- 3 Temmuz 2009
- 3.389
- 729
- 398
Sabahtan beri kafam dağılsın diye şu forumdayım ama yok hanımlar olmuyor. Benim birilerine derdimi anlatmam ve akıl almam gerek onu anladım.
Burada geçenlerde konu açmış, nişanımda giyeceğim elbiseyle alakalı yorumlarınızı almıştım. Şimdi o elbise boşa gidecek.
Bu sabah terk edildim ben.
Erkek arkadaşımla 1.5 saat uzaklıkta olan iki ayrı şehirdeyiz. Ama şimdi kendisi müfettiş yardımcılığını kazandı ve eğitim için burada Haziran ayına kadar. 15 günde bir sınava tabi tutuluyorlar. Belirli bir puanın altına düşenler de müfettiş yardımcılığından düz memurluğa düşüyor. (Allah korusun) Kendisi de yapısı itibariyle zaten her sınavda deli gibi stres yapan ve resmen huy değiştiren bir insan. Akşam eğitimden sonra gece yarılarına kadar kütüphaneden çıkmadan ders çalışıyor. Tabi bu süre içerisinde her sınavda olduğu gibi gözünün üzerinde kaşın var desen kavga çıkartacak kadar gergin. Ben de huyunu bildiğim için bu dönemi geçene kadar alttan almaya gayret ediyorum.
Mart ayının son haftası nişanımız olacaktı. Her tarihimizi onun sınavlarına göre ayarlamak durumundayız ve ben nişan için bile babamı çok zor ikna ettim. Kendisi ben işe girmeden kesinlikle yüzük takılmasına karşıydı.
Nişan için alışveriş yapmamız gerekiyor. Elbisemi aldık ama daha bir sürü eksiğimiz var, daha alyansımızın akıbeti bile belli değil. O garibim de boş bulduğu vakitlerde halletmeye çalışıyor. Aslında bizim yapmamız gereken şeyler değil sanırım bunlar. Ailelerin de yardım etmesi gerekiyor ama onun ailesi nedense günübirlik buraya gelmeyi teklif etmedi. Bizi oraya çağırıyorlar, ona da babam yanaşmıyor nişan olmadan. İki arada bir derede kaldım yani. Bir de benim babam sorun çıkartıyor. Babam çok baskıcıdır, her şeyimize müdahale eder. Beni kıskanıyor, erkek arkadaşımı öğrendiğinden beri utanmasa evden çıkarmayacak.
Bu alışveriş işi için de tepkisinden korktuğumuz için izin isteyemedik. Çünkü ailesi yok, başbaşa gidip her şeyimizi yapmamıza karşı çıkacak. Annem sağolsun bir bahane bulup çıkardı beni geçen hafta. O gün elbisemi aldık. Geri kalan eksiklerimiz için bu hafta buluşmamız gerekiyordu. Normalde haftasonları da ders çalışır çünkü. Bu hafta sınav olmadığı için rahattı. Ve benimle alışverişe gidebilmek için memleketine gitmedi bu hafta.
Bu sabah buluşacaktık işte... Ama babamın evden çıkmasını beklemem gerekti, o da oyalandı falan derken geciktim. Erkek arkadaşım da zaten babamın beni bu kadar kısıtlamasına sinirleniyordu kendi kendine. Daha buluşmadan sinir küpüne döndü kısacası. Buluştuğumuzda da hala dırdır susmak bilmiyordu. Tamam dedim, geldim işte yanındayım, hala neyi tartışıyoruz? Ama yok susmuyor, konuştukça konuşuyor. Zaten baban beni hiç sevmedi biliyorum... Ayrım yapıyor o... Sorun senin dışarı çıkman değil benim... Benim şimdiye kadar ne yanlışımı gördü, sapık mıyım neyim ki benimle seni dışarı göndermek istemiyor... Bir sürü saatimiz boşa gitti... Bu ve bunun gibi onlarca cümle. Söyleniyor Allah söyleniyor. Bir yalvarmadığım kaldı, sus diyorum ya benim yapacağım bir şey mi var neden benim başımın etini yiyorsun. Ama yok susmadı. Ben de en sonunda dayanamadım ve mümkün olsa sana şimdi bir tane tokat atmak isterdim dedim. Beyefendi bu lafıma çok büyük tepki gösterdi. Bana bunu söyleyecek kadar saygını yitirdiysen babana da saygısızlık edebilir karşına alıp bu konuyu konuşabilirdin dedi. Elimizdeki paketleri bıraktı, ben gidiyorum dedi.
Peşinden gittim dur dedim durmadı. Ben de o an sinirle montundan tutup kendime doğru çekiştirdim. Dur dedim gidemezsin, ama durmadı gitti. Giderken de bırak beni dedi, ben seninle evlenmek istemiyorum. Onu duyunca kulaklarıma inanamadım çünkü kavga da etsek didişsek de dayanamaz bir saat sonra özür üstüne özür dilerdi, gönlümü almayı bilirdi, ve bana çok aşıktı. Sonra bıraktım gitti.
Ben de tıpış tıpış eve döndüm. Binbir taklayla dışarı çıktım ama o gün tamamen boşa gitti.
Annem sorunca da söyledim neler olduğunu. (İlk defa aramızdaki sorunu anneme söyledim ama saklayamazdım zaten. Gider gitmez geri döndüm ve ağlayarak döndüm. )
Arkasından mesaj attı anneni arayıp anlatacağım her şeyi. Ve aradı.
Rahatsızlıklarını dile getirdi. Niye kavga ettiğimizi ayrıntılıca anlattı. Ben onun beni sevdiğine inanmıyorum çünkü benim için hiçbir çabası yok, alışverişe gitmemiz bile mesele oluyor dedi. Annem de siz bilirsiniz oğlum demek ki anlaşamıyorsunuz dedi ve kapattı.
Aramızda ilk defa böyle bir şey oldu 2 senedir. Tam kavuşuyoruz derken hem de... O bana dayanamazdı, hemen arardı.
Ha bir de hemen bir kız bulup görücü usulüyle yaza evleneceğini söyledi. Ben en çok bundan korkuyorum çünkü delidir yapar.
Gözüm sürekli telefonumda ama yok. Aramadı hiçbir şey yapmadı. Ben ne yaparım hiç bilmiyorum. Her şeyimi ona göre ayarlamıştım ve çok seviyorum. Ama bir yandan da içim o kadar kırıldı ki... Ben onu haftalarca sınavı var stresli diye idare ettim alttan aldım, o bana böyle yaptı.
Ne yapmam gerekiyor hiç bilmiyorum ki ben. Aklım beynim durdu ve bunları paylaşabileceğim kimsem de yok.
Son gelişmelerden haberdar etmek istedim sizi hanımlar. Dün bahsetmiştim babası beni aradı ve onunla konuşacağını söyledi diye.
İkimizin de haklı olduğunu düşünüyormuş. Onu da anla kızım dedi, tanıdın artık sınav stresi onu çok değiştiriyor ve bu sefer ciddi bir sınavdan geçiyor. Sürekli ders çalışıyor, vakti çok kıymetli ve geriliyor bu yüzden. Babaannesi hasta, onu görmeye bile gelmedi vaktim yok diye ama senle de anlaşamayınca sinirlenmiş işte dedi.
Ama senin de yapabileceğin bir şey yok dedi. Artık bu işin adını koyuyoruz, babandan gizli saklı, anneni uğraştırarak falan iş yapman doğru olmaz dedi. Böyle bir durum olduğunda bana haber ver, ben babanla konuşup izin isterim. En doğrusu bu dedi.
Sonra da işte ben oğlumla konuştum, müsait olduğunda onu bir arayacakmışsın, senden haber bekliyormuş dedi. Ben de aradım sazan gibi. Aramamı istemişsin, ne diyeceksin dinliyorum dedim. Babam aramızı bulmaya çalışıyor nasıl yedin sen bunu ben arasın demedim diye kahkaha attı.
Sonra da oturup ciddi ciddi anlaşmamız gerek seninle dedi. Ne olursa olsun aileleri dahil etmeyeceğiz, sinirliyken birbirimizin üzerine düşmeyeceğiz diye anlaştık. Sonra o bir de benden babama karşı daha cesur olmamı istedi. Söz veremem ama çabalarım dedim.
Haksızım ben falan demedi ama o yaptığı için, dırdır ettiği için özür diledi. Pek tatmin olmadım bundan, ilerleyen zamanda acısını çıkartmak istiyorum.
Bir de babam cephesindeki gelişmelerden bahsedeyim sizlere. Annem babamla konuşmuş dün. Çok üzerine geliyorsun kızın senin yüzünden rahat rahat istediğini yapamıyor falan demiş. Babam da zaten ben düşünüyorum bir süredir, görücü usulü gibi oluyor bu çocuklar doğru düzgün birbirini tanıyamadan mı evlenecekler diye içim rahat değil demiş. Nişanlansınlar da haftasonları yemeğe falan çağıralım kaynaşsınlar demiş. Nişandan öncesi için de kayınpeder bey arayınca izni koparır, artık sorun olmaz gibi hissediyoruz. Annemin sert çıkması işe yaramış görünüyor.
Durum böyle işte hanımlar... Şimdiye kadar yorum yapan, tavsiyelerde bulunan herkese çok teşekkür ederim.
Sözde barıştık ama ben çok memnun değilim tavrından. Bu konuda benim ciddi bir taktiğe ihtiyacım var. Sizlerden yine yardım bekleyeceğim.
Burada geçenlerde konu açmış, nişanımda giyeceğim elbiseyle alakalı yorumlarınızı almıştım. Şimdi o elbise boşa gidecek.
Bu sabah terk edildim ben.
Erkek arkadaşımla 1.5 saat uzaklıkta olan iki ayrı şehirdeyiz. Ama şimdi kendisi müfettiş yardımcılığını kazandı ve eğitim için burada Haziran ayına kadar. 15 günde bir sınava tabi tutuluyorlar. Belirli bir puanın altına düşenler de müfettiş yardımcılığından düz memurluğa düşüyor. (Allah korusun) Kendisi de yapısı itibariyle zaten her sınavda deli gibi stres yapan ve resmen huy değiştiren bir insan. Akşam eğitimden sonra gece yarılarına kadar kütüphaneden çıkmadan ders çalışıyor. Tabi bu süre içerisinde her sınavda olduğu gibi gözünün üzerinde kaşın var desen kavga çıkartacak kadar gergin. Ben de huyunu bildiğim için bu dönemi geçene kadar alttan almaya gayret ediyorum.
Mart ayının son haftası nişanımız olacaktı. Her tarihimizi onun sınavlarına göre ayarlamak durumundayız ve ben nişan için bile babamı çok zor ikna ettim. Kendisi ben işe girmeden kesinlikle yüzük takılmasına karşıydı.
Nişan için alışveriş yapmamız gerekiyor. Elbisemi aldık ama daha bir sürü eksiğimiz var, daha alyansımızın akıbeti bile belli değil. O garibim de boş bulduğu vakitlerde halletmeye çalışıyor. Aslında bizim yapmamız gereken şeyler değil sanırım bunlar. Ailelerin de yardım etmesi gerekiyor ama onun ailesi nedense günübirlik buraya gelmeyi teklif etmedi. Bizi oraya çağırıyorlar, ona da babam yanaşmıyor nişan olmadan. İki arada bir derede kaldım yani. Bir de benim babam sorun çıkartıyor. Babam çok baskıcıdır, her şeyimize müdahale eder. Beni kıskanıyor, erkek arkadaşımı öğrendiğinden beri utanmasa evden çıkarmayacak.
Bu alışveriş işi için de tepkisinden korktuğumuz için izin isteyemedik. Çünkü ailesi yok, başbaşa gidip her şeyimizi yapmamıza karşı çıkacak. Annem sağolsun bir bahane bulup çıkardı beni geçen hafta. O gün elbisemi aldık. Geri kalan eksiklerimiz için bu hafta buluşmamız gerekiyordu. Normalde haftasonları da ders çalışır çünkü. Bu hafta sınav olmadığı için rahattı. Ve benimle alışverişe gidebilmek için memleketine gitmedi bu hafta.
Bu sabah buluşacaktık işte... Ama babamın evden çıkmasını beklemem gerekti, o da oyalandı falan derken geciktim. Erkek arkadaşım da zaten babamın beni bu kadar kısıtlamasına sinirleniyordu kendi kendine. Daha buluşmadan sinir küpüne döndü kısacası. Buluştuğumuzda da hala dırdır susmak bilmiyordu. Tamam dedim, geldim işte yanındayım, hala neyi tartışıyoruz? Ama yok susmuyor, konuştukça konuşuyor. Zaten baban beni hiç sevmedi biliyorum... Ayrım yapıyor o... Sorun senin dışarı çıkman değil benim... Benim şimdiye kadar ne yanlışımı gördü, sapık mıyım neyim ki benimle seni dışarı göndermek istemiyor... Bir sürü saatimiz boşa gitti... Bu ve bunun gibi onlarca cümle. Söyleniyor Allah söyleniyor. Bir yalvarmadığım kaldı, sus diyorum ya benim yapacağım bir şey mi var neden benim başımın etini yiyorsun. Ama yok susmadı. Ben de en sonunda dayanamadım ve mümkün olsa sana şimdi bir tane tokat atmak isterdim dedim. Beyefendi bu lafıma çok büyük tepki gösterdi. Bana bunu söyleyecek kadar saygını yitirdiysen babana da saygısızlık edebilir karşına alıp bu konuyu konuşabilirdin dedi. Elimizdeki paketleri bıraktı, ben gidiyorum dedi.
Peşinden gittim dur dedim durmadı. Ben de o an sinirle montundan tutup kendime doğru çekiştirdim. Dur dedim gidemezsin, ama durmadı gitti. Giderken de bırak beni dedi, ben seninle evlenmek istemiyorum.
Ben de tıpış tıpış eve döndüm. Binbir taklayla dışarı çıktım ama o gün tamamen boşa gitti.
Annem sorunca da söyledim neler olduğunu. (İlk defa aramızdaki sorunu anneme söyledim ama saklayamazdım zaten. Gider gitmez geri döndüm ve ağlayarak döndüm. )
Arkasından mesaj attı anneni arayıp anlatacağım her şeyi. Ve aradı.
Rahatsızlıklarını dile getirdi. Niye kavga ettiğimizi ayrıntılıca anlattı. Ben onun beni sevdiğine inanmıyorum çünkü benim için hiçbir çabası yok, alışverişe gitmemiz bile mesele oluyor dedi. Annem de siz bilirsiniz oğlum demek ki anlaşamıyorsunuz dedi ve kapattı.
Aramızda ilk defa böyle bir şey oldu 2 senedir. Tam kavuşuyoruz derken hem de... O bana dayanamazdı, hemen arardı.
Ha bir de hemen bir kız bulup görücü usulüyle yaza evleneceğini söyledi. Ben en çok bundan korkuyorum çünkü delidir yapar.
Gözüm sürekli telefonumda ama yok. Aramadı hiçbir şey yapmadı. Ben ne yaparım hiç bilmiyorum. Her şeyimi ona göre ayarlamıştım ve çok seviyorum. Ama bir yandan da içim o kadar kırıldı ki... Ben onu haftalarca sınavı var stresli diye idare ettim alttan aldım, o bana böyle yaptı.
Ne yapmam gerekiyor hiç bilmiyorum ki ben. Aklım beynim durdu ve bunları paylaşabileceğim kimsem de yok.
Son gelişmelerden haberdar etmek istedim sizi hanımlar. Dün bahsetmiştim babası beni aradı ve onunla konuşacağını söyledi diye.
İkimizin de haklı olduğunu düşünüyormuş. Onu da anla kızım dedi, tanıdın artık sınav stresi onu çok değiştiriyor ve bu sefer ciddi bir sınavdan geçiyor. Sürekli ders çalışıyor, vakti çok kıymetli ve geriliyor bu yüzden. Babaannesi hasta, onu görmeye bile gelmedi vaktim yok diye ama senle de anlaşamayınca sinirlenmiş işte dedi.
Ama senin de yapabileceğin bir şey yok dedi. Artık bu işin adını koyuyoruz, babandan gizli saklı, anneni uğraştırarak falan iş yapman doğru olmaz dedi. Böyle bir durum olduğunda bana haber ver, ben babanla konuşup izin isterim. En doğrusu bu dedi.
Sonra da işte ben oğlumla konuştum, müsait olduğunda onu bir arayacakmışsın, senden haber bekliyormuş dedi. Ben de aradım sazan gibi.
Sonra da oturup ciddi ciddi anlaşmamız gerek seninle dedi. Ne olursa olsun aileleri dahil etmeyeceğiz, sinirliyken birbirimizin üzerine düşmeyeceğiz diye anlaştık. Sonra o bir de benden babama karşı daha cesur olmamı istedi. Söz veremem ama çabalarım dedim.
Haksızım ben falan demedi ama o yaptığı için, dırdır ettiği için özür diledi. Pek tatmin olmadım bundan, ilerleyen zamanda acısını çıkartmak istiyorum.
Bir de babam cephesindeki gelişmelerden bahsedeyim sizlere. Annem babamla konuşmuş dün. Çok üzerine geliyorsun kızın senin yüzünden rahat rahat istediğini yapamıyor falan demiş. Babam da zaten ben düşünüyorum bir süredir, görücü usulü gibi oluyor bu çocuklar doğru düzgün birbirini tanıyamadan mı evlenecekler diye içim rahat değil demiş. Nişanlansınlar da haftasonları yemeğe falan çağıralım kaynaşsınlar demiş. Nişandan öncesi için de kayınpeder bey arayınca izni koparır, artık sorun olmaz gibi hissediyoruz. Annemin sert çıkması işe yaramış görünüyor.
Durum böyle işte hanımlar... Şimdiye kadar yorum yapan, tavsiyelerde bulunan herkese çok teşekkür ederim.
Sözde barıştık ama ben çok memnun değilim tavrından. Bu konuda benim ciddi bir taktiğe ihtiyacım var. Sizlerden yine yardım bekleyeceğim.
Son düzenleme: