Bundan daha doğalı olmadı
Adı Derya… İlk doğumunu yine birlikte yapmıştık. Doğuma hazırlık kursumuza katılmıştı. Doğumu nispeten kolay bir doğumdu ancak son anda bebeğin kalp atışlarında bozulma nedeni ile vakum uygulamak zorunda kalmıştık.
İkinci bebeğinde çok rahat bir hamilelik geçirdi. Doğumdan zaten korkmuyordu. Bu ikinci doğumunda çok daha rahat olacağı belliydi.Yeniden kurs yerine sadece yoga çalışmalarımıza devam etti. Lorens ile yoga yapmak zaten başlı başına bir doğuma hazırlık eğitimi sayılır. Lorens iki bebeğini de evde ve doğum havuzunda yapmıştı. İkinci doğum ikizdi ve Neşe Karabekir ile birlikte doğumunda bulunmuştuk.
Derya Pazartesi akşamı için randevu istemişti ama Salı günü daha uygun olur demiştim. Ama Pazartesi sabahı 12:00 gibi eşi aradı ve bebeğin gelmeye hazır olduğunu söyledi. Muayene için çağırdım. Hemen geldiler. 5 cm açıklık ve neredeyse tama yakın silinme ile doğumunun çok yakında olacağı belliydi. Su kesesi açılmamıştı.
Yaşadıklarıma inanamıyordum. İlk defa bir doğum gündüz başlamıştı ve gündüz bitecekti.
Hastaneyi aradığımda yine Meral Ebe oradaydı. Hiç muayene etmesine gerek olmadığını ve su kesesini açmamasını söyledim. Ama bu sefer bana erken haber vermesini istedim. Bu doğum çok çabuk olacaktı.
Saat 15:00 gibi içimden bir ses hastaneye gitmem gerektiğini söyledi. Tam hastane kapısından girerken cep telefonumda hastanenin arama yapmakta olduğunu gördüm. Santralin önünden geçerken görevliye kapatmasını söylerken, adamcağız şaşkınlığını gizleyemedi.
Doğumhanede Derya dizlerinin üstünde ıkınıyordu. Bir şey yapmasına hiç gerek yoktu, bebek zaten her şeyi yapıyordu. Muayene bile etmedim. Ama bebeğin çıkışını görmek için biraz geri gitmesini söyledim. Evet, bebeğin başı artık gözüküyordu. Bu durumlarda artık bir ayna yardımı gerekiyor. En kısa zamanda bunu yapmam lazım.
Çok kolay bir doğum olacaktı ama Derya’nın biraz kontrollü ve yavaş ıkınması yırtık olmasını önleyecekti. Artık anneleri bu konuda hem kurs sırasında hem de doğum anında uyarıyorum. Son iki doğumda her iki anne de bunu çok kolay uyguladı. Derya daha da ileri giderek, kendi eliyle kontrol ederek bebeğin çok yavaş çıkmasını sağladı. O filmlerde gördüğünüz nefesini tutarak, patlarcasına aşırı ıkınmalarda eser yoktu. Bunun yerine sakin nefesler ve kontrol vardı. Derya dizlerinin üzerinde öne doğru eğilmişken bebeğin başı çıktı. Ağzını temizledik. Sıra omuzlardaydı. Derya bu anda da başarılı bir şekilde yavaş ıkındı.(Bu anda yavaşlamak çok kolay değil, çok güçlü bir ıkınma hissi geliyor.) Omuzlar yavaşça sıyrılarak geldi. Bebek ellerime doğuverdi. Bebeği yavaşça havlunun üzerine yere bıraktım ve Derya’ya geri gelip oturmasını söyledim.
Derya geri oturur oturmaz bebeğini yerden kucakladı ve göğsüne aldı. Derya’nın arkasına doğum topunu koyarak onun rahat etmesini sağladık. Kordonunu geç kestik. Yine doğum sonrasında sessizlik sağladık. Su kesesi doğum anında kendiliğinden açıldı ve epizyotomi yapmadığımız gibi yırtık da olmadı.
Herkesin görüp görebileceği en doğal doğum olmuştu. Bana düşen tek görev bebeği tutmak ve anneye teslim etmekti. Yıllardır hayallerini kurduğumuz doğumlar artık sırayla gerçekleşiyordu. Anneler artık doğuma, bedenlerine ve bebeklerine güvenmeyi öğrenmişler, kendi doğum hikayelerini yazıyorlardı.
Her zaman olduğu gibi yine bir bebeğimiz benim burada olduğum günlerde doğmaya karar vermişti ve bu sefer çok kolay bir doğumu seçmişti. Eğer ilk doğumlarda sezaryen yapmayı veya olmayı bırakabilirsek, 2-3 yıl içinde hep böyle kolay doğum hikayelerine şahit olacağız. Bebeklerimiz gürültüsüz, ışıksız sevgi ortamlarında doğacaklar ve doğar doğmaz anne kucağı ile buluşacaklar. Hatta bu doğumda olduğu gibi anneler istedikleri doğum pozisyonunu tercih ederken, biz doktorlar sadece izleyici olacağız. Anne Dostu Hastane felsefelerinin hakim olduğu doğum odaları çok yakın bir gelecekte her yerde ulaşılır olacaktır. Bunun için profesyonel anlamda çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bu konuda herkesin desteğini istiyoruz. Ülkemizdeki doğum gerçeğinin pozitif yönde değişimi siz kadınlar sayesinde olacaktır.
Dr.Hakan Çoker İstanbul Doğum Akademisi
05.04.2011
Adı Derya… İlk doğumunu yine birlikte yapmıştık. Doğuma hazırlık kursumuza katılmıştı. Doğumu nispeten kolay bir doğumdu ancak son anda bebeğin kalp atışlarında bozulma nedeni ile vakum uygulamak zorunda kalmıştık.
İkinci bebeğinde çok rahat bir hamilelik geçirdi. Doğumdan zaten korkmuyordu. Bu ikinci doğumunda çok daha rahat olacağı belliydi.Yeniden kurs yerine sadece yoga çalışmalarımıza devam etti. Lorens ile yoga yapmak zaten başlı başına bir doğuma hazırlık eğitimi sayılır. Lorens iki bebeğini de evde ve doğum havuzunda yapmıştı. İkinci doğum ikizdi ve Neşe Karabekir ile birlikte doğumunda bulunmuştuk.
Derya Pazartesi akşamı için randevu istemişti ama Salı günü daha uygun olur demiştim. Ama Pazartesi sabahı 12:00 gibi eşi aradı ve bebeğin gelmeye hazır olduğunu söyledi. Muayene için çağırdım. Hemen geldiler. 5 cm açıklık ve neredeyse tama yakın silinme ile doğumunun çok yakında olacağı belliydi. Su kesesi açılmamıştı.
Yaşadıklarıma inanamıyordum. İlk defa bir doğum gündüz başlamıştı ve gündüz bitecekti.
Hastaneyi aradığımda yine Meral Ebe oradaydı. Hiç muayene etmesine gerek olmadığını ve su kesesini açmamasını söyledim. Ama bu sefer bana erken haber vermesini istedim. Bu doğum çok çabuk olacaktı.
Saat 15:00 gibi içimden bir ses hastaneye gitmem gerektiğini söyledi. Tam hastane kapısından girerken cep telefonumda hastanenin arama yapmakta olduğunu gördüm. Santralin önünden geçerken görevliye kapatmasını söylerken, adamcağız şaşkınlığını gizleyemedi.
Doğumhanede Derya dizlerinin üstünde ıkınıyordu. Bir şey yapmasına hiç gerek yoktu, bebek zaten her şeyi yapıyordu. Muayene bile etmedim. Ama bebeğin çıkışını görmek için biraz geri gitmesini söyledim. Evet, bebeğin başı artık gözüküyordu. Bu durumlarda artık bir ayna yardımı gerekiyor. En kısa zamanda bunu yapmam lazım.
Çok kolay bir doğum olacaktı ama Derya’nın biraz kontrollü ve yavaş ıkınması yırtık olmasını önleyecekti. Artık anneleri bu konuda hem kurs sırasında hem de doğum anında uyarıyorum. Son iki doğumda her iki anne de bunu çok kolay uyguladı. Derya daha da ileri giderek, kendi eliyle kontrol ederek bebeğin çok yavaş çıkmasını sağladı. O filmlerde gördüğünüz nefesini tutarak, patlarcasına aşırı ıkınmalarda eser yoktu. Bunun yerine sakin nefesler ve kontrol vardı. Derya dizlerinin üzerinde öne doğru eğilmişken bebeğin başı çıktı. Ağzını temizledik. Sıra omuzlardaydı. Derya bu anda da başarılı bir şekilde yavaş ıkındı.(Bu anda yavaşlamak çok kolay değil, çok güçlü bir ıkınma hissi geliyor.) Omuzlar yavaşça sıyrılarak geldi. Bebek ellerime doğuverdi. Bebeği yavaşça havlunun üzerine yere bıraktım ve Derya’ya geri gelip oturmasını söyledim.
Derya geri oturur oturmaz bebeğini yerden kucakladı ve göğsüne aldı. Derya’nın arkasına doğum topunu koyarak onun rahat etmesini sağladık. Kordonunu geç kestik. Yine doğum sonrasında sessizlik sağladık. Su kesesi doğum anında kendiliğinden açıldı ve epizyotomi yapmadığımız gibi yırtık da olmadı.
Herkesin görüp görebileceği en doğal doğum olmuştu. Bana düşen tek görev bebeği tutmak ve anneye teslim etmekti. Yıllardır hayallerini kurduğumuz doğumlar artık sırayla gerçekleşiyordu. Anneler artık doğuma, bedenlerine ve bebeklerine güvenmeyi öğrenmişler, kendi doğum hikayelerini yazıyorlardı.
Her zaman olduğu gibi yine bir bebeğimiz benim burada olduğum günlerde doğmaya karar vermişti ve bu sefer çok kolay bir doğumu seçmişti. Eğer ilk doğumlarda sezaryen yapmayı veya olmayı bırakabilirsek, 2-3 yıl içinde hep böyle kolay doğum hikayelerine şahit olacağız. Bebeklerimiz gürültüsüz, ışıksız sevgi ortamlarında doğacaklar ve doğar doğmaz anne kucağı ile buluşacaklar. Hatta bu doğumda olduğu gibi anneler istedikleri doğum pozisyonunu tercih ederken, biz doktorlar sadece izleyici olacağız. Anne Dostu Hastane felsefelerinin hakim olduğu doğum odaları çok yakın bir gelecekte her yerde ulaşılır olacaktır. Bunun için profesyonel anlamda çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bu konuda herkesin desteğini istiyoruz. Ülkemizdeki doğum gerçeğinin pozitif yönde değişimi siz kadınlar sayesinde olacaktır.
Dr.Hakan Çoker İstanbul Doğum Akademisi
05.04.2011