İlk olarak işler bu hale gelmeden önce ilişkiniz nasıldı? Yani normal zamanlarda birbirinizin sohbetinden keyif alır mısınız, fikirleriniz uyuşur mu, tavsiye alır mısınız birbirinizden? İyi gününde ne kadar sağlam ve samimi bi iletişiminiz varsa kötü gününde yardım etme ihtimaliniz o kadar fazla cünkü. Eğer onu bu duruma sürükleyen sebep hakkında gerçekten hiçbi tahmininiz, hiçbi ipucunuz yoksa korkarım ki o kadar yakın değilsiniz. Ailede daha yakın olduğu biri varsa ondan yardım istemekte fayda var o yüzden.
İkinci olarak kardeşinizin bulunduğu noktada kendini çok yalnız hissettigini düsünüyorum. Ortada bi hayat var, insanlar var, bi akış var ama o bu akışın dışında, hayatın bi parçası olamadığını hissediyo, olmak da istemiyo korkarım. Bulunduğu noktada yalnız olmadığını hissettirmeniz lazım ona.
Çünkü dünya o ya da bu sebepten hepimizin başına yıkılır yıkılır sonra yeniden kurulur. Hepimizin zayıf hissettigi, inceldigi, inceldigi yerden koptugu bi hayat damarı vardır. Sonra baska bi yerden yeniden hayata baglanırsınız. Sevilmemek, ait hissetmemek, sayılmamak vs vs... bi sürü b.ktan şey olur yani özetle. İnsan bazen de hakikaten bi tek kendisine oluyomuş, kimse onu düstügü kuyudan cıkaramazmıs gibi hisseder ki bu dozuna baglı olarak cok tehlikeli bi histir. Özellikle de genç yaşta. Çünkü ağır bi acının, yıkıcı bi öfkenin, derin bi mutsuzluğun bazen kendi kendine, bazen cevrendekilerin destegiyle, bazen profesyonel destekle atlatılabilir oldugunu görecek kadar yaşamamışsındır daha.
Bunları yazıyorum çünkü siz ondan daha tecrübelisiniz, o hiç derin bi olumsuz duygunun içinden geçip düze çıkmadı belli ki daha, o yüzden de bunun mümkün olduğuna inanmıyo. O yüzden ne yardım istiyo ne kendi çabalıyo, bazen de sadece bitsin istiyo. Ama belki siz çıktınız daha önce böyle bi duygunun içinden, siz degilse ailede baska biri. O konussun iste kardeşinizle. Sen hastasın, sen söylesin, sen böylesin, senin doktora ihtiyacın var demesin ama. Samimiyetle kendini açsın, kendi acısını, kendi b.ka batışını ve o b.ktan çıkışını anlatsın. Anlatmasın göstersin yani, katı ögüt vermek yerine samimiyetle kendi tecrübesini aktarsın ögretsin. Ve her seyi tek basına yapmak zorunda olmadıgını, sizden ya da bi doktordan yardım istemenin acizlik degil insan olmanın geregi oldugunu aşılasın cocuğa.
Siz de konu arasındaki "ask gibi aptal bi duygudan yıkılmaz kimse asla kabul etmiyorum" gibi katı yorumlarınızı frenlemeye çalışın, çocuk hakikaten aşk yüzünden bu haldeyse mesela korkunç çünkü. Ne anlatsın, nasıl anlatsın mentalitesinin bu oldugunu bildigi ablasına? Yapmayın lütfen.
Başa yazmam gerekeni de sona yazayım; kendisi gelmese de aile üyeleri gidip bi psikiyatrist ile görüşse ve profesyonel yöntem ne ise bu sekilde tedaviyle is birligi yapmayan insanlar icin onu ögrense bi yandan en makulu kardeşiniz için.