Üzerime alınmadım. Sizin söyledikleriniz kendi fikirlerinizdi. Elbette ki herkes kendi yaşadığını bilir. Ailelerini en iyi kendi tanır. Kendi anneniz de olsa sizin her dediğinizi yapamıyor. Sadece ona daha kolay söylüyorsunuz. Komut vermek hoş değil her ikisi için de. Ayrıca kendi anneme bunu yap şunu yap demeyi de doğru bulmuyorum. O benim bakıcım değil çünkü.
Ben kayınvalidelere karşı bir önyargı olduğunu düşünürüm hep.
Ve benim annem her ne kadar fikir beyan edebilme lüksüm olmasa da bilirim ki annem benden sonra kızım bakabilecek 3. kişidir. 2. babam.
Gözüm kapalı emanet edebildiğim, asla çocuklarımın hırpalanmayacığına, iyi bakıldığına kendim kadar emin olduğum insandır annem.
Öyle büyük bir fedakarlık ki aslında çocuk bakmak. Annemin sosyal hayatı sıfırlandı çocuklarımın gelişiyle beraber. Her dakikasını onlarla geçirdi. Mesela çocuklarıma zararı olur diye televizyon olayını neredeyse kaldırdı. Arkadaşlarıyla özgürce programlar yapamadı. çocuklarım hastalandığında onların bütün kaprisini, yorgunluğunu anneciğim çekti. Bu dediklerim babanneler için de geçerli. Onlar da düzenlerini altüst edecekler. Onların da özgürlükleri sınırlanacak. Yorulacaklar. İşte ben bunu kabul edemiyorum.
Evet çocuğunuzun saçı ıslak diye kıyametleri kopartmakta haklısınız. Ben olsam ben de kızardım. Ama o verdiği emeği düşünürseniz eğer, biraz tolerans gösterebilirsiniz.
Benim de oğlum var. Gözünün içine bakarım. Öyle zor ki çocuk yetiştirmek. Her an çocuğum için ne yapabilirim diye düşünmek hayattaki en büyük mutluluk olduğu kadar çok da zor.
Bir gün onun evladını, sorumluluk duymadan, sınırsızca sevdim diye eleştirildiğimi düşününce çok gücendiğimi hissettim. Yanlışlar yapabilirim.
Kendi evlatlarımı yetiştirirken yapmış olabileceğim hataları evladımın evladına yaptığımda azarlanırsam bu beni çok incitir. Olaya bir de onların gözünden bakınca böyle düşünüyorum işte
Ebrucum...bu taraftan bakınca çok haklısın...aslında genelde de haklısın ama ne var biliyor musun, sen o dönemi geçtiğin için artık daha rahat bakıyorsun olaya...dönemi yaşarken sıkıntılı oluyor işte...
basit örnekler vereceğim şimdi sanırım anlaşılabilirim...
bir arkadaşımın yaşadıklarından anlatacağım...
oğlu kreşte arkadaşımın ama yılın hemen yarısında seyahatte olduğu için babaanne bakıyor akşamları, onunla kalıyor...geçen sızlanıyordu...artık yemeklerini çatal kaşıkla değil eliyle yiyor...masanın üzerindeki kırıntıları eliyle aşşağıya doğru süpürüyor, hapşırdığında burnunu koluna sürüyor, gelir misin diyen oğlum gelll diye bağırıyor...burnunu karıştırıyor, titizlikle yerleştirdiğim ve onun ellemediği dolapları artık karmakarışık vs. vs. vs...
şimdi her anne kural olarak çocuğunu kusursuz yetiştirmek istiyor...ve alışkanlıkları bir an olsun bile değişen çocuk anneyi panikletiyor...aslında bu değişikliklerin hepsi geçici ve düzelecek şeyler ama anne panikliyor işte...
eğer bu paniklemeye sebep olan kişi de babaanneyse durum katlanıyor...
Annen seni yetiştirmiş sana göre sen mükemmelsin ve senin çocuğunu da seni yetiştirdiği gibi yetiştireceğine göre soorun yok, kayınvaliden eşini yetiştirmiş aaa bak şurda yanlışları var, e o zaman çocuğuma da aynı yanlışları öğretecek...ama olmaz istemiyorum...durumun özeti bu aslında...
bana gelince...ben kızımı 7 aylık bakıcıya verdim, annem de kayınvalidem de dönüşümlü bakalım dediler...eğer aynı şehirde olsaydık ikisiyle de ya da herhangi biriyle hiç düşünmezdim evet derdim...ama değiliz...evimde annem de olsa başka insanlarala yaşamak istemiyorum ben...dolayısıyla bakıcı baktı kızıma...şimdi de daha iki yaşında olmamasına rağmen kreşte...sabahın köründe servise biniyor, öğretmeninin kucağında kreşe gidiyor...zor mu hem de nasıl...ama yapacak bişey yok...
İşi bırakmaya gelince...büyük konuşmayayım ama asla...ben kendine güğvenen mutlu başarılı bir anne olmazsam, ki işimi bırakmam demk bunların hepsini kaybetmem demek kızıma yararımdan çok zararım olur eminim...