Uyarı: uzun yazıları okumayı sevmeyenler  hemen buradan uzaklaşsin çünkü epey uzun bir yazı yazmayı planlıyorum 
Bende isterdim uyumlu saygılı  dürüst  bir çocuk  olmayı...
Geçmişim  geleceğime  yansıyacak  diye korkuyorum işte.
Kendi çocukluğumu  ele alıyorum  ve şu  an 2 çocuk  sahibi olarak  kaygı içerisindeyim.
Çocuklarım benim  hatalarımı yapsın istemiyorum.
Buraya yazarken belki de neler yapmam ya da yapmamam gerektiğini  de farketmis olacağım.
Evet bundan yıllar önce  küçük  bir kız çocuğu.
Şımarık  ayni zamanda  cimcime  tam bir dilli dibek.
Kurnaz, çok güzel rol yetegine sahip  .
Şu  an yazarken  bile geriliyorum.  
Bazi olayları anlaticam.
Hikaye 1:
Halacım benden bir konuda yardım istedi.  O sırada yanımda bir arkadaşım vardı onunla vakit geçirmek oyun oynamak istiyordum.
Halamı  reddetmek için  bir bahane bulmam gerekiyordu.  Ayağım çok acıyor halacim eve gitsem olur mu dedim.
O da bana hiç kıyamaz  tabi yeğenim ben tek başıma yaparım  annene bir göster ayağını diye beni eve gönderdi.
Arkadaşla eve seke  seke gidiyorum oh be yırttım  ayy inandi derken gerçekten Ayağım taşa bir dolanmasin mı  ( Uyarı geldi tabi bana )
Soluğu hastanede aldık.  Ayağım dönmüştü. Haftalarca o acıyı çektiğimi hatırlıyorum.
Hikaye 2 :
Annem hep başkalarının kızlarını bana örnek gösterip  bak falanin kızı şöyle temiz böyle titiz  annesine hiç is yaptırmıyor  diye devamli  söylediği için hem o kızlardan gıcık kapmış hem de annemin istediği bir kız olmak için hiç ugrasmamistim.
Çünkü beni beğenmiyor  bana güvenmiyor  başkalarını hep benden üstün görüyordu.
Belki az tatlı dil kullansa  beni özel hissetirse  kıyaslama yapmasa böyle olmayacaktim.
Bir gün  hiç unutmuyorum.  Annem elime süpürgeyi verdi çıktı dışarı ben yemek yapicam  şurayı süpür  dedi.


Benim surat aynen böyle.  O gitti ben açtım süpürgeyi  koydum yere açtım müziği dans ediyorum  yorulunca kanepeye yatıyorum falan anneme yakalandım.
O an ne laflar işittim  tahmin  edersiniz. 1 saat hiç susmadı  benim surat yine böyle 
Herkese de anlattı o olayı  bilmeyen akraba komşu kalmadı.
Ailem  her konuda  çok donanımlı bilgiye sahip olduğu halde çocuk yetiştirme konusunda sınıfta kaldılar benim karnemde.
Ne onlar benim istediğim gibi gibi davrandılar bana ne ben onları memnun ettim istedikleri gibi...
Karşılıklı yani.
Babam usturuplu giyinmemi isterdi hep  makyaj  yapma  derdi.
Ama hiç bir zaman neden? İşte bunu anlatmazdi.
"Bunu giymeyeceksin  bunu yapmayacaksın"
  ama ben istiyorum
"babaya cvp verilmez.  Saygılı ol."
Aile de en çok sesi yükselen bendim.
Fiziksel şiddet görmedim  fazlaca cesurdum.
Korkum yoktu hiç bir şeyden.
Beni onemseseler beni karşılarına alıp uzun uzun anlatsalar,
" neden sonuç ilişkisine"
bağlı bir sohbeti  hakettigimi düşündüm hep.
Saygı görmediğim için saygı duymadım.
Bir defasında unutmuyorum babam bir arkadaşıma çok açık ve dikkat çekici giyiniyor diye uzun uzun açıklamalar yapıp  onu usturuplu giyinmeye ikna etmişti.
Ben o cümleleri duyunca  gizli  gizli ağlamıştım.
Benimle neden böyle güzel konuşmadı diye.
Hatırlıyorum bir gün  okul gezisine gidicem  daha 12 yaşındayım ama gösterişli bir fiziğe sahiptim. Hafif balık etliydim  yaşıtlarıma göre.
Babam bana baktı  üzerimde  kisa kollu  ve diz altı bir etek  vardı.
Bunları çıkar
"Bir pantolon  giy bir de tunık tarzi bir sey giy "
demişti.
Tamam dedim.
Çantamda  mini bir etek kolsuz bir badi vardı  ondan çabuk kabul etmiştim dediğini.
Konuşsaydı  anlatsaydi  anlardım belki. öyle oyunlara gerek kalmazdı.
O gezide okulun  tuvaletinde  çantama koyduğum
Kiyafetlerimi giymistim.
Öğretmen bile beni uyarirken  o kadar güzel konuştu ki
Gezide bu Kiyafetle rahat edemeyeceğimi
Bu tarz gösterişli Kiyafetler için  yaşımın çok küçük olduğunu  sapık bakışlara maruz kalıp  zarar görebileceğimi anlatmıştı.
Utanmıştım.
Kendi isteğimle  babamın giy dedikleri kıyafeti geri giymistim  ama ben isterdim ki benimle babam konuşsun böyle açıklayıcı ikna edici.
O günden sonra giyim tarzıma  daha çok dikkat etmiştim.
Öğretmenim sağolsun.
Hikaye  kaçta  kaldım bilmiyorum
7 yaşındayım  oyun oynuyorum kendimce  okulda  bayılma numarası yaptım. Arkadaşlar inandi hemen yanıma gelip ilgilendiler  panik oldular. Müdür koşarak geldi  sert bir adamdı.  O gelmese " şaka  yaptım "  deyip ayilacaktim.
Ama o adamdan korkup  şaka diyemedim  role devam ettim.
Kolanya getirdiler ama ben o yaşta hiç gülmuyorum  o kadar ciddi  yapıyorum ki numarayı.
Simdi olsa beceremem 
Artık  yavaş yavaş ayılmaya  başladım. Müdür  bana hemen bu çocuk  ac kalmış olabilir hemen 2 simit bir ayran  getirin  karnını doyurun  dedi.
Ben tabi yerin dibine giriyorum. Itiraf edemiyorum.
O iki simiti yedim ayranı içtim.
Ve 2 simit benim 15 yıl boyunca ağzıma bir daha simit vurmamama sebep oldu.
Tiksinmistim  ya simitten  ya da kendimden.
Yemedim ta ki kendimi affedinceye kadar.
Hikaye:
Ailem bir arkadaşımla gorusmemi hic istemezlerdi  onunla gorusme onunla konuşma derlerdi.
Ama o benim en iyi anlaştığım arkadaşımdı.
gizli gizli görusurdum.  Ayseye gidiyorum ben derdim ona da giderdim  dürüstlük olsundu  güya. Sonra ordan kalkip  Fatma ya geçerdim ailemin istemediği arkadaşıma.
Lise de sevgilim  vardi o başka okuldaydi.
Çok  ama çok severdim.  Benim gözlerime bakmaya kiyamazdi  tertemizdi  sevgisi.
Ama yanlış kişiye aşık olmuştu  ben onun o sevgisine bile layık olamadım. Gittim bizim okuldan başka bir çocuğun teklifini kabul ettim.
Onunla okul bahçesinde konuştuk.  Benim yakın arkadaşlarım  yaptığımin çok yanlış bir şey olduğunu eğer bu hatadan  dönmezsem  iki çocuğa  da gerçeği söyleyeceğini ikisini de kaybedecegimi  söylediler.
Ben de 2 gün konuştuğum çocuğu bıraktım.  Niye konuştum niye teklifini kabul ettim hala bilmem.
Çünkü ben diğer okuldaki çocuk için  canımı bile verecek  aşka  sahiptim.
ona rağmen  hata yaptım.
tabi onla da ayrıldım.
kendimi 2 yıl affetmedim. Kimseyi hayatıma sokmadım  hayatımda kimse olmadığı halde  teklif edenlere hep  sevdiğim var deyip  reddettim.
Ta ki eşimle karsilasana  dek.
işte benim dönüm noktam.
Her şeyin değişmesi. Iyilesmem  eşimle başladı.
Evliyken üniversiteyi bitirdim.
Eşim bana her konuda güvendi.
Hep  sen yapta ben yine yerim  derdi yemek yaptığım zamanlar.
Bazı  şeyleri o öğretti bana.
Çamaşır makinasi bulaşık makinesi çalıştırmayı  bile eşimden öğrendim.
Yemeğe dogranilan  biberin bile şeklini eşim öğretti.
Azıcık elim kesilse hemen koşar yanıma gelir öper koklardi.
Onu öyle çok sevdim ki.
Eski ben yoktum.
Esime deliler gibi aşık  sadık  uyumlu  dürüst  hizmetkar  ailemin benden istediği ne varsa hepsini eşime gösterdim. Eşim  sayesinde tesettüre girdim  .
Güzellikle konuştu ikna etti.
Şu  an bunları yazarken  ağlıyorum.
Yanlış iletişim bir çocuğun hayatını mahvetti.
Ailem çok iyi insanlar ama çocukla büyük iletişimi nasıl olmalı işte bunu tam bilmediler.
Annem benim yaptığım yemeği temizliği hep eleştirdi.
Bir defa bile bana sarılıp  iyi ki varsın kızım demedi.
Aç kaldım anne sevgisine sohbetine  çok  Aç  kaldım. Bir defa annem beni sevmiyor diye intihar girişiminde bulundum.
Masum bir çocuk olamadım.
Masum bir genç kız olamadım.
Yaşım olmuş  26 ben hala anneme Aç  bir küçük  çocuğum.  Karnımızı doyurdu tertemiz baktı ama sevgiyle gözümün içine bakmadı  beni onemseyerek karşısına alıp konuşmadı.
Karnim Aç olsaydı  da kalbim Aç olmasaydı...
Bunları  neden yazdım ben de bilmiyorum.
Simdi  2 küçük annesi olarak  nasıl  çocuk  yetiştireceğiz hala tam bilmiyorum.
Yaptığım en fazla şey çocuklarımı  çok seviyorum.  3 - 4 yaşında  olan çocuklarıma  her gün sarılıp  seni seviyorum  iyi ki varsınız  diyorum.
Şimdi  o küçük  kızı  affetmeli  miyim  yoksa bende herkes gibi  yargilamali  mı  ?
Not: insan hayatının  hepsini anlatamaz bende bazi kısımları anlattım. Bu anlattiklarimla es değer  diğer yaşadıklarımda.
Bunlar bende travma etkisi oluşturmadi.
Sadece bir iç döküş.   Bazen insan rahatlamak ister  benimki de o sadece.
Yazdım ve rahatladim.
En azından dışarıdan kendime bakma imkanı da buldum ve affetmem daha kolay oldu.