bende sizinkine benzer durumlardan çok geçtim. fakat yaşları birbirine çok yakın 2 küçük oğlum var. çocuklarımız olmasaydı yüzde bir milyon boşanırdık. Eşim bana değer vermiyor, sadece sözle değer verdiğini söylüyor ama ben bunu hissetmiyorum. 4 yılı aşkındır evliyiz birgün evlilik yıldönümümüzü kutlamadık birgün benim doğumgünüm kutlanmadı.. böyle şeylerden çok mutlu olduğumu bilir. hediye beklemem ama bir resim atıp mesajla kutlasa bile çok mutlu olurum. ben onun bana internetten hediye alıp yollamasını yasaklamıştım.(ilk evlendiğimizde sevgililer gününde almıştı) çünkü çok basit birşey bu.. ve istemeyerek yaptığını bildiğim için çok yapay geliyordu. kendisi de itiraf ediyordu, almasam yüzünü asarsın, trip atarsın diye aldım diyordu.
eşimle problemlerimiz ailesi sebebiyle başladı. ben ailesine direnince beyfendi benden soğumuş, o melek kadın şeytana dönüştü evlendikten sonra dedi.. eşimin ailesi beni maddi anlamda kullandı, eşim buna izin verdi.. eşim de kullandı. sonra maymun yani ben gözünü açınca kötü oldum.
eşimin bana sahip çıkmasını beklerdim, mağduriyetim konusunda utanç duymasını beklerdim. zamanında öfkeyle ya ailen ya ben demiştim. kimse ailesini silemez tabiki ama öfke insana herşeyi düşündürüyor sanki, oysaki benim ondan istediğim, elini masaya vur ve herkes dağılsın diye bağır, biraz bana odaklan.. ben herşeyi sırtlanmaktan, çocuğuma yetememek korkusundan çok zayıf düştüm bana destek ol, suçlu da olsam hassasiyetime saygı duy ve sadece biz olalım idi. ben içimden bana yaşatılanları hiç atamadım. psikolojik tedavide gördüm. çünkü eşimle boşanma davası sırasında hamileydim, yoğun çalışıyordum evde de küçücük bebeğim vardı. yalnızdım. ailem allah razı olsun çocuğuma baktılar.
biz boşanmadık ama eşimi sevdiğimden değil, çocuklar olmasaydı boşanırdık. ben tayinimi küçük bir yere aldırdım. lojman imkanım var. çocuklarımla aynı kampüsteyim. eşim ankarada kaldı. 2-3 haftada bir geliyor. çocuklarını görüyor ama bende hiç heyecan yok ona karşı. dışardsan bakarsan çok mutlu bir aile sanırsın. işin ilginci ben artık mutluyum. çünkü bana yaşatılabilecek daha çok ilginç ve kötü olayları engelledim. çocuklarıma bakıyorum. enayi yerine konmuyıorum artık. herkese haddini bildirdim. eşimle boşanmaktan da korkmuyorum. bana bugün protokolü getirse imzalarım hiç düşünmem. ama onun çocuklarla ilgilenmemesi beni çok üzerdi. çocuklarına özellikle ilk oğlumuza çok düşkündür. hergün resim ister. boşanmaktan da çok korkuyor. bana beni sevdiğini söylüyor ama sanki duvara konuşuyormuş gibi bende tepki yok.
neden mutlu olduğumu anladım. beni sevmek zorunda değil, ve ben çok kuvvetli sebeplerden ötürü ona inancımı yitirmişim. güvenmiyorum. bana mesaj atıyor halısaha maçım var ordan da arkadaşlarla çay içicez diye.. tamam dikkat et kendine diyorum.. yani ne bir trip ne bir kıskançlık hiç birşey yok. hayatında biri olsun bile isterim. kendisi gelsin bana boşanalım desin. çok yoruldum iki çocuk, uykusuzluk, ama huzurum var. eşim bana aşık olduğum arzuladığım biri gelmiyor. çocuklarımın babası gibi görüyorum. mesela telefonda özellikle kendi hakkımda hiç konuşmam, bazen o konuşmak ister ama işi bahane ederim, çünkü gerçekten onunla evlendiğime ona zamanında aşık olduğuma pişmanım. ama ondan nefret etmiyorum. hatta tedaviden sonra, asıl suçlunun ben olduğumu anladım. eşim evlenmeden önce de böyleydi, ben evliliği çok istediğim için onu ben zorladım. bir insanın değişmesini beklemişim. beklentilerim hep çok yüksek olmuş.
eşinizle ayrı şehirlerdeyseniz, hemen boşanmak yerine ayrı yaşayın, bir müddet sadece kendinize ve oğlunuza odaklanın.. boşanırsanız bir erkeğe ihtiyaç duyarmısınız, bir aşka, bir sese bir ilgiye bunu söyleyin? yada eşinizin yaşattıkları olumsuzlukları zamanla unutabilir misiniz? bence zaman birçok şeye çare olabiliyor. bir müddet hiç iletişim bile kurmayın. tabiki oğlyula görüşmek isterse engel olmayın.