- Konu Sahibi inceuclusarjiolanvarmi
- #21
Yazmak istiyorum sadece. Çare olacağından değil, yarım bırakma lüksü olmamasından. Evveliyatımda yazdığım tüm sayfalar çöp kovasındaki yerini aldı. Bilgisayardaki tüm belgeler geri dönüşüm kutusunun en afilli beyazında kayboldu. Çeşitli internet sitelerinde yazdıklarımı tek tek sildim ardından. Kendimle yüzleşmek ağır geldi zira. Burada durum farklı imiş, yeni öğrendim. Yazdığını silmek yasakmış, ne de güzelmiş. Belki engel olur bu durum dizginlemeye çalıştıklarımı kusmanın akabinde, yok etme isteğimi. Belki yasaklar, kendime koyduğum engellerin önüne geçer de durdurur yarım bırakma ve yok etme eğilimimi.
Sadece yazayım. Geri dönüşü olmayacağını bilerek. Ruhumun karanlığını aydınlatmasa da, kelamlarımla kirlettiğim beyaz bir sayfa dikilsin karşımda. Sanki tek engelim buymuş gibi, sayfaların beyazlığını da kirleteyim karanlığımla. Çare aramıyorum artık. Çareyi umacak kadar sebebim olsun istiyorum sadece. Ölümün çekiciliği yaşamın yanında ezilsin istiyorum. Sesi çıkamasın, bir köşeye çekilip sırasını beklesin.
İnsanlara tahammül edebileyim istiyorum mesela. Aptalından kindarına, hasedinden ikiyüzlüsüne. Hepsinin yaşama hakkının benden bağımsız olduğunu kabullenip, sessizce izleyebileyim mesela. Kendime tahammül edebileyim sonra da. Değişken ruh hali, antidepresanlara özenen ergenlerin kelamlarından ibaret olsun mesela. "ay valla bugün çok moralim bozuk" cümlesinin akabinde alınmış birkaç paçavra ile benim de dünyam aydınlanmalı mesela... Mümkün mü ki?
Kitapların zihnime kazıdığı hayallerden bir gerçek oluşturmaya çalışmak yerine, kendi gerçeğimle yüzleşme cesaretine sahip olsam ya. Cesaret... Ötekilerin bünyemdeki miktarına özendiği, ancak aynaların acımasızca yüzüme haykırdığı saçmalık. Nedir ki cesaret? Eli bıçaklı bir adamın üzerine yürümek midir? İpini koparıp üzerine saldıran üç beş köpeğin karşısında hissizlikle dikilmek midir? Gecenin karanlığında en kuytu sokaklarda gülümseyerek yürümek midir? Çoğunluğun anladığı budur cesaretten. Özenerek bakarlar varlığına. Nasıl bu kadar cesur oluyorsun Allah aşkına? Yok yavrum bu cesaret değil. Bu hissizlik. Benim cesaretsizliğimin sayesinde ulaşamadığım bir sona, belki bir başkasının elinden ulaşırım isteği sadece. Bu korkaklığımın bir göstergesi. Birilerinin şekillendirdiği hayatımda, vasıfsızca çırpınmış olmamın bir sonucu.
Peki ya güç? Yapay cesaretle bağlantılı bu da. Ne kadar beklentisiz isen, o kadar güçlüsündür aslında. Diğerlerinin vereceği zararlar kendine verdiğin zarardan daha fazla olamaz ki. Onların karşısında güçlü durmak, kendi zayıflığınla yüzleşmene engel olamıyor ki.
Nefes alamıyorum çoğu zaman. Çocukluğumda nefesimi tutar ne kadar dayanabileceğimi ölçerdim tüm saflığımla. Şimdilerde yetmiyor payıma düşen oksijen miktarı. Birileri benim yerime nefesimi tutsa ya.
Sadece yazayım. Geri dönüşü olmayacağını bilerek. Ruhumun karanlığını aydınlatmasa da, kelamlarımla kirlettiğim beyaz bir sayfa dikilsin karşımda. Sanki tek engelim buymuş gibi, sayfaların beyazlığını da kirleteyim karanlığımla. Çare aramıyorum artık. Çareyi umacak kadar sebebim olsun istiyorum sadece. Ölümün çekiciliği yaşamın yanında ezilsin istiyorum. Sesi çıkamasın, bir köşeye çekilip sırasını beklesin.
İnsanlara tahammül edebileyim istiyorum mesela. Aptalından kindarına, hasedinden ikiyüzlüsüne. Hepsinin yaşama hakkının benden bağımsız olduğunu kabullenip, sessizce izleyebileyim mesela. Kendime tahammül edebileyim sonra da. Değişken ruh hali, antidepresanlara özenen ergenlerin kelamlarından ibaret olsun mesela. "ay valla bugün çok moralim bozuk" cümlesinin akabinde alınmış birkaç paçavra ile benim de dünyam aydınlanmalı mesela... Mümkün mü ki?
Kitapların zihnime kazıdığı hayallerden bir gerçek oluşturmaya çalışmak yerine, kendi gerçeğimle yüzleşme cesaretine sahip olsam ya. Cesaret... Ötekilerin bünyemdeki miktarına özendiği, ancak aynaların acımasızca yüzüme haykırdığı saçmalık. Nedir ki cesaret? Eli bıçaklı bir adamın üzerine yürümek midir? İpini koparıp üzerine saldıran üç beş köpeğin karşısında hissizlikle dikilmek midir? Gecenin karanlığında en kuytu sokaklarda gülümseyerek yürümek midir? Çoğunluğun anladığı budur cesaretten. Özenerek bakarlar varlığına. Nasıl bu kadar cesur oluyorsun Allah aşkına? Yok yavrum bu cesaret değil. Bu hissizlik. Benim cesaretsizliğimin sayesinde ulaşamadığım bir sona, belki bir başkasının elinden ulaşırım isteği sadece. Bu korkaklığımın bir göstergesi. Birilerinin şekillendirdiği hayatımda, vasıfsızca çırpınmış olmamın bir sonucu.
Peki ya güç? Yapay cesaretle bağlantılı bu da. Ne kadar beklentisiz isen, o kadar güçlüsündür aslında. Diğerlerinin vereceği zararlar kendine verdiğin zarardan daha fazla olamaz ki. Onların karşısında güçlü durmak, kendi zayıflığınla yüzleşmene engel olamıyor ki.
Nefes alamıyorum çoğu zaman. Çocukluğumda nefesimi tutar ne kadar dayanabileceğimi ölçerdim tüm saflığımla. Şimdilerde yetmiyor payıma düşen oksijen miktarı. Birileri benim yerime nefesimi tutsa ya.