Yanlışsam düzelt, 17 yaşında evlenmişsin. Daha 24 yaşındasın ve de neyse ki çocuk yok. 7 senede yaşadığın ortama, evine, çevrene alıştın elbette ki. Ama bundan daha önemli olan şey ise kendine olan sevgin ve saygın. Geri kalana alışılır. Gerçekten evin, çevren, eşyan değişir alışırsın. Ama aldatılmak, 7 senelik eşinin onca yaptığına rağmen seni evden kovması bunlar sindirebileceğin, alttan alabileceğin ya da yok sayabileceğin şeyler değil. Uzatmanın da hiçbir anlamı yok. Ne kadar çabuk o kadar iyi. Ne kadar tartışma ve uzatıp durma o kadar yıpranma demektir. Kendine olan sevgini kimse için kaybetme. Kimsenin 3 kuruşluk sözde sevgisine tamah etme. Kimse için kendine olan saygını da kaybetme. 7 seneyi yok sayıp da seni bir çırpıda evden kovan bu adamın evinde daha fazla durma ve zerre yardım da isteme sana tavsiyem. Bağını tek seferde kopar at. Evet beklentilerin, ümitlerin, hayallerin farklı idi. Ama bu kişide bunları karşılayabilecek karakter, kişilik, kapasite "yok". Hiç intikam diye de düşünüp bununla aynı seviyelere inme. Aynısını sen yapsan şikayetçi olduğun kişiden ne farkın kalır ki? Onu sinir etsen, üzsen, kahrolsa eline ne geçer? Koca bir hiç. Kendine yeni bir sayfa açmaya niyet et. Daha çok gençsin. Ümitsizlik deryalarına düşme. Silkelen, kendine gel ve yoluna bak. Erteleme hiç. Bu herifle uğraşıp da kendini yorma daha fazla. Hiç değmez. Anlamak istemeyene, hatasını kabul etmeyene ömrünün sonuna kadar anlat uğraş nafile. Hala kendini yoracak mısın zerre değmeyecek biri için?