size sordum ama yine kendim yazmadım:kedi:
bütün becerilerimi ev işlerimin neredeyse hepsini,resim yapmayı ve sevmeyi,ilk yazı yazmayı,yemek yapmayı özellikle hamur işlerini ve beyaz çamaşır nasıl yıkanır bunların hepsini annemden öğrendim..bunlarla birlikte annemin bir lafı vardır onada babasından nasihat kalan;''sabırla koruk helva olurmuş'' diye..bu söz sayesinde sabrın sonundaki mükafatlara ulaşmayı öğrendim..manevi anlamda öğrenmem gereken bir çok şeyide temelde annemden öğrendim..
babama gelince;
hiçbirşeyi şansa bırakmamayı,dürüst olmayı,seçici olmayı,ve nasıl sosyal olunur bunları öğrendim..her ikisindende öğrendiklerim de vardı izinsiz ve habersiz hiç bir iş yamam gerektiği,dürüst olmam,saygılı olmam ve sabırlı olmam tabikide..
babannem vefat ettiğinde ben sadece 11 yaşımdaydım ama buna rağmen gördüklerim ve görmediğim halde sadece duyduklarımla bile çok şey öğrendim..
başta azimli olmayı,bir insanın istedikten sonra yapamayacağı hiçbirşey olmadığını, güçlü olmayı ve cesaretli olmayı öğrendim..babannem herkeze hiç esirgemeden evindekini dağıtırdı..paylaşmanın ne kadar önemli oldunuda ozaman değil belkide ama sonra aklım erdikçe anladım ve öğrendim..birde gelene muhakkaki birşey yedirmek isterdi asla bişey ikram etmeden göndermezdi,buda bizim kültürümüzün bir parçasıdır aslında ama burdaki asıl gayeyide yine aklım başıma gelince öğrendim..
annanemdende sabrın ve sukunetin insana neler kazandıracağını,birde yaşa başa bakmadan insanın mesleğini sevdiği işi yapması gerektiğini öğrendim..yine okumanın yaşı olmadıgını onun elindeki koca bir kitabı merakla okurken gördüğümde hayıflanarak öğrendim ve anladım..
annanem şu seten ve kırkyama dediğimiz yorganlardan dikerdi bu işi keyifle yapardı ve neredeyse 80 yaşına kadarda bu işi hiçbir mecburiyeti ve ihtiyacıda yokken annemlerin ve dayımların yeter artık bırak yapma demesine ragmen devam ederek dikti..şu anda 92 yaşında hala yaşar ama versen eline bişey yine boş durmaz biliyorum yapmaya çalışır..burdan öğrendiklerimde yine çok mühim şeylerdi tabi..
babamın yaşlı bir teyzesi vardı.
annemler ben küçükken bahçe işleri oldugunda bana bakması için beni ona bırakırlardı,belkide beni en çok etkilendiğim hayatıma yön verecek şeyleri ondan da öğrenmiş olabilirim..
elime makas ve kumaş parçaları verirdi bebeklerime elbiseler dikerdik,örğü örmeyi öğretti daha ilkokula bile gitmiyordum hatta bunları öğrendiğimde..
iki katlı küçük bir bahçesi vardı ilk girişteki bahçe bembeyaz duvarları mis kokulu çiçekleri ve ferah buz gibi tertemiz bir evi..
çok ilerleyen yaşına ve kambur beline rağmen ne zaman gitsek hep gülen yüzü,neşesiyle yedirecek birşeyleri olurdu.evi hep
tertemizdi,düzenliydi.mutfakta herşeyin üstünde örtü vardı. misafirlerine küçükte olsa çok saygılıydı,çocukları sevindirmek için yapmayacagı şey yoktu..
huzur dolu bir yuvada kadın neler yapabilir,doğru enerji insanları nasıl etkiler,temizlik nasıl olur,tertip düzen ne demek,saygı nedir, nasıl olur.. belkide adını bile koyamadığım daha bir çok şeyi yanında kaldığım zamanlarda da sonrasında da ondan öğrendim...
sevgiyi aşkı paylaşmayı,paylaştıkça azalan ve artan duyguları,güç almayı, ve daha bir çok şeyi eşimden,dünyanın en muhteşem duygusu anneliği,karşılıksız ve çıkarsız herşeye rağmen sevebilmeyi,merhameti ve şükretmenin önemini de çocuklarımdan öğrendim..
aslında daha okadar çok insan varki saymakla bitmez..zaman zaman hepsini hatırlayıp öğrendiklerimi anlatırım ama şimdilik daha fazla sıkmak istemiyorum sizleri..umarım sizlerinde anlatacağı güzel tecrübeleri vardır.sabırsızlkla bekliyorum..
hepinize sevgileropuyorumnanaktan