- 1 Eylül 2011
- 2.837
- 1.975
- 398
sevgiliyi,her mantıksız isteğinine evet diyen,özgürlüğünün kısıtlanmasını kabul eden normal gören kızlar var etrafta..ruj sürme tamam sürmem,askılı giyme oldu giymem,6dan sonra dışarda olma olmam vb..gibi evlerinde anne babalarının karışmadığı şeylere bile sırf sevgili istedi diye evet diyenleri gördükçe çok çok üzülüyorum..bir arkadaşım 4 ay çıktı biriyle akşam 6 dan sonra sokakta olma demişti.kızcağız annesiyle ayakkabı almaya gitmiş capitole.saat 6.10.adam aramış. dışsarda olduğunu duyunca saymış dökmüş.buda o hızla vınn eve.bana anlattıydı.dedim ne hakla.neden bunu yapıyorsun .adam birde kendi geç vakte kadar arkadaşlarıyla dışarda.neden o erkek ya ondan.ne olsu sonu.aldatıldı. o koca yazı evde geçirdi yazık biz gezerken.ve aile son derece modern.karışmayan bir aile olmasına rağmen..olay kızlarda bitiyor.sana hükmedilmesine izin vermeyeceksin.verirsen herşeye evet dersen sonuçta kısıtlamalar artar.oda hep evlenmek istediği için katlan dı buna..biraz daha kişilikli olmayı,ve karşımızdakine hött.orda dur bakayım demeyi bir öğrenmeleri lazım
Keşke şu konuyu dayak yiyen,hakaret işiten "hayır ama ya!!! Onun beni sevdiğinden hiç şüphem yok!!!!" diyen kızlarımız/kadınlarımız da okusa da bir kaç satır yazsa buraya.
Gerçek anlamda ne düşündüklerini merak ediyorum.:44:
Belki biraz olsun yanlışlarının farkına varırlar,en azından kendi evlatlarını kendileri gibi yetiştirmezler diye umut ediyorum..
hayyal çok yararlı bir topik olmuş ellerine sağlık.......elmayranın dediği gibi herşey tükenene kadar işin içindeyken o kadar sağır ve kör oluyorsun ki..kadın organizması o kadar tuhaf ki duyguları birdenbire sıfırlanmıyor hatta abartmıyorum aradan yıllar geçmesi gerekebiliyor......hiç aşık kadın gördünmü öteki yarısını değil kendini kaybediyor......heryönden sorguluyor düşünüyor ağlıyor çok ağlıyor ve bir gün erkeğin onu sevmediğini anlıyor artık sağlığını kaybetme noktasında çözüm yolu aramaya başlıyor....ne yazık annemde böyleydi
yeni nesil biraz farklı erkek kardeşimi üniversitede son üç kız arkadaşı da aldatmış şaka gibi
hiçbiri...
benim için evliliğin tek bir tanımı var; hayat arkadaşlığı...
yoldaşlık, yol arkadaşlığı olarak görüyorum ben evliliğimi...
sevdiğim adamın hayatı tanımlamasını, yaşamasını ve bana yaşatmasını seviyorum...
onu seviyorum, onunla ilişki içerisinde olmak hoşuma gidiyor, kadını olmayı seviyorum...
keyif alıyorum onunla olmaktan...
merhaba,
konu çok güzel, çok önemli bir noktaya parmak basmışsınız.
ben 7 yıldır evliyim, 2 yaşında kızım var.
evlilik bence iki insanın aynı ipte düşmeden yürümeye çalışması...
apayrı kültürlerden, ailelerden, karakterlerden, yaşanmışlıklarda gelen 2 ayrı insanın çatışmalar yaşaması, zaman zaman dengelerin altüst olması, dibe vurmalar, çıkmalar, küsmeler barışmalar hepsi çok normal.
bence en kötü zamanlarda dahi çirkinleşmemeyi bilmek gerekiyo.
tanıdığım, gördüğüm kadınlarda çok kızdığım noktalar var.
kv-kp sorunları oluyo mesela hop kadın evi terketmiş veya bir tartışma bir kavga ertesi gün ayrılmalar boşanma davası açmalar.
çok örnek var çevremde(sorun bende mi çevremde mi bilemiycem:))
bana göre de elbette şiddet aldatma affı olmayan şeylerdir.
ama çözülebilecek şeyler için de bu kdar köprüleri yakmayı anlayamıyorum.
gerçekten aldatıldığında ne yapacaksın peki diyesim geliyo ya da dayak yediğinde..
bir kitapta temizlik yaparak hayatını kazanan bir kadın "kadınlık güç iştir, güç işidir.yoktu demeyeceksin, azdı demeyeceksin çaresine bakacaksın.hep çaresine bakacaksın.erkek dediğin çocuk irisidir" diyodu.çok hoşuma gitmişti bu söz.
bence bir çok evlilik daha çok kadının çabalarıyla yürüyor.
bir kadın akıllı olup doğru zamanda doğru şeyler söyleyip ya da söylemeyip çatışmaları da akıllıca yönetebildiği sürece önce kendisi mutlu olur sonra da mutlu eder bence...
birde ek olarak,evlenmeye karar vermeden önce yada sevgiliykende,karşındaki insanla hayata bakışını,değerlerini,çevresini,geleneklerini göz ardı etmemek gerekiyor.en büyük sıkıntılar bunlardan doğuyor çünkü.kendi hayat görüşünde ve ailesine uygun,ayne değerleri taşıyan kişilerle evlenmek çoğu bu konuda oluşan sorunların önüne set çekecektir
Evlilik cidden fedakarlık.
Daha en başından beri, eşimle yanyana olabilmek adına, her şeyimi gözardı edip evlendim.
Okulun mezuniyet günü benim kınam vardı. Mezuniyetten daha çok eğlendiğim aşikar; zaten mezun olamamıştım 2 dersim kalmıştı.
Nişan telaşı, kaynana ile yaşanan sorunlar (daha evlenmeden patlak verdi kaynanam sağolsun) [bu arada kaynana denmesini de hiç sevmem, kayınvalide varken, ama benimki cidden kaynana] ders çalışmama engel oldu, kendimi veremedim ve kaldım.
Ee ne oldu?
Kocamın dizinin dibinde, çok şükür mutlu bi yaşantım var. Ama ben eksiğim. Kendimi eksik hissediyorum. Bu benim için böyle.
Ama bir başkası, eğitimini iyi derecede tamamlamış hatta yükseklisans, doktora bile yapmış olan biri artık yaşantısından sıkılıp ''ilişki içerisinde mutlu olmayı'' isteyebilir.
Bu bir toplum sorunu, evet. Ancak şu da göz ardı edilmemeli ki ''insan ne isterse onu yapar''
Hani ''hayırlı biri ile evlensin'' diyen ailelerimiz var ya, onların tam tersine ''evlenme'' diyen anaların kızları kaçmıştır hep. İstediklerini yapmıştır. Çünkü insan isterse yapar.
Burada bilinçli olmak önemli.
Daha okulda dayakla başlayan ilişkide gıkını çıkarmayan kızın akıl ve ruh sağlığı ne kadar yerindedir?
Erkek aptal, kız daha da aptal benim gözümde.
Neyin kıskançlığı anlam veremedim bi türlü.
Kıskandığı için mi biriyle evlenir insan?
Evdeki köpek de kıskanıyor sahibi bi başkasından, evlenelim o zaman! Veyahut kediyle.
Ne diyordum...Evet evlilik cidden fedakarlık.Ama bu fedakarlığı anlayan var anlamayan var.
angel-lost arkadaşımız demiş ya, kadın çıldırırsa erkek anlar diye. Evet ben de katılıyorum buna. Bi gün ben de çıldırdım.
Eşim hangi düşünceye istinaden böyle söylüyorsa bi yere gidiyim ''ne oldu, biriyle mi görüşcen'' diye salak salak sorular sorar-dı. Şimdi, düşünüyorum düşünüyorum, lan salak ben görüşecek olsaydım birileriyle 21 yaşında senle evlenmezdim, nankör...Bu yine böyle abuk sabuk bi cümle kurdu..Ben de patladım.Zaten evi topluyoruz, yorulmuşum. Bi cırladım buna. Masanın üstündekileri yere savurdum. Ama nasıl cırlıyorum bi görsenizEşimin gözleri yerinden fırladı. O an yapabileceklerimden resmen korktu adam. O günden sonra tık yok. Şakasını bile yapmaz. Bende de kaldı, bi şeyler fırlatma şeyi.
Neyseciğime..Nitekim ben bu adamla mutlu yaşamaayı sürdürebilmek için evlendim.
Onunla uyuyup, onunla uyanmak için.
Sevmek körü körüne bağlı olmak değildir.
Çok severim eşimi, ama kendi isteklerimi bastırmam onun için.
Ben mini etek severim, o sevmez. Giyen benim, ona bişey demek düşmez. Eteğimi de giyerim. Abartılı olup olmadığına ben karar verebilecek yetideyim sonuçta, ona laf söylemek düşmez. Söylese de kendi kendine konuşur.
Etek demişken, yine bi gün etek giymişim mini, kayınvalidem de faceden görmüş, tutturmuş diyo ki ''yok o etek ne öyle, niye öyle giyiyon'' oğlu da yandaş çıktı ''ben de istemiyom da giyiyo'' diye. Nasl sinir oldum anlatamam. ''bu yaşta giymicem de ne zaman giycem'' dedim kaynanama, ık mık bişeyler geveledi. Telefonu kapattıktan sonra da 'hiç sevmem böyle şeyleri' dedim sinirli bi şekilde. o da anladı zaten ne demek istediğimi, sustu.
Kadına bak. Sanane ya sanane.
Zamanında çok şeyden fedakar olunca da böyle şeylerle karşılaşıyosun işte.
Neyse çok uzattım, yine aralarda konuşurum
Hayyalciğim konu çok güzel olmuş ancak işlevsiz olmuş aynı zamanda.
Çünkü konuya aynı yönden bakan kadınlar ilgi duymuş sadece senin az da olsa değişmelerini istediğin hanımlarımız konuyu okuma lütfunda bile bulunmamış belli ki..
Onlar hala yedikleri dayakların eşlerinin aşklarına orantılarını yapıyorlar halihazırda..
Ben mutlu olmak için evlendim ,mutluluğumu arttırmak için,derli toplu olmak gibi takıntılarım vardır onun yüzünden birazda.
Yani ne burada abartıldığı kadar acılar yaşadım ya da böyle kahırdan öldürecek kadar aşklar.
Sevdim saydım her gece bu adamla uyuymam lazım olmayacak böyle canım istediği zaman mıncırmam lazım dedim evlendim :)
Bu kadar ! İnsanlar ne büyük anlamlar veriyorlar boylarından büyük yükler yüklüyorlar.
Yani kayınvalideme hizmetçilik yapacağım,kocamın yumruk duvarı olacağım,hayatımı ipotek altına aldıracağım ee mutluluk neresinde bunun ?
Bunun adına fedarlık diyen sadece kendini kandırıyor daha önce de yazdım mutsuzluklarınıza süslü isimler takmayın.
Mutsuzluklarınızı kutsallaştırıp puta tapar gibi tapmayın koca dövüyorsa şerefsizdir aldatıyorsa namussuzdur huzursuzluk çıkartıp sizi üzüyorsa sizi sevmiyordur.
Bunlara dayanmak fedakarlık değil düpedüz aptallık.
liseyi bitirir bitirmez evlendim koca bir 10 yıl geçti. pişman mıyım değilim baktığım zaman hayattaki en büyük kazanımım dünyaya getirdiğim bebişlerim diyorum bu arada boş durmadım okulumu bitirip 5 yıl önce öğretmen olarak atandım arkadaşlarım yeni yeni evlendiler düğünlerine çocuklarımla katıldım :))çocuk ve kariyer ikisiini beraber yaptım
AhandaMaxima coştu
Ne güzle yapmışsın kız.
Zaten bu erkekler dut ağacı gibi arada sallayıp meyvelerini dökmek lazım.
İyi yapmışsın.[/COLOR][/I][/B]
Mutsuzluklarınızı kutsallaştırıp puta tapar gibi tapmayın koca dövüyorsa şerefsizdir aldatıyorsa namussuzdur huzursuzluk çıkartıp sizi üzüyorsa sizi sevmiyordur.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?