Böyle sistem mi olur?

butun bu yazdıklarımdan cocugunuzu elestırdıgımı mı anladınız sız ?
ustelık neysekı sız ustunuze dusenı yapmıssınız ılgılenmıssınız cocugunuzla dememe ragmen
sıze ıyı forumlar.
 
Bunu bi anne dese ben de tepki vermezdim zaten. Öğretmenin demesi facia. Ven gidip bi veliye emanet etmiyorum çocuğumu velinin görüşü beni ilgilendirmiyor ama öğretmenin ki ilgilendiriyor.
 
Bunu bi anne dese ben de tepki vermezdim zaten. Öğretmenin demesi facia. Ven gidip bi veliye emanet etmiyorum çocuğumu velinin görüşü beni ilgilendirmiyor ama öğretmenin ki ilgilendiriyor.
Peki diyelim ki; anne bunu diyor ama öğretmen onaylamıyor ve çocuğa bu yöntemin yanlış olduğunu söylüyor.
Çocuk kimi dinlemeli ve kime güvenmeli?
Çocuk eğitimi ebeveyn ve öğretmenin farklı düşünüp hareket edebileceği bir konu mu?
Pedagojik yaklaşım sadece eğitimcilerin üzerine mi farz?

Bu soruyu sizin konunuz özelinde,bir önceki konuda;
-Kimse kusura bakmasın,çocuğuma 'sana vurana sen de vur' derim,buna itiraz edenlerin ya çocuğu yok ya da tuzu kuru, herkes haddini bilecek,dalımı kıranın ağacını kuruturum vb yorum yapan arkadaşlara soruyorum.
Lütfen siz kişisel olarak üzerinize alınmayın.
 
Sorduğunuz sorulardan öyle hissettim. Gerçekten çok gerildim belki ondan öyle algıladım. eskiden vuran şimdi vurmayan bi çocuk annesi olarak iki tarafa da empati yapabiliyorum. Madem sordunuz Neden vurdun dediğimde oyuncağımı aldı diyordu ki benim oğlanın tek derdi buydu paylaşmayı bilmemesi. Ya aslında çocukların dünyaları bu kadar basit işte. Sandığınız gibi vuran her çocuk evde şiddet falan görmüyor yani. Hani anneler çocuğu bi yere çarpınca oraya vurur ya ağlaması dırsun diye. Ben onu bile yapmadım ki vurmayı öğrenmesin. Ama bi şekilde çevresel bi dünya faktör var ve her şeyi engelleyemiyorsunuz. Kimbilir neyden nasıl etkilendi. Karman çorman psikolojileri var ve her şeyi tek bi etkene yönlendiremezsiniz.
 
Yok üzerime alınmadım baştan beri söylüyorum zaten ben çocuğuma hiç demedim sana vurana sen de vur doğru bulsam söylerim zaten. her veliyi düzeltemiyoruz yada veliye göre sınıf seçemiyoruz malesef. Öğretmenin bu şekilde söylemesi velinin söylemesinden daha çok tehlikeli.
 
Elbette öğretmeninki daha tehlikeli ve yanlış çünkü o bu işin hem eğitimini aldı hem de çocuklar üzerinde rol model etkisi var.
Bununla birlikte bu durum ebeveynlerin de bu bakış açısını benimsemelerini hafifletmiyor bana göre.
Öğretmen de veli de öyle bilinçli ve donanımlı olmalı ki karşılıklı birbirlerini dolayısıyla da çocukları geliştirmeli ve şiddeti çözüm yolu olarak görmeyen ve tercih etmeyen,kültürlü bir topluma doğru ilerlemeliyiz.
Umarım ömrüm bu günleri görmeye yeter.
 
Valla bu gözler çocuğunun vurduğunu övünerek anlatan anne bile gördü. :) bunun bi davranış problemi olduğunu, en büyük zararı kendi çocuğunun göreceğinin farkında bile değildi.
 
O öğretmen vatana millete hayırlı mantıklı evlatlar mı yetiştirecek yoksa suça suçla karşılık veren yeni Escobar lar mı yetiştirmek istiyor acaba?
Yani ortada kural Yok vurursa şu an öğretmen den korkmasın gücü gücü yetene patlatsın
 

yalnız anne bunu öğretmenin çözüm bulmadığı bulamadığı durumlarda söylüyor. anaokulu ve kreşle ilkokul ortaokul bir değil ne yazık ki. şikayetler sonuç vermiyor. çocuğun ailesinin kabul etmediği noktada ne öğretmen ne idarenin bir yaptırımı olamıyor. uyarmak yanlış demek vs dışında. hele devlet ilkokulunda.
 

yetmez. benim öyle bir umudum yok.
okulun psikoloğu ayrı müdürü ayrı aileyi çağırıp görüştü kadın benim çocuğumda bir sorun yok diyor ısrarla.
benim iki oğlum var. büyüğü ilkokulu devlette okudu bende böyle minnoş minnoş yetiştirmiştim ama bütün anneler öyle değil. bir öğretmen sınıfındaki çocukların birbirine vurmasını engelleyemiyorsa sende yapıştır oğluma evriliyor olay. çocuğun annesini hiç demiyorum benim oğlumun eli ağırdır kaçsın vurmaya çalışırsa dedi..
 
Hajlıyım değil mi abartmıyorum. Yani öğretmenle nasıl konuşcam bilmiyorum şuan.
 

geldim geldim :)

öğretmen vurana vur diyemez, çünkü kendisi orada bir sınıfı kontrol etmek ve eğitmek için bulunuyor.. ama vurana ceza verip, dayak yiyene kendini korumasını öğütleyebilir, hatta korumasının yollarını gösterebilir..
 
Meb akran zorbalığı konularında bir sürü toplantılar eğitimler düzenliyor. O kişi büyük ihtimal bu işin eğitimini almış lisans mezunu biri değil. Şiddete şiddetle karşılık verilmesini hiç bir öğretmen tavsiye etmez o şekilde bir düzen kurmaz.
 
Diğer konuda 4 yaşındaki bir anaokulu çocuğuna annesi tarafından söylendi bu söz ve diğer üyeler tarafından da desteklendi.
Ayrıca yine aynı konuda aile,öğretmen ve okul işbirliği yapıp tüm çözüm yollarını deneyip tükettiler mi?
Emin miyiz bundan?
Aile kendi çocuğunu nasıl yetiştirdi?
Şiddet görmesinden şikayetçi olduğu çocuğu için vakit ayırıp,çaba gösterip çoçuğun özgüvenini ve bağımsız iş yapabilmesini, kendini ve duygularını tanıyıp ifade edebilmesini ne kadar destekledi?
Kısacası konu çok grift ve çok paydaşlı.

Elbette ilkokul ve ortaokulda durum farklı,
çoçuğun bu yaşlardaki gelişimi ve becerileri farklı her şeyden önce, artık empati duygusu ve vicdan gelişimi belirginleşmiş olmalı, tabii aile bunları verdiyse;
benim serzenişim okul öncesi dönemde zorbalıktan söz edilemeyeceği ve bu yaş grubundaki çocuklara her ne sebeple olursa olsun şiddetin tavsiye edilmemesi yönündeydi.
O konuya yaptığım yorumda bu bakış açısını (kısasa kısas,vurana sen de vur) onaylamadığımı bununla birlikte
(yine ilkokul ve sonrasında) şiddet gösteren çocukların velilerinin duyarsızlığı ve okulların beceriksizliği nedeniyle çoçuğu zarar gören ebeveynlerin bu hatalı tutumunu da eleştiremediğimi yazmıştım.
 
Hajlıyım değil mi abartmıyorum. Yani öğretmenle nasıl konuşcam bilmiyorum şuan.
Haklısın tabii ki...
Bu konuda net ol tavrının doğru olmadığını söyle
Teyzem kardeşim eğitimci benim çocuğum yok ama karşılasın da mantıklı konuşan bir veli görünce bu saçma yönteme son verecektir suçlamadan yanlış olduğunu söyle bence
 
Hoşgeldiniz, sayfa 5'te başka sorularım da var sizler için.(gülen yüz imojisi varsayın burda,
bir sorun var sanırım eklemeyi beceremedim telefonumun klavyesinden)
 

ben size bir örnek vereyim hocam..

küçük oğlum anaokuluna giderken bir çocuk vardı sınıfında.. bu çocuk sınıftaki kızların kafalarını tutup duvara sürtüyordu.. kafa göz kan-revan içinde çocuklar öğretmene gidiyor, aileler okulda bir şey yapılamıyor.. veli okula çağırıldı kadın sadece gülümsüyor, baba zaten ortada yok.. en son öğretmen yapabileceğimiz bir şey yok dedi, zira okuldan da atamıyorlar arkası var.. ne yaptılar biliyor musunuz? hiçbir şey..

ben sizin sorularınıza cevap verip kendi sorumu sorayım o zaman :) çocuk kendisini korumayı öğrenmeli.. diğer konuda da yazdım, zorba diye tabir edilen çocukların tek amacı kendisini ispatlamaktır ve kendini koruyan çocuklara bulaşmazlar.. hani veli-öğretmen işbirliğinden söz etmişsiniz ya; hah işte biz hem evde hem de okulda saygılı, empati dolu, başkalarının da haklarını en az kendi hakları kadar gözetecek çocuklar yetiştirmek için işbirliği yapıyoruz zaten.. bunun yanında veli olarak kendini koruması için savunma dersleri aldırıyorum ki içinde bulunduğumuz şartlarda en gerekli şeylerden biri de bu..

peki siz veliyi 5464486 kere okula çağırıp konuşmaktan ya da öğrenciyi tembihlemekten başka ne yapıyorsunuz hocam? bir dolu teorik ve ideal dünya düzeninde olması gereken şeyleri yazmışsınız çok güzel, keşke o bilgileri günümüze yansıtacak kadar eğitim düzeyi ve farkındalığı yüksek bir toplum olsak ama değiliz.. bu durumda siz ne yapıyorsunuz? dayak yiyen öğrencilere kendini korumasını değil de ne öneriyorsunuz mesela?
 


bende diyorum ki ilkokulda vuran çocuklar ana okulundan geliyor. sadece vurmakta değil şiddetin her türlüsü. benim ufak 2 de şu an ve sınıflarında şiddet uygulayan kız kreş ve ana okulu eğitimi almış. öğretmeni bile yetersiz kalmış neden aile kabul etmiyor çünkü. hala da etmiyor. ama geçen sene ciddi problemli bir çocuk vardı okulun ram a yönlendirmesini kabul etti ailesi benim çocuğum yapmaz demedi. öğretmenlerin rehberliğin çabası bir yere kadar.
 
Kendini korumak deyince sadece karşınızdakine vurmak mı anlaşılmalı?
Ben diyorum ki ilk önce çocuk korunup kollanarak,pamuklara sarılarak değil özgüvenli ve ayakları yere sağlam basacak şekilde yetiştirilmeli.
Kendini ve duygularını ifade edebilmeli, karşısındakiyle de empati kurabilmeli.
Bu tip çocukları zaten kolay kolay itip kakamaz diğer çocuklar.
arkadaşları tarafından şiddete veya zorbalığa maruz kalan çocuklar genelde içedönük, pasif, kendini ifade edemeyen,özgüveni düşük çocuklardır, bu tablo pek değişmez.

Bence savunma sporları da yerinde ve etik kullanıldığında gayet mantıklı bir fikir ama orda ince bir çizgi var,o iyi benimsetilmeli çocuğa.

Çocuğa da hırpalanma ve itilmeye itiraz etmesi, arkadaşının elini tutması, öğretmeninden yardım istemesi, arkadaşı vurmakta ısrar ederse onu ittirmesi söylenebilir, ortamdan uzaklaşması tavsiye edilebilir.Sana vuran arkadaşınla oynamak zorunda değilsin denebilir.

Siz ne yapıyorsunuz sorunuza cevabım aslında önceki sayfalarda var,tekrar yazmayayım.
Bununla birlikte pdr veya psikolojik danışmanın çalışma prensibi sadece veliyle konuşmak ve çoçuğu sadece tembihlemek değildir belki sizin şahit olduğunuz durumlarda böyle bir çapsızlık yaşandığı için bu şekilde düşünüyorsunuz.
Ya da alanda çalışan bizler, doğru çalışma prensibini ve etkili sorun çözme yöntemlerini sergileyemiyoruz ki sizlerin zihninde böyle bir tablo oluşmuş,İğneyi kendimize Çuvaldızı velilere batıralım,burada bizde de hata var.
Oysa bu tip durumlarda uygulanacak pek çok psikolojik ve pedagojik yöntem var.
Oyun terapisi bunlardan biri mesela.

İdareci olarak benim tarzım şudur:
Okul psikolojik danışmanı ile birlikte oturur hem bireysel hem de sınıfta, hep birlikte yapılacak bazı çalışmalar planlar ve uygularız.
Yine de ilerleme kaydedemiyor muyuz?
Veliyi çağırırız,çoçuğunuzda şu şu sorunlar var,biz de bunları bunları yaptık ama yeterli gelmedi,lütfen uzman yardımı alın,
bizi aşıyor, biz tedavi merkezi değiliz derim,
Bu sıkıntılı ve gergin konuşmayı hep ben yaparım,kötü polis benim yani,elbette bunda özel kurumda görev yapmamın rahatlığı da var,
bunu inkar edemem.

Belli bir ilerleme sağlanana kadar çoçuğun okula devam ettiği gün ve saati kısıtlamak zorunda olduğumuzu,ilerleme gösterirse eski duruma dönebileceklerini,stabil kalırsa kısıtlı devam edileceğini,tedaviyi keserler ve durum kötüye giderse kaydı iptal edeceğimi söylüyorum.
Sizin çocuğunuzu elbette önemsiyorum bununla birlikte sınıftaki 15-16 çoçuğu da düşünmek zorundayız diye ekliyorum.

Benim bu konudaki prensibim; aile olayın vehametini anlayıp harekete geçmiyor ve çocuğu için yardım almıyorsa, ben onlardan daha fazla çabalamak zorunda değilim.

Geçmiş yıllarda bu şekilde tedbir aldığımız, gününü ve saatini kısıtladığımız öğrencilerimiz hatta velisinin bize kızıp, kırılarak tamamen kaydı iptal etme yoluna gittiği durumlar da oldu. Yani %100 başarı sağladığımı iddia etmiyorum, buna rağmen ben yine de bu ve benzeri konularda pedagojik ve psikolojik yöntemlere,okul-aile işbirliğine ve çabaya inanırım.
Aksine inanıp, uygulamam zaten aldığım eğitimin ve mesleki tecrübemin hakkını vermemek olurdu, öyle değil mi?
Sizinle karşılıklı yazışıp, tartışmaktan da keyif aldığımı eklemek isterim.
Çünkü benim için farklı her bakış açısı, ayrı bir zenginlik ve mesleki katkı sağlıyor.
Sağlıcakla kalın.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…