Çocuğum olduktan sonra yaşadığım pişmanlık hissi…

kfrx1234

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
3 Ocak 2025
5
10
3
Yıllardır kadınlar kulubünü çeşitli konularda bilgi almak için kullanan ben bugün ilk defa yaşadığım sürece yönelik sizlerin yorumlarını almak amacıyla konu açıyorum. Konu başlıktan da tahmin ettiğiniz gibi… sürecimi özetlemem gerekirse:
30 yaşındayım ve 2022 ağustosta evlendim. Evlendikten sonra eşimle aramızda hiç çocuk muhabbeti geçmemişti. ta ki 2024 yılı gelene kadar. Ben o sıralar 29 dum etrafımdaki arkadaşlarımın bir kısmının artık bebeği vardı. Benden küçük benden büyük olanlar olmak üzere. O dönem benim hormonlardan mıdır bilmiyorum birden çocuk fikrim belirdi. Sanırım çevremden etkilendim bir de hep şu “ ya olmazsa sonradan zor olursa şimdiden yapmak lazım” düşüncelerine de kapılarak. Konuyu eşime açtığımda onun bu fikre henüz uzak olduğunu gördüm, aramızda bunun tartışmaları yaşandı ama inanın neye dayanarak tartıştım hiç bilmiyorum. Sonrasında konuyu rafa kaldırmaya karar verdim ve bunu eşimle de paylaştım. Derken mayıs ayı geldiğinde eşim benim bu sürece kafayı taktığımı düşünerek ilişki esnasında yapacağını yaptı. Daha o an içime bir huzursuzluk gelse de adetim yakın olduğundan gebelik olabileceğine ihtimal vermedik. aktif bir korunma yöntemi de kullanmadığınızdan dolayı olan oldu ve o tek seferlik ilişkide hamile kaldım. Bebek muhabbeti yapan ben öğrendiğimde hiç sevinemedim, çok garip hissettim sanki eski hayatıma veda etmişim gibiydi. Fakat olan oldu diyerek sürece adapte ettim kendimi ve olduğumu da düşündüm. Gebeliğin 28. Haftası gibi bebeğimde gelişme geriliği yaşanmaya başladı. Bundan sonrasında çok stresli günler yaşadım. 33. Haftada yatış verildi ve doğuma kadar yatış yaptım. Sürekli nst ler ultrasonlar doktorların şüpheli yorumları ile psikolojim iyice alt üst oldu. Hastanede olduğum her gün şu an bu gebelik sonlansa diye hep içimden geçirdim. Bebeğim doğdu küvezde kaldı. O arada bisürü kontrol bazı durumlar oldu, stresten sütüm azaldı. Bebeğim şu an 4 aylık.
Başlarda alışır gibi olsam da kızlar ben çok kötü hissediyorum kendimi. Gün içinde evde ara ara hep ağlıyorum. Şu an bebeğime tek bakıyorum. Nerdeyse aralıksız her an eski hayatımı düşünüyorum. Çocuk fikrine tamamen karşı değildik ama keşke daha sonra olsaydı diyorum hep aklımda hesap kitap yapıyorum. Şimdi de Kendimi çocuğu olmayan akranlarımla kıyaslamaya başladım. Ne güzeller diye. Hatta çocuk olduktan sonra bir insan bile isteye neden çocuk yapar ki evresine geldim yani nerdeyse çocuk fikrine karşıyım artık. Bu söylediklerim bebeğin bakımı vs ile ilgili değil aslında tam olarak. Benim içimi yakan eşimle olan eski günlerimiz, rahatlığımız, o neşeli özgür kadının ellerimin arasından kayıp gitmesi. Üzerine yeteri kadar düşünüp etmeden anlık bi gazla çocuk yapmış olmam. Keşke diyorum şöyle daha çok yaşayacağımı yaşayıp 32 yaşında bir anne olsaydım. Eşime konuyu açıp içimi döktüğümde bunu sen istedin demeye getiriyor. Kendimi artık çok çaresiz, hevessiz, beklentisiz hissediyorum. Sevgililik sürecimiz oldu ama evliliğimin ve evimin tadını çıkartamadım gibi geliyor. Hepsi bir yana bir de bebeğim komple ufak gelişimi nasıl olacak diye düşünüyorum o da ayrı boğuyor beni…
Özet dedim ama biraz uzun oldu kusura bakmayın, benim gibi olan benzer durumları yaşayan ya da yaşamayan sizlerin yorumlarına çok ihtiyacım var. Belki benim göremediğim şeyler vardır zira artık hiçbir şeye iyi yanından bakamıyorum.
 
Yani kendinizi çok yıpratmayın. Olan olmuş artık, geçmişi geride bırakıp geleceğe odaklanın. Başkalarıyla kıyas yapmayın, herkesin hayatı farklı, belki biri de size bakıp ne şanslı çocuğu var diyor. Çocuk belirli dönemine gelince siz de yavaş yavaş rahatlamaya, alışmaya başlarsınız. Çocuklu anneler çalışıyor, sosyal aktiviteler yapıyor, tatillere gidiyor. Siz de yapabilirsiniz. Bir az lohusalık da sizi geriyordur, ama emin olun ki düzelecek.
 
Lohusa depresyonu falan değil bu, çocuğa hazır olmadan hamile kalmışsınız. Bende benzer şekilde oğluma hamile kalmıştım ve plansız diye hiç istememiştim... şimdi oğlum 7 yaşında, her gün varlığına şükrediyorum. Acil psikolojik destek almanızı öneririm. Bu şekilde çocuğa sağlıklı şekilde bakamazsiniz
 
İyi değilsiniz dedikleriniz de de haklılık payı var, eskisi gibi olmayacak hayatınız. Olnan olmus terapi alın. Bebeğiniz için çok üzücü , doadan önce de şimdi de hissediyor istenmediğini. Hamileyken de böyleymişsiniz muhtemelen lohusa depresyonu değil karakteriniz böyle. Çok bakmak istemiyorsanız evlatlık verin isteyen birine. Tabi bunu yapmazsınız. Ama o zaman da bu bebek için toparlanmanız lazım. En masum o bu süreçte en sevgisiz kalan da. Bebekler çocuklar o kadra hissediyorki herşeyi. Özellikle annenin duygudurumunu çok iyi anlıyorlar. Bir kez üzgün olduğumu kızım benden önce farketmişti. Bir de küvezde kalmasına sağlık ile gelişimine vs üzülmüyor da yük ve uğraşacak bir de bu çıktı olarak görüyorsunuz çok acı
 
benim bebişim de 5 aylık. ilk zamanlar daha beter durumdaydım pişmandım açıkçası fakat sonra sonra bebeğimle hayata adapte olmaya başladım. messla her gün bebeğimi de alıp dışarı cıktım . evet agladı ben rahatsız oldum vs vs ama o hava bana iyi geldi. yani kendinizi sınırlandırmayın bence alın nereye gitmek istiyosanız bebeğinizi de götürün en azından her gün 10-20 dk yürüyüş yapın iyi gelir
 
terapi al bence mutlaka. Dogumdan sonra depresyona girmis olabilirsin.
30 yas cokta genc bir yas degil. Bir 5 yil sonra eiskli yaslara giriyorsun. Belkide zor hamile kalcaktin.
 
Güzel anne senin yaşadığın benzer duyguları hepimiz yaşadık ama daha az ama daha çok. Emin ol hepimiz “önceli hayatımızı” özledik ama bu düşünceler geçiyor. Bunları düşünmek de seni kötü anne yapmaz.Bebekle zaman geçirdikçe arandaki bağ kuvvetleniyor. (Sevgi kesinlikle emek) sen onun dilinden ihtiyacından anlıyorsun. Büyüdükçe sana arkadaş oluyor. İlk çocuktan 7 yıl sonra ikinciye cesaret edebildim ben her şey güzel olacak hele bir dillensin inan oh iyi ki doğurmuşum diyeceksin
 
Oncelikle saglicakla buyutun bebisinizi 35 yasinda evlendim 36 yasinda cocuk sahibi oldum. Evlenene kadar yalniz yasayan, surekli gezen, kafasina gore takilan biriydim. Bebegim olmasini istedim ama dogum yaptigimda o annelik duygusu bana gecmedi bir turlu. Tamamen yabanci biri hayatima girmis gibi ben simdi ne halt yiyecegim kafasindaydim. Yaklasik 40 koca gun agladim. Eski gunlerimi ozledim, hep o gunleri dusundum. Nasil devam edecegimi bilemedim. O mucize denilen hissiyat bende yoktu. Eski hayatima geri donme sansim artik bitti dusuncesi yedi bitirdi beni. Esimle bile bosanmayi dusundum. Fekalet bir psikoloji bu. Ne olduysa o 40 gunden sonra oldu tum duygu ve dusuncelerim degisti. Daha dogrusu bebegim artik benimle goz temasi kurmaya baslayinca, beni farkedince degisti hersey. Suan 3 aylik oldu. Sabah gozunu actiginda bana gulumsemesi, elimi tutmadan uykuya gecememesi, bana odaklanip beni izlemesi derken o ilk gunler hissettiklerimin pismanligi kapliyor icimi. Suan işe donmem gerekiyor, ilk gunler işe gitsemde uzaklaşsam diye dusunurken simdi nasil birakirim diye oturdum agliyorum. Benim o psikolojiden cikmam 40 gunumu aldi. Sizin fazla uzamiş bu sure. Belki destek alabilirsiniz.
 

Bebeklerin bazı şeyleri hissettiği konusunda elbette haklısınız bu yüzden ki ağlasam bile ardından gözyaşlarımı silip onu öpüp kokluyorum. Bu düşüncelerim bebeğim yüzünden değil onun suçu yok sonuçta fakat elimde değil. Ayrıca yaşadığı şeylere üzülmediğimi iddia etmişsiniz buna hiç katılmıyorum. Birçok badire atlattı hepsinde gözyaşlarım dinmedi eksik olmadı. Bu duygularım ona olan sevgimden bağımsız ama insan içini açıp da gösteremiyor ki işte böyleyken böyle diye…
 
Bu duyguları çoğumuz yaşıyoruz .Ben de çok pişman olmuştum .Bebeği isteyen ben olduğum halde.Aglardim, bebeğime bakardım ama ağlardım.Bi ara intiharı bile düşündüm .Hayatımın en zor zamanlarıydi.Bir yanimla canımdan çok seviyordum ama bir yanimla istemiyordum.Simdi 2.5 yaşında .Evet yoruluyorum ama mutluyum çocuğumla.İyi ki var diyorum.Gece boyu uyuyoruz , beraber dondurma yemeye gidiyoruz.Keyifli zamanlarımız oluyor.Pes etmeyin lütfen
 
Hamileliğiniz ve dogumdan sonrası normal geçmemiş. Normal geçenler bile bu duyguları yaşıyor. Sizi anlıyorum. Ama zamanla geçecek.
 
kevin hakkında konuşmaliyiz kitabini hatırlattiniz. onda da kadin kocasina mektuplar yazıyordu- bile isteye suca karisan cocugundan sonra- "harika bir hayatimiz varken ne halt etmeye cocuk sahibo olduk" minvalinde. onda da kendini , gecmisini, cocuga hamile kaldigini hissettiği geceyi bile irdeliyordu, basindan sonuna tüm cocuk yapma / yetistirme süreci... cook güzel bir kitap. onermek isterim ama hem vaktiniz yoktur bebisten hem de karakterdeki cocuk psikopat cikiyordu kötü etkilesin istemem.
ama genel olarak bir annenin kendi icinde yaptığı samimi sorgulamalar olan kismini okusaniz bence seversiniz.
bjr diger (daha yumusak) kitap onerim de elif şafak'in siyah süt. o da kendi lohusa depresyonu zamanini anlatıyor ama icinde hayali karakterler falan var. yani kendi icindeki anac kadin / kendi icindeki kariyer kadini / kendi icindeki haminne falan, onlarla dolu bir kitap. anneligin kafa karışıklığıni anlatan keyifli bir kitap
okumak isterseniz eger belki sizin gibi cok insanin olduğunu farkeder biraz rahatlarsiniz.
çünkü cok zor bu konuda gercek hislerini itiraf eden insan bulabilmek . annelik bir tabu bizim ulkemizde. "annelik kutsaldir" demisler üstünü çizmişler. en ufak bir konuda yakinsan hemen "allahin gücüne gider elinden alir" öğütleri geliyor, ya da "biz istiyoruz olmuyor siz kıymet bilmiyorsunuz" tayfasi birseyler söylüyor. sanki çocuğundan yakinman ondan nefret ediyormussun gibi algilaniyor. oysa yani insan yillarca hayalini kurduğu isten de yakinabilir, kavusmak icin daglari deldigi eşten de. nedense her seyden yakinmak cok dogalken konu bebek olunca ağzını actigina pisman oluyorsun, etiketleniyorsun
bu yüzden herkes "bir gülüşü var dunyalara bedel" deyip duruyor ortamlarda:)
 
Yani şoyle ki hazır değilmissiniz, toplum baskısına sebep çocuk sahibi olmussunuz. Yine de kuyruğu dik tutun derim, öyle ya da boyle bir yola girince adapte olmak gerekiyor bence de bir terapiste görünün, pişman olan, hazır olmayan ilk kadın da siz degilsiniz. Bizim toplumda da, burda da taşlanırsınız, anneler kutsal, bebekler melek sen bir canavarsinla biter bu iş. Reddit'te bir sub vardı sanırsam, çocuk sahibi olduğuna pişman olanlar, net hazır olnayanlar...bence o gruba kaydolun. Toplum baskısının bu denli hayati kararlari etkilemesi de, o baskının hepsinin kadınlara çökmesi de korkunç
 
Oğlum ağlayınca kucagima alıp sakinleştirmeye bile çalışmayacak durumdaydım. Hatta bu çocuk bize hiç benzemiyor, hastanede karıştı kesin diye abuk sabuk konuşmuşum. DNA testi yaptıralim diye tutturmuşum. 40 günün sonunda geçmişti bende de ama o süreçte ya kayınvalidem ya da annem benimle kaldı. Çok zor bir süreç
 
Ben ikisini de istemedim acikcasi. Daha cabuk adapte olayim, hep yanimda birileri olmayacak ya dusuncesi vardi. Biri alsa cocugu benden biraz buyutup geri verse okeydim o donem. Ya cidden o bebege yabancilik hissi cok garipti. Allahim hani mucize gibi birseydi bu diye sorguluyordum surekli. Birgun o agladiginda sinir krizi gecirdim odanin kapisina bir tekme atmisim esim sakinlestirdi. Dusunmek bile istemedigim bir 40 gun gecirdim.
Suan oglusum yanimda uyuyor, bukadar mi guzel olunur diye agliyorum. Zaten yengec burcu aglak bir tipim. Kakasini yaparken ikinmasina bile agliyorum
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…