Arkadaşlar, saygı çerçevesinde bosananlar var mı? Ve pişman olmayan
Genelde erkekler hep siddet, aldatma, sıkıntı verme durumunda bulunur da boşanmalar gerçekleşir ya..
Aile sorunları vs. büyük kavgalar. Çekilmez bir hayat neticesinde..
Geneli evliliklerin mutsuz olduğunu söyler..
Yani mantıken bakıp kafa rahat bir evlilik devam ettirmeyi mi tercih eder insanlar ama esi ne yapacak olursa olsun evli hissetmeyecek esi varmış gibi hissetmeyecek olsa da kadin.?
Evliyken Zamanında kendi çapımda sıkıntılar yaşayıp, gecer, evlilik başlar beklentim bir gün karşılanir evli hissederim dedim bekledim cunku oyle olacagini iddia etti. Maddiyat olsun, vakit geçirmek olsun, esin iyi biri olsa da(baskalarındaki olumsuzluklarla kıyas yaparak) bir erkek gücü hissetmekte sıkıntılar yaşadım.
Şu an her şeyin duzeldigini, yalnız kalmayacağımi, kendisini sevdirecegini dikkat edeceğini falan söylüyor ama artık benim ona bakış acimin değişmeyeceği bir duruma geldim. Onu hayalimdeki eş ile asla bagdastiramadim bu saatten sonra ağzıyla kuş tutsa zor.
Ama burda bir konfor alanım var, kimsenin bir şey beklediği yok vs. Her şeyi düşünmeye çalışıyorum. 4 aydir tekim durusmaya gunler kaldi. Ne kadar kararımı vermiş olsam da ve bu değişmeyecek olsa da yanlış yapıyor muyum diye düşündüğüm oluyor çünkü karamsarim. Erkekler kötü, evlilikler mutsuz, bu konumdan daha iyisi olmayacak tarzı düşünceler ki eş kişisi de bu düşüncelerimi besliyor...
Pişman olur muyum ilerde? ortada çok büyük sebepler yoksa yani mantiken mi bakmak gerekirdi olaya. (bosanmakta kararlıyım sadece iç sesimi duyurmaya çalışıyorum fikir almak istiyorum şu an, baska bakis acilari vs)
Yaş 32, esin yasi 39
Merhabalar. Konuyu baştan sona okudum. Ben de 30 yaşında, sizden farklı olarak 5 yaşında bir kız çocuğu sahibiyim. Tam da aynı şeyleri hissettiğimden durumuma uygun bu konuyu, hem de taze açılmış olarak görmek beni mutlu etti.
Evet, toplumumuzda maalesef boşanmalar; şiddet, aldatma gibi "geçerli" olacak sebepler olduğunda kabul görüyor, ayrılmak isteyen kişiye ancak o zaman hak veriliyor.
Nitekim dört duvar içinde ne yaşadığı, nelere maruz kaldığı ve bizim gibi farklı şekillerden nasıl hissizleştirildiği düşünülmeden kadınların, toplumu tatmin edecek gerekçeler bekleniyor.
Ben de sizin gibi inanılmaz hissizim, artık bu evlilik bana yük gibi geliyor, buz gibi soğuğum. Boşanmayı uzun zamandır düşünüyorum. Eğer boşanmak mümkün olursa kızımla yalnız yaşayan annemin yanına gideceğim.
Ama ben de sizin gibi ileride pişman olmaktan korkuyorum. Ki annem kolay biri değil, anlaşmak çok zor. Ama yine de bunu göze alabiliyorum. Burada hissiz, mutsuz olmaktansa annemi idare etmeyi tercih ediyorum.
Ama sectiğim hayatın vazgeçtiğim hayattan kötü olması ihtimali korkutuyor. Eminim bu da alışana kadar sürer. Sonrası kolay olur ama. Yine de acaba diyorum, bendeki bu durum geçer mi diyorum.
Ki eşimde öfke kontrolü problemi vardı. Beraberinde küfür, hakaret hatta son zamanlar bir itiş kakış bile olmuştu ve o kadar lüzumsuz, incir çekirdeğini doldurmayacak şeylerden. Çok üzgünüm ki çoğuna çocuğum da şahit oldu. Evde varlığı yokluğu da birdi ayrıca. Hatta kızım geçen gün, (kesinlikle babası hakkında benden olumsuz bir şey duymuş değil, bir gün olsun kötülemedim) anne, evlenirken çok yanlış bir tercih yapmışsın, dedi. 5 yaşındaki kızım, tam olarak bu kelimelerle.
Sadece son zamanlarda artık bize daha fazla vakit ayırmak istediğini söyleyip gerçekten daha çok üzerimize düşüyor ama ben artık istemiyorum. Artık o kadar "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" moduna geçmişim ki onun için, "onunla bakkala bile gitmek istemiyorum" cümlesiyle tanımlayabiliyorum bu gönülsüzlüğümü