Bu arkadaşlık mıdır yoksa adam kullanmak mıdır?

Vize-final haftası banada selam veren verene bir yerlere davet eden edeneydi nasıl ki bu haftalar geçerdi yine beni bana bırakırlardı 😂 ortada arkadaşlık filan yok bu tiplerden hep olur.ilk hafta en az 30 kişiyle arkadaş olurlar amaç “kimden ne sağlasam”dır.o sizi arayıp sormuyorsa sizde arayıp sormayın üzerine düşmeyin bu kadar
 
Kütüphaneye davet edip sürekli ekiyor olması ve birlikte gösteri izlemeye davet edip, gittikten 10 dk sonra başka arkadaşlarla buluşmam lazım diyip gidişinde de sorun yok mu?
Bu iki davranış bile o şahısla muhattap olmamak için yeterli sebepler bence...
O gün belki işi çıkmıştır, gitmesi gerekmiştir. Yani hoş değil ama çok büyütecek bir olay değil ki. en azindan gelmiş:)) Kendi para verip aldığım/davet ettiğim tiyatro biletlerinde bile o kadar çok kere son saniye ekildim ki, olay bana ilginç gelmedi. Tam olarak neye alındığını bile anlamadım konu sahibinin 🤪 yani gidelim demiş,o gun bir işi çıkmış gelmemiş,ya da gelmis ama ilk yarida 'isim var' demiş, gitmiş. Dünya hali, yani olmayacak şey değil ki. Her ekildigim arkadaşıma gönül koysaydim çevremde üç kişi bile olmazdı heralde :)
Geç kalma konusunda da bazen onbeş dakika bazen bir saat gecikmiş. Ama hep gelmiş.
Demek ki dakik birisi değilmiş.
İnsanları ülkesine göre yargilamayi hiç sevmem ama kültür diye bir şey var. Adamlar kapıda müşteri varken bile öğle sıcağında dükkanı kilitleyip siesta saatinde uyuyan bir millet. Yüzlerce yıllık gelenekleri bu. Yani dakik olmamasina şaşmamak gerekir. Çünkü bu disiplin yok genelde faslilarda , rahat insanlar. Mesela bir alman olsaydi dakikası dakikasına orada olurdu, onun için bu önemlidir,böyle yetişmiş. Ama Faslı için 'amaaaan geldik ya' durumu var . Benim arkadaş çevremdeki faslilarda da var bu durum, biraz fazla rahatlar.
Konu sahibinin su cümlesi kilit bence 'Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim'
Sen gormezden gelince kız umursamamis demek ki, belki takıldığını bile dusunmemistir. Madem rahatsız oluyorsun kendini doldurup iyice biriktirmeden uyarmak gerekir arkadaşını.
Yani bilmiyorum ben mi fazla umursamazim ama her şeye anlam yüklemeye, her şeyden alınmaya gerek yok.
Arkadaşlığı artık seni mutlu etmiyorsa mesafe koy , olsun bitsin. Ya da yardım istediğinde eğer sana külfet olacaksa yapma. Ama 'ya hep ya hiç - aman da benle arkadaşlık yapmak istemiyorsan söyle' falan..bu tepkilere çok da gerek yok.
İnsanları bu kadar onemsemeye de gerek yok. Alt tarafı üniversitedeki arkadaşın. Değişik bir tip, onla takılmayı seviyorsun. Canın istediği zamanlarda takıl o zaman. Ara sıra davet et bir yerlere,sana da farklılık olur. 7/24 best kanki olmaya gerek yok.
 
Ayy ne sinir bir tip. Evlerden ırak. Soruyor musunuz bir de? Ayrıca o piyano gösterisinde sizi bıraktığı olaya ayrı bir sinirlendim. O olaydan sonra lafımı söyler bir daha asla muhattap olmazdım ben olsam. Deli midir nedir
 
ablacım çok mu içerlendin sen bu kıza? hayır o kadar detaylı anlatmışsın ki alınma ama uykum geldi okurken
çok üzüldüysen, sil hayatından gitsin yahu, bir sürü insanla tanışacaksın daha 1.sınıftasın

ayrıca bir şey daha, arkadaşlık içerisinde yapılan yardımlar, dinlenen dertler, destek olunan zor anlar, alınan hediyeler, atılan mesajlar, yapılan aramalar karşılık beklenerek yapılmamalı bence...
sen beklemeden, zaten otomatik olarak karşılıklı hale gelir o, heee gelmezse de çıkar ilişkisidir arkadaşlık değil.
mesela ben artık böyle ilişkileri hayatımda bulundurmuyorum. he çocuk gibi küsmüyorum da ama mesafe koyuyorum herkes yerinde kalıyor, sana da aynını tavsiye ederim.
 
hala arkadaş mısınız ki

yani ya da arkadaş olmak nedir

karşılaşırsanız ayak üstü muhabbet eder geçersiniz

siz bölüme gitmişsiniz o hazırlıkta kalmış

zaten orada kopmuş ki olay

pandemide arayıp sormak vs de gereksiz bence
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
böylelerini öyle iyi bilirim kiiii 50 arkadaşı vardır 2sinden başka hepsi yan cebimde dursun işim düşerse kullanırım popüler olayım kullanıyım amaçlı olanlardır sende onlardan birisin seni harcamaktan asla korkmaz bok kadar değer vermez sanırsam işi düştüğü için sana yaklaşmış uzak dur dahaa çooooook üzülürsün git değer verecek birini bul 1 tane olsun gerçek olsun arkadaşın
 
Neden bu kadar ısrar ediyorsun arkadaş olmak için. Yapışıp kalmışsın kıza. Mesajını 3 hafta görmeyecek sen de sevgilin sanki trip atacaksın olacak şey değil.
Hala da soruyorsun, inanmak istemiyorsun arkadaş olmadığınıza.
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
Evet hata ediyorsun kız seni kullanıyor
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
Bu kizla uğraşacağınız tüm vakitlerde kampüs bahçesinde bomboş otursaniz daha cok arkadaşınız olurdu inanin.

Arkadaslik konusunda rahat davranmanizi oneririm bu kadar ince düsünmeyin denk geldiği gibi davranin kimse icin yapmayacaginiz biseyi yapmayin. Boyle zorlama arkadasliklar ilerlemiyor zaten.
 
Zaten arkadaş değilsiniz denk gelmişsiniz zaman geçirmişsiniz biraz. Üniversitede hele hazırlıkta arkadaş sadakati beklemeyin hiç. H ile konuşmayın olsun bitsin hiç dert edecek bi şey yok.
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
O vurdukça siz birrrr daha demişsiniz bir o yanağınızı Bir bu yanağınızı uzatmışsınız. Yapmasaydınız keşke
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?


onu hiçbir şekilde aramaz sormaz,mesaj attığı zamanda sıradan bir arkadaşım gibi cevap verip geçerdim. hatta özellijkle mesajlarına geç cevap verirdim ki aynı seyi yaşasın. ve ondan yakın arkadaş olmayacağını anlardım
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
Siz tek tarafli bir arkadaslik yasamissiniz. O yüzden bu şahsi onemsemeyip hayatinizdan cikarin. Ben böyle biriyle arkadaslik yapamam. Elimden geleni yapiyorsam ve karsi tarafin umrunda degilsem ki ben sizin kadar asla ugrasmazdim bana birsey katmayan bir insan ile olmaz degil arkadaş olmak sokakta gorsem tanımam
 
ben ortada iki arkadaş göremedim sinavlari gecmek icin kendine bedava bi ogretici bulan bir H ve arkadas edinmek icin kendinden fazlasiyla ödün veren sizi gordum sadece
 
H gibi insanlar çok
Senin yalnız kalmaktan korkma n gerçeğini ve insan kaybetmemek için her şeye eyvallah eden tavrının sebebini bulup bunun üzerinde çalışman gerekiyor
Bunu çözmezsen hayır demeyi öğrenemezsen her şeyi görmezden gelmeye devam edersen hem kullanılırsın hem de çok korktuğun yalnız kalma halinden kurtulamayacaksın
Kullanılan bir yalnız olacaksın
Kavgaysa kavga gerginlikse gerginlik
Bu kadar verici olma
H yi de çıkart hayatından
 
Üniversite öğrencisiyim ve İzmir’de okuyorum. 2019’da üniversiteyi kazandım. Bilirsiniz, üniversitelerde 1 yıllık hazırlık sınıfları var. İngilizce hazırlık sınıfı atlama sınavı var. Hazırlık sınıfını atlarsan direkt bölüme başlıyorsun, atlayamazsan hazırlık okuyorsun. Ben atlayamadım. Hazırlık sınıfındayken bizim sınıfta Faslı bir kızla tanıştım. Kızın ismine kısaca ‘H’ diyelim. H gerçekten çok sosyal ve cana yakın birisiydi. Benle tanışmadan önce okulda sadece 1 aylık süre boyunca kendine 20’den fazla arkadaş edinmişti. Ne zaman üniversite kampüsüne girsek, kampüste birileriyle selamlaşıyordu. H ile arkadaş olduk. Hazırlık sınıflarında öğrencilerin bilgi seviyelerini ölçebilmek için zaman zaman okuma, dinleme, yazma ve konuşma sınavları yapılır. H’nin ingilizcesi zayıf olduğu için gramer konularını pekiştirebilmek için benden yardım istedi. Benim ingilizce gramer konusunda eksiğim yoktu ve gramere çalışmaya da ihtiyacım yoktu. (Hazırlık atlama sınavında başka yerlerden puan kaybettim.) Ama yine de isteğini geri çevirmedim, çünkü yeni bir arkadaş edinmek istiyordum. ve elimden geldiğince yardım etmeye çalıştım. Akşam kütüphaneye gitmiştik, gece saat 1’e kadar H’yi çalıştırdım.

Daha sonra arkadaşlığımız başladı. İkimiz de şehre yabancı olduğumuz için beraber şehri keşfediyorduk ve bu süreç içinde birbirimizi daha yakından tanıdık. H ile iyice yakınlaşmıştık. Yabancı olduğu için ve haliyle Türkçesi de zayıf olduğu için zorlandığı durumlarda yardım ediyordum. (Mesela İzmir metrosu için öğrenci kartı çıkartmak istemişti ve Konak’a gidip ordan kartı almasını sağlamıştım. Kendisine online alışveriş için banka hesabı açmak istiyordu ve çoğu banka yabancı uyrukluların banka hesabı açmasına izin vermez. Ziraat bankası müşteri hizmetlerine ulaşıp yabancı uyrukluların Ziraat bankasından kendilerine hesap açabileceğini öğrendim ve bilgiyi aktardım. Türkçesi zayıf olduğu için yardım ettim. Bu liste böyle uzayıp gider.)

Yalnız H ile takıldığım süreç içerisinde kendimi tuhaf hissetmeye başladım. 2020’ye girmeden önce apartman komşusu olan İranlı bir arkadaşına kıyafet ve kozmetik ürünleri alarak güzelce bir hediye paketi hazırladı. Ben de kendisine yılbaşı için şal almıştım. Yılbaşından sonra bozulmuştum çünkü bana hiçbir şekilde hediye almamıştı. Aslında, aklının ucundan bile geçirmemişti, ama diğer arkadaşı için özene bezene bir hediye paketi hazırlamıştı. Elimden geldiğince iyi davrandığım hâlde, vaktimden fedakarlık ettiğim hâlde onun gözünün önünde hiçbir hatrım yoktu. Diğer kalan zibilyon tane arkadaşının arasından sadece ”önemsiz”, olmasa da olur denebilecek türden bir arkadaşıydım. Yanlış anlaşılmasın, burada hediyenin pahalılığı önemli değil. Küçük ve basit bir hediye alarak da önemsediğini gösterebilirdi. Bana hediye almaması, onun gözünde hiçbir değerim olmadığını gösteriyor. Yine de hoşnutsuzluğumu belli etmedim. Görmezden geldim.

Başka bir zaman okulun kendi çapında düzenlediği bir piyano çalma gösterisi vardı. H, izlemeye gitmek istediğini söyledi ve gelmemi teklif etti. Ben de kabul ettim ve saat akşam 8’de konferans salonuna gittik. Konferans salonundan 10dk sonra kalktı ve başka bir arkadaşıyla buluşması gerektiğini söyledi ve apar topar gitti. Salonda sap gibi tek başıma kalmıştım ve yine bozuldum. Görmezden geldim.

2 ay sonra bütün sınıflar değişti ve herkes başka sınıflara dağıldı. H ile farklı sınıflara düştük. Sınıflar ayrıldıktan sonra H yanıma gelip güz döneminde yapılacak olan hazırlık atlama sınavından bahsetti ve beraber çalışmayı teklif etti. Aslında çalışmak istemiyordum çünkü hazırlık sınıfındaki öğretilenleri kendi kendime pekiştirmiştim ve sınav formatını iyice çözmüştüm. Ama yine de kırmak istemedim ve isteğini kabul ettim. Çalışmak için her gün kütüphanede belli bir saatte buluşmak üzere anlaştık nitekim buluşma vaktinde kütüphaneye gelmiyor, bazen 15, bazen 30, bazen de 1 saat geç kalıyordu ve bu süre bazen 1 saati de aşıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Çalışmak isteyen kendisiydi, fikir kendisinden çıkmıştı, fakat yaptığı işi ciddiye almıyordu ve benim de zamanımı çalıyordu. Yine de ses çıkarmadım ve görmezden geldim. Daha önce birkaç kez arkadaş kaybetmiştim. Ama bu seferkini kaybetmek istemiyordum.

Hazırlık atlama sınavına kadar olan dönemde benimle iletişimi koparmadı. Hemen hemen her gün arayıp hal hatır soruyordu. Hazırlık atlama sınavı gittikçe yaklaşıyordu ve sınav yaklaştıkça daha çok arayıp yazmaya başlamıştı. Hazırlık atlama sınavından bir gün önce biraz daha çalıştık. Her şey yolunda gidiyordu. Sınava girdik. Ben geçtim, o kaldı. Sınava girdiğimiz gün, konuştuğumuz son gün oldu. Sınav bittikten sonra hiç arayıp sormadı ve bütün iletişimi kesti. Ben bu arada kendi bölümüme başlamıştım. Bir gün merak edip aradım ve sınavdan geçip geçemediğini sordum, geçemediğini söyleyince moral vermeye çalıştım ve konuşma bu şekilde sonlandı. 1 ay sonra hiç beklenmedik bir şekilde whatsapp üzerinden “Merhaba, nasılsın, ne yapıyorsun” diye mesaj yazdı. O sırada telefon elimde olduğu için mesajı hemen gördüm ve 1dk içinde mesaja “iyiyim, sen nasılsın?” şeklinde cevap verdim. Fakat benim gönderdiğim mesajı 2 haftadan fazla bir süre boyunca görmedi ve cevap yazmadı. Soruyu soran kendisi, diyaloğu başlatan kendisi, ama ben cevap yazdığımda 2 haftayı geçik bir süre boyunca cevap yazmıyor. Amacı tam olarak neydi, bilmiyorum. Sınavdan önce bana böyle birşey yapmamıştı. Tavırlarına iyice bozulmaya başlamıştım. Mesaja cevap vermeyeli 3 hafta olmuştu. H’ye mesaj yazdım ve dedim ki “Eğer arkadaşlık etmemden rahatsız oluyorsan, açık açık söyle.”

Anında gördü ve sesli arama başlattı. Mesajı haftalarca göremediğini, whatsapp mesaj kutusuna bir sürü mesaj düştüğünü ve mesajların biriktiğini ve bu yüzden benim attığım mesajı da görmediğini söyledi, özür diledi. “Tamam, sıkıntı yok.” diyerek telefonu kapattım. Yine görmezden geldim.

Daha sonraları Covid-19 Türkiye’de yayılmaya başladı. Üniversiteler çevrimiçi eğitime geçti, ben de İzmir’den ayrıldım ve eve döndüm. Pandemi dönemindeki 6 aylık süreçte arayıp sormadı. İlk ben mesaj yazdım. Pandemi döneminde ne yapıp ettiğini sordum. Mesaj yazdığımdaysa oldukça kestirme cevaplar vererek sohbeti sonlandırdı.

Şimdi benim sormak istediğim soru şu: Eğer ki siz benim yerimde olsaydınız, bu kızla arkadaşlığınızı devam ettirir miydiniz yoksa arkadaşlığınızı sonlandırır mıydınız? Ben bu kızla arkadaşlığımı devam ettirmeye çalışarak hata mı ediyorum?
Sanki sorunlu evlilik aşamalarını yazmışsın gibi her bölümün..... Finalin hep aynı.... Görmezden geldim görmezden geldim görmezden geldim........ O ne isterse hep o olmuş keyfine göre....... Arkadaş kaybetmek istemiyorum demişsin...... Bu arkadaşınmı sahiden mi....... Sen hiç bişey istedin mi üst üste ondan..... Sanmam....... Şimdi devam edeyim i diyemi soruyorsun.... Sen zaten onun için sadece ihtiyacı olduğunda işini gören hep almadan veren birisin... İster et ister etme onun için Bi fark yaratmaz..... Dilerim bir gün alma verme dengeni ayarlayabilirsin sevgiler
 
O kisi arkadaslik kurmzyor. En azindan sizinle. Isine yarayacak insanlar topluyor. Gercrk arkadaslari sizi ugruna ortada birakip gittigi insanlar. Siz arkadasi degilsiniz zaten
 
Hakikaten bu kadar saf olabilir misiniz?
İyi niyet ile saflık afedersiniz enayilik arasındaki çizgi çok incedir.....bazı insanlar o çizgiye çok dikkat eder bazıları etmez insanlar arasındaki bir fark da budur.....çok genç oluşunuza verdim bence bunu kimseye tekrarlamayın size arkadaşlık böyle olur diyenlere inanmayın o arkadaş dediğiniz kişi işi bitince zaten size by by diyecek..... Zaman size öğretir...... Ya bu dünyada kendiniz gibi çok çok çok iyi insanlara denk gelirsiniz ki bu öyle kolay iş değil..... Yada kim iyi kim kötü ayırt etmeyi öğrenin.... Sizin iyiliğiniz için yazdım kırmak istemem.... Bunun yolu bu..... Gülbahçesi yok yolda......
 
X