Çalışan kadınların hepsi için aynı şey, yani evde sözünü geçirebilmesi durumu geçerli değil bence. İki tarafın (karı ve koca) yetişme tarzı aldığı kültür de önemli bir faktör. Açıkçası ben çalışan bir kadın olarak bazı konularda çok sıkıntılıyım. Eşimle sekiz ay önce evlendik zaten evlenme sürecimiz de çok hızlı gelişti birbirimizin ailelerini tanıma fırsatını da çok bulamadık. Bizim özel bir durumumuz var ayrı şehirlerde yaşıyoruz. İkimizde kariyer meslekleri yaptığımız için belli aşamaları tamamlayıp yani doktora tezlerimizi yazıp bir araya gelmeyi planlıyoruz. Hafta sonları sürekli yollardayız hafta içi ikimizin de çok yoğun bir çalışma temposu var ayrıca mesleğimiz evde oturup çalışmayı da gerektiriyor. Evliliğimin ilk zamanları aile el öpmeleri, bayram ziyaretleri ile geçti kızkardeşimin düğünü bizden bir buçuk ay sonra oldu bu süreçte yeni evli bir çift gibi yaşayamadık. Hafta içi ayrı şehirlerdeyiz, hafta sonu bir noktada buluşmaya çalışıyoruz ayrıca aileler sürekli istediği için onlarla görüşmek için yollar, yorgunluklar demeden kalplarini kırmamaya çalışıyoruz. Üstelik onun ailesi farklı benim ailem farklı şehirde yani bunca yorgunluk ve sorumluluk üzerine evlendiğimizden beri dört şehir arasında kaç km yol kat ettiğimi otobüslerde kaç gün geçirdiğimi hesaplamak bile istemiyorum. Benim için hafta sonu evde sakin sadece evimin işlerini yaparak geçireceğim bir hafta sonu bile lüks resmen. Eşimin ailesine bayramlar dışında defalarca gidip kaldık abilerine aynı şekilde. Hiçbir özel günlerini ihmal etmedik, yurt dışından akrabaları geldi ona bile koşa koşa gidip gönüllerini yaptık. Keza ailesi ve abisi ailesiyle eşimin yaşadığı şehire gelip kaldılar haftasonu misafirimiz oldular. Bir kez bile saygısızlık etmedim surat asmadım. ama ben doktora yapan akademisyen olma hayalleri ve çabası içinde sorumlulukları çok ağır 32 yaşında yetişkin bir kadınım. bayramda gidip el öpüyoruz, iki gün sonra anneleri abartmıyorum iki gün sonra gelip yine haftasonunu bizle geçirmek istediler, ben de evliliğimizin ilk haftalarını zaten görüşemediğimiz için yalnız geçirmek istiyorum dedim. hakaret ve saygısızlık gördüğüm bir kavgaya dönüştü. bu süreç böyle devam etti. Yine bir hafta sonu gelmek istediler tamam dedik tüm planlarımızı yaptık. ben kilometrelerce yol gitiim, işlerimi erteledim bekliyoruz. kayınvalidem gelmedi akşam geleceklerdi kayınpederim kafasına göre esmiş çıkmış sabahın köründe yola eğer eşim kalkıp sabah erken aramasaydı onları bizi öylece eve hatta yatakta yatarken bulacaktı. Sonra ertesi hafta yine birlikte geleceğiz dediler bu sefer ben bana uygun bir tarih olmasını istedim her hafta akıllarına estiği gibi plan yapmamalarını rica ettim. ama yine kendilerine uygun gördükleri tarihleri seçerek geliyorlar. Ben de sesimi çıkardığımda çok kötü kavgalar yaşanıyor eşim bu sefer benim ailem üzerinden çok can yakıcı cümleler kuruyor. Benim istediğim sadece son dakika sürprizleri olmasın. Bu haftasonu kayınvalidem benim yaşadığım eve gelicek, bu tarihi de kendi seçti önceden çünkü 23 Nisan tatili var ve ben de planımı buna göre ayarladım. Son dakikada eşim abisi, yengesi ve iki küçük çocuğunu da misafir listesine ekledi. Evim halen bekar evi gibi yeni eşyam, doğru dürüst üç gün boyunca misafir ağırlayabileceğim bir ev ortamım yok. Ayrıca pazar akşamı annlerindeydik daha ve ben sabah 6'da kalıp yollara düştüm saat 9:30'daki toplantıma yetişmek için kilometrelerce yol katettim. Haftasonu evde olmadığım için akşam altıdan sonra eve gelip her gün biraz ev temizliyorum. Uzun lafın kısası berbat bir durumdayim her yere herkese yetmeye çalışıyorum. Eşime abinlerin başımın üstünde yeri var ama onları da başka bir hafta sonu daha rahat ağırlarız dediğimde büyük kavga yine çıktı. bana evli bir kadın gibi davranmam gerektiğini söyledi ve daha bir sürü ağır laf. 32 yaşındayım, iki ayrı şehir ve evde mekik dokuyorum, makale ve tez yazmaya çalışıyorum, bu arada aileleri onların istediği mükemmel şekilde ve sıklıkta karşılayamıyorum. Eşim bu arada zaten neredeyse her hafta içi ailesini uykusundan fedakarlık edip ziyaret ediyor. ama bunlar yetmiyor kimseye ve ben yetemiyorum en başta eşime. İstediğim sadece dinlenebilmek ve eşimle biraz evliliğin tadını çıkarabilmek haftada iki günden fazla görüşemiyoruz. ama bunu ona bile anlatamıyorum. Sözüm pek geçmiyor kısaca, kendini evin erkeği gibi hissetmek eğitimli eğitimsiz her erkeğin takıntısı. Sözlerinin geçmemesi ya da itiraz gelmesi onları deliye döndürebiliyor. şu an bu mesele yüzünden yol ayrımına bile geldik çünkü onun gözünde benim kişiliğimi ortaya koyup evime benim de uygun olduğum zamanda misafir gelmesini istemem hele ailesi ise büyük hakaret. Bilemiyorum bazen bunda kültür farklılığı da önemli olabilir diye düşünüyorum. Yani sadece eğitim yeterli olmayabiliyor kadının derdini anlatabilmesine