- 6 Ağustos 2014
- 17.656
- 31.609
- 598
Bir süredir anksiyete atakları gelirken sürekli geri gönderiyordum kendime iyi gelen şeyler yapıyor mutlu ediyordum da kendimi. Özellikle geçtiğimiz haftalarda beri sürekli çocukluğumda özellikle annemle yaşadığım, babamın yaşattığı bir iki olay ve ağladıklarım anlatamadıklarımla boğuşuyordum. Sanırıö sahte imiş kendimce yapmaya çalıştıklarım ki yine geçmiyor yine...
Eşimle de bozuğuz ama birlikte kahvaltı yaptık içeri geçtim kendi kendime oturuyordum. Bir anda dışarıdan bir çocuk sesi geldi ağlayarak "annecim annecim nolur annecim yapma" diye ama o ağlamanın tonunu öyle iyi biliyorum ki...
Yeri geldi evde tepinerek yeri geldi odamda özellikle şu günlerde rüyalarıma giren ağlamanın ta kendisi.
Oturdum ağlıyorum şimdi. Geçiremiyorum hiç bir izi.
Belki bir çok insanın yaşadığı gibi büyük şeyler değildir ama benim kaldıramadığım ruhumun beynimin sürekli beni yıprattığı anılar bunlar.
İçimdeki acıyla pencereye bile bakamadım oturdum kaldım yerimde. İçimdeki hissettiklerimi yaşadıklarımı anlatabilmem mümkün mü bilmiyorum.. Bugüne kadar ne eşime ne psikoloğuma anlatamadığım kadar zor şeyler yaşadım. Gönderilmemiş mektupları var. Yırtıp attığım yakıp kül ettiğim. Ama içime dur diyemediğim. En küçük şeyde hatırladığım.
O çocuk ağlarken kendimin ağlamaktan iç çeke çeke nefessiz kaldığım zamanlar aklıma geldi.
Geçiremiyorum. Geçmeyecek sanırım da..
Not:Şiddetten ziyade bir ablam vardı ve sürekli onunla kıyaslanan, sürekli geriye itilen kendimce iniş çıkışları olan bir çocuktum. Sarmak sarılmak anlamak yerine ötelendim yalnız kaldım hayatımın her aşamasında.
Eşimle de bozuğuz ama birlikte kahvaltı yaptık içeri geçtim kendi kendime oturuyordum. Bir anda dışarıdan bir çocuk sesi geldi ağlayarak "annecim annecim nolur annecim yapma" diye ama o ağlamanın tonunu öyle iyi biliyorum ki...
Yeri geldi evde tepinerek yeri geldi odamda özellikle şu günlerde rüyalarıma giren ağlamanın ta kendisi.
Oturdum ağlıyorum şimdi. Geçiremiyorum hiç bir izi.
Belki bir çok insanın yaşadığı gibi büyük şeyler değildir ama benim kaldıramadığım ruhumun beynimin sürekli beni yıprattığı anılar bunlar.
İçimdeki acıyla pencereye bile bakamadım oturdum kaldım yerimde. İçimdeki hissettiklerimi yaşadıklarımı anlatabilmem mümkün mü bilmiyorum.. Bugüne kadar ne eşime ne psikoloğuma anlatamadığım kadar zor şeyler yaşadım. Gönderilmemiş mektupları var. Yırtıp attığım yakıp kül ettiğim. Ama içime dur diyemediğim. En küçük şeyde hatırladığım.
O çocuk ağlarken kendimin ağlamaktan iç çeke çeke nefessiz kaldığım zamanlar aklıma geldi.
Geçiremiyorum. Geçmeyecek sanırım da..
Not:Şiddetten ziyade bir ablam vardı ve sürekli onunla kıyaslanan, sürekli geriye itilen kendimce iniş çıkışları olan bir çocuktum. Sarmak sarılmak anlamak yerine ötelendim yalnız kaldım hayatımın her aşamasında.
Son düzenleme: