Hikaye tadında.Oturduğum semtten iğreniyorum. Ne kadar görgüsüz, yol yordam bilmeyen insan varsa toplanmış adeta! Dün akşamüstü ufak bir işim çıktı, dışarı çıkmak için her insan gibi bina kapısını kullanıyorum ve özellikle belirtecek olursam binada giriş ve çıkış yapmak için kullanılan; yazıyla bir rakamla 1 adet kapı var. O katta oturanların 5 tane çocuğu var ve en küçük çocuk 4 yaşında bir erkek. Resmen binanın içinde yaşıyor. Oyuncaklarını diziyor, merdivenlerden geçerken izin istiyoruz falan. Neyse dedik çocuktur oynasın. Ama dün gördüklerim beni delirtti! Dışarıda hava ılık, güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor... Merdivenleri ikişer üçer inerken keyifli bir ıslık dudaklarımın arasından kayarak çıkıyor. Aşırı keyifliyim yani. Her neyse giriş kata geldim kızlar oturuyor (4 yaşındaki oğlan çocuğunun ablaları) merdivende, gördüler beni ancak kenara çekileyim falan yok, rica ettim canımlar izin verirseniz yüksek müsadenizle şuradan sıyrılıp çıkayım, diye. Oflayarak çekilirken gözüm bina kapısının oradaki çocuğa takıldı. Kıçı bize dönük, elleri önünde ve biraz öne doğru kerkinmiş! Beyin nöronlarım çarpıştı o an, çocuk işedi işeyecek sinyali artık her bir hücremde inliyordu. Evladım napıyorsun demeye kalmadan -evden çıkarken güneş ne güzel parlıyor diye Tanrı’ya şükrettiğim ışık demeti dünyayı aydınlatmayı bırakmışta çocuğun çişini aydınlatmayı görev edinmişti sanki- işeyiverdi. Ya inanın, doğruca köşeye de işemedi yukarılara kadar işedi. Ablasının ismi Medine, “Medine kalksana napıyor kardeşin diye bağırdım, “Anneni çağırsana” diye cıyakladım. “Ya siz napıyorsunuz yaa” diye hönkürdüm. Bina kapısı, ben kendi kendime temizlenirim, diye dile gelecekti de kızdan en ufak bir ses dahi çıkmadı! “Medine” diye yineledim. Olağanca boşvermişliğiyle “Başka yerden çık o zaman” dedi. Size tüm samimiyetimle söylüyorum o an binada başka bir çıkış olduğuna inandım gördüklerimin de şokuyla “Nerede yea diğer kapı gösterinsenize” diyecektim!!! Çocuğa evine gitsene dedim, çocuk ben evime gitmem dedi! Ya biz o kapıya dokunuyoruz ya, sonra gidip ekmek alıyoruz falan. Annesi çıktı seslere; noluyor Desmoond dedi, çocukların anlatsın dedim. İyi ki cebimde selpak vardı da onunla açtım kapıyı! Ben şimdi ne kadar konuşsam da o çocuk o haltı yine yiyecek, annesi umursamaz kadının teki. Bana bir yol gösterin ya napayım ben?
Kötü bi durum olmuşta asıl şey demeye geldimmOturduğum semtten iğreniyorum. Ne kadar görgüsüz, yol yordam bilmeyen insan varsa toplanmış adeta! Dün akşamüstü ufak bir işim çıktı, dışarı çıkmak için her insan gibi bina kapısını kullanıyorum ve özellikle belirtecek olursam binada giriş ve çıkış yapmak için kullanılan; yazıyla bir rakamla 1 adet kapı var. O katta oturanların 5 tane çocuğu var ve en küçük çocuk 4 yaşında bir erkek. Resmen binanın içinde yaşıyor. Oyuncaklarını diziyor, merdivenlerden geçerken izin istiyoruz falan. Neyse dedik çocuktur oynasın. Ama dün gördüklerim beni delirtti! Dışarıda hava ılık, güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor... Merdivenleri ikişer üçer inerken keyifli bir ıslık dudaklarımın arasından kayarak çıkıyor. Aşırı keyifliyim yani. Her neyse giriş kata geldim kızlar oturuyor (4 yaşındaki oğlan çocuğunun ablaları) merdivende, gördüler beni ancak kenara çekileyim falan yok, rica ettim canımlar izin verirseniz yüksek müsadenizle şuradan sıyrılıp çıkayım, diye. Oflayarak çekilirken gözüm bina kapısının oradaki çocuğa takıldı. Kıçı bize dönük, elleri önünde ve biraz öne doğru kerkinmiş! Beyin nöronlarım çarpıştı o an, çocuk işedi işeyecek sinyali artık her bir hücremde inliyordu. Evladım napıyorsun demeye kalmadan -evden çıkarken güneş ne güzel parlıyor diye Tanrı’ya şükrettiğim ışık demeti dünyayı aydınlatmayı bırakmışta çocuğun çişini aydınlatmayı görev edinmişti sanki- işeyiverdi. Ya inanın, doğruca köşeye de işemedi yukarılara kadar işedi. Ablasının ismi Medine, “Medine kalksana napıyor kardeşin diye bağırdım, “Anneni çağırsana” diye cıyakladım. “Ya siz napıyorsunuz yaa” diye hönkürdüm. Bina kapısı, ben kendi kendime temizlenirim, diye dile gelecekti de kızdan en ufak bir ses dahi çıkmadı! “Medine” diye yineledim. Olağanca boşvermişliğiyle “Başka yerden çık o zaman” dedi. Size tüm samimiyetimle söylüyorum o an binada başka bir çıkış olduğuna inandım gördüklerimin de şokuyla “Nerede yea diğer kapı gösterinsenize” diyecektim!!! Çocuğa evine gitsene dedim, çocuk ben evime gitmem dedi! Ya biz o kapıya dokunuyoruz ya, sonra gidip ekmek alıyoruz falan. Annesi çıktı seslere; noluyor Desmoond dedi, çocukların anlatsın dedim. İyi ki cebimde selpak vardı da onunla açtım kapıyı! Ben şimdi ne kadar konuşsam da o çocuk o haltı yine yiyecek, annesi umursamaz kadının teki. Bana bir yol gösterin ya napayım ben?
Kendimce bir şeyler karalıyorum ama kendimce tabii..Kötü bi durum olmuşta asıl şey demeye geldimm
Yazar mısınız? Değilseniz düşünün
Oturduğum semtten iğreniyorum. Ne kadar görgüsüz, yol yordam bilmeyen insan varsa toplanmış adeta! Dün akşamüstü ufak bir işim çıktı, dışarı çıkmak için her insan gibi bina kapısını kullanıyorum ve özellikle belirtecek olursam binada giriş ve çıkış yapmak için kullanılan; yazıyla bir rakamla 1 adet kapı var. O katta oturanların 5 tane çocuğu var ve en küçük çocuk 4 yaşında bir erkek. Resmen binanın içinde yaşıyor. Oyuncaklarını diziyor, merdivenlerden geçerken izin istiyoruz falan. Neyse dedik çocuktur oynasın. Ama dün gördüklerim beni delirtti! Dışarıda hava ılık, güneş parlıyor, kuşlar cıvıldıyor... Merdivenleri ikişer üçer inerken keyifli bir ıslık dudaklarımın arasından kayarak çıkıyor. Aşırı keyifliyim yani. Her neyse giriş kata geldim kızlar oturuyor (4 yaşındaki oğlan çocuğunun ablaları) merdivende, gördüler beni ancak kenara çekileyim falan yok, rica ettim canımlar izin verirseniz yüksek müsadenizle şuradan sıyrılıp çıkayım, diye. Oflayarak çekilirken gözüm bina kapısının oradaki çocuğa takıldı. Kıçı bize dönük, elleri önünde ve biraz öne doğru kerkinmiş! Beyin nöronlarım çarpıştı o an, çocuk işedi işeyecek sinyali artık her bir hücremde inliyordu. Evladım napıyorsun demeye kalmadan -evden çıkarken güneş ne güzel parlıyor diye Tanrı’ya şükrettiğim ışık demeti dünyayı aydınlatmayı bırakmışta çocuğun çişini aydınlatmayı görev edinmişti sanki- işeyiverdi. Ya inanın, doğruca köşeye de işemedi yukarılara kadar işedi. Ablasının ismi Medine, “Medine kalksana napıyor kardeşin diye bağırdım, “Anneni çağırsana” diye cıyakladım. “Ya siz napıyorsunuz yaa” diye hönkürdüm. Bina kapısı, ben kendi kendime temizlenirim, diye dile gelecekti de kızdan en ufak bir ses dahi çıkmadı! “Medine” diye yineledim. Olağanca boşvermişliğiyle “Başka yerden çık o zaman” dedi. Size tüm samimiyetimle söylüyorum o an binada başka bir çıkış olduğuna inandım gördüklerimin de şokuyla “Nerede yea diğer kapı gösterinsenize” diyecektim!!! Çocuğa evine gitsene dedim, çocuk ben evime gitmem dedi! Ya biz o kapıya dokunuyoruz ya, sonra gidip ekmek alıyoruz falan. Annesi çıktı seslere; noluyor Desmoond dedi, çocukların anlatsın dedim. İyi ki cebimde selpak vardı da onunla açtım kapıyı! Ben şimdi ne kadar konuşsam da o çocuk o haltı yine yiyecek, annesi umursamaz kadının teki. Bana bir yol gösterin ya napayım ben?
Koş oğlum ayakkabılarının içine de işe derse napçamçocuklardan daha beter huzurunu kaçırmak.
Koş oğlum ayakkabılarının içine de işe derse napçam
Gözümün önünde çişler kakalar uçuşuyorSokaktan kucakladıgınız ilk hayvan dostumuzu nemrut komşunun kapısına götürüp işe çocugum deyin
Çişe çiş, göze göz, kana kan, intikam intikam intikam
Bilgisayardan cikti alip her yere yapistir apartmanda oglun kapiya isiyor diye utanır belki
Ben komşudan da beter oldum galibaGözümün önünde çişler kakalar uçuşuyorUyumaya korkuyorum
Ben taşınınca benim yerime gelecek insanlar? Çok ciddiyim bu evden ayrılmaya kalktığımızda taşınacak insana bu binada kapılara şakır şukur işiyorlar diye söyleyeceğim. Belki aynı malzemeden biri çıkar da mağara kaçkını gibi yaşarlar. İller ettim!Romantik haberde çıksa acırız, bilmem kaç çocuk sürünüyor diye.
Nasıl bu hale geldi bu toplum? Hep mi böyledi bazıları?
Benim yaşadığım coğrafyada bu olmaz, ama küçük azınlık var, belli bölgelerde yaşayan, ev içinde adeta köy kuran. Maalesef o bölgede sırf kira ucuz diye yaşadım 1 sene. Hem de tek başıma. Başka eyalet gibiydi yemin ederim.
Kira ucuz, ama her şey kötü.
Marketten sigara alana bön bön bakıyorlardı, çünkü millet kaçak sigara alıyor çok ucuza.
Kınıyorum da, nereye kadar.
Taşın bence.
Elbette söyleyeceksin, ben de netten eski eve yorum yaptım.Ben taşınınca benim yerime gelecek insanlar? Çok ciddiyim bu evden ayrılmaya kalktığımızda taşınacak insana bu binada kapılara şakır şukur işiyorlar diye söyleyeceğim. Belki aynı malzemeden biri çıkar da mağara kaçkını gibi yaşarlar. İller ettim!
Çünkü gerçekten trajikomik bir olay. Medeniyette şuralara geldik buralara geldik. Şelale yaptık, fidan diktik, bayrak astık diyorlar. Gelinen nokta bina kapısına işemek. Bina kapısı ya bu, kapı bu! Git bari kuma toprağa işe hayvan! Şuna bak kuma işeseydi bari diye telkin ediyorum kendimi. Ay daha fazla yazamıcam sinirlerim çok bozuldu. Gülmekle ağlamak arasında gidip geliyorum. Kafayı kurtardım galibaDurum gerçekten kabul edilemez ve sinir bozucu, niye ciddiyetimi toplayamadım ben de bilmiyorum
Ev bizim aynı zamanda onların da kendi evi.Kiracı mısın? Kiracıysan bu durumu ev sahibi ile konuş o konuşsun yönetici ile daha ciddiye alırlar. Ev sahibiysen onları binadan attırmaya kadar giden haklarınız var.
Ya bu insanlar nasıl oluyor da bunu yapacak kadar görgüsüz ve duyarsız kalmayı başarıyorlar? Diyorum ki, çocuk ya unut gitsin çocuk! Ulan bizim de var çocuğumuz ama. Bizim de var evladımız. Kim bilir kaç defa işedi o kapıya? Kaç defa elimizi dokunduk(sonra ağzımıza yüzümüze dokunduk tabi), kaç defa kıyafetimiz değdi? Kaç kez market poşetlerini yere koyduk, sonra da evimizdeki halıların üstüne koyduk. Yok gerçekten yatışamıyorum.Elbette söyleyeceksin, ben de netten eski eve yorum yaptım.
Ay ben zaten obsesifim, tüm dünyam karardı. Kapıya kaç defa dokunduğumuzun hesabını yapıyorum. Dışardan gelince elimizi yıkamadığımız zamanları hatırlamaya çalışıyorum. Cidden beddua edeceğim seni doğuran anaya da babaya da diye.Allah sabır versin. Ailesi böyle bir durumu anlamıyorsa polise bile bildirilebilir bence, psikolojik bir rahatsızlığı olması lazım insanın buna ses çıkarmaması için.
Yerinizde olsam evden çıkarken hiçbir yere değmezdim (Hatta kendi kapımada, belli mi olur çocuk inat yapar başka yerlerede yapar) Doktor eldivenlerinden iki tane üst üste takar peçeteyi onla tutup kapıyı açardım, cidden böyle yapardım sanırım...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?