İyi değilsiniz dedikleriniz de de haklılık payı var, eskisi gibi olmayacak hayatınız. Olnan olmus terapi alın. Bebeğiniz için çok üzücü , doadan önce de şimdi de hissediyor istenmediğini. Hamileyken de böyleymişsiniz muhtemelen lohusa depresyonu değil karakteriniz böyle. Çok bakmak istemiyorsanız evlatlık verin isteyen birine. Tabi bunu yapmazsınız. Ama o zaman da bu bebek için toparlanmanız lazım. En masum o bu süreçte en sevgisiz kalan da. Bebekler çocuklar o kadra hissediyorki herşeyi. Özellikle annenin duygudurumunu çok iyi anlıyorlar. Bir kez üzgün olduğumu kızım benden önce farketmişti. Bir de küvezde kalmasına sağlık ile gelişimine vs üzülmüyor da yük ve uğraşacak bir de bu çıktı olarak görüyorsunuz çok acıYıllardır kadınlar kulubünü çeşitli konularda bilgi almak için kullanan ben bugün ilk defa yaşadığım sürece yönelik sizlerin yorumlarını almak amacıyla konu açıyorum. Konu başlıktan da tahmin ettiğiniz gibi… sürecimi özetlemem gerekirse:
30 yaşındayım ve 2022 ağustosta evlendim. Evlendikten sonra eşimle aramızda hiç çocuk muhabbeti geçmemişti. ta ki 2024 yılı gelene kadar. Ben o sıralar 29 dum etrafımdaki arkadaşlarımın bir kısmının artık bebeği vardı. Benden küçük benden büyük olanlar olmak üzere. O dönem benim hormonlardan mıdır bilmiyorum birden çocuk fikrim belirdi. Sanırım çevremden etkilendim bir de hep şu “ ya olmazsa sonradan zor olursa şimdiden yapmak lazım” düşüncelerine de kapılarak. Konuyu eşime açtığımda onun bu fikre henüz uzak olduğunu gördüm, aramızda bunun tartışmaları yaşandı ama inanın neye dayanarak tartıştım hiç bilmiyorum. Sonrasında konuyu rafa kaldırmaya karar verdim ve bunu eşimle de paylaştım. Derken mayıs ayı geldiğinde eşim benim bu sürece kafayı taktığımı düşünerek ilişki esnasında yapacağını yaptı. Daha o an içime bir huzursuzluk gelse de adetim yakın olduğundan gebelik olabileceğine ihtimal vermedik. aktif bir korunma yöntemi de kullanmadığınızdan dolayı olan oldu ve o tek seferlik ilişkide hamile kaldım. Bebek muhabbeti yapan ben öğrendiğimde hiç sevinemedim, çok garip hissettim sanki eski hayatıma veda etmişim gibiydi. Fakat olan oldu diyerek sürece adapte ettim kendimi ve olduğumu da düşündüm. Gebeliğin 28. Haftası gibi bebeğimde gelişme geriliği yaşanmaya başladı. Bundan sonrasında çok stresli günler yaşadım. 33. Haftada yatış verildi ve doğuma kadar yatış yaptım. Sürekli nst ler ultrasonlar doktorların şüpheli yorumları ile psikolojim iyice alt üst oldu. Hastanede olduğum her gün şu an bu gebelik sonlansa diye hep içimden geçirdim. Bebeğim doğdu küvezde kaldı. O arada bisürü kontrol bazı durumlar oldu, stresten sütüm azaldı. Bebeğim şu an 4 aylık.
Başlarda alışır gibi olsam da kızlar ben çok kötü hissediyorum kendimi. Gün içinde evde ara ara hep ağlıyorum. Şu an bebeğime tek bakıyorum. Nerdeyse aralıksız her an eski hayatımı düşünüyorum. Çocuk fikrine tamamen karşı değildik ama keşke daha sonra olsaydı diyorum hep aklımda hesap kitap yapıyorum. Şimdi de Kendimi çocuğu olmayan akranlarımla kıyaslamaya başladım. Ne güzeller diye. Hatta çocuk olduktan sonra bir insan bile isteye neden çocuk yapar ki evresine geldim yani nerdeyse çocuk fikrine karşıyım artık. Bu söylediklerim bebeğin bakımı vs ile ilgili değil aslında tam olarak. Benim içimi yakan eşimle olan eski günlerimiz, rahatlığımız, o neşeli özgür kadının ellerimin arasından kayıp gitmesi. Üzerine yeteri kadar düşünüp etmeden anlık bi gazla çocuk yapmış olmam. Keşke diyorum şöyle daha çok yaşayacağımı yaşayıp 32 yaşında bir anne olsaydım. Eşime konuyu açıp içimi döktüğümde bunu sen istedin demeye getiriyor. Kendimi artık çok çaresiz, hevessiz, beklentisiz hissediyorum. Sevgililik sürecimiz oldu ama evliliğimin ve evimin tadını çıkartamadım gibi geliyor. Hepsi bir yana bir de bebeğim komple ufak gelişimi nasıl olacak diye düşünüyorum o da ayrı boğuyor beni…
Özet dedim ama biraz uzun oldu kusura bakmayın, benim gibi olan benzer durumları yaşayan ya da yaşamayan sizlerin yorumlarına çok ihtiyacım var. Belki benim göremediğim şeyler vardır zira artık hiçbir şeye iyi yanından bakamıyorum.
Güzel anne senin yaşadığın benzer duyguları hepimiz yaşadık ama daha az ama daha çok. Emin ol hepimiz “önceli hayatımızı” özledik ama bu düşünceler geçiyor. Bunları düşünmek de seni kötü anne yapmaz.Bebekle zaman geçirdikçe arandaki bağ kuvvetleniyor. (Sevgi kesinlikle emek) sen onun dilinden ihtiyacından anlıyorsun. Büyüdükçe sana arkadaş oluyor. İlk çocuktan 7 yıl sonra ikinciye cesaret edebildim benYıllardır kadınlar kulubünü çeşitli konularda bilgi almak için kullanan ben bugün ilk defa yaşadığım sürece yönelik sizlerin yorumlarını almak amacıyla konu açıyorum. Konu başlıktan da tahmin ettiğiniz gibi… sürecimi özetlemem gerekirse:
30 yaşındayım ve 2022 ağustosta evlendim. Evlendikten sonra eşimle aramızda hiç çocuk muhabbeti geçmemişti. ta ki 2024 yılı gelene kadar. Ben o sıralar 29 dum etrafımdaki arkadaşlarımın bir kısmının artık bebeği vardı. Benden küçük benden büyük olanlar olmak üzere. O dönem benim hormonlardan mıdır bilmiyorum birden çocuk fikrim belirdi. Sanırım çevremden etkilendim bir de hep şu “ ya olmazsa sonradan zor olursa şimdiden yapmak lazım” düşüncelerine de kapılarak. Konuyu eşime açtığımda onun bu fikre henüz uzak olduğunu gördüm, aramızda bunun tartışmaları yaşandı ama inanın neye dayanarak tartıştım hiç bilmiyorum. Sonrasında konuyu rafa kaldırmaya karar verdim ve bunu eşimle de paylaştım. Derken mayıs ayı geldiğinde eşim benim bu sürece kafayı taktığımı düşünerek ilişki esnasında yapacağını yaptı. Daha o an içime bir huzursuzluk gelse de adetim yakın olduğundan gebelik olabileceğine ihtimal vermedik. aktif bir korunma yöntemi de kullanmadığınızdan dolayı olan oldu ve o tek seferlik ilişkide hamile kaldım. Bebek muhabbeti yapan ben öğrendiğimde hiç sevinemedim, çok garip hissettim sanki eski hayatıma veda etmişim gibiydi. Fakat olan oldu diyerek sürece adapte ettim kendimi ve olduğumu da düşündüm. Gebeliğin 28. Haftası gibi bebeğimde gelişme geriliği yaşanmaya başladı. Bundan sonrasında çok stresli günler yaşadım. 33. Haftada yatış verildi ve doğuma kadar yatış yaptım. Sürekli nst ler ultrasonlar doktorların şüpheli yorumları ile psikolojim iyice alt üst oldu. Hastanede olduğum her gün şu an bu gebelik sonlansa diye hep içimden geçirdim. Bebeğim doğdu küvezde kaldı. O arada bisürü kontrol bazı durumlar oldu, stresten sütüm azaldı. Bebeğim şu an 4 aylık.
Başlarda alışır gibi olsam da kızlar ben çok kötü hissediyorum kendimi. Gün içinde evde ara ara hep ağlıyorum. Şu an bebeğime tek bakıyorum. Nerdeyse aralıksız her an eski hayatımı düşünüyorum. Çocuk fikrine tamamen karşı değildik ama keşke daha sonra olsaydı diyorum hep aklımda hesap kitap yapıyorum. Şimdi de Kendimi çocuğu olmayan akranlarımla kıyaslamaya başladım. Ne güzeller diye. Hatta çocuk olduktan sonra bir insan bile isteye neden çocuk yapar ki evresine geldim yani nerdeyse çocuk fikrine karşıyım artık. Bu söylediklerim bebeğin bakımı vs ile ilgili değil aslında tam olarak. Benim içimi yakan eşimle olan eski günlerimiz, rahatlığımız, o neşeli özgür kadının ellerimin arasından kayıp gitmesi. Üzerine yeteri kadar düşünüp etmeden anlık bi gazla çocuk yapmış olmam. Keşke diyorum şöyle daha çok yaşayacağımı yaşayıp 32 yaşında bir anne olsaydım. Eşime konuyu açıp içimi döktüğümde bunu sen istedin demeye getiriyor. Kendimi artık çok çaresiz, hevessiz, beklentisiz hissediyorum. Sevgililik sürecimiz oldu ama evliliğimin ve evimin tadını çıkartamadım gibi geliyor. Hepsi bir yana bir de bebeğim komple ufak gelişimi nasıl olacak diye düşünüyorum o da ayrı boğuyor beni…
Özet dedim ama biraz uzun oldu kusura bakmayın, benim gibi olan benzer durumları yaşayan ya da yaşamayan sizlerin yorumlarına çok ihtiyacım var. Belki benim göremediğim şeyler vardır zira artık hiçbir şeye iyi yanından bakamıyorum.
İyi değilsiniz dedikleriniz de de haklılık payı var, eskisi gibi olmayacak hayatınız. Olnan olmus terapi alın. Bebeğiniz için çok üzücü , doadan önce de şimdi de hissediyor istenmediğini. Hamileyken de böyleymişsiniz muhtemelen lohusa depresyonu değil karakteriniz böyle. Çok bakmak istemiyorsanız evlatlık verin isteyen birine. Tabi bunu yapmazsınız. Ama o zaman da bu bebek için toparlanmanız lazım. En masum o bu süreçte en sevgisiz kalan da. Bebekler çocuklar o kadra hissediyorki herşeyi. Özellikle annenin duygudurumunu çok iyi anlıyorlar. Bir kez üzgün olduğumu kızım benden önce farketmişti. Bir de küvezde kalmasına sağlık ile gelişimine vs üzülmüyor da yük
Bebeklerin bazı şeyleri hissettiği konusunda elbette haklısınız bu yüzden ki ağlasam bile ardından gözyaşlarımı silip onu öpüp kokluyorum. Bu düşüncelerim bebeğim yüzünden değil onun suçu yok sonuçta fakat elimde değil. Ayrıca yaşadığı şeylere üzülmediğimi iddia etmişsiniz buna hiç katılmıyorum. Birçok badire atlattı hepsinde gözyaşlarım dinmedi eksik olmadı. Bu duygularım ona olan sevgimden bağımsız ama insan içini açıp da gösteremiyor ki işte böyleyken böyle diye…İyi değilsiniz dedikleriniz de de haklılık payı var, eskisi gibi olmayacak hayatınız. Olnan olmus terapi alın. Bebeğiniz için çok üzücü , doadan önce de şimdi de hissediyor istenmediğini. Hamileyken de böyleymişsiniz muhtemelen lohusa depresyonu değil karakteriniz böyle. Çok bakmak istemiyorsanız evlatlık verin isteyen birine. Tabi bunu yapmazsınız. Ama o zaman da bu bebek için toparlanmanız lazım. En masum o bu süreçte en sevgisiz kalan da. Bebekler çocuklar o kadra hissediyorki herşeyi. Özellikle annenin duygudurumunu çok iyi anlıyorlar. Bir kez üzgün olduğumu kızım benden önce farketmişti. Bir de küvezde kalmasına sağlık ile gelişimine vs üzülmüyor da yük ve uğraşacak bir de bu çıktı olarak görüyorsunuz çok acı
Oğlum ağlayınca kucagima alıp sakinleştirmeye bile çalışmayacak durumdaydım. Hatta bu çocuk bize hiç benzemiyor, hastanede karıştı kesin diye abuk sabuk konuşmuşum. DNA testi yaptıralim diye tutturmuşum. 40 günün sonunda geçmişti bende de ama o süreçte ya kayınvalidem ya da annem benimle kaldı. Çok zor bir süreçOncelikle saglicakla buyutun bebisinizi35 yasinda evlendim 36 yasinda cocuk sahibi oldum. Evlenene kadar yalniz yasayan, surekli gezen, kafasina gore takilan biriydim. Bebegim olmasini istedim ama dogum yaptigimda o annelik duygusu bana gecmedi bir turlu. Tamamen yabanci biri hayatima girmis gibi ben simdi ne halt yiyecegim kafasindaydim. Yaklasik 40 koca gun agladim. Eski gunlerimi ozledim, hep o gunleri dusundum. Nasil devam edecegimi bilemedim. O mucize denilen hissiyat bende yoktu. Eski hayatima geri donme sansim artik bitti dusuncesi yedi bitirdi beni. Esimle bile bosanmayi dusundum. Fekalet bir psikoloji bu. Ne olduysa o 40 gunden sonra oldu tum duygu ve dusuncelerim degisti. Daha dogrusu bebegim artik benimle goz temasi kurmaya baslayinca, beni farkedince degisti hersey. Suan 3 aylik oldu. Sabah gozunu actiginda bana gulumsemesi, elimi tutmadan uykuya gecememesi, bana odaklanip beni izlemesi derken o ilk gunler hissettiklerimin pismanligi kapliyor icimi. Suan işe donmem gerekiyor, ilk gunler işe gitsemde uzaklaşsam diye dusunurken simdi nasil birakirim diye oturdum agliyorum. Benim o psikolojiden cikmam 40 gunumu aldi. Sizin fazla uzamiş bu sure. Belki destek alabilirsiniz.
Ben ikisini de istemedim acikcasi. Daha cabuk adapte olayim, hep yanimda birileri olmayacak ya dusuncesi vardi. Biri alsa cocugu benden biraz buyutup geri verse okeydim o donem. Ya cidden o bebege yabancilik hissi cok garipti. Allahim hani mucize gibi birseydi bu diye sorguluyordum surekli. Birgun o agladiginda sinir krizi gecirdim odanin kapisina bir tekme atmisim esim sakinlestirdi. Dusunmek bile istemedigim bir 40 gun gecirdim.Oğlum ağlayınca kucagima alıp sakinleştirmeye bile çalışmayacak durumdaydım. Hatta bu çocuk bize hiç benzemiyor, hastanede karıştı kesin diye abuk sabuk konuşmuşum. DNA testi yaptıralim diye tutturmuşum. 40 günün sonunda geçmişti bende de ama o süreçte ya kayınvalidem ya da annem benimle kaldı. Çok zor bir süreç
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?