- 5 Ekim 2017
- 4.791
- 3.002
- 133
- 41
O zaman boşanmak istemiyorsa gitsin evden , bunda ısrarcı ol, o evi terkettiği zaman daha da netleşir herşey , ya biter Ya devam ederNe güzel olur keşke biraz aralansa. Sürekli dibimde.
arkadaş haklıBunu hiç belli etmeden ama bir an önce yapın. Adam bugün işten çıkıp aileden birini yanına alıp bir saatte halleder bu işi. Hakkınızı koruyun
Özet geçmeye çalışayım; ilk evlendiğim zamanlar ailen şöyle ailen böyle diye çok söylerdi çok üzülürdüm geceleri ağlardım. Maddi konularda mesela ek kart verdi kartın limiti 1000 tl ve market alışverişini ben yapıyordum. Yetmiyor defalarca kasada kaldım bunun limitini arttır diye çok söyledim kavgalar ettik. Paraya para demiyor, olmasa tamam. Ama babasından öyle görmüş kadına para verilmez. Bak diyordum harcadığım yer belli ekstreyi görüyorsun gereksiz hiçbir harcamam yok. Bu böyle aylarca devam etti. Yine kasada kaldığım bir günün sonunda eve gelip kartı makasla parçapinçik ettim, yenisini çıkarmak zorunda kalsın diye. Ve 5 bin tllik kredi kartını zar zor çıkarttırdım. Şu kadarcık şey için bile mücadele etmek zorunda kaldım. Beni çok yordu. Ehliyet almak istedim asla destek olmadı. "Sen daha yolda yürüyemiyorsun ne ehliyeti ya öyle kolay mı" dedi, bunun için de defalarca konuştum. En sonunda ondan gizli kendi başıma (kurs parasını ablamdan aldım) gizli saklı ehliyeti aldım. Bu defa araba için mücadele etmeye başladım. Kavga dövüş 2 yıl dil döktüm sonunda aldırdım. Bütün bunlardan sonra çalışmaya karar verdim. 2 tane çocukla KPSS'ye hazırlandım. Geceleri ders çalışırdım uykusundan kalkar "yatsana boşboş işlere gerek yok git yat" derdi. Sınav günü geldi artık okulunun kapısında bekliyorum sınav saati gelsin de sınıfıma geçeyim diye orda bile motivasyonumu bozacak şeyler söyledi. "Sınav kötü geçti galiba bütün emeğim boşa gitti sanırım" diye endişemi paylaştım "Ben sana dedim ne işin olur otur oturduğun yerde" dedi. Halbuki benim istediğim "Olsun, ben senin ne kadar emek verdiğini biliyorum. Sen elinden geleni yaptın, olmazsa da vardır bunda bir hayır, üzme kendini" demesiydi. Ve daha neler, neler. Bu kulaklar neler duydu. Ekran bağımlılığı ayrı, sohbet edemememiz ayrı. Çok kötü bir ailede büyüdüm ve karşıma çıkan ilk adama, ilk güzel söyleyene koştum.arkadaş haklı
konu sahibiegemn e devlet şifresini biliyorsanız eşinizin hemen bakın hatta bişey yapmış mı diye
üzüldüm durumunuza.. yalnız şunu da unutmayın özellikle ülkemizde erkekler kolay kolay terapi kabul etmez
kendi teklif etmek şöyle dursun
ne oldu da bu kadar yıprandınız.. nasıl yıprattı sizi bu kadar
bir kadın kolay kolay boşanmıyor çünkü.. üstelik çocukları da varken
birçok erkekte olan şey sinir oluyorum aşağılama küçük görmeÖzet geçmeye çalışayım; ilk evlendiğim zamanlar ailen şöyle ailen böyle diye çok söylerdi çok üzülürdüm geceleri ağlardım. Maddi konularda mesela ek kart verdi kartın limiti 1000 tl ve market alışverişini ben yapıyordum. Yetmiyor defalarca kasada kaldım bunun limitini arttır diye çok söyledim kavgalar ettik. Paraya para demiyor, olmasa tamam. Ama babasından öyle görmüş kadına para verilmez. Bak diyordum harcadığım yer belli ekstreyi görüyorsun gereksiz hiçbir harcamam yok. Bu böyle aylarca devam etti. Yine kasada kaldığım bir günün sonunda eve gelip kartı makasla parçapinçik ettim, yenisini çıkarmak zorunda kalsın diye. Ve 5 bin tllik kredi kartını zar zor çıkarttırdım. Şu kadarcık şey için bile mücadele etmek zorunda kaldım. Beni çok yordu. Ehliyet almak istedim asla destek olmadı. "Sen daha yolda yürüyemiyorsun ne ehliyeti ya öyle kolay mı" dedi, bunun için de defalarca konuştum. En sonunda ondan gizli kendi başıma (kurs parasını ablamdan aldım) gizli saklı ehliyeti aldım. Bu defa araba için mücadele etmeye başladım. Kavga dövüş 2 yıl dil döktüm sonunda aldırdım. Bütün bunlardan sonra çalışmaya karar verdim. 2 tane çocukla KPSS'ye hazırlandım. Geceleri ders çalışırdım uykusundan kalkar "yatsana boşboş işlere gerek yok git yat" derdi. Sınav günü geldi artık okulunun kapısında bekliyorum sınav saati gelsin de sınıfıma geçeyim diye orda bile motivasyonumu bozacak şeyler söyledi. "Sınav kötü geçti galiba bütün emeğim boşa gitti sanırım" diye endişemi paylaştım "Ben sana dedim ne işin olur otur oturduğun yerde" dedi. Halbuki benim istediğim "Olsun, ben senin ne kadar emek verdiğini biliyorum. Sen elinden geleni yaptın, olmazsa da vardır bunda bir hayır, üzme kendini" demesiydi. Ve daha neler, neler. Bu kulaklar neler duydu. Ekran bağımlılığı ayrı, sohbet edemememiz ayrı. Çok kötü bir ailede büyüdüm ve karşıma çıkan ilk adama, ilk güzel söyleyene koştum.
Geçmiş olsun. Gerçekten tüm zehirli durumlar varmış. İletişim kuramama, kadına para vermeme, eğer çalışsaydınız maaş kartınızı da alırdı o dönem, hor görme küçümseme, sizin için önemli olan durumları görmeme. Zaten iletişim kuramama başlı başına bir dert. Hem sevgi saygınız da kalmamış. Doğru bir karar verdiğinizi düşünüyorum? Peki, nişanlılık döneminde de böyle miydi nasıldı? Ve erken evlilik yaptığınız için pişman mısınız?Özet geçmeye çalışayım; ilk evlendiğim zamanlar ailen şöyle ailen böyle diye çok söylerdi çok üzülürdüm geceleri ağlardım. Maddi konularda mesela ek kart verdi kartın limiti 1000 tl ve market alışverişini ben yapıyordum. Yetmiyor defalarca kasada kaldım bunun limitini arttır diye çok söyledim kavgalar ettik. Paraya para demiyor, olmasa tamam. Ama babasından öyle görmüş kadına para verilmez. Bak diyordum harcadığım yer belli ekstreyi görüyorsun gereksiz hiçbir harcamam yok. Bu böyle aylarca devam etti. Yine kasada kaldığım bir günün sonunda eve gelip kartı makasla parçapinçik ettim, yenisini çıkarmak zorunda kalsın diye. Ve 5 bin tllik kredi kartını zar zor çıkarttırdım. Şu kadarcık şey için bile mücadele etmek zorunda kaldım. Beni çok yordu. Ehliyet almak istedim asla destek olmadı. "Sen daha yolda yürüyemiyorsun ne ehliyeti ya öyle kolay mı" dedi, bunun için de defalarca konuştum. En sonunda ondan gizli kendi başıma (kurs parasını ablamdan aldım) gizli saklı ehliyeti aldım. Bu defa araba için mücadele etmeye başladım. Kavga dövüş 2 yıl dil döktüm sonunda aldırdım. Bütün bunlardan sonra çalışmaya karar verdim. 2 tane çocukla KPSS'ye hazırlandım. Geceleri ders çalışırdım uykusundan kalkar "yatsana boşboş işlere gerek yok git yat" derdi. Sınav günü geldi artık okulunun kapısında bekliyorum sınav saati gelsin de sınıfıma geçeyim diye orda bile motivasyonumu bozacak şeyler söyledi. "Sınav kötü geçti galiba bütün emeğim boşa gitti sanırım" diye endişemi paylaştım "Ben sana dedim ne işin olur otur oturduğun yerde" dedi. Halbuki benim istediğim "Olsun, ben senin ne kadar emek verdiğini biliyorum. Sen elinden geleni yaptın, olmazsa da vardır bunda bir hayır, üzme kendini" demesiydi. Ve daha neler, neler. Bu kulaklar neler duydu. Ekran bağımlılığı ayrı, sohbet edemememiz ayrı. Çok kötü bir ailede büyüdüm ve karşıma çıkan ilk adama, ilk güzel söyleyene koştum.
Hayır aksine aramızda 15 yaş var. Çok teşekkür ederim, amin.birçok erkekte olan şey sinir oluyorum aşağılama küçük görme
negatif enerjisini saçmış ama dinlemeyip atanmışsınız helal olsun size gerçekten
diğer mevzular "ne gerek var" mevzuları hadi biçok kişide var diyelim de
kadına para vermeme
başaramasın diye uğraşma (ehliyet, atanma)
bir insan için yaralayıcı yıpratıcı şeyler
öyle gördüğü için öylesi normal görmüş oda çok gençti muhtemelen sizle evlendiği ilk yıllarda
şimdi olgunlaşmış olabilir ve bakın terapiye bile gidelim diyen kendisi
aklı başına gelmiş midir diyeceğim de sizde de kopanlar kopmuş sonu ne olur bilemem
Allah ım sizin için en hayırlısını versin inşallah
Tabi ki pişmanım. Keşke böyle olmasaydı. O zamanlarda karşıma o değil başkası da çıksa yüksek ihtimal evet derdim. Bir damlacık sevgiye ilgiye muhtaç bir kızdım. Geriye dönüp baktığımda o kıza çok üzülüyorum. O her zaman böyle biriydi, hiç değişmedi fakat ben daha beter bir evde olduğumdan bunu asla görmedim.Geçmiş olsun. Gerçekten tüm zehirli durumlar varmış. İletişim kuramama, kadına para vermeme, eğer çalışsaydınız maaş kartınızı da alırdı o dönem, hor görme küçümseme, sizin için önemli olan durumları görmeme. Zaten iletişim kuramama başlı başına bir dert. Hem sevgi saygınız da kalmamış. Doğru bir karar verdiğinizi düşünüyorum? Peki, nişanlılık döneminde de böyle miydi nasıldı? Ve erken evlilik yaptığınız için pişman mısınız?
Sanırım benim de böyle hissettiğim bir dönem oldu. Özellikle baba sevgisi eksik, duygusal boşlukta büyüyen kadınlar daha zayıf, ilgiye aç oluyorlar. O da sizin bu boşluğunuzdan yararlanmış. Ben de nerdeyse yanlış bir evlilik yapacaktım. Nişandan döndüm. Kendine gel dedim bir silkindim tokat attım kendimeTabi ki pişmanım. Keşke böyle olmasaydı. O zamanlarda karşıma o değil başkası da çıksa yüksek ihtimal evet derdim. Bir damlacık sevgiye ilgiye muhtaç bir kızdım. Geriye dönüp baktığımda o kıza çok üzülüyorum. O her zaman böyle biriydi, hiç değişmedi fakat ben daha beter bir evde olduğumdan bunu asla görmedim.
Teknikte haklısınız ama pratikte böyle olmayabilir ki biz Türk toplumunda yaşıyoruz. Doğruların bile kişilere göre eğilip büküldüğü bir ülkeyiz ne yazık ki.Neden hoş olmasın destek görmesi? Anne her şeyle ilgilenecek annenin ailesi her şeyle ilgilenecek.baba ve Babanın ailesi sadece belli günlerde sevecek edecek. Bunu neden kadınlar ve kasımların ailesi yükleniyor sadece?
Gelin oğluşunu boşadı diye torununa bakmayan babanne gördüm, el kadar çocuğa düşman gibi davranan hala gördüm, yeğeni olduğunu hafızasından silen amca gördüm, baba desen boşanır boşanmaz nerde akşam orada sabah, ortadoğu için fazla iyi niyetli şeyler bunlar.Neden hoş olmasın destek görmesi? Anne her şeyle ilgilenecek annenin ailesi her şeyle ilgilenecek.baba ve Babanın ailesi sadece belli günlerde sevecek edecek. Bunu neden kadınlar ve kasımların ailesi yükleniyor sadece?
Çok iyi yapmışsın ne mutlu sana :)Sanırım benim de böyle hissettiğim bir dönem oldu. Özellikle baba sevgisi eksik, duygusal boşlukta büyüyen kadınlar daha zayıf, ilgiye aç oluyorlar. O da sizin bu boşluğunuzdan yararlanmış. Ben de nerdeyse yanlış bir evlilik yapacaktım. Nişandan döndüm. Kendine gel dedim bir silkindim tokat attım kendime
Bunca yılda kendini değiştirdiğine inancınız yoksa boşayın gitsin sümsük şeyÖzet geçmeye çalışayım; ilk evlendiğim zamanlar ailen şöyle ailen böyle diye çok söylerdi çok üzülürdüm geceleri ağlardım. Maddi konularda mesela ek kart verdi kartın limiti 1000 tl ve market alışverişini ben yapıyordum. Yetmiyor defalarca kasada kaldım bunun limitini arttır diye çok söyledim kavgalar ettik. Paraya para demiyor, olmasa tamam. Ama babasından öyle görmüş kadına para verilmez. Bak diyordum harcadığım yer belli ekstreyi görüyorsun gereksiz hiçbir harcamam yok. Bu böyle aylarca devam etti. Yine kasada kaldığım bir günün sonunda eve gelip kartı makasla parçapinçik ettim, yenisini çıkarmak zorunda kalsın diye. Ve 5 bin tllik kredi kartını zar zor çıkarttırdım. Şu kadarcık şey için bile mücadele etmek zorunda kaldım. Beni çok yordu. Ehliyet almak istedim asla destek olmadı. "Sen daha yolda yürüyemiyorsun ne ehliyeti ya öyle kolay mı" dedi, bunun için de defalarca konuştum. En sonunda ondan gizli kendi başıma (kurs parasını ablamdan aldım) gizli saklı ehliyeti aldım. Bu defa araba için mücadele etmeye başladım. Kavga dövüş 2 yıl dil döktüm sonunda aldırdım. Bütün bunlardan sonra çalışmaya karar verdim. 2 tane çocukla KPSS'ye hazırlandım. Geceleri ders çalışırdım uykusundan kalkar "yatsana boşboş işlere gerek yok git yat" derdi. Sınav günü geldi artık okulunun kapısında bekliyorum sınav saati gelsin de sınıfıma geçeyim diye orda bile motivasyonumu bozacak şeyler söyledi. "Sınav kötü geçti galiba bütün emeğim boşa gitti sanırım" diye endişemi paylaştım "Ben sana dedim ne işin olur otur oturduğun yerde" dedi. Halbuki benim istediğim "Olsun, ben senin ne kadar emek verdiğini biliyorum. Sen elinden geleni yaptın, olmazsa da vardır bunda bir hayır, üzme kendini" demesiydi. Ve daha neler, neler. Bu kulaklar neler duydu. Ekran bağımlılığı ayrı, sohbet edemememiz ayrı. Çok kötü bir ailede büyüdüm ve karşıma çıkan ilk adama, ilk güzel söyleyene koştum.
Eşinin yükselmesini istemeyen ezik erkek tipi. Ülkemizde bolcana bulunur bunlardan maalesef.Özet geçmeye çalışayım; ilk evlendiğim zamanlar ailen şöyle ailen böyle diye çok söylerdi çok üzülürdüm geceleri ağlardım. Maddi konularda mesela ek kart verdi kartın limiti 1000 tl ve market alışverişini ben yapıyordum. Yetmiyor defalarca kasada kaldım bunun limitini arttır diye çok söyledim kavgalar ettik. Paraya para demiyor, olmasa tamam. Ama babasından öyle görmüş kadına para verilmez. Bak diyordum harcadığım yer belli ekstreyi görüyorsun gereksiz hiçbir harcamam yok. Bu böyle aylarca devam etti. Yine kasada kaldığım bir günün sonunda eve gelip kartı makasla parçapinçik ettim, yenisini çıkarmak zorunda kalsın diye. Ve 5 bin tllik kredi kartını zar zor çıkarttırdım. Şu kadarcık şey için bile mücadele etmek zorunda kaldım. Beni çok yordu. Ehliyet almak istedim asla destek olmadı. "Sen daha yolda yürüyemiyorsun ne ehliyeti ya öyle kolay mı" dedi, bunun için de defalarca konuştum. En sonunda ondan gizli kendi başıma (kurs parasını ablamdan aldım) gizli saklı ehliyeti aldım. Bu defa araba için mücadele etmeye başladım. Kavga dövüş 2 yıl dil döktüm sonunda aldırdım. Bütün bunlardan sonra çalışmaya karar verdim. 2 tane çocukla KPSS'ye hazırlandım. Geceleri ders çalışırdım uykusundan kalkar "yatsana boşboş işlere gerek yok git yat" derdi. Sınav günü geldi artık okulunun kapısında bekliyorum sınav saati gelsin de sınıfıma geçeyim diye orda bile motivasyonumu bozacak şeyler söyledi. "Sınav kötü geçti galiba bütün emeğim boşa gitti sanırım" diye endişemi paylaştım "Ben sana dedim ne işin olur otur oturduğun yerde" dedi. Halbuki benim istediğim "Olsun, ben senin ne kadar emek verdiğini biliyorum. Sen elinden geleni yaptın, olmazsa da vardır bunda bir hayır, üzme kendini" demesiydi. Ve daha neler, neler. Bu kulaklar neler duydu. Ekran bağımlılığı ayrı, sohbet edemememiz ayrı. Çok kötü bir ailede büyüdüm ve karşıma çıkan ilk adama, ilk güzel söyleyene koştum.
Darısı başınızaÇok iyi yapmışsın ne mutlu sana :)
Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Evet kafamda çok büyüyor genel olarak da hayatımda değişiklik yapmak beni korkutur. İş hayatına da çok zor adapte oldum. Kararlı ve dik durmak zorundayım.
O konuda şuan sağlıklı düşünemiyorum çift terapisine o istediği için ve çocuklarım için gidiyorum. İşe yarayacağına ben de inanmak istiyorum ama şuan kalbim çok kırık, içim buz gibi.Evinizi birakmayacaksaniz zor olmaz. Ben ev degistirdim, o zaman zor oluyor.
Cift terapisinden verim alan bir uye var burada, iliskilerini duzene soktular. Ancak o üye ilişkilerinin duzelecegine dair inancliydi. Neler nelwr yazildi ona, yinede pes etmedi. Eger sizde inanirsaniz belki iliskiniz duzelebilir
neden toksik yani sizi boşanmaya iten sebep nedir şiddet,aldatma,hakaret bu tür şeylermi yoksa eşinize eski ilginizin kalmayışı ve yeni heyecan arayışımıMerhaba. Ben 31 yaşında, 13 senelik evli, devlet memuru ve iki çocuk annesi (biri 10, diğeri 8 yaşında) bir kadınım. Artık toksik bir hal almış, erken yaşta yaptığım, en başından beri hiç olmaması gerektiğini düşündüğüm bir evliliğim var. Defalarca boşanma konusunu konuştum. Ama eşim hiç istemiyor. Sorunlar oluyor, kavga ediyoruz ben tamam boşanalım o zaman diyorum bu defa çok pişman oluyor çok seviyorum sensiz yaşayamam tamam düzelecek diyor. Fakat sonra yine başa sarıyoruz. Bu son kavgadan sonra çift terapisi önerdi, peki dedim başladık henüz 1 seans aldık. Çift terapisiyle falan düzeleceğine de inanmıyorum ama sırf çocuklarım için gideceğim. Boşanmayı çok istiyorum ve bir şekilde anlaşmalı olarak bitirmeye eşimi ikna edebildiğim taktirde çocuklarım nasıl olcak kafama çok takılıyor bunu onlara nasıl açıklayacağım. Evimiz güzel bir sitede ama ailesi de (onlarla hiçbir sorunumuz yok) aynı sitede oturuyor. Düzenimi bozmak istemiyorum ancak aynı sitede nasıl olur bunu düşünüyorum. Benim annem ve babam arkamda olmasa da ablam ve kardeşim çok destek oluyor. Pek yakın değiliz birbirimize ama her fırsatta görüşürüz. Dolayısıyla ben işteyken çocukları okula göndermek ve okuldan karşılamak için vs. kayınvalidemlere ihtiyacım var. Kısaca yepyeni bir sayfa açmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilemiyorum. Nasıl oluyor bu işler, boşanan anneler siz nasıl yaptınız? Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Hayır şiddet vs. değil yıllar içinde beni çok yorması ve yıpratması. Sık sık kavga etmemiz, oturan bir evliliğin olmaması. 13 yıldan sonra artık sütliman, sakin ve huzurlu olması gerekirdi diye düşünüyorum.neden toksik yani sizi boşanmaya iten sebep nedir şiddet,aldatma,hakaret bu tür şeylermi yoksa eşinize eski ilginizin kalmayışı ve yeni heyecan arayışımı
size tavsiyem her evlilik mükemmel değil ama geçmişi unutamayarak şuan huzurlu bi ortam varsa önce çocuklarınızı düşünün gerçekten ,onların anne ve babanın bi arada olduğu akşam aynı sofraya oturan bi ailesinin olması çok önemli ve evlilikte ister kabul edin ister etmeyin kadın daha yapıcı ve fedakarlık etmek zorunda istisnalar olur ama çocuklarımızın iyiliği için kimi şeyleri görmeyecek ve duymayacağız bundan kastım aldatma, şiddet, hakaret değil kesinlikle ortam çok bozuk uyuşturucu esrar anne babası ayrı olan çocuklar suistimale daha açık ne yazıkki ve inanın erkeklerin hepsi aynı bende çok şeyler yaşadım yaşıyorum ama kızımı babasıyla oyun oynarken kahkaha atarken görünce sinirim geçiyorHayır şiddet vs. değil yıllar içinde beni çok yorması ve yıpratması. Sık sık kavga etmemiz, oturan bir evliliğin olmaması. 13 yıldan sonra artık sütliman, sakin ve huzurlu olması gerekirdi diye düşünüyorum.
ben size anlatsam roman olur şeytana uyupta boşanmaya kalkmayın ortam bozuk çocuklarınız için o soğukluğu atın boşanmak öyle kolay değil bakmayın burdan ahkam kesenlere ben daha eşimin parasını hiç yemedim bırakın araba almayıÖzet geçmeye çalışayım; ilk evlendiğim zamanlar ailen şöyle ailen böyle diye çok söylerdi çok üzülürdüm geceleri ağlardım. Maddi konularda mesela ek kart verdi kartın limiti 1000 tl ve market alışverişini ben yapıyordum. Yetmiyor defalarca kasada kaldım bunun limitini arttır diye çok söyledim kavgalar ettik. Paraya para demiyor, olmasa tamam. Ama babasından öyle görmüş kadına para verilmez. Bak diyordum harcadığım yer belli ekstreyi görüyorsun gereksiz hiçbir harcamam yok. Bu böyle aylarca devam etti. Yine kasada kaldığım bir günün sonunda eve gelip kartı makasla parçapinçik ettim, yenisini çıkarmak zorunda kalsın diye. Ve 5 bin tllik kredi kartını zar zor çıkarttırdım. Şu kadarcık şey için bile mücadele etmek zorunda kaldım. Beni çok yordu. Ehliyet almak istedim asla destek olmadı. "Sen daha yolda yürüyemiyorsun ne ehliyeti ya öyle kolay mı" dedi, bunun için de defalarca konuştum. En sonunda ondan gizli kendi başıma (kurs parasını ablamdan aldım) gizli saklı ehliyeti aldım. Bu defa araba için mücadele etmeye başladım. Kavga dövüş 2 yıl dil döktüm sonunda aldırdım. Bütün bunlardan sonra çalışmaya karar verdim. 2 tane çocukla KPSS'ye hazırlandım. Geceleri ders çalışırdım uykusundan kalkar "yatsana boşboş işlere gerek yok git yat" derdi. Sınav günü geldi artık okulunun kapısında bekliyorum sınav saati gelsin de sınıfıma geçeyim diye orda bile motivasyonumu bozacak şeyler söyledi. "Sınav kötü geçti galiba bütün emeğim boşa gitti sanırım" diye endişemi paylaştım "Ben sana dedim ne işin olur otur oturduğun yerde" dedi. Halbuki benim istediğim "Olsun, ben senin ne kadar emek verdiğini biliyorum. Sen elinden geleni yaptın, olmazsa da vardır bunda bir hayır, üzme kendini" demesiydi. Ve daha neler, neler. Bu kulaklar neler duydu. Ekran bağımlılığı ayrı, sohbet edemememiz ayrı. Çok kötü bir ailede büyüdüm ve karşıma çıkan ilk adama, ilk güzel söyleyene koştum.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?