• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Depresif bir erkek kardeş. Çok endişeliyim ne yapacağım ben?

Vallahi günlerdir uyku uyuyamıyorum çok endişeliyim, korkuyorum. Erkek kardeşim 23 yaşında aramızda 3 yaş var ben büyüğüm. Son zamanlarda çok depresif oldu çok az yemek yiyor, konuşmuyor, odasından çıkmıyor. İnternetten arama geçmişine baktığımda şok oldum, sürekli ölüm haberlerine ve özellikle intihar haberlerine bakıyor. Çok da arabesk müzik dinliyor aşk acısı falan olmadığı halde üstelik. Zaten kişilik olarak da melankolik bir insan artık iyice soyutladı kendini hayattan. Konuştum psikiyatriste gidelim bak böyle olmaz diye, asla ikna olmuyor. Ben nereye gidebilirim gerekirse hastaneye yatsın ilaç versinler yeter ki kendine bir zarar vermesin.
Çok darlamayın direk bir psikoloğa danışın durumu anlatın o size yolu gösterecek .

Psikoloji en zor olanı ve bir yanlış kelime davranış işi daha da kötü yollara çeker .

Durum yenimi yoksa hepmi böyleydi karakter olarak içinemi kapanıktır.

Herşey olabilir aşk acısı veya bir mobbing hatta taciz tecavüz . Acilen bir psikoloğa gidin
 
Bir yakın akrabamızda yıllarca bizi tehtit ederdi intihar ederim cesedimi görürsünüz falan diye geldi 50 yaşına yıllarca bizi üzdüğü ile kaldı .

İntihara karar veren insan çok normal herşey yolundaymış gibi davranırmış kimseye bahsetmez gayet mutlu görünürmüş 😥 Bu bir çeşit karar evresi ve dönüşü yok onun için .
 
Bu sefer sona degil başa yazacağım, koca koca insanlar psikiyatristle o anlamadan da görüşebilirsiniz. Görüşürken bu tehditlerinden de bahsedin. En doğru yönlendirmeyi yapacak kişi işin uzmanıdır elbette.

Sonrasında mesele başkalarının başarıları / başarısızlıkları değil. Mesele gezegenin nasıl döndüğü, iyi / kötü / güzel / çirkin alternatiflerin çoğunluğu üzerine fikir sahibi olmak.

İlk mesajımda da yazmıştım, b.ktan şeyler olur. Nasıl ve ne kadar b.ktan olacağı konusunda ise yelpaze hayal edemeyecegimiz ölçüde geniştir. Hangisinin kimin başına geleceği, kimde hangi duyguyu uyandıracağı, kimin bunla nasıl baş edeceği ya da edemeyeceği konusunda da alternatiflerin bi sonu yoktur.

Kendisi için yalnızlıktan, çözümsüzlükten, hayatı toptan kestirip atmaktan başka bi alternatif olmadığına ikna olacak kadar dar ve depresif bakış açılı birinin ufkunu açmak mesele. Başkalarının alternatiflerini kendisine copy paste yapması, ilhamı onlarda bulması degil yani olay. Olay herkes için her zaman her durumda alternatiflerin olduğunu; hayatın ilham alınacak, içinde kalınmaya degecek, ona da hizmet edecek yönlerini anlaması ve kendi kendine telkin ettigi karanlık düsünceler dısında da bi sey düsünmesi. Yani evet sonunda hepimiz gübre olacagız (ben gömülmeyecegim diyen arkadaslar kül vb. de olabilir tabi) ama izin verirsek gübre olmadan önce de yapılacak seyler, görülecek yerler var ve gübre adayları olarak biribirimizle dayanışmaktan, anlaşmaktan bi zarar gelmiyo, hatta biyolojimiz sagolsun keyifli bi yanı da var insanlığın.

Özetle kardeşiniz önce bunu bi anlasın, bunun için de samimi bi diyalog kurulsun, sonra atıyorum ister hayranlıkla "vay bee ablama bak o yaptıysa ben de yaparım" desin, ister "ablam gibi bi halta yaramaz biri bile yapabiliyosa ben fazla mı abartıyorum kendi durumumu" desin, isterse tamamen teorik olarak "Böyle bi secenek de mi varmıs enteresan, amaan neyse banane be senin hayatından" desin. Tabi amaca hizmet eden başka bi yöntem varsa sizin aklınıza gelen o da olur.

Benim anlattığım kötü bi olayla, kişiyle, gidişatla vs. baş edememe senaryosunun kardesinize uyup uymama durumunu bilemiyorum çünkü kardeşinizin hayatı hakkında surada okudugum üc satır dısında bi sey bilmiyorum.

Sadece sizin çok üzülmüstük dediginiz cümleyi ilginc buldum. Yani dünya tarihinde ilk kez soylendi de ondan ilginc degil tabi. Ama ailenin bencilligi ve sorumsuzluğu vurgulanırken söylenecek bi cümle bu, maddi / manevi ihtiyacları giderilmeyen, eksik bırakılan ya da en azından öyle hisseden bi insanın kuracagı bi cümle. Yani siz bi çocuğa yetebilecek insanlar degildiniz ama tamamen kendi keyfinize beni bu yetersizligin ortasına getirdiniz demek. Öfkeyle zarar vermek için de söylenebilir tabi ama diger davranıslarıyla da birlesince bi yere oturuyo. Sanki ortada sorunlu bi baglanma türü var, zamanında anne baba cocugun ihtiyaclarına cevap vermemis. O yuzden cocuk icin anne babanın varlıgının ya da yoklugunun bi önemi kalmamıs. Ki ilk mutahabımız anne baba oldugundan anne baba istenen işe yaramayınca korkarım insanların toptan önemi kalmamıs. Yas ilerledikce de durum boyle yansımıs gibi.
Tabiki haberi olmadan gidebiliriz de sonuçta gidip psikiyatristten tavsiye alacağız, davranışlarımız değişecek konuşmalarımız değişecek cin gibi zaten kendisi hemen anlar gidip konuştuğumuzu. Daha kötü olmasından korkuyoruz.

Dar bakış açısına sahip birinin ufkunu açmak demişsiniz buna katılmıyorum. Hayatın içindeki kötülükler iyiliklerden çok daha fazla olduğu için bunları düşünmek dar bir bakış açısı değildir. Hayata siz veya çoğu insan kendi penceresinden toz pembe bakabilir, gübre olacağını bile bile mutlu olduğunu zannederek kendini oyalayıp durabilir ama ben bu konuda kardeşimin düşüncelerine katılıyorum sizin yazdıklarınızı okuyunca bunu daha iyi anladım.

Dün onunla da konuştum tekrar, açıkçası söylediklerini düşününce bende onun fikirlerinin etkisinde kaldım. Bu hayata kendi isteğimizle gelmedik, bu hayatta kalmak için de kendimizi zorlamanın, "bak iyi şeyler de varmış, insanlar neler yaşıyormuş bizimki de dert mi canım" gibi aptalca düşüncelerle kendimizi avutmanın gerçekten de bir anlamı yok.
 
Üzülerek gözü açılmış diyeceğim. Bu dünyanın ne kadar beyhude ve anlamsız olduğunun farkına varmış. Bunu bir anlık zevkiniz yüzünden geldik dünyaya dediğinden çıkarabilirsiniz. Bu insanlar doktorun da kendini düzeltebileceğine inanmaz. Dünya aynı kendileri aynı. Anlamsız. Ben de bu düşünceleri benimseyen biriyim. Zevklerim için yaşamaya çalışıyorum madem bomboş dünyadayız elimden geldiğince eğleneyim diyorum. Baktım eğlenemiyorum artık tekdüzelik almış başını gitmiş, yaşayacağımı yaşamaşım gibi hissedersem ne yaparım bilmiyorum. Heralde ötenazı olan bir ülkeye bilet alırım.

Kardeşinizin gibi düşünenleri anlıyorum bence ilk ilaçlara başlasın. Sonuçta kiminin yaşama heyecanı, enerjisi o kadar az oluyor ki. İlaçlar bunu dengelemesine az biraz yardımcı olur.

Çocuğu sosyelleştirmeye çalışın. Yalnız kaldıkça yaşamak istememe düşüncelerini düşünmek için zamanı olur. Mesela akşam yemeği yiyin ikiniz her gün. Bırakın o konuşmasın siz konuşun. Devamlı yapın ki artık sizle olan sohbetin eksikliğini hissetsin. Yürüyüşe çıkmak için zorlayın. Tek başıma sıkılıyorum. Yanımda senin varlığını hissetmek dahi hoşuma gidiyor falan diyin. Güzel yemekler yedirin. Salgılayabileyeceği kadar dopamin salgılatın. Mutlu filmler izleyin beraber.

Bunlara yavaş yavaş başlatın onu. İlk odasından kalkması için bir bahane bulun. Sonrası gelir umarım. Puding karışacak benim acil işim çıktı dışarıda tutuver deseniz bile en azından yataktan çıkmasını sağlarsınız. Çaktırmadan aktivitelere katın. Enerjiniz daima yüksek olsun, gülümseyin ki o da bunlardan payda alsın. Zor durum.
Zorla kimseye bir şey yaptıramayız. Dışarı çıkmayı kesinlikle istemiyor kendini çok kötü hissediyor dışarıda. Üniversite okurken bile çok zorlandı gidip gelmekte derslerle falan biraz kafasını dağıttı ama şimdi hayatta çıkmaz. Spor yapacak bir insan da değil maalesef, evde yap diyorum ona da karşı. Her şeyi reddeden zor bir insan var karşımızda maalesef.
 
Kardeşinizden önce kendi ruh durumunuzu bi gözden geçirmenizde fayda var, şu yazdıklarınızla kimseye faydalı olabilecek durumda olduğunuzu düsünmüyorum. Ailede mutluluğun ne demek oldugunu bilen kimse var mı ondan bile emin olamadım.

İki seferdir aynı şeyi yazıyorum ama size kendinizi başkalarının hayatları üzerinden avutun demiyorum zaten. Hele dünya seçeneklerle dolu lafımın neresinden tüm seçeneklerin toz pembe oldugu sonucuna varmışsınız orayı asla anlamadım.

Ki ısrarla boyle yazarak kendi icinizde çeliskiyiye düsüyosunuz. Başkalarının hayatları beni ilgilendirmez cümleniz bi yandan, hayat iyilikten çok kötülüklerle dolu diğer cümleniz diğer yandan. Ben de size sorarım o zaman siz iki kardeşin katlanamadığı şey hayat kavramının kötülüklerle dolu olması mı yoksa "sizin hayatınızın" kötülüklerle dolu olması mı? Ya da daha kötüsü sizin için olumlu olumsuz anlam ifade eden hiçbi şey barındırmayan bomboş bi hayat olması mı? Siz mutsuzlugunuzu genelleyerek, o genele dahil edemediklerinizi de aptallıkla damgalayarak hangi kararı meşrulaştırmaya çalışıyosunuz, kardeşinizin intiharını mı?

Müşteri memnuniyeti anketi gibi olacak biraz ama;

- Alo, merhaba. Ben ölmek istiyorum, hayat çok kötü ve anlamsız

- Pekiii. Yaşadığınız olumsuz durumun nedenini daha iyi anlayabilmemiz için deneyiminizi bizimle paylaşır mısınız? Hayatın tam olarak hangi kısımlarını deneyimlediniz ve memnun kalmadınız?

- Ben ortalama insan ömrünün 4te 1ini yeni doldurdum daha aslında. Çok uzun kullanamadım yani. Büyük kısmı bebeklik, çocukluk, ergenlikle geçti zaten. Nasıldır bilirsiniz, yemek, içmek, s..mak, düzenli uyumak, yürümek gibi temel fonksiyonları ögrenmem gerekti. Arada beceremeyip gaz sancısından geberdim, yedim yedim kustum, sabahlara kadar ağladım falan. Sonra işler biraz düzelir gibi oldu; bir kısım bilişsel, sosyal beceriler edindim, insanlar, olaylar, okullar falan... Ama meh yani çok da beğenmedim, zaten bu dönemler kendimi yönetmekte sınırlı söz sahibi oldugum dönemlerdi. Ailemin maddi manevi imkanları neyse seçenekler onlardı işte.

- Tabi anlıyoruz. Bu dönemlerle ilgili benzer şikayet kayıtları alıyoruz pek çok kullanıcımızdan. Ancak kayıtlarda 23 yaşında olduğunuzu görüyorum. Sonrasında ne yaptınız ?

- Kimseyle gerçek bi iletişim kurmadım. Zaten niye kurayım, insanlar aşırı gereksiz. Odamda kendi kendime hayatın ne kadar anlamsız, amaçsız ve kötü oldugunu keşfettim işte.

-
Anlıyorum. Tespitlerinize konu verilere nereden eriştiniz? Kaç farklı çevreden, düşünceden, gelir grubundan kaç kişiyle tanıştınız? Hangi girişimlerde bulundunuz, bunların kaç tanesinin sonucu amacına ulaşmadı, kötü sonuçlandı ya da anlamlı bi sonuç ifade etmedi? Neleri deneyimlediniz? Ek olarak biyolojik fonksiyonlarınızın doğru olarak çalıştığından emin olmak için sizi bi uzmana yönlendirmemizi ister misiniz zira içinde bulunduğunuz durum duygusal degil fiziksel ve hatta nörolojik dahi olabilir.

- Yok erişmedim ben, bi şey de denemedim. Kimseyi tanımaya da zahmet etmedim. Evimin ha bi de telefonumun penceresinden gördüklerim yetti bana. Uzman da istemiyorum.Evet şimdi ilmek mi geçiriyorum boynuma, araba önüne mi atlıyoruz nasıl yapıyoruz?

-
E bi yaşasaydınız keşke önce beyefendi, beğenmezseniz sonra yine ölürdünüz. Zaten inanmazsınız begenseniz de bizim sizi sonsuza dek gezegende tutma gibi bi niyetimiz yok.

Yani daha nasıl anlatayım bilmiyorum ama sizi etkisi altında kaldıgınız karanlık düsünceler aslında bu kadar komik. :KK53:

Hayır bu depresyonun sebebi dünya çok kötü bi yer balinalar plastik atıklar yüzünden ölüyo okyanuslarda mı mesela? Ya da her gün bi kadın cinayeti haberi görmeye dayanamıyorum mu?
E bu konuda bi şeyler yapın/ kardeşiniz yapsın o zaman. İnsan tek başına ne yapabilir demeyin dünya tarihi o tek kişilerle dolu. Ki tek kişi de degilsiniz, benzer dertler için çabalayan bi ton insan var, gidin bi parçaları olun. Çok zekiyseniz gidin önderleri olun hatta.

Bu insanlık gereksiz ilerledi, mağaramızda topladıgımız üc bes otla iki tavşanı kemiriyo olsak, sezonluk üresek, doğanın parçası olmaktan uzaklaşıp beynimizi gereksiz kanırtmasak böyle varoluşsal krizler yaşamazdık mı diyorsunuz. E back to the basics o zaman. İnsan dediğimiz memelinin temel fonksiyonları nedir bulun, sonradan eklenen tüm gerekliliklerden bi arının, temel fonksiyonlarınıza geri dönün. Bu da çok orijinal bi dert değil.

Sorun hiçbi şeyin sonsuz ve stabil olmaması mı? Gübre krizi mi bu yani? Nasıl olsa ölücez niye yaşıyoruz mu? Bu kısım konuya nereden baktığınıza göre değişir. Başka bi konuya da yazmıştım, zaman tanrıdır ve bu zamanın sınırlı bi parçasında var olmak o varoluşa anlam katan en gerçek şeydir derim ben. Siz bi hesap gününe inanıp hesabını vererek cennete gidebilir, iyi bi savaşçı olup Valhallada sonsuz ziyafetlerde şarap içebilir ya da inat edip ölmemek için gerekli formülü arayanlar arasına katılabilirsiniz zira simyacılardan beri deniyoruz insanlık olarak. Daha oraya gelemedik ama insan ömründe bi artış sağladık, yani tamamen umutsuz ve hayalperest bi çalışma sayılmaz "ölümsüzlük". Ben bilimden anlamam, bu yaştan sonra da zaten olamam diyosanız da ne bileyim bilim kurgu yazarı olun, cinayet haberi okumak yerine bi kısa film çekin, ölümsüzlük hayaline ayna olun hiç değilse.

Sorun evrende toz tanesi bile olmayacak kadar küçük varlığınıza anlam bulamamaksa da insan bi soruyo e varlıgınız o kadar küçükse bi varlığın bi parçası olan sorunlarız daha da küçük, onlara nasıl bu kadar büyük anlamlar buldunuz, bu kadar ciddiye aldınız diye ? Why so serious yani?

Tabiii..... gerçek sorunlarımızı örtmek için kapasitemizin üstündeki sorunları dert ediniyoruz derseniz de hayal dünyasında yaşayıp ölmeyi bırakın da iddia ettiğiniz gibi gerçekçi ve cesur olup bi dönün içinize bakın. Aynı ailenin bütün fertlerini neden benzer olumsuz bi ruh durumunda ona bakın. Neden tüm duygusal bağları zayıflık olarak görüp aşağılamak istiyosunuz abla kardeş, sizi birbirinizden dahi bu kadar uzaklaştıran ne onu bulun.



Tabiki haberi olmadan gidebiliriz de sonuçta gidip psikiyatristten tavsiye alacağız, davranışlarımız değişecek konuşmalarımız değişecek cin gibi zaten kendisi hemen anlar gidip konuştuğumuzu. Daha kötü olmasından korkuyoruz.

Dar bakış açısına sahip birinin ufkunu açmak demişsiniz buna katılmıyorum. Hayatın içindeki kötülükler iyiliklerden çok daha fazla olduğu için bunları düşünmek dar bir bakış açısı değildir. Hayata siz veya çoğu insan kendi penceresinden toz pembe bakabilir, gübre olacağını bile bile mutlu olduğunu zannederek kendini oyalayıp durabilir ama ben bu konuda kardeşimin düşüncelerine katılıyorum sizin yazdıklarınızı okuyunca bunu daha iyi anladım.

Dün onunla da konuştum tekrar, açıkçası söylediklerini düşününce bende onun fikirlerinin etkisinde kaldım. Bu hayata kendi isteğimizle gelmedik, bu hayatta kalmak için de kendimizi zorlamanın, "bak iyi şeyler de varmış, insanlar neler yaşıyormuş bizimki de dert mi canım" gibi aptalca düşüncelerle kendimizi avutmanın gerçekten de bir anlamı yok.
 
Kardeşinizden önce kendi ruh durumunuzu bi gözden geçirmenizde fayda var, şu yazdıklarınızla kimseye faydalı olabilecek durumda olduğunuzu düsünmüyorum. Ailede mutluluğun ne demek oldugunu bilen kimse var mı ondan bile emin olamadım.

İki seferdir aynı şeyi yazıyorum ama size kendinizi başkalarının hayatları üzerinden avutun demiyorum zaten. Hele dünya seçeneklerle dolu lafımın neresinden tüm seçeneklerin toz pembe oldugu sonucuna varmışsınız orayı asla anlamadım.

Ki ısrarla boyle yazarak kendi icinizde çeliskiyiye düsüyosunuz. Başkalarının hayatları beni ilgilendirmez cümleniz bi yandan, hayat iyilikten çok kötülüklerle dolu diğer cümleniz diğer yandan. Ben de size sorarım o zaman siz iki kardeşin katlanamadığı şey hayat kavramının kötülüklerle dolu olması mı yoksa "sizin hayatınızın" kötülüklerle dolu olması mı? Ya da daha kötüsü sizin için olumlu olumsuz anlam ifade eden hiçbi şey barındırmayan bomboş bi hayat olması mı? Siz mutsuzlugunuzu genelleyerek, o genele dahil edemediklerinizi de aptallıkla damgalayarak hangi kararı meşrulaştırmaya çalışıyosunuz, kardeşinizin intiharını mı?

Müşteri memnuniyeti anketi gibi olacak biraz ama;

- Alo, merhaba. Ben ölmek istiyorum, hayat çok kötü ve anlamsız

- Pekiii. Yaşadığınız olumsuz durumun nedenini daha iyi anlayabilmemiz için deneyiminizi bizimle paylaşır mısınız? Hayatın tam olarak hangi kısımlarını deneyimlediniz ve memnun kalmadınız?

- Ben ortalama insan ömrünün 4te 1ini yeni doldurdum daha aslında. Çok uzun kullanamadım yani. Büyük kısmı bebeklik, çocukluk, ergenlikle geçti zaten. Nasıldır bilirsiniz, yemek, içmek, s..mak, düzenli uyumak, yürümek gibi temel fonksiyonları ögrenmem gerekti. Arada beceremeyip gaz sancısından geberdim, yedim yedim kustum, sabahlara kadar ağladım falan. Sonra işler biraz düzelir gibi oldu; bir kısım bilişsel, sosyal beceriler edindim, insanlar, olaylar, okullar falan... Ama meh yani çok da beğenmedim, zaten bu dönemler kendimi yönetmekte sınırlı söz sahibi oldugum dönemlerdi. Ailemin maddi manevi imkanları neyse seçenekler onlardı işte.

- Tabi anlıyoruz. Bu dönemlerle ilgili benzer şikayet kayıtları alıyoruz pek çok kullanıcımızdan. Ancak kayıtlarda 23 yaşında olduğunuzu görüyorum. Sonrasında ne yaptınız ?

- Kimseyle gerçek bi iletişim kurmadım. Zaten niye kurayım, insanlar aşırı gereksiz. Odamda kendi kendime hayatın ne kadar anlamsız, amaçsız ve kötü oldugunu keşfettim işte.

-
Anlıyorum. Tespitlerinize konu verilere nereden eriştiniz? Kaç farklı çevreden, düşünceden, gelir grubundan kaç kişiyle tanıştınız? Hangi girişimlerde bulundunuz, bunların kaç tanesinin sonucu amacına ulaşmadı, kötü sonuçlandı ya da anlamlı bi sonuç ifade etmedi? Neleri deneyimlediniz? Ek olarak biyolojik fonksiyonlarınızın doğru olarak çalıştığından emin olmak için sizi bi uzmana yönlendirmemizi ister misiniz zira içinde bulunduğunuz durum duygusal degil fiziksel ve hatta nörolojik dahi olabilir.

- Yok erişmedim ben, bi şey de denemedim. Kimseyi tanımaya da zahmet etmedim. Evimin ha bi de telefonumun penceresinden gördüklerim yetti bana. Uzman da istemiyorum.Evet şimdi ilmek mi geçiriyorum boynuma, araba önüne mi atlıyoruz nasıl yapıyoruz?

-
E bi yaşasaydınız keşke önce beyefendi, beğenmezseniz sonra yine ölürdünüz. Zaten inanmazsınız begenseniz de bizim sizi sonsuza dek gezegende tutma gibi bi niyetimiz yok.

Yani daha nasıl anlatayım bilmiyorum ama sizi etkisi altında kaldıgınız karanlık düsünceler aslında bu kadar komik. :KK53:

Hayır bu depresyonun sebebi dünya çok kötü bi yer balinalar plastik atıklar yüzünden ölüyo okyanuslarda mı mesela? Ya da her gün bi kadın cinayeti haberi görmeye dayanamıyorum mu?
E bu konuda bi şeyler yapın/ kardeşiniz yapsın o zaman. İnsan tek başına ne yapabilir demeyin dünya tarihi o tek kişilerle dolu. Ki tek kişi de degilsiniz, benzer dertler için çabalayan bi ton insan var, gidin bi parçaları olun. Çok zekiyseniz gidin önderleri olun hatta.

Bu insanlık gereksiz ilerledi, mağaramızda topladıgımız üc bes otla iki tavşanı kemiriyo olsak, sezonluk üresek, doğanın parçası olmaktan uzaklaşıp beynimizi gereksiz kanırtmasak böyle varoluşsal krizler yaşamazdık mı diyorsunuz. E back to the basics o zaman. İnsan dediğimiz memelinin temel fonksiyonları nedir bulun, sonradan eklenen tüm gerekliliklerden bi arının, temel fonksiyonlarınıza geri dönün. Bu da çok orijinal bi dert değil.

Sorun hiçbi şeyin sonsuz ve stabil olmaması mı? Gübre krizi mi bu yani? Nasıl olsa ölücez niye yaşıyoruz mu? Bu kısım konuya nereden baktığınıza göre değişir. Başka bi konuya da yazmıştım, zaman tanrıdır ve bu zamanın sınırlı bi parçasında var olmak o varoluşa anlam katan en gerçek şeydir derim ben. Siz bi hesap gününe inanıp hesabını vererek cennete gidebilir, iyi bi savaşçı olup Valhallada sonsuz ziyafetlerde şarap içebilir ya da inat edip ölmemek için gerekli formülü arayanlar arasına katılabilirsiniz zira simyacılardan beri deniyoruz insanlık olarak. Daha oraya gelemedik ama insan ömründe bi artış sağladık, yani tamamen umutsuz ve hayalperest bi çalışma sayılmaz "ölümsüzlük". Ben bilimden anlamam, bu yaştan sonra da zaten olamam diyosanız da ne bileyim bilim kurgu yazarı olun, cinayet haberi okumak yerine bi kısa film çekin, ölümsüzlük hayaline ayna olun hiç değilse.

Sorun evrende toz tanesi bile olmayacak kadar küçük varlığınıza anlam bulamamaksa da insan bi soruyo e varlıgınız o kadar küçükse bi varlığın bi parçası olan sorunlarız daha da küçük, onlara nasıl bu kadar büyük anlamlar buldunuz, bu kadar ciddiye aldınız diye ? Why so serious yani?

Tabiii..... gerçek sorunlarımızı örtmek için kapasitemizin üstündeki sorunları dert ediniyoruz derseniz de hayal dünyasında yaşayıp ölmeyi bırakın da iddia ettiğiniz gibi gerçekçi ve cesur olup bi dönün içinize bakın. Aynı ailenin bütün fertlerini neden benzer olumsuz bi ruh durumunda ona bakın. Neden tüm duygusal bağları zayıflık olarak görüp aşağılamak istiyosunuz abla kardeş, sizi birbirinizden dahi bu kadar uzaklaştıran ne onu bulun.
Hanımefendi, keşke bu kadar uzun uzun kendi çapınızda mizansen yazmakla uğraşmasaydınız. Gerçekten vaktinizi ayırıp yazdığınız için bunları söylemekten utanıyorum ama, aşırı derecede saçmalamışsınız ve ciddiye alınıp cevap verilecek şeyler yazmıyorsunuz. Zaten benim bu durumu buraya yazmam da hataydı, o konuda bende saçmaladım.
 
Hanımefendi, keşke bu kadar uzun uzun kendi çapınızda mizansen yazmakla uğraşmasaydınız. Gerçekten vaktinizi ayırıp yazdığınız için bunları söylemekten utanıyorum ama, aşırı derecede saçmalamışsınız ve ciddiye alınıp cevap verilecek şeyler yazmıyorsunuz. Zaten benim bu durumu buraya yazmam da hataydı, o konuda bende saçmaladım.
Haklısınız, vaktimi aldıgım için kendimden özür diliyorum. Bütün tıbbi yardım ihtimallerini geçiştirip kestirip attığınızdan yazarken ister istemez kurguya kaçılıyo biraz. Gerekirse kısıtlılık kararı alın mahkemeden hakkında, kendi iradesi dışında tedaviye yönlendirecek yasal dayanagınız olsun. Bunun için de önceki intihar girisimine iliskin tıbbi belgeleri ve varsa baska dayanaklarınızı belgeyen evraklarla bi avukatla görüşmeniz lazım gerekirse gizli gidin diyecegim ama deyince de tabi gidebiliriz ama ya anlarsa cin gibi zaten bence haklı da biraz diyeceksiniz. O yüzden hem kendimin hem sizin zamanınıza saygı duyup konuyu burada kapatıyorum. Geçmiş olsun, hayırlısı olsun.
 
Haklısınız, vaktimi aldıgım için kendimden özür diliyorum. Bütün tıbbi yardım ihtimallerini geçiştirip kestirip attığınızdan yazarken ister istemez kurguya kaçılıyo biraz. Gerekirse kısıtlılık kararı alın mahkemeden hakkında, kendi iradesi dışında tedaviye yönlendirecek yasal dayanagınız olsun. Bunun için de önceki intihar girisimine iliskin tıbbi belgeleri ve varsa baska dayanaklarınızı belgeyen evraklarla bi avukatla görüşmeniz lazım gerekirse gizli gidin diyecegim ama deyince de tabi gidebiliriz ama ya anlarsa cin gibi zaten bence haklı da biraz diyeceksiniz. O yüzden hem kendimin hem sizin zamanınıza saygı duyup konuyu burada kapatıyorum. Geçmiş olsun, hayırlısı olsun.
İşin doğrusunu isterseniz, bende hiç uğraşmak istemiyorum. Başlıkta ve girişte endişeli olduğumu belirttim, üzülüyorum da gerçekten ama uğraşmak zor geliyor. Böyle gittiği yere kadar gitsin bakalım. Yine de teşekkür ederim cevaplarınız için, hayırlı günler.
 
Maddi durumunuz nasıl bilmiyorum ama bir psikiyatrist ile konuşup evde muayene edebilirsiniz akşam saatleri gelir ektra ücret alır siz teklif edin hatta gelsin görsun arkadas gibi ..o sizi yonlendirir
 
İşin doğrusunu isterseniz, bende hiç uğraşmak istemiyorum. Başlıkta ve girişte endişeli olduğumu belirttim, üzülüyorum da gerçekten ama uğraşmak zor geliyor. Böyle gittiği yere kadar gitsin bakalım. Yine de teşekkür ederim cevaplarınız için, hayırlı günler.
İlaçları yemeğine karıştırarak verseniz belki biraz toparlar daha sonra tedavi olmayı da kabul edebilir.
 
Back
X