- 24 Eylül 2013
- 3.112
- 946
- 198
- 35
bu uzun cevap için teşekkür ederim öncelikle...Konu sahibi arkadaşım kusura bakma yazdıktan sonra fark ettim elimden destan çıkmış resmen :)
Biz eşimle flört etmeye başladığımızda ben 18 o 20 yaşındaydık. Ailesi depremden sonra şehrimize gelmiş çok geçimleri olmadığı için küçük yaşta çalışmaya başlamış,3yıl üst üste öss ye girmiş iyi bi puan alamamış bari açıkögretime yazılayım demiş,bilgisayar dükkanlarında çalışan format atıp parasını kazanan hırslı inatçı bir şeyler yapmaya çalışan biriydi.Hiç düşünmemiştim ilerde ne olur ne biter diye.Benim babam yaşadığım şehirde üst düzey bir bürokrattı ve ailemiz çok zengin olmasa da herkes tarafından sevilen sayılan bir aileydi.Onun ise-- sonradan tanıdığım o zamanlar da tahmin ettiğim gibi-- çok bi dünya görüşü olmayan kimseyle görüşüp sosyalleşme çabasına girmeyen bir ailesi vardı.
18 yaşındayken bunların hesabını yapamıyorsun maalesef olsun dedim ne önemi var ki ben seni seviyorum-ki hala aynı düşüncedeyim-.O senesi ben de Mimarlık Fakültesini kazandım aynı şehirde. Eşim de 1 yıl kaldığı açıkögretimde veremediği dersler için benden yardım istedi,ben bu okulu bitirmek istiyorum hem senin hem de kendim için bunu yapmaya mecburum bana yardım edebilir misin dedi.Birlikte kafelere gidip saatlerce Matematik,Türkçe çalıştık.O sırada zincir bi mağazanın satış sorumlusuydu ve satıştan fırsat buldukça tezgahın altına koyduğu kitaplarıyla ders çalıştı,okulunu bitirdi.
Eşim o yaşlarda ve süregelen 3 4 yıl boyunca cok fazla kıskançlık yaptı.Arkadaşlarımı hocalarımı ortamımı kıyafetimi bi şekilde bi şeyi bahane edip sürekli tartıştık,ne ağlamalar ne sıkıntılar.Ben hep bunun komplekslerinden kaynaklandığını, kendisini yetersiz gördüğü için kendine güven problemi yaşadığını düşündüm.O süreç içinde ben defalarca ayrılmayı istedim.Hem bu karakterinin zorluğu hem de ailemin eğitimi ve ailesinin durumunu öğrenince önüme çıkaracağı sorunları düşündüm,olmadı cesaret edemedim bir şekilde aşkım,sevgim hep ağır bastı.
Ben okuldan mezun olup yüksek lisansa başladım bi 6-7 ay sonra da memur olarak başka şehre atandım o da arkadaşlarıyla ortak kendi işyerlerini kurdu.Sonrasında karşımda tüm o komplekslerinden kurtulmuş benimle gurur duyan bir adam vardı.2.5 yıl başka şehirde yaşadım bu arada o askerliğini yaptı geldi.Neredeyse o eski adam gitti yerine pamuk şeker bi çocuk geldi :)
Neyse çok uzattım galiba 2012 de nişanlandık, biraz zor bi süreç oldu. Babam 3 ay beni sorularıyla süründürdü bi türlü istemedi kabullenmedi.Mühendis yok muydu doktor bulamadın mı avukatlar çıkamadı mı karsına falan abuk sabuk şeyler ki babamı gören hayrete düşüyodu o kadar ki sevecen ve mantıklı adamdır, bitanemdir.Sonunda bi şekilde ikna oldu biz nişanlandık ve 2013 yılında 8 senelik beraberlikten sonra evlendik. Annem eşimi tanıdıktan sonra dedi ki ben şimdi anladım neden onu bu kadar sevdiğini,hakediyormuş.Ailede herkesin gözbebeği galiba şuan benden çok seviliyor,babam en doğru verdiğin karar kızım falan diyor :)
Ailesiyle düğün zamanı çok bi sıkıntı yaşamadıysak da aradaki fark epeyce hissedildi hem maddi hem de manevi.Maddi benim için önemli değildi ama anlayışsızlıkların üstesinden de görmeyerek duymayarak umursamayarak geldik çok şükür.Şimdi evimizde mutlu huzurluyuz çok şükür,daima şükür.
Bu kadar gevezelikten sonra sana demek istediğim şu ki karşındaki insanda o azmi,heycanı görebiliyor musun? Elinden bulunduğu durumdan daha iyi bi yere gelmek için bi çaba gösteriyor mu?Kendini geliştirme arzusu var mı ilerde ben hiç bişey yapmasam da eşim taş taşır bana bakar diyebiliyor musun? Aileler arası dengeyi kuran sen olacaksın kendinde idare edebilecek gücü görebiliyor musun?
Son olarak gerçek aşk her kula nasip olan bir şey değil, eğer bunu bulduğunu düşünüyorsan sakın kaybetme,dilediğince olsun her şey..
Evet bazen onda bu azmi isteği görüyorum ama bana sen olmadan yapamam diyor..yanımda olursan eğer diyor..çünkü uzun yıllardır ara vermiş..
ve yaş 25..çok geç kaldığını düşünüyor bazende..
ona nasıl destek olurum diye düşünürken,,,kendimi bazen yapayalnız hissediyorum.