden ve bilumum şekerli şeylerden kaçınmak gerek. :)
Bilemiyorum, şekerli şeylere de ihtiyaç vardır, reçel bunlar içerisinde en masumu gibi. Yağ ise, yağsız hayat olmaz ama ekmeğe sürüp yemeyi çok tercih etmem. Tereyağı olabilir çünkü faydalı da ama onun dışında normal kahvaltılık yağlar pek diyete uygun değil.
 
Öğlen yarım avakado yedim. Besin değerlerine bakınırken glisemik indeks olayını biraz araştırdım, daha önce de biliyordum fakat olayını çözememiştim. Olay şu: Yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratları yediğimizde fazlaca insülin salgılarız, zayıflamamızı engellemesinin yanında pek çok hastalığa da sebep verir. Yani bunlardan bazılarını, mecbur olmadıkça yememek daha iyidir. Örneğin çoğu diyet listesinde haşlanmış patates vardır. Oysa patatesin her türünün gisi oldukça yüksektir. Bu da insülininizi arttırarak sizi yeniden acıktırır. Bu nedenle düşük gililerden yemek tok tutarak yağ yakımını arttırır, yani ne kadar yersek o kadar zayıflarız.
"DÜŞÜK GI BESLENMENİN 7 ALTIN KURALI

1.Sebze ve meyveden günde 7 porsiyon: Amacımız en azından günde 2 porsiyon meyve (2 elma gibi) ve 5 porsiyon sebze yemek. Bir porsiyon meyve bir elmadır. Bir porsiyon sebze bir tabak salata veya bir adet domates veya salatalık veya 4-5 adet biber veya bir küçük havuç veya 3-4 yemek kaşığı sebze yemeği anlamına gelir.
2.Düşük Gİ’li ekmek ve tahıl: Çok tahıllı ekmek, tam buğday ekmeği, erişte düşük Gİ’lidir. Günde en az 5 porsiyon yenmeli. Bir porsiyon bir dilim ekmektir. Pirinç pilavı yerine bulgur tercih edin.
3.Daha çok kurubaklagil: Lif oranı yüksek olan nohut, kuru fasulye, mercimek, barbunya gibi hububatları tercih edin.
4- Her gün bir avuç kadar fındık, ceviz veya badem: Bunların içinde faydalı yağ, lif, vitaminler vardır.
5.Daha çok balık: Balıklar omega-3 yani faydalı yağlar içerirler ve Gİ’leri düşüktür. Bağışıklık sistemi kuvvetlendiği gibi, kalp hastalığından korur ve psikolojinizi düzeltir. Haftada 2-3 defa balık yemek ve balıkların yağlı olanını tercih etmek gerekir. Norveç somonu, sardalya, hamsi, tuna balığı yağlı balıklardır ve daha çok omega -3 içerir.
6.Tavuk eti, yumurta ve yağsız kırmızı et: Bu gıdaların Gİ’leri düşüktür. Kırmızı et haftada bir defa mutlaka yenmeli ve bu sayede demir alımı sağlanmalıdır. Et bol salatayla yenmeli, yanında patates değil sebze tercih edilmeli.
7-Yağsız süt ürünleri: Her gün 2-3 porsiyon süt ürünü kalsiyum almamızı sağlar. Yağsız süt, yağsız yoğurt, dondurma, peynir yenebilir. Bir porsiyon bir su bardağı süt, 28 gram peynire denk gelir. Sütün Gİ 12-14, yoğurdun 20-40 arası, dondurmanın 37-49’dur."

Glisemik indeks kavramının yanında ayrıca glisemik yük kavramını da araştırmanızı öneririm. Günde en az 5 porsiyon ekmek ne demek?!!! Hey gidi hey!

Yine son maddede bahsedilen yağsız olayına gelmek gerekirse, yağın glisemik indeksi nedir? Bir de bunu düşünelim. 0. Dolayısıyla yağdan korkmayın! Sebze, meyve, her şeyin içinde az-çok mutlaka karbonhidrat bulunur ama tereyağı 0 karbonhidrat içerir. Tabii burada bahsettiğim yağ olayı derken tereyağ, iç yağ ve zeytinyağından bahsediyorum, kızartmadan, çiçek yağlarından ya da margarinden bahsetmiyorum. Sağlıklılardan bahsediyorum. Yani yağlı süt, yağlı yoğurt, yağlı peynir ve tabii yağlı kıyma sağlıklı kalmak için ve ayrıca yağ yakmak için çok gerekli besinlerdir.

Diyelim sofrada yüksek glisemik indeksli bir şey var. Mesela ne? Mesela beyaz ekmek. Başka da bir şey yok diyelim yiyecek. Aç mı kalacağım? Hayır. Peki nasıl yiyeceğim ekmeği? Üstüne boool boool tereyağı sürerek. İşte, o zaman glisemik indeksi seviyesini düşürmüş oluruz. Yoğurt, sirke, limon ve bol baharat yemeklerle birlikte alındığında mide boşalmasını geciktireceği için yemeklerin glisemik indeksini de düşürürler.

Tabii yine glisemik indeksi 100 olan şekerden de uzak durmak gerek, bu da çok önemli.
 
Son düzenleme:
Bilemiyorum, şekerli şeylere de ihtiyaç vardır, reçel bunlar içerisinde en masumu gibi. Yağ ise, yağsız hayat olmaz ama ekmeğe sürüp yemeyi çok tercih etmem. Tereyağı olabilir çünkü faydalı da ama onun dışında normal kahvaltılık yağlar pek diyete uygun değil.
Eğer şekerli yiyecekler içinde masum bir şey varsa, o da halis bal ve mevsiminde yenen meyvelerdir. Onlarda bile aşırıya kaçmamak gerek, sizin de önceki mesajlarınızda yazdığınız gibi.
 
Back
X